iltasyazilim
FD Üye
Öf Bile Demeden!
Evlatlarının ihtiyaçlarını karşılamak için nice sıkıntılara katlanan annebabaların çocukları üzerindeki haklarını saymakla bitiremeyiz Yüce Allâh'ın emânet ettiği yavrularını yemeyip yediren, giymeyip giydiren annebabaların, yavrularını güzel bir şekilde yetiştirip büyütmekten başka bir dertleri ve sıkıntıları yoktur
Peygamber Efendimiz bir hadîsi şeriflerinde çocuğun doğumundan evlendirilmesine kadar annebabanın yapması gereken husûsları ayrı ayrı zikretmiştir Nitekim anne ve babasına muhtaç hâldeki bebeklikten, büyüyüp yuvadan ayrılana kadar evlatlarının tüm ihtiyaçlarını karşılayan ve onu en güzel şekilde yetiştirmeye çalışarak bütün imkanlarını kullanan annebabaların çocukları üzerinde de birtakım hakları vardır Müslümanlar, annebabalarını râzı ve hoşnud etmek için ellerinden gelen bütün gayreti sarf etmelidirler Nitekim Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem bir hadîslerinde şöyle buyurur:
Kim annebabasını râzı ve hoşnut ederse, Allâh'ı hoşnut ve râzı etmiş olur(Buhârî) Annebabaya itâatin ve onları kollayıp gözetmenin Kur'ân'da emredildiği vâkîdir Rabbin sadece kendisine kulluk etmenizi ana babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emrettiOnlardan biri ve ya her ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara Of biledeme(İsra23) iyi bir müslüman onları vefâtından sonra da unutmamalıdır Nitekim hadîsi şerifte Peygamber Efendimiz Benî Seleme Kabîlesinde bir sahâbî'nin:
Ey Allâh'ın Rasûlü anne ve babam öldükten sonra benim üzerimde bir hakları kalır mı?şeklindeki sorusuna:
Tabîi ki, affedilmeleri için hayır duâ edersin, vasiyetlerini yerine getirirsin ve dostlarına hürmet ve ikrâm edersindiye buyurmuştur (Hakîm, Müstedrek, IV, 171)
Üzerimizde sayısız hakları bulanan annebabalarımıza nasıl muâmelede bulunmamız lâzım geldiği husûsunda bir eser telif eden Cemâl Öğüt hoca müslümanlara şu tavsiyelerde bulunmaktadır:
Evlatlar, annebabaya dâima ikrâm, ihsân, hürmet ve itâat etmeli, onlardan birisi, yahut her ikisi ihtiyar olup, yanımızda âciz bir hâlde bulunurlarsa, yaşlılık icâbı biçimsiz sözlerden, uygunsuz hareketlerinden müteessir olarak onlara öfdememeli, onlara sert konuşmamalı, yüzlerini ekşitmemeli, kaşlarını çatmamalı, dolayısıyla kalblerini kırmamaya çalışmalıdır
AnneBaban, sana bir şey teklif ederlerse, o şey her ne kadar ağır da gelse, gücün yettiği nisbette onların arzularını yerine getir Onların teklîfi senin yapacağın bir şey ise, candan gelen bir hürmet ile seve seve yap Şâyet annebabanın teklîfleri senin yapamayacağın bir şey ise:
Babacığım, anneciğim hiç merak etmeyiniz, Allâh bana yardım eder ve siz de duâ ederseniz, inşâallâh yapmağa muvaffak olacağımgibi tatlı tatlı sözlerle vaad ederek gönüllerini al
Sen annebabana yalnız Dünya'da hürmet ve haklarına riâyetle kalma Onlar hakkında Cenâbı Hakk'a hayır duâ et ve:
Ey benim Rabbim Anneme ve babama sen merhamet et, küçüklük hâlimde, en zayıf ve âciz zamanımda beni terbiye ettikleri gibi, sen de onlara lütfûnü ihsân etde(İsra24)
Annebabanın sana yapmış oldukları hayır ve hizmet, ihsân ve merhametlerine karşı, sen de elden geldiği kadar iyilik ve ihsân, hizmet ve ikrâm, haklarında hayır duâ etmek sûretiyle onlara karşı az çok vazîfeni ifâ etmeye çalışmalısın
Annebabaya itâat ve ihsân etmek, o kadar büyük bir vazîfedir ki, Allâh Teâlâ Hazretleri, Kur'ânı Kerîm'de kullarına evvela kendi Zâtı Ulûhiyeti'ne ibadet etmeyi, sonra da annebabaya itâat etmeyi emretmiştir(Lokman 1415)
İnsanın amelleri işleri arasında şüphesiz bir çok güzel amel vardır Fakat bunların içinde en güzel ve şereflisi, anne ve babaya itâat ve ihsândır
Annebaba cennetin orta kapısıdır Sen, onlara ikrâm ve itâat etmekle ya o kapıyı kendine açmış olursun, yâhut onlara isyân ve muhâlefet etmekle o kapıyı kendine kapatmış olursun
Allâh Teâlâ'nın senden hoşnud ve râzı olması, annebabanın senden hoşnud ve razı olmasına bağlıdır Allâh'ın gazap ve azâbı da, annebabanın sana kalben gücenmiş ve kırık olmalarına bağlıdır
Bir annebaba evlâdına farazâ zulüm ve haksızlık etse de evlât, yine onlara karşı hüsni muâmele edecek, olanların fenâlıklarına karşı mukâbele etmeyecektir İnsanlık, medeniyet, bâhusus Müslümanlık bunu emretmektedir O evlât onlara karşı dâimâ ihsân, ikrâm, itâat ve hizmet edecek, küçüklüğünü bilip hürmette sebât edip gidecektir
Annenin evlât üzerindeki hakkı, babanınkinden kat kat daha fazladır Zîrâ, anne evlâdını karnında taşıması, sonra Dünya'ya getirmesi sonra senelerce emzirmesi ve temizlemesi gibi zahmet ve sıkıntılarına karşı evlât üzerinde hakkı Baba hakkından çok fazla olduğu aklen ve naklen sâbit olmuştur(Ahkaf 15)
AnneBaba, evlâdın yanına geldiği zaman, evlâtlar mutlaka ayağa kalkıp o velînimetlere karşı edep ve terbiye ile riâyet ve hürmet etmeklidir Bunu da Allâh rızası için yapmak sûretiyle ihsân ve ikrâmda bulunmak evlâtların vazifelerindendir Hattâ bir evlât, Kur'ânı Azimüşşân'ı okur iken, yanına hocası veyâhut annesi ve babası gelecek olursa, onlara hürmetten ayağa kalkacak ve bu muâmele, Kelâmullâh'a hakâret sayılmayacaktır Fakat hocasından ve ebeveyninden başkasına kalkmamalıdır
AnneBabanın nafakası yiyecek, içecek, giyecek gibi ihtiyaçları evlâtlara borçtur Yâni ana ve baba yemek, içmek, giymek gibi şeylere muhtaç olursa, bunları evlâdın temin etmesi îcab eder Açlıklarında doyurmak, susadıklarında su vermek, çıplak kaldıklarında giydirmek, yersiz kaldıklarında yerleştirmek, her hâlde onlara yardım ve hizmet etmek ve hüsni muâmelede bulunmak evlâtlar üzerine vâciptir
Peygamber Efendimiz AnneBabasına kasden hakâret, ezâ ve cefâ edip âsi olan evlât mel'undur diye dünyaya ilân ve beyân buyurmuştur Filhakika annebabaya bile bile isyân etmek günahların en büyüğü olduğu ve İslâm Dini'nde katiyen haram olduğu şüphesizdir
Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
Ben size büyük günahlardan daha büyük günahları haber vereyim mi?diye beyân buyurduktan sonra:
En büyük günah üç tânedir: Birincisi Allâh Teâlâ'ya şirk koşmak, ikincisi AnneBabaya âsi olmak, üçüncüsü yalan yere yemin etmektir
Sadece bir konu da anne ve babaya itaat yoktur;Eğer onlar(anne ve babanız),seni,hakkında bilgin olmayan bir şeyi(körü körüne)bana ortak koşman için zorlarsa,onlara itaat etme(Ankebüt 8)
Evlatlarının ihtiyaçlarını karşılamak için nice sıkıntılara katlanan annebabaların çocukları üzerindeki haklarını saymakla bitiremeyiz Yüce Allâh'ın emânet ettiği yavrularını yemeyip yediren, giymeyip giydiren annebabaların, yavrularını güzel bir şekilde yetiştirip büyütmekten başka bir dertleri ve sıkıntıları yoktur
Peygamber Efendimiz bir hadîsi şeriflerinde çocuğun doğumundan evlendirilmesine kadar annebabanın yapması gereken husûsları ayrı ayrı zikretmiştir Nitekim anne ve babasına muhtaç hâldeki bebeklikten, büyüyüp yuvadan ayrılana kadar evlatlarının tüm ihtiyaçlarını karşılayan ve onu en güzel şekilde yetiştirmeye çalışarak bütün imkanlarını kullanan annebabaların çocukları üzerinde de birtakım hakları vardır Müslümanlar, annebabalarını râzı ve hoşnud etmek için ellerinden gelen bütün gayreti sarf etmelidirler Nitekim Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem bir hadîslerinde şöyle buyurur:
Kim annebabasını râzı ve hoşnut ederse, Allâh'ı hoşnut ve râzı etmiş olur(Buhârî) Annebabaya itâatin ve onları kollayıp gözetmenin Kur'ân'da emredildiği vâkîdir Rabbin sadece kendisine kulluk etmenizi ana babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emrettiOnlardan biri ve ya her ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara Of biledeme(İsra23) iyi bir müslüman onları vefâtından sonra da unutmamalıdır Nitekim hadîsi şerifte Peygamber Efendimiz Benî Seleme Kabîlesinde bir sahâbî'nin:
Ey Allâh'ın Rasûlü anne ve babam öldükten sonra benim üzerimde bir hakları kalır mı?şeklindeki sorusuna:
Tabîi ki, affedilmeleri için hayır duâ edersin, vasiyetlerini yerine getirirsin ve dostlarına hürmet ve ikrâm edersindiye buyurmuştur (Hakîm, Müstedrek, IV, 171)
Üzerimizde sayısız hakları bulanan annebabalarımıza nasıl muâmelede bulunmamız lâzım geldiği husûsunda bir eser telif eden Cemâl Öğüt hoca müslümanlara şu tavsiyelerde bulunmaktadır:
Evlatlar, annebabaya dâima ikrâm, ihsân, hürmet ve itâat etmeli, onlardan birisi, yahut her ikisi ihtiyar olup, yanımızda âciz bir hâlde bulunurlarsa, yaşlılık icâbı biçimsiz sözlerden, uygunsuz hareketlerinden müteessir olarak onlara öfdememeli, onlara sert konuşmamalı, yüzlerini ekşitmemeli, kaşlarını çatmamalı, dolayısıyla kalblerini kırmamaya çalışmalıdır
AnneBaban, sana bir şey teklif ederlerse, o şey her ne kadar ağır da gelse, gücün yettiği nisbette onların arzularını yerine getir Onların teklîfi senin yapacağın bir şey ise, candan gelen bir hürmet ile seve seve yap Şâyet annebabanın teklîfleri senin yapamayacağın bir şey ise:
Babacığım, anneciğim hiç merak etmeyiniz, Allâh bana yardım eder ve siz de duâ ederseniz, inşâallâh yapmağa muvaffak olacağımgibi tatlı tatlı sözlerle vaad ederek gönüllerini al
Sen annebabana yalnız Dünya'da hürmet ve haklarına riâyetle kalma Onlar hakkında Cenâbı Hakk'a hayır duâ et ve:
Ey benim Rabbim Anneme ve babama sen merhamet et, küçüklük hâlimde, en zayıf ve âciz zamanımda beni terbiye ettikleri gibi, sen de onlara lütfûnü ihsân etde(İsra24)
Annebabanın sana yapmış oldukları hayır ve hizmet, ihsân ve merhametlerine karşı, sen de elden geldiği kadar iyilik ve ihsân, hizmet ve ikrâm, haklarında hayır duâ etmek sûretiyle onlara karşı az çok vazîfeni ifâ etmeye çalışmalısın
Annebabaya itâat ve ihsân etmek, o kadar büyük bir vazîfedir ki, Allâh Teâlâ Hazretleri, Kur'ânı Kerîm'de kullarına evvela kendi Zâtı Ulûhiyeti'ne ibadet etmeyi, sonra da annebabaya itâat etmeyi emretmiştir(Lokman 1415)
İnsanın amelleri işleri arasında şüphesiz bir çok güzel amel vardır Fakat bunların içinde en güzel ve şereflisi, anne ve babaya itâat ve ihsândır
Annebaba cennetin orta kapısıdır Sen, onlara ikrâm ve itâat etmekle ya o kapıyı kendine açmış olursun, yâhut onlara isyân ve muhâlefet etmekle o kapıyı kendine kapatmış olursun
Allâh Teâlâ'nın senden hoşnud ve râzı olması, annebabanın senden hoşnud ve razı olmasına bağlıdır Allâh'ın gazap ve azâbı da, annebabanın sana kalben gücenmiş ve kırık olmalarına bağlıdır
Bir annebaba evlâdına farazâ zulüm ve haksızlık etse de evlât, yine onlara karşı hüsni muâmele edecek, olanların fenâlıklarına karşı mukâbele etmeyecektir İnsanlık, medeniyet, bâhusus Müslümanlık bunu emretmektedir O evlât onlara karşı dâimâ ihsân, ikrâm, itâat ve hizmet edecek, küçüklüğünü bilip hürmette sebât edip gidecektir
Annenin evlât üzerindeki hakkı, babanınkinden kat kat daha fazladır Zîrâ, anne evlâdını karnında taşıması, sonra Dünya'ya getirmesi sonra senelerce emzirmesi ve temizlemesi gibi zahmet ve sıkıntılarına karşı evlât üzerinde hakkı Baba hakkından çok fazla olduğu aklen ve naklen sâbit olmuştur(Ahkaf 15)
AnneBaba, evlâdın yanına geldiği zaman, evlâtlar mutlaka ayağa kalkıp o velînimetlere karşı edep ve terbiye ile riâyet ve hürmet etmeklidir Bunu da Allâh rızası için yapmak sûretiyle ihsân ve ikrâmda bulunmak evlâtların vazifelerindendir Hattâ bir evlât, Kur'ânı Azimüşşân'ı okur iken, yanına hocası veyâhut annesi ve babası gelecek olursa, onlara hürmetten ayağa kalkacak ve bu muâmele, Kelâmullâh'a hakâret sayılmayacaktır Fakat hocasından ve ebeveyninden başkasına kalkmamalıdır
AnneBabanın nafakası yiyecek, içecek, giyecek gibi ihtiyaçları evlâtlara borçtur Yâni ana ve baba yemek, içmek, giymek gibi şeylere muhtaç olursa, bunları evlâdın temin etmesi îcab eder Açlıklarında doyurmak, susadıklarında su vermek, çıplak kaldıklarında giydirmek, yersiz kaldıklarında yerleştirmek, her hâlde onlara yardım ve hizmet etmek ve hüsni muâmelede bulunmak evlâtlar üzerine vâciptir
Peygamber Efendimiz AnneBabasına kasden hakâret, ezâ ve cefâ edip âsi olan evlât mel'undur diye dünyaya ilân ve beyân buyurmuştur Filhakika annebabaya bile bile isyân etmek günahların en büyüğü olduğu ve İslâm Dini'nde katiyen haram olduğu şüphesizdir
Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
Ben size büyük günahlardan daha büyük günahları haber vereyim mi?diye beyân buyurduktan sonra:
En büyük günah üç tânedir: Birincisi Allâh Teâlâ'ya şirk koşmak, ikincisi AnneBabaya âsi olmak, üçüncüsü yalan yere yemin etmektir
Sadece bir konu da anne ve babaya itaat yoktur;Eğer onlar(anne ve babanız),seni,hakkında bilgin olmayan bir şeyi(körü körüne)bana ortak koşman için zorlarsa,onlara itaat etme(Ankebüt 8)