Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Öğrenmenin Üç Düşmanı

Öğrenmenin Üç Düşmanı
0
290

nicebayan

FD Üye
Katılım
Ara 24, 2016
Mesajlar
94,677
Etkileşim
2
Puan
38
Yaş
37
Web sitesi
nicebayan.com
F-D Coin
61
Öğrenmenin sırrını araştıran öğrenci Ali, yaptığı araştırmaların sonucunda bu işin sırının bilge bir adamda olduğunu öğrenir ve bu bilgeyi büyük zorluklardan daha sonra bulur

Ali, bilge adama; “Efendim ben öğrenmenin sırrını arıyorum Bu konuda bana muavin olur musunuz? der

Bilge adam, güler yüzle, “Gönül Rahatlığıyla olurum ama, önce ben sana şöyle hoş bir çay yapayım da birlikte içelim der ve mutfağın yolunu tutar

Azıcık sonradan elinde bir tepsi, üzerinde iki fincan ve demlik ile gelir

Bir yanlamasına çayı doldurmaya koyulur, bir yanlamasına da Ali ile sohbet etmeye başlar Keza Aliye sorular soruyor keza de çayı fincana doldurmaya devam etmektedir Nice zaman daha sonra fincan dolar ve dere tepsiye taşmaya başlar Lakin o, hiç oralı değildir ve hala Aliyle sohbet etmeye ve taşan fincana nehir dökmeye devam etmektedir Kesin bir süre sonradan Ali dayanamaz ve “Efendim nehir taşıyor der

Bilge adam, gülerek “Evet ben de farkındayım diye cevap verir ve ekler: “Eğer sen de bu fincan gibi kendini dolu hissedersen hiçbir şey öğrenemezsin Öğrenmenin sırrı, öteki fincan gibi kendini abes hissetmendir ve bilmiyorum demendir





Biliyorum



Öğrenmenin en büyük düşmanı nedir?

Bu sorunun çoğunlukla hiç düşünmediğimiz bir cevabı vardır

Öğrenmenin en büyük düşmanı bilmektir “Biliyorum diye başladığınız hiçbir bilgiyi etkin bir şekilde öğrenemezsiniz Çünkü beyniniz kavrama kanallarını kapatır

“Biliyorum dediğiniz bir konuyu dinlemek ya da niyetlenmek insanda can sıkıntısı meydana getirir

Kişi kendini ne dek anlamsız hissederse o kadar fazla dolar Kendinizi ne değin aç hissederseniz öyle yersiniz Tok karına yemek ne ise, biliyorum diyerek bir konuyu hedeflemek da benzer tadı verir

bu nedenle, lüzum ders dinlerken gerekse ders çalışırken kendinizi sıfırlayın, güya başta öğreniyormuş bilinciyle öğrenmeye çalışın O vakit beyniniz bütün idrak kanallarını açar

Mevlananın da dediği gibi en güvenli olmayan insan, bilmediğini bilmeyen insandır

Bu hafıza, bilhassa ÖSSye daha önce girmiş ve tekrar hazırlanmak durumunda olanlara fazla yardımcı ve etkilidir

Çünkü bu nesil arkadaşlarımızda, “Yine mi benzer şeyler düşüncesiyle bir iç direnç oluşabilir Ancak her bir dönemi farklı bir dönem olarak ölçmek gerekir

Sınavda istediğimiz sonuca ulaşamadıysak mutlaka eksiklerimiz olduğundandır

İşte bu dönem, bu eksikleri tamamlamak için çalışıyoruz

bu nedenle, geçmişi arkanıza atın ve önünüze bakın

Unutmayın; herkesin bir sınavı vardır



Öğrenememem inancı



Öğrenmenin bir öteki düşmanı da “Ben bu konuyu öğrenemem, anlayamam düşüncesidir

Bu fikir, konu aleyhinde özgüven eksikliğinden kaynaklanır Bu özgüven eksikliğinin temel sebeplerini şöyle sıralayabiliriz

Öğretmenin konuyu öğrencinin öğrenme stratejine uygun anlatmayışı

Konuyu anlatırken karışık bir koyma ile anlatması

Konuyu, uygun uzunlukta bölümlere ayırmaması

Öğrencinin daha önceki öğrencilerden konunun güç olduğu yönünde bir inanç edinmesi

Öğretmenlerin öğrencilere konunun şiddet ve anlaşılmaz olduğu yönünde bir sınırlayıcı inanç vermesidir

Oysa beyin “öğrenebilirim diye başladığınız bir konuyu daha kolay ve etkin öğrenir “Öğrenemem diye beyninizi sınırladığınızda, öğrenme kapasitenizin çok azını kullanmaya başlarsınız

Sorunu aşmanın yolu, bunun bir kapasite sorunu olmadığını sadece kapasite faydalanma sorunu olduğunu bilmektir Çünkü halk arasındaki ayrım, kapasite farkı değil, kapasiteyi kullanım farkıdır Kapasitemizi kullanmamızı da inançlarımız belirler

Ne dek kapasiteniz olduğuna inanırsanız öyle kapasitenizi kullanırsınız Yani “ne kadar köfte öyle ekmek gibisinden “ne değin inanç, öyle kapasite

bu nedenle hangi konu olursa olsun önce öğrenebileceğinize inanın Çünkü o konuyu bir fazla insan anlayabilmiş, öğrenebilmiş

Siz neden anlamayasınız?

Sizin onlardan bir farkınız yok



Öğrenmeyi ertelemek



Öğrenmenin en sinsi düşmanlarından biri de öğrenmeyi ertelemektir Bu sorun çalışmayı ertelemekten fazla farklıdır

Bu sorunda, ders çalışırız, ama öğrenmeyiz Alıştırma eyleminde bulunuruz, masanın başındayızdır, kitabımız, defterimiz açık, okuyoruzdur, ama öğrenmeyi erteleriz Öğrenmeyi tecil etmek, öyle farkına varmadan düştüğümüz bir tuzaktır



Öğrenmeyi Nasıl Erteleriz?



Ders çalışırken çizerek çalışanlar, manâlı yerlerin altını çizer ve “Acilen şöyle efendice önemli yerlerin altını çizeyim daha sonra çalışırım der Bu Nedenle bilgiyi kaydetmeye değil sadece çizmeye odaklanır

Özet çıkararak çalışan öğrenciler de, “Acilen şöyle uygunca manâlı yerleri yazayım daha sonra bakarım der Birçok kimse de zaten dönüp bakmaz Kişi yaklaşık olarak kitabın elle ikinci baskısını yapacak dek en ence detayına değin yazan

Bu durumda da beyin bilgiyi kaydetmeye yok, yalnızca bir kağıttan diğer bir kağıda kopya yapmaya odaklanır

Öğrenme, dikkatli elde etmek demektir

bu nedenle, öğrenmeyi ertelememek için “Şu Anda çalışıyorum, şu anda öğreniyorum ya da şimdi yazıyorum acilen öğreniyorum düşüncesiyle ve sonradan hiç geri dönmeyecekmiş gibi çalışın O süre beyniniz yazmaya veya çizmeye yok, kaydetmeye odaklanır

Keza, çalışırken manâlı bilgilerin altını çizmek ve en manâlı bilgileri karalama biçiminde çarçabuk not etmek, bilgiyi beyninize daha kuvvetli kaydetmenizi sağlar *
 
858,506Konular
983,023Mesajlar
33,106Kullanıcılar
Asi1234Son üye
Üst Alt