nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Eğitim hayatında; mektep yönetimi, öğretmen, öğrenciler ve öteki personeller aralarında *ortak saygı ve güven üzerine kurulu insan ilişkileri ve irtibat süreci, öğrencilerin gelişiminin ve akademik başarılarının güvencesidir Okullarda kurulan iyi insan ilişkileri ve iletişim sistemi, eğitim sisteminin de sağlıklı olmasını sağlayacaktır Eğitim sisteminin ilk hedefi, yarının ülke yönetimini ve iş pozisyonlarını devralacak sürükleyici, içten, düzeyli, inançlı, ilkeli ve gayretli öğrenciler yetiştirmektir*
Öğretmenöğrenci tayin ilişkisi
Ödevler; öğrencilerin okul dışı zamanlarında, hoca liderliğinde ve rehberliğinde yaptıkları araştırma faaliyetleri olmalıdır Çocukların yaptığı ödevler, ayrıca öğretmenleri ayrıca de ebeveynleri tarafından teftiş edilmelidir Ödevlerin okulda öğretmene sunulmadan önce anne baba göre teftiş edilmesi, çocuklara yaptıkları hataları ayarlama ve eksikleri giderme fırsatı verecektir
Ayrıca, öğretmenler, yapılan ödevleri dikkatle incelemeli ve sonraki ödevler için özendirme edici tutum sergilemelidirler Çünkü çocuğun özenerek hazırladığı ödevlerin, öğretmenler tarafından dikkate alınmaması, onların atama yapma, hatta ders çalışma şevklerini kırabilir
*
Öğretmenler, öğrencileri araştırmaya, okumaya sevk edecek, onlarda araştırma merakı uyandıracak hatta belki de eğlendirecek ödevler vermelidir Unutulmamalıdır ancak, bir öğretmenin öğrencisine bırakacağı en büyük miras, onda okuma ve araştırma zevki ve merakı oluşturmaktır Öğretim sürecince öğrenilen bilgilerin o kadar birçok hatırda kalmayabilir Fakat eğer öğrenciye araştırma, tarafsız tahlil, okuma ve yeni şeyler öğrenme merakı kazandırılmışsa bu bir yaşam biçimi olur ve başarıya giden yolda yaşam boyu devam eder*
Çocuk ödevini yaparken…
Tayin yapma sürecinde hiç yardım etmemek, çocukta zorluklar karşı desteksiz kalabileceği duygusunu uyandırır Bu konuda keza öğretmenlere keza de ebeveynlere önemli görevler düşer
Öğretmenlerin görevleri; bir yandan tahsis verirken bir yana da ödevin nasıl yapılması gerektiği konusunda öğrencileri bilgilendirmek, sözlüğe nasıl bakılacağını, bilgiye nasıl ulaşılacağını göstermek ve öğrenci bunları yapabilecek ülkü gelene dek yönlendirici olmaktır
Öğretmenler yalnızca atama verip, teknik konularda yönlendirici olmazsa, öğrenciler ödevi yersiz ve huzursuz bir çaba olarak algılayıp, ödev yapma konusunda gönülsüz olabilirler Bu koşul da biçare kalan öğrencinin, anne ve babasından takviye alma hatta bunu bir alışılmışlık haline getirmesine neden olabilir İdeal olan; öğrencinin ödevi nasıl yapabileceğini bilmesi, ailenin de bunu kişisel olarak ödevin içerisine müdahil olmadan dışardan izlemesi ve teftiş etmesidir*
Hoca, grup çalışmasını ve veri paylaşımını sağlamalıdır
Öğrencinin, zaman zaman arkadaşlarıyla beraber grup halinde iki taraflı çalışmaya ve tayin yapmaya özendirme edilmesi başarı grafiğini yükseltebilir Nitekim akademik başarısı yüksek sınıflarda; öğrencilerin birbirleri ile olan etkileşimleri, kendi arasında yarışmaları ve birbirlerini motive etmeleri, öğretmen etkisinden daha pozitif rol oynamaktadır
Ayrıca arkadaşlarla ders kastetmek, çocuk için keza ders çalışmayı daha zevkli bir ışık halkası getiriri ayrıca de bilgi alışverişi ortamı oluşturur Çocukların, birbirlerinden bambaşka öğrenme metotlarını bir arada paylaşarak ve yardımlaşarak öğrenmesini sağlar Aynı şekilde çocuğun başarılı öğrencilerin aralarında olması, akademik başarısını da yukarıya çıkaracaktır*
Öğretmenöğrenci empatisi
Öğretmenin sınıf ortamında, korkuya değil saygıya ve sevgiye dayanan tatlısert bir otoritesi olmalıdır Öğretmen, her öğrenciye çekinmeden, azarlanma korkusu olmadan istediği soruları sorabilme rahatlığını verebilmelidir Bilmemenin yok, soru sormamanın ve öğrenmeye çalışmamanın hata olduğu vurgulanmalıdır
Hoca; dersimi anlatırım, görevimi yaparım gerisi beni ilgilendirmez havasında olmamalı, öğrettiklerinin cümbür cemaat göre tamamen sindirildiğinden kesin olmalıdır Hoca, gerektiğinde her öğrencinin seviyesine inebilmeli, her zaman tatlı bir otorite ile empatik bir tavır sergilemelidir Hoca; sınıfındaki öğrencileri, tembellerçalışkanlar şeklinde bir ayırıma ast tutmamalıdır Çocukları etiketlemekten kaçınmalıdır Mektep başarısının, yaşam başarısı olmadığı bilinmeli ve her öğrenciye eşit mesafede olunmalıdır*
IQ ve EQ zeka durumları
Malesef eğitim sistemimizde başarı düzeyi; matematik zekâya, yani IQ ye tarafından şekillenmektedir Hâlbuki ana hayat başarısı, sosyal zekâya yani EQ (emosyonel şehvetli zeka) ye bağlıdır IQ sonradan çok artı geliştirilip yükseltilemez çünkü kalıtsal özellikler taşır ama Şehvetli zekâ, muhakkak daha sonra geliştirilip yükseltilebilir Bu öğretmenin yeteneğine bağlıdır*
Dolayısıyla; öğretmenlerin paylaşımcı, sevgi ve saygı iletişimini önemseyen, doğru, ilkeli sosyal zekâsı gelişmiş öğrenciler yetiştirmeleri başlıca hedefleri olmalıdır*
Bu noktada, altını çizmek istediğim manâlı bir konu var Bazı çocuklarda sol beyin, bazılarında ise sağ beyin özellikleri gelişmiştir Sol beyin IQ, sağ beyin ise EQ özelliklerini belirler böylece sağ beyin özellikleri bildiren bir çocuk, matematik derslerinde başarılı olmayabilir Sol beyin özellikleri bildiren bir çocuk da edebiyat ve tarih gibi sosyal derslerde başarılı olmayabilir*
Bir öğrenci matematik ve fen derslerinde iyi notlar alıyorsa iyi öğrenci, alamıyorsa kötü öğrenci gibi sınıflandırmalar yerine getirmek son derece sakıncalıdır Sağ beyin özellikleri bildiren bir öğrenciye, ‘matematikte çok başarılı olacaksın! ’ diye şartlama yerine getirmek, onun özgüvenini sarsabilir Bu yüzden, öğretmenlerin bu yapı özelliklerin farkında olarak öğrencileri ve velileri yönlendirmeleri gerekmektedir
Eğer öğrenci sol beyin özellikleri gösteriyorsa matematik ve fen bilimlerine, sağ beyin özellikleri gösteriyor ise sosyal ve sanat dallarına yönlendirilmelidir Şurası unutulmamalıdır fakat; bilgelik bilgilerin çokluğu ile kazanılmaz Ana durum öğretmen ve öğrenci aralarında bir ressamçırak ve sevgihürmet ilişkisidir
Hoca, sorunlu öğrencilere nasıl davranmalıdır?
Bazı çocuklar mevcut öğrenme ve kavrama yetersizliklerini sınıfta yaramazlık yaparak, sürekli ağız dalaşı ve huzursuzluk çıkararak bastırmaya çalışabilirler
Normalde bu çocuklar yüzeysel bir bakış açısıyla; geçimsiz, saldırgan, atıl, derslere düşüncesiz ve disiplinsiz bir tanımlama ile açıklama edilebilirler Hâlbuki bu çocukların arka planında bir disleksi sorunu ya da hiperaktivitedikkat eksikliği gibi rahatsızlık tabloları olabilir
Her şeyden önce sorun yaşayan ya da yaşatan öğrencilerle derslik içerisinde değil, bireysel olarak görüşülmelidir Onları, arkadaşlarının içerisinde azarlamak ayrıca özgüvenlerini sarsar ayrıca de çocuğu öğrenilmiş ümidini yitirme psikolojisine sokabilir*
Öğretmenler, tedavi ile adamakıllı düzelebilen bu tabloları, dikkatli bir gözle belirleyip profesyonel takviye için yönlendirmelidirler Huysuz takdirde, toplum için fazla faydalı olabilecek bu bireylerin, topluma zararlı sosyopat kişilere dönüşmesine neden olabilirler
Hocaöğrenci etkileşimi
Aslında kötü öğretmen, öğrenci yoktur Öğretmen ve öğrenci aralarında iyi ya da kötü ilişki vardır Fakat iyi veya fena ilişki kurulması, öğrencinin yok öğretmenin sorumluluğundadır Öğretmen öğrencisi ile arasındaki kötü ilişkiden dolayı hiç bir ileri sürmemelidir Eğer düzeltemeyeceği bir problem var ise aile işbirliği ile profosyonel yardım almaktan çekinmemelidir
Ögretmen, dehşet edilen biri değil, sevilen, sınıfta sürekli aranan ve beklenen biri olmalıdır Bir okulda, mektep müdürü kadar sergilenen liderlik ne değin önemli ise, sınıfta *hoca tarafından sergilenen önderlik, bir pek önemlidir*
Öğretmen, sınıfta öğrencilere verihünertutum kazandırmanın yanında, onlara sevgi, hürmet, mutluluk, hosgörü, sadakât, dostluk, iyi geçinme, disiplin, düzen gibi kavramları da kazandırmalıdır Her şeyden önce öğretmenlerin derslerini garip ışık halkası getirmeleri, onlarda öğrenme ricası uyandırmaları, onların biraz çaba ile aralıksız başarabilecekleri hedefler koyarak, mücadeleci ve analist bir kimlik kazandırmaları gerekmektedir*
Nörolog Dr Mehmet Yavuz
*
Öğretmenöğrenci tayin ilişkisi
Ödevler; öğrencilerin okul dışı zamanlarında, hoca liderliğinde ve rehberliğinde yaptıkları araştırma faaliyetleri olmalıdır Çocukların yaptığı ödevler, ayrıca öğretmenleri ayrıca de ebeveynleri tarafından teftiş edilmelidir Ödevlerin okulda öğretmene sunulmadan önce anne baba göre teftiş edilmesi, çocuklara yaptıkları hataları ayarlama ve eksikleri giderme fırsatı verecektir
Ayrıca, öğretmenler, yapılan ödevleri dikkatle incelemeli ve sonraki ödevler için özendirme edici tutum sergilemelidirler Çünkü çocuğun özenerek hazırladığı ödevlerin, öğretmenler tarafından dikkate alınmaması, onların atama yapma, hatta ders çalışma şevklerini kırabilir
*
Öğretmenler, öğrencileri araştırmaya, okumaya sevk edecek, onlarda araştırma merakı uyandıracak hatta belki de eğlendirecek ödevler vermelidir Unutulmamalıdır ancak, bir öğretmenin öğrencisine bırakacağı en büyük miras, onda okuma ve araştırma zevki ve merakı oluşturmaktır Öğretim sürecince öğrenilen bilgilerin o kadar birçok hatırda kalmayabilir Fakat eğer öğrenciye araştırma, tarafsız tahlil, okuma ve yeni şeyler öğrenme merakı kazandırılmışsa bu bir yaşam biçimi olur ve başarıya giden yolda yaşam boyu devam eder*
Çocuk ödevini yaparken…
Tayin yapma sürecinde hiç yardım etmemek, çocukta zorluklar karşı desteksiz kalabileceği duygusunu uyandırır Bu konuda keza öğretmenlere keza de ebeveynlere önemli görevler düşer
Öğretmenlerin görevleri; bir yandan tahsis verirken bir yana da ödevin nasıl yapılması gerektiği konusunda öğrencileri bilgilendirmek, sözlüğe nasıl bakılacağını, bilgiye nasıl ulaşılacağını göstermek ve öğrenci bunları yapabilecek ülkü gelene dek yönlendirici olmaktır
Öğretmenler yalnızca atama verip, teknik konularda yönlendirici olmazsa, öğrenciler ödevi yersiz ve huzursuz bir çaba olarak algılayıp, ödev yapma konusunda gönülsüz olabilirler Bu koşul da biçare kalan öğrencinin, anne ve babasından takviye alma hatta bunu bir alışılmışlık haline getirmesine neden olabilir İdeal olan; öğrencinin ödevi nasıl yapabileceğini bilmesi, ailenin de bunu kişisel olarak ödevin içerisine müdahil olmadan dışardan izlemesi ve teftiş etmesidir*
Hoca, grup çalışmasını ve veri paylaşımını sağlamalıdır
Öğrencinin, zaman zaman arkadaşlarıyla beraber grup halinde iki taraflı çalışmaya ve tayin yapmaya özendirme edilmesi başarı grafiğini yükseltebilir Nitekim akademik başarısı yüksek sınıflarda; öğrencilerin birbirleri ile olan etkileşimleri, kendi arasında yarışmaları ve birbirlerini motive etmeleri, öğretmen etkisinden daha pozitif rol oynamaktadır
Ayrıca arkadaşlarla ders kastetmek, çocuk için keza ders çalışmayı daha zevkli bir ışık halkası getiriri ayrıca de bilgi alışverişi ortamı oluşturur Çocukların, birbirlerinden bambaşka öğrenme metotlarını bir arada paylaşarak ve yardımlaşarak öğrenmesini sağlar Aynı şekilde çocuğun başarılı öğrencilerin aralarında olması, akademik başarısını da yukarıya çıkaracaktır*
Öğretmenöğrenci empatisi
Öğretmenin sınıf ortamında, korkuya değil saygıya ve sevgiye dayanan tatlısert bir otoritesi olmalıdır Öğretmen, her öğrenciye çekinmeden, azarlanma korkusu olmadan istediği soruları sorabilme rahatlığını verebilmelidir Bilmemenin yok, soru sormamanın ve öğrenmeye çalışmamanın hata olduğu vurgulanmalıdır
Hoca; dersimi anlatırım, görevimi yaparım gerisi beni ilgilendirmez havasında olmamalı, öğrettiklerinin cümbür cemaat göre tamamen sindirildiğinden kesin olmalıdır Hoca, gerektiğinde her öğrencinin seviyesine inebilmeli, her zaman tatlı bir otorite ile empatik bir tavır sergilemelidir Hoca; sınıfındaki öğrencileri, tembellerçalışkanlar şeklinde bir ayırıma ast tutmamalıdır Çocukları etiketlemekten kaçınmalıdır Mektep başarısının, yaşam başarısı olmadığı bilinmeli ve her öğrenciye eşit mesafede olunmalıdır*
IQ ve EQ zeka durumları
Malesef eğitim sistemimizde başarı düzeyi; matematik zekâya, yani IQ ye tarafından şekillenmektedir Hâlbuki ana hayat başarısı, sosyal zekâya yani EQ (emosyonel şehvetli zeka) ye bağlıdır IQ sonradan çok artı geliştirilip yükseltilemez çünkü kalıtsal özellikler taşır ama Şehvetli zekâ, muhakkak daha sonra geliştirilip yükseltilebilir Bu öğretmenin yeteneğine bağlıdır*
Dolayısıyla; öğretmenlerin paylaşımcı, sevgi ve saygı iletişimini önemseyen, doğru, ilkeli sosyal zekâsı gelişmiş öğrenciler yetiştirmeleri başlıca hedefleri olmalıdır*
Bu noktada, altını çizmek istediğim manâlı bir konu var Bazı çocuklarda sol beyin, bazılarında ise sağ beyin özellikleri gelişmiştir Sol beyin IQ, sağ beyin ise EQ özelliklerini belirler böylece sağ beyin özellikleri bildiren bir çocuk, matematik derslerinde başarılı olmayabilir Sol beyin özellikleri bildiren bir çocuk da edebiyat ve tarih gibi sosyal derslerde başarılı olmayabilir*
Bir öğrenci matematik ve fen derslerinde iyi notlar alıyorsa iyi öğrenci, alamıyorsa kötü öğrenci gibi sınıflandırmalar yerine getirmek son derece sakıncalıdır Sağ beyin özellikleri bildiren bir öğrenciye, ‘matematikte çok başarılı olacaksın! ’ diye şartlama yerine getirmek, onun özgüvenini sarsabilir Bu yüzden, öğretmenlerin bu yapı özelliklerin farkında olarak öğrencileri ve velileri yönlendirmeleri gerekmektedir
Eğer öğrenci sol beyin özellikleri gösteriyorsa matematik ve fen bilimlerine, sağ beyin özellikleri gösteriyor ise sosyal ve sanat dallarına yönlendirilmelidir Şurası unutulmamalıdır fakat; bilgelik bilgilerin çokluğu ile kazanılmaz Ana durum öğretmen ve öğrenci aralarında bir ressamçırak ve sevgihürmet ilişkisidir
Hoca, sorunlu öğrencilere nasıl davranmalıdır?
Bazı çocuklar mevcut öğrenme ve kavrama yetersizliklerini sınıfta yaramazlık yaparak, sürekli ağız dalaşı ve huzursuzluk çıkararak bastırmaya çalışabilirler
Normalde bu çocuklar yüzeysel bir bakış açısıyla; geçimsiz, saldırgan, atıl, derslere düşüncesiz ve disiplinsiz bir tanımlama ile açıklama edilebilirler Hâlbuki bu çocukların arka planında bir disleksi sorunu ya da hiperaktivitedikkat eksikliği gibi rahatsızlık tabloları olabilir
Her şeyden önce sorun yaşayan ya da yaşatan öğrencilerle derslik içerisinde değil, bireysel olarak görüşülmelidir Onları, arkadaşlarının içerisinde azarlamak ayrıca özgüvenlerini sarsar ayrıca de çocuğu öğrenilmiş ümidini yitirme psikolojisine sokabilir*
Öğretmenler, tedavi ile adamakıllı düzelebilen bu tabloları, dikkatli bir gözle belirleyip profesyonel takviye için yönlendirmelidirler Huysuz takdirde, toplum için fazla faydalı olabilecek bu bireylerin, topluma zararlı sosyopat kişilere dönüşmesine neden olabilirler
Hocaöğrenci etkileşimi
Aslında kötü öğretmen, öğrenci yoktur Öğretmen ve öğrenci aralarında iyi ya da kötü ilişki vardır Fakat iyi veya fena ilişki kurulması, öğrencinin yok öğretmenin sorumluluğundadır Öğretmen öğrencisi ile arasındaki kötü ilişkiden dolayı hiç bir ileri sürmemelidir Eğer düzeltemeyeceği bir problem var ise aile işbirliği ile profosyonel yardım almaktan çekinmemelidir
Ögretmen, dehşet edilen biri değil, sevilen, sınıfta sürekli aranan ve beklenen biri olmalıdır Bir okulda, mektep müdürü kadar sergilenen liderlik ne değin önemli ise, sınıfta *hoca tarafından sergilenen önderlik, bir pek önemlidir*
Öğretmen, sınıfta öğrencilere verihünertutum kazandırmanın yanında, onlara sevgi, hürmet, mutluluk, hosgörü, sadakât, dostluk, iyi geçinme, disiplin, düzen gibi kavramları da kazandırmalıdır Her şeyden önce öğretmenlerin derslerini garip ışık halkası getirmeleri, onlarda öğrenme ricası uyandırmaları, onların biraz çaba ile aralıksız başarabilecekleri hedefler koyarak, mücadeleci ve analist bir kimlik kazandırmaları gerekmektedir*
Nörolog Dr Mehmet Yavuz
*