Uzun tatilin ardından nihayet okullar açıldı, milyonlarca çocuk ders başı yaptı. Bazı çocuklar okula başlamanın heyecanını yaşarken bazıları için ise bu süreç hiç de kolay başlamadı. Okulun ilk üç haftasında okula uyum sağlamanın çocuklar için zor olabileceğini söyleyen Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uzm. Dr. Serkan Süren, anne ve babaları uyarıyor: “Çocuğun başlarda okulu reddetme davranışı gösterebilir, bu süreçte çocuğa doğru davranılmadığında bu reddediş okul fobisine dönüşebilir.”
- Okul korkusu okul çağı tüm çocuklarda görülen bir sorundur. Ancak bu korkunun giderek şiddetinin artması, alınan tüm önlemlere ve destekleyici tutumlara karşın çocuk, okula uyum sağlayamıyorsa çocuğun ayrılık anksiyetesi bozukluğu açısından değerlendirilmelidir. Bu bozukluk ise en sık okul yaşı olan 6-9 yaşlar arasında başlar ve yaklaşık olarak bu yaş grubunda yüzde 4-5 sıklığında görülür.
- İlköğretime başlamak, çocuğun hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biridir. Okula başlamayla birlikte o güne kadar olan günlük yaşantısı tamamıyla değişmiştir. Kendisinden buna uyum sağlaması, başarılı olması beklenmektedir. Bunların hepsini tek başına başarabilmesi için, ailesinin özellikle de anne-babasının desteğine çok ihtiyacı vardır. Bu süreçte ebeveynlerin görevi çocuğun kafasında oluşabilecek sorulara, endişelere olabildiğince net ve tutarlı yanıtlar vermek, okula gitme konusunda isteksizlik olursa ilk olarak sakin ve soğukkanlı davranmaktır.
- Okula başlama, sadece çocuklar için değil aileleri için de önemli ve heyecan verici bir olaydır. Hatta bazen anne-babalar, çocuklardan daha zor alışabilmektedirler. Çocuklar, çevrelerini çok iyi gözlemlerler ve yakın çevrelerindeki kişilerin tepkilerinden etkilenirler. Ebeveynler, kendi okul deneyimlerinden, kişiliklerinden, beklentilerinden, aile ilişkilerinden etkilenerek, çocuklarının okul yaşamını yönlendirir, onları başka çocuklarla kıyaslayabilir. Bu durum da çocuğun okula uyum sürecini olumsuz etkiler.
- Uyum problemi yaşayan çocuklarda, anne-babalarının okuldan gitmelerine izin vermeme, arkalarından ağlama gibi yakınmalar ve baş ağrısı, mide bulantısı, kusma gibi bedensel belirtiler gözlenebilir. Okulun ilk günlerinde bu belirtiler tüm çocuklarda görülebilir. Bu belirtilerin çocuk okula alıştıkça giderek azalması beklenmektedir ancak yakınmalar giderek artar, ya da bir aydan uzun sürerse çocuk psikiyatristinden yardım almak gerekmektedir.
- Çocuk belli alanlarda yetersizlik yaşıyorsa, zor öğreniyorsa, kendine güveni azsa, okula uyum sorunu yaşayabilir. Bunun yanı sıra aile içi iletişim sorunları, boşanma, kardeş kıskançlığı, ailede ölüm, kaza ve hastalık gibi nedenler de bu süreci zorlaştıran etkenlerdendir. Bu durumda aile de çocuğa baskı yaparsa çocukta okul fobisi oluşabilir. Okul fobisi yaşayan çocuklar öğretmenden korktuğunu, arkadaşlarıyla anlaşamadığını söyleyebilir, bazen sınıftan çıkma, okuldan kaçma görülebilir.
- Çocuğun okula uyum sürecinde, aile – çocuk – okul arasında kurulan ilişkinin çok önemli bir rolü vardır. Aile, çocuğuyla okulda yaşadıklarını her zaman paylaşabilmeli, çocuğa korkularını, heyecanını, sevincini konuşabileceği bir ortam hazırlamalıdır. Okul da, çocuğun uyumunu kolaylaştırmak için gerekli destekleyici ortamı sunmalıdır. Aile ve öğretmen iletişim içinde olarak ve okulun rehberlik servisinden de danışmanlık alarak, bu süreci hep birlikte yönetmeli ve iyi bir işbirliği içinde ortak hareket edebilmelidir. Çocukla empati kurmak, onu anlamaya çalışmaktır. Çocuk, onu rahatsız eden bir duruma karşı duygusal bir tepki vermektedir. Bunu fark edip, onu anlamaya çalışmak en doğru yaklaşımdır.
- Okul reddine hangi durum ve duygu neden oluyor, öncelikle sorunun kaynağı tespit edilmeli, ona göre bir çözüm üretilmelidir. Bunun için bir psikiyatri merkezinden yardım almalıdır. “Bir süre okula gitmesin, bekleyelim geçer belki” yaklaşını doğru değildir. Çocuğun okula gitmediği sürece okula başlaması daha da güçleşir. Ailenin, çocuğun okula devamıyla ilgili kararlı olması gereklidir. Fakat çocuğa, bu sorunun tüm aileyi ilgilendirdiği, sadece çocuğun sorunu olmadığı hissettirilmelidir.
- Öğretmen ve ailenin sıkı işbirliği içinde olması gereklidir. Öğretmenin güven verici ve zorlayıcı olmayan tarzı önemlidir. Çocuğun okulla ilgili duygu ve endişelerini ifade etmesine fırsat tanınmalıdır. Çocuğunuzun okulla ilgili sorduğu sorulara dürüst ve detaylı cevaplar verilmelidir. Çocuğunuzun okulla ilgili korkuları parmak emme, bebekçe konuşma ya da yatağını ıslatma gibi birtakım problem davranışlar olarak kendini gösterebilir, anne babalar rutinlerini bozmadan okulla ilgili pozitif yaklaşımlarına devam etmelidir.Çocuğunuza karşı sakin ve sabırlı olmaya çalışılmalı.
- Okul başlamadan önce çocuğun ebeveynleriyle birlikte gideceği okula ziyarette bulunması, mümkünse çocuğun gideceği sınıfı görmesi, öğretmeniyle tanışması, okula uyum süreci açısından çok yararlı olacaktır. Ayrıca okul alışverişini çocukla birlikte yapmak, yeni eşyalar, kıyafetler, eşyalarını koyabileceği bir çanta alışverişi yapmak çocukları çok motive edebilmektedir. Okulda derslerin yanı sıra keyifli aktivitelerin de olduğunu anlatmak, çocuğun sosyal etkinliklere katılmasını teşvik etmek de motivasyonunu arttıracaktır. Ayrıca ebeveynlerin kendi okul fotoğraflarını çocuklarına gösterip, kendi anılarını paylaşmaları da çocuklar için rahatlatıcı olmaktadır.