Okul öncesi dönemde genel gelişi (3-6 yaş)

Mektep öncesi ya da oyun çağı periyodu olarak bilinen üç-altı yaş arasında evlat, daha evvel kazandığı itimat ve otonomi hisleriyle etrafını yavaş yavaş genişletir ve keşfeder. Her şeyi bilmek ve tanımak velev. Durmadan sorar ve sonu gelmez öğrenme açlığı vardır. Gün uzunluğu yorulmadan oynar, arkadaş aramaya başlar. Kendi işini kendi görmekten büyük haz alır. Oyunlarının çeşitliliği ve hayal gücü artar. Oyunlarda çeşitli roller alır. Oyunlarında, cansız nesneleri canlıymış üzere konuşturur. İnatlaşma azalır, laf dinlerlik artar. Erkek çocuklarda giricilik, atılganlık; kız evlatlarında ise ele geçirme ve çekicilik ehemmiyet kazanır. Bu devirde teşebbüs duygusunun temelleri atılır. Muhitteki şahısların haddinden fazla korkutmaları, suçlandırmaları, cezalandırmaları üzere çeşitli engelleyici tavırları çocuktaki bu teşebbüs hissinin sağlıklı gelişmesini güçleştirir ve suçluluk hislerinın gelişimini kolaylaştırır. Anlayamadıklarını hayal gücü yardımıyla açıklamaya çalışır. Duyduklarını abartır, gördüklerini çarpıtarak aktarır, olmamış şeyleri olmuş üzere anlatmaya bayılır. Gerçekle gerçek olmayanı karıştırır. Çizgi sinema kahramanlarını model alırlar; onların yaptığı aktiflikleri canlandırırlar. Canlı-cansız ayrımı da yapamaz; oyuncaklarının canlı olduğunu zanneder ve vakit hengam onlarla konuşur. Üç yaşında, cinsî kimlik gelişiminin bir kesimi olarak kız yahut erkek olduğunu bilir. Kadın-erkek arası cinsî farklılıkların öğrenilmesi, cinsiyet rollerinin ayrışması ve cinsî benlik hissinin gelişmesi 3-4 yaşlarında başlar ve 5-6 yaşlarında kesin biçimini alır.

Bu dönedeki ana pederler evlatlarının teşebbüsçü yanlarını, soru sormalarını ve araştırıcı olmalarını desteklemelidirler. Gelgelelim toplumsal ya da aile nizamına uyulmayan durumlarda evlada had konulmalıdır. Evlatlara yaşına elverişli cinsî haberler verilmelidir. Cinsî ilgi ve merakın bu devrin bir modülü olduğu bilinmelidir; cinsî uğraşılarından ötürü evlat azarlanmamalı yahut cezalandırılmamalıdır. Gelgelelim toplumsal kurallar öğretilmeli ve bu toplumsal kurallara mütenasip davranması istenmelidir. Kurallara uyulmadığı durumlarda makul biçimde had konulmalıdır.