mektep öncesi eğitim çocuk için ne kadar manâlı? Okul öncesi eğitim, eğitim sistemimiz içersinde zorunlu olmayan; lakin mecburiyet zarfında en başta yer alması gereken bir süreçtir Dünyada, bilhassa Avrupa ülkelerinde yatırımların ve hassasiyetin yetersiz bırakılmadığı bir bölge olan mektep öncesi eğitim, maalesef ülkemizde gereken oranda, adalet ettiği konumda değildir İsveç, Fransa gibi ülkelerde mektep öncesi eğitim % 100’lere varabilmekte iken, Fas`ta yüzde 34, Ürdün`de yüzde 27, Türkiye’de ise bu oran sadece % 25’dir Ulusal Eğitim Bakanlığı`nın istatistiklerine bakıldığında; 20062007 verilerine tarafından mektep öncesi eğitimden yararlanan öğrenci sayısı 640849, resmi ve özel anaokullarının toplamı ise; 100168’dir İsveç’de ise okul öncesi eğitimin zorunlu olduğu görülmektedir Bu ülkede bazı istatistiklere bakıldığında; 3 yaş grubunda %90,9, 4 yaş grubunda %95,7, 5 yaş grubunda %96,9, 6 yaş grubunda ise %94’lük oranlar gözlenmektedir Mektep öncesi eğitimin önemini çakmak için çocuk üzerindeki geliştirici etkilerine görmek gerekmektedir Gelişimin (bilhassa zihinsel gelişimin) % 70’i 06 yaş dönemindedir Çocuğun ilerde karakter yapısının, tavır şekillerinin, layık yargılarının, kısaca geleceğinin şekillenmesi üzerinde son derece etkilidir Tüm bunlar gösteriyor ama, bu kritik dönemde verilmesi gereken eğitim olmazsa olmaz bir gerekliliktir Okul öncesi eğitimden yararlanmış bir çocukla, bu eğitimden mahrum kalmış bir çocuk aralarında belirgin farklılıklar bulunmaktadır Peki nedir bu farklılıklar bir göz atalım: 06 yaş dönemi özellikle zihinsel gelişimin oldukça çabuk olduğu bir dönemdir Çocuk bu dönemde bahşedilen eğitim, çevresel uyarıcılar ve hoca rehberliği sayesinde kapasitesini en yüksek düzeyde kullanma olanağı bulur Bir çok bilginin temel dayanağı bu dönemde kazandırılır Çocuk, derslik ortamında zengin materyallere ulaşabilir, uyarıcılar algısı üstünde olumlu etkiler yaratır Düşünce yürütme becerisine olumlu katkı sağlar Böylelikle çocuk, zihinsel gelişim üzerinde son derece etkin bir eğitim sürecinden yararlanmış olur Yapılan araştırmalarda, beceriksiz uyarıcı olan çevrede büyümüş çocukların, zihinsel gelişim bakımından geri kaldıkları ve yeterliliklerini ortaya koymada eksiklikler yaşadıkları saptanmıştır Sosyal gelişim açısından bakıldığında ise, çocuk konut ortamında bulamayacağı önemli bir olanağa kavuşur Akranlarıyla bir arada bir eğitim ortamında bulunur Bu son derece önemlidir Çocuk grup faaliyetlerine katılarak, oyunlar oynayarak, diğer çocuklarla diyaloglar kurarak birçok toplumsal kuralı öğrenir Dünyada kendisinden diğer bireyler de olduğunun, bu bireylerin de hakları olduğunun ve beraber yaşama sorumluluğunun farkına varır Çocuğun hissi gelişimini takip etmek ve destekleyerek geliştirmek yine okul öncesi eğitimle mümkündür Duygularını hür bir ortamda, değişik yollarla açıklama edebilme imkanına sahiptir Örneğin bazen bir resimle, jest ve mimikleriyle, kimi süre da drama yaparken duygularını açığa çıkarır, rahatlamasını sağlar Çocuk bu dönemde, diğer arkadaşlarıyla özgürce koşup oynayabileceği, zengin uyarıcılar ve uygun oyuncak çeşitleriyle donatılmış bir ortamda eğitim görür Bu bilhassa psikomotor gelişim için oldukça yaralıdır Büyük kas (kol, but kasları gibi) ve ufak adale (el parmakları, üçgenin taban olmayan kenarı parmakları gibi) gelişimi üzerinde epeyce etkendir Tırmanma, koşma, yuvarlanma vb hareketlerle büyük kas gelişimi; boyama, koparma, yapıştırma, yuvarlama, bağlama vb hareketlerle küçük adale gelişimi olumlu yönde desteklenir Bu eğitim süreci, el göz koordinasyonu üzerinde de son derece etkilidir Çocuk bu süreçte bireysel özellikleri, yetenekleri ve ilgi alanları doğrultusunda yönlendirilip desteklenmektedir Okul öncesi eğitim ilköğretime hazırlayıcıdır Okul öncesi eğitim almış bir çocukla, bu eğitimden mahrum kalmış bir çocuk kıyaslandığında, eğitim almış çocukta daha az okul fobisi olduğu görülmüştür Bu kritik çağda, çocuklarına içten yaklaşma konusunda eksiklik hisseden ebeveynler de eğitim süreci tamamen zihin sahibi olabilmektedir Tatmin Edici öğretmenaile işbirliği ve iletişimi aracılığıyla, hoca ailelere bilgi ve tavsiyeler verebilmektedir Mektep sonrası, evde de bu eğitim, aile ile birlikte devam edebilmekte, aileler bilinçli yaklaşımlarda bulunabilmektedirler Titiz bir hoca çocukta erken yaşta ortaya çıkabilecek ve erken müdahalenin kayda değer olduğu afiyet bozukluğu, gelişimsel gerilik gibi durumları gözlemleyebilmektedir Böylece gerekli uzman müdahalesi zamanında yapılabilmekte, bu da çocuğun hayatını etkileyebilmektedir Bu ve daha da çoğaltılabilecek noktalara bakıldığında, AB sürecindeki Türkiye’de bu konuyla ilgili en öncelikli hayata geçirilmesi gereken dilekçe, okul öncesi eğitimin zorunlu olmasıdır Ailelerin de bu eğitim sürecinin önemini özümsemeleri ve gerçekte da benzer hassasiyeti göstermeleri, çocuklarının yaşamlarını şekillendirmedeki rolleri açısından fazla önemlidir Anayasanın 42 maddesinde belirtildiği gibi: ‘’ Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz’’ Nefise KES Çocuk Gelişimi ve Eğitim Uzmanı id seçme parça