iltasyazilim
FD Üye
Mahşer
DR HALUK NURBAKİ
Bir gün bütün mekanlar yıkılacak ve tek tek dirilerek ilahi sahneden toplanacağız İşte ahlâk’ın dayandığı temel Yüce yaratıcının her baharda hadsiz örneklerini sergilediği bu muhteşem dirilişe iman etmektir
Tarih boyunca yaşamanın sorumluluğunu duymayan ve insanlığın bütün değer hükümlerini ayaklar altına almak isteyenler hep mahşere, yani yeniden dirilişe karşı çıkmışlardır Hangi çağda olursa olsun bu dirilişe inanmayanların ortaya attıkları ilkel sloganlar, bütün kavgaların ve mutsuzlukların esas kaynağını teşkil eder
Onlardan birisi de Ubey bin Halef değil miydi?
O, kendi yaratılışını unutarak bir misal getirdi Şu çürümüş kemikleri, kim diriltecek?
Yasin Suresinin 78 ayetinde belirtilen ve çağlar boyunca sorulan yukarıdaki sorunun cevabı, 79 ayette şöyle verilir
De ki, onları ilk defa yaratan diriltecek O her yaratmayı bilir
Bu ayet diriliş hakikatini mantık yoluyla hallediyor ve bir sonraki ayette, onun ilmi açıklamasını yapıyordu Bu açıklama, hem o asrın en cahil kişilerini, hem de 20 asrın en büyük alimlerini tatmin eden bir mucize niteliğinde olup, mealen şöyleydi
O, size yeşil ağaçtan ateş çıkarandır Şimdi siz, ondan yakıyorsunuz
Bu ayet, halk tabakasına şöyle ders veriyordu:
Ağaç gibi kesif ve karanlıklı bir maddeden ateş gibi latif, hafif ve nurani bir maddeyi çıkartan bir kudretin, odun gibi çürümüş kemiklere, ateş gibi bir hayat ve nur gibi bir şuur vermesini, nasıl akıldan uzak görüyorsunuz?
Aynı ayetin alimlere verdiği derste ise, ölüm ve dirilişin temel kanunu dile getiriliyordu Çünkü değil un ufak olmuş ve çürümüş bir şeyin yanması, yeşil ağacın yanıp ölmesi dahi, yeniden diriliş manasını taşıyordu Zira bu bioanaliz olayında, yapraktaki karbondioksitin karbonu eksi değere çevrilerek biokarbon haline geliyor ve bu sırada hayatın temel unsuru olan oksijen açığa çıkıyordu Ayette geçen Şimdi siz onu yakıyorsunuzşeklindeki ifade ise, canlıların oksijeni, yakmasına ve böylelikle hayatlarını devam ettirmesine işaretti
Ayetteki ateş çıkaran yeşil ağaçlar hakkında, Prof Dr Süleyman Ateş şu açıklamayı yapar:
Bunlar, Marh ve Afar adı verilen iki ağaçtır İkisi de yemyeşil ve hatta suları damlarken, Marh çakmak gibi Afar'a sürülünce ateş çıkar Bedeviler bunu bilirler Ateşi, onun zıddı olan yeşil ağaçtan çıkarmağa kadir olan Allah (cc), ölüye de can vermeye kadirdir…
O halde ölmek ve dirilmek, zannedildiği gibi fanatik hadiseler olmayıp karbonun değer değiştirmesine bağlı ilahi bir biofizik programlama olayıdır Bu olaya yine ayni surede dikkat çekilmekte, ve insanın, meni hücresindeki bir genetik karttan gelişen matematik bir programdan ibaret olduğuna işaret edilmektedir Bu arada meni hücresinde, insanın bedenini meydana getirecek olan biofizik disiplinin, inanılmayacak derecede mükemmel mikronluk bir diziden ibaret olduğunu belirtmemiz gerekecektir
Şimdi ilmin akılcı metodlarıyla mahşerdeki diriliş hakikatini inceleyeceğiz Bu metodlara göre, henüz gerçekleşmemiş bir olayın ilmi yönü, olabilirlilik (probabilite) açısından değerlendirilir Ortaya atılan bir tez, ilmi olarak olabilirlilikdeğerini taşımazsa, onun için imkansız' damgası basılır
Diriliş hakikatinin olabilirlilik,yönünü ilmi açıdan ele aldığımızda, bir insanın veya daha geniş ifadesiyle bir canlının meydana gelişinde, 2 unsuru hesaba katmamız gerekecektir
1 Genetik Şifre
2 Genetik Şifrenin açılıp canlıyı meydana getirmesi için gerekli olan ortam
Canlının Genetik Şifresi, DNA Moleküllerinden kurulu bir şeride, matematik programın kaydedilmesi manasındadır Ve bu şifre, meni hücresinde birkaç mikronu geçmeyen biofizik bir kayıttan ibarettir
Genetik kartların çözülme ortamına gelince:
Bu kartlar 3 yolda ve 3 farklı ortamda çözülebilmektedir Bu olay, genetik şifrelerdeki biofizik programın, çevreden alınacak yeni kimyevi maddelerle sıralanması demektir Bu farklı ortamlarda cereyan eden göz kamaştırıcı faaliyet, elbette tek ve en yüce kudretin tecellisiyle mümkün olabilmektedir Ancak, dünya hayatı, insanoğlu için bir imtihan özelliği taşıdığından, o yüce kudrete perde olan sebep (Veya ortamların) bulunması gerekmektedir
Şimdi bu ortamları sıralayacağız:
A Yumurta tarzındaki ortam: Canlıların bu tarzda meydana gelişi, belli kimyevi maddelerin genetik şifrenin etrafına depo edilmesi ve genetik şifrenin, bu maddeleri belli sıralara göre düzenleyip canlının meydana gelmesine sebep olması esasına dayanır Böcekler, sürüngenler ve kuşlar, bu yolla dünyaya gelirler
Onlara:
Haydi cahil git, diyeceksiniz Git ve topraktaki sonsuz kimya sırlarını öğren Bu arada genetik şifrelerin ne olduğunu, nasıl ve nerelerde açıldığını öğrenmeyi de ihmal etme
Evet, mahşerdeki diriliş, ilmi açıdan tam bir olabilirlilik (probabilite) göstermektedir Üstelik kainatın yaratıcısı olan Rabbimiz, bu dirilişi vaad etmiştir O halde elbette gerçekleştirecektir Onun kudretine göre bir baharın yaratılması bir çiçek kadar, cennetin yaratılması ise bir bahar kadar kolaydır
Bahar'lardaki dirilişi gören ve buna her baharda şahit olan; farkında olmadan çiğnediği toprağın her bir zerresinde dirilişi, yani mahşeri nasıl inkar edebilir?
Ve böyle bir insana, nasıl insandenilir?
Cenabı Hak Enbiya suresinin 104 ayetinde mahşeri anlatırken Biz semayı, bir kitabın sayfalarını dürüp büker gibi düreceğiz İlk yaratılış ta nasıl başladıysak (sayfa sayfa açtıysak) buyuruyor
Bu ayette, kainattaki sonsuz boyutları, bir kitabın sayfalarına benzeten Rabbimiz, mahşer hadisesindeki boyut değişmesini veya kapanmasını bildirmektedir
Boyutların dürülmesişeklindeki ifade, zaman boyutunu da içine aldığından, mahşerdeki diriliş; bir zaman eylemine ihtiyaç göstermemektedir Mahşerdeki diriliş hadisesi, zaman eylemi sebebiyle bu güne kadar zor, anlaşılmıştır Halbuki mahşer başladığı an, bütün boyutlar gibi zaman eyleminin geometrik değeri de değişecektir
Dünya mekanında, bir kitabın açılmış sayfalarını temsil eden boyutlar, geometrik bir mekan dengesi içindedir Fakat kitap kapanmaya başlayınca, zaman hız kazanır ve fiziki eylemler, göz açıp kapayıncaya kadar şekilleniverir
Evet mahşer, zaman düzleminde cereyan eden fiziki boyutlar dürülmesidir
Tıpkı yaratılırken bir gül gibi açılan boyutların sonradan bir goncaya benzer dürülüşü gibi
B Tohum tarzında ve toprak ortamında gelişme: Canlıların bu tarzda yaratılması, genetik şifrelerin toprakta açılması ve canlının, meydana gelmesine sebep olması şeklinde açıklanabilir Tohumdaki genetik şifrenin çevresinde bazı önemli moleküller vardır Hayat bulmadenilen ve hiçbir şekilde taklidi mümkün olmayan bu mükemmel faaliyet için gerekli olan diğer kimyevi maddeler de, kök adı verilen ve bütün kimyagerleri kıskandıran lifciklerle mükemmel bir şekilde temin edilir Bütün bitkilerin nesilleri, bu yolla devam etmektedir
C Anne karnındaki gelişme: Bu tarz gelişmede, genetik şifreler yeni canlıyı inşa ederken, gerekli olan kimyevi maddeler, anne karnından temin edilir
Bu yolların dışındaki önemli bir şifre çözümünü de, mikroplarda görüyoruz Mikropların genetik şifreleri, ya diğer bir canlının bünyesinde, yada toprakta açılarak gelişmektedir Eğer bu ortamlar bulunmazsa, mikroplar genetik şifrelerini (kurumuş bir tohum gibi) yüzlerce yıl saklayabilir ve bu süre içinde hiçbir hayati faaliyet göstermezler Özellikle virüslerde bu tür konserve hayatçok görülür
Şimdi bu temel bilgilerin ışığı altında, mahşerdeki dirilişi düşünelim
Adem Peygamberden (as) itibaren gelmiş geçmiş insanların tamamına ait genetik şifreler bir araya toplanacak olsa, ancak bir çay bardağını dolduracaktır
Yani milyarlarca insan, sadece bir bardak dolusu şifrenin açılmasıyla yaratılmaktadır
Şimdi koltuğunuza biraz daha rahat oturmaya çalışarak kendinize şu soruları sorunuz
1 Acaba insanoğlunun mikroplar kadar bir değeri yok mudur?
Yani mikropların genetik şifreleri toprakla açılır ve hayat bulurken, toprağa düşmüş insanların genetik şifrelerinin tekrar açılmaması mümkün müdür?
2 Toprak altında asırlarca bozulmayan ve bu arada hiçbir canlılık emaresi göstermeyen virüsler, uygun bir ortamda tekrar hayat bulurken, vefat etmiş insanoğlunun, Cenabı Hakkın emriyle tekrar hayat bulmamasına imkan var mıdır? Elbette hayır
Kainatı bütün mahlûkatıyla ve kusursuz olarak yaratan Rabbimiz, o bir çay bardağı dolusu şifreyi arza döküp dirilinemrini verecek ve tek tek dirilerek ilahi sahnede toplanacağız
O sahnede, diriliş hakikatine inanmayanlar da yer alacak
Ve onlar, dünyada her an milyarlarcası sergilenen diriliş mucizesini görmemezlikten gelmenin hesabını verecekler
14 asır öncesinde olduğu gibi, un ufak olmuş bir kemiği eline alıp, alay edercesine, Çürümüş kemikleri kim diriltecek?diye soran inkarcılara verilecek cevabı, artık çok iyi biliyorsunuz
Kaynak : Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
DR HALUK NURBAKİ
Bir gün bütün mekanlar yıkılacak ve tek tek dirilerek ilahi sahneden toplanacağız İşte ahlâk’ın dayandığı temel Yüce yaratıcının her baharda hadsiz örneklerini sergilediği bu muhteşem dirilişe iman etmektir
Tarih boyunca yaşamanın sorumluluğunu duymayan ve insanlığın bütün değer hükümlerini ayaklar altına almak isteyenler hep mahşere, yani yeniden dirilişe karşı çıkmışlardır Hangi çağda olursa olsun bu dirilişe inanmayanların ortaya attıkları ilkel sloganlar, bütün kavgaların ve mutsuzlukların esas kaynağını teşkil eder
Onlardan birisi de Ubey bin Halef değil miydi?
O, kendi yaratılışını unutarak bir misal getirdi Şu çürümüş kemikleri, kim diriltecek?
Yasin Suresinin 78 ayetinde belirtilen ve çağlar boyunca sorulan yukarıdaki sorunun cevabı, 79 ayette şöyle verilir
De ki, onları ilk defa yaratan diriltecek O her yaratmayı bilir
Bu ayet diriliş hakikatini mantık yoluyla hallediyor ve bir sonraki ayette, onun ilmi açıklamasını yapıyordu Bu açıklama, hem o asrın en cahil kişilerini, hem de 20 asrın en büyük alimlerini tatmin eden bir mucize niteliğinde olup, mealen şöyleydi
O, size yeşil ağaçtan ateş çıkarandır Şimdi siz, ondan yakıyorsunuz
Bu ayet, halk tabakasına şöyle ders veriyordu:
Ağaç gibi kesif ve karanlıklı bir maddeden ateş gibi latif, hafif ve nurani bir maddeyi çıkartan bir kudretin, odun gibi çürümüş kemiklere, ateş gibi bir hayat ve nur gibi bir şuur vermesini, nasıl akıldan uzak görüyorsunuz?
Aynı ayetin alimlere verdiği derste ise, ölüm ve dirilişin temel kanunu dile getiriliyordu Çünkü değil un ufak olmuş ve çürümüş bir şeyin yanması, yeşil ağacın yanıp ölmesi dahi, yeniden diriliş manasını taşıyordu Zira bu bioanaliz olayında, yapraktaki karbondioksitin karbonu eksi değere çevrilerek biokarbon haline geliyor ve bu sırada hayatın temel unsuru olan oksijen açığa çıkıyordu Ayette geçen Şimdi siz onu yakıyorsunuzşeklindeki ifade ise, canlıların oksijeni, yakmasına ve böylelikle hayatlarını devam ettirmesine işaretti
Ayetteki ateş çıkaran yeşil ağaçlar hakkında, Prof Dr Süleyman Ateş şu açıklamayı yapar:
Bunlar, Marh ve Afar adı verilen iki ağaçtır İkisi de yemyeşil ve hatta suları damlarken, Marh çakmak gibi Afar'a sürülünce ateş çıkar Bedeviler bunu bilirler Ateşi, onun zıddı olan yeşil ağaçtan çıkarmağa kadir olan Allah (cc), ölüye de can vermeye kadirdir…
O halde ölmek ve dirilmek, zannedildiği gibi fanatik hadiseler olmayıp karbonun değer değiştirmesine bağlı ilahi bir biofizik programlama olayıdır Bu olaya yine ayni surede dikkat çekilmekte, ve insanın, meni hücresindeki bir genetik karttan gelişen matematik bir programdan ibaret olduğuna işaret edilmektedir Bu arada meni hücresinde, insanın bedenini meydana getirecek olan biofizik disiplinin, inanılmayacak derecede mükemmel mikronluk bir diziden ibaret olduğunu belirtmemiz gerekecektir
Şimdi ilmin akılcı metodlarıyla mahşerdeki diriliş hakikatini inceleyeceğiz Bu metodlara göre, henüz gerçekleşmemiş bir olayın ilmi yönü, olabilirlilik (probabilite) açısından değerlendirilir Ortaya atılan bir tez, ilmi olarak olabilirlilikdeğerini taşımazsa, onun için imkansız' damgası basılır
Diriliş hakikatinin olabilirlilik,yönünü ilmi açıdan ele aldığımızda, bir insanın veya daha geniş ifadesiyle bir canlının meydana gelişinde, 2 unsuru hesaba katmamız gerekecektir
1 Genetik Şifre
2 Genetik Şifrenin açılıp canlıyı meydana getirmesi için gerekli olan ortam
Canlının Genetik Şifresi, DNA Moleküllerinden kurulu bir şeride, matematik programın kaydedilmesi manasındadır Ve bu şifre, meni hücresinde birkaç mikronu geçmeyen biofizik bir kayıttan ibarettir
Genetik kartların çözülme ortamına gelince:
Bu kartlar 3 yolda ve 3 farklı ortamda çözülebilmektedir Bu olay, genetik şifrelerdeki biofizik programın, çevreden alınacak yeni kimyevi maddelerle sıralanması demektir Bu farklı ortamlarda cereyan eden göz kamaştırıcı faaliyet, elbette tek ve en yüce kudretin tecellisiyle mümkün olabilmektedir Ancak, dünya hayatı, insanoğlu için bir imtihan özelliği taşıdığından, o yüce kudrete perde olan sebep (Veya ortamların) bulunması gerekmektedir
Şimdi bu ortamları sıralayacağız:
A Yumurta tarzındaki ortam: Canlıların bu tarzda meydana gelişi, belli kimyevi maddelerin genetik şifrenin etrafına depo edilmesi ve genetik şifrenin, bu maddeleri belli sıralara göre düzenleyip canlının meydana gelmesine sebep olması esasına dayanır Böcekler, sürüngenler ve kuşlar, bu yolla dünyaya gelirler
Onlara:
Haydi cahil git, diyeceksiniz Git ve topraktaki sonsuz kimya sırlarını öğren Bu arada genetik şifrelerin ne olduğunu, nasıl ve nerelerde açıldığını öğrenmeyi de ihmal etme
Evet, mahşerdeki diriliş, ilmi açıdan tam bir olabilirlilik (probabilite) göstermektedir Üstelik kainatın yaratıcısı olan Rabbimiz, bu dirilişi vaad etmiştir O halde elbette gerçekleştirecektir Onun kudretine göre bir baharın yaratılması bir çiçek kadar, cennetin yaratılması ise bir bahar kadar kolaydır
Bahar'lardaki dirilişi gören ve buna her baharda şahit olan; farkında olmadan çiğnediği toprağın her bir zerresinde dirilişi, yani mahşeri nasıl inkar edebilir?
Ve böyle bir insana, nasıl insandenilir?
Cenabı Hak Enbiya suresinin 104 ayetinde mahşeri anlatırken Biz semayı, bir kitabın sayfalarını dürüp büker gibi düreceğiz İlk yaratılış ta nasıl başladıysak (sayfa sayfa açtıysak) buyuruyor
Bu ayette, kainattaki sonsuz boyutları, bir kitabın sayfalarına benzeten Rabbimiz, mahşer hadisesindeki boyut değişmesini veya kapanmasını bildirmektedir
Boyutların dürülmesişeklindeki ifade, zaman boyutunu da içine aldığından, mahşerdeki diriliş; bir zaman eylemine ihtiyaç göstermemektedir Mahşerdeki diriliş hadisesi, zaman eylemi sebebiyle bu güne kadar zor, anlaşılmıştır Halbuki mahşer başladığı an, bütün boyutlar gibi zaman eyleminin geometrik değeri de değişecektir
Dünya mekanında, bir kitabın açılmış sayfalarını temsil eden boyutlar, geometrik bir mekan dengesi içindedir Fakat kitap kapanmaya başlayınca, zaman hız kazanır ve fiziki eylemler, göz açıp kapayıncaya kadar şekilleniverir
Evet mahşer, zaman düzleminde cereyan eden fiziki boyutlar dürülmesidir
Tıpkı yaratılırken bir gül gibi açılan boyutların sonradan bir goncaya benzer dürülüşü gibi
B Tohum tarzında ve toprak ortamında gelişme: Canlıların bu tarzda yaratılması, genetik şifrelerin toprakta açılması ve canlının, meydana gelmesine sebep olması şeklinde açıklanabilir Tohumdaki genetik şifrenin çevresinde bazı önemli moleküller vardır Hayat bulmadenilen ve hiçbir şekilde taklidi mümkün olmayan bu mükemmel faaliyet için gerekli olan diğer kimyevi maddeler de, kök adı verilen ve bütün kimyagerleri kıskandıran lifciklerle mükemmel bir şekilde temin edilir Bütün bitkilerin nesilleri, bu yolla devam etmektedir
C Anne karnındaki gelişme: Bu tarz gelişmede, genetik şifreler yeni canlıyı inşa ederken, gerekli olan kimyevi maddeler, anne karnından temin edilir
Bu yolların dışındaki önemli bir şifre çözümünü de, mikroplarda görüyoruz Mikropların genetik şifreleri, ya diğer bir canlının bünyesinde, yada toprakta açılarak gelişmektedir Eğer bu ortamlar bulunmazsa, mikroplar genetik şifrelerini (kurumuş bir tohum gibi) yüzlerce yıl saklayabilir ve bu süre içinde hiçbir hayati faaliyet göstermezler Özellikle virüslerde bu tür konserve hayatçok görülür
Şimdi bu temel bilgilerin ışığı altında, mahşerdeki dirilişi düşünelim
Adem Peygamberden (as) itibaren gelmiş geçmiş insanların tamamına ait genetik şifreler bir araya toplanacak olsa, ancak bir çay bardağını dolduracaktır
Yani milyarlarca insan, sadece bir bardak dolusu şifrenin açılmasıyla yaratılmaktadır
Şimdi koltuğunuza biraz daha rahat oturmaya çalışarak kendinize şu soruları sorunuz
1 Acaba insanoğlunun mikroplar kadar bir değeri yok mudur?
Yani mikropların genetik şifreleri toprakla açılır ve hayat bulurken, toprağa düşmüş insanların genetik şifrelerinin tekrar açılmaması mümkün müdür?
2 Toprak altında asırlarca bozulmayan ve bu arada hiçbir canlılık emaresi göstermeyen virüsler, uygun bir ortamda tekrar hayat bulurken, vefat etmiş insanoğlunun, Cenabı Hakkın emriyle tekrar hayat bulmamasına imkan var mıdır? Elbette hayır
Kainatı bütün mahlûkatıyla ve kusursuz olarak yaratan Rabbimiz, o bir çay bardağı dolusu şifreyi arza döküp dirilinemrini verecek ve tek tek dirilerek ilahi sahnede toplanacağız
O sahnede, diriliş hakikatine inanmayanlar da yer alacak
Ve onlar, dünyada her an milyarlarcası sergilenen diriliş mucizesini görmemezlikten gelmenin hesabını verecekler
14 asır öncesinde olduğu gibi, un ufak olmuş bir kemiği eline alıp, alay edercesine, Çürümüş kemikleri kim diriltecek?diye soran inkarcılara verilecek cevabı, artık çok iyi biliyorsunuz
Kaynak : Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız