iltasyazilim
FD Üye
Ölümün Soğuk Yüzü
İnsan yaşamında dönüm noktaları bulunur Bunlardan biri de hiç kuşkusuz ölüm hadisesidir
Uzun soluklu bir hayat düşünen insanoğlunun yanı başında akıntı eden ölüm olaylarına aldırışsız kalması düşünülemez Bu bir yasadır Her canlı doğar ve nihayetinde bir gün ölür
Hayatınızda ölümün soğu yüzünü hiç yanı başınızda hissettiniz mi? Emin şu veya bu şekilde ölüm hadisesine şahit olmuş veya sonuçlarının eğilim ettiği bir ortamda bulunmuşsunuzdur Nasıl bir his ve ruh alemi yaşadığınızı ancak siz bilebilirsiniz
O anı yaşamak ruh alemine göçün başlanıcına vakıf edebilmek şüphesiz manâlı bir hadise İnsan hayatının parçasından biri O an… neler yaşandığını ise bilemiyoruz Her Zaman düşleriz belki oysa yaşanmadan da bilenemiyor sanırım Sadece bazı ipucular var elimizde Şöyle olur, böyle olur diye
Bir alemden babam başka bir aleme geçiş Dünya atmosferinden öbür dünya atmosferine antre yapma Dünya atmosferinden uzay boşluğuna geçiş yapmaya benzer sanırım En Ince Ayrıntısına Kadar ayrı dünyaları solumaya benziyor
Ruh halimizin bu geçişte nasıl etkilendiğini ise o vakit bileceğiz Manâlı olan o esas hazır olup olmamamız Manen ve bedenen Ruhen ve alken O anın zamanının beli olmaması olaya daha da bir değişik mana yüklüyor Gelip girmek
Yanı başınızda robot gibi duran bir gövde; soğuk ve tüyler ürpertici Kafanız girift duygularınız şaşkınlık içinde Akıl yoğunluğunda az daha boğulacaksınız Dinç düşünemiyorsunuz Paniklemiş haliniz hemencecik kendini ele veriyor Vakit neredeyse durmuştarihe dakikalar düşülmüş Ne yaptığınızın farkında olan değilsiniz Birileri gelip birileri gidiyor Kelimeler anlamsızlaşıyor belleğinizde
Bu bir rüya diye düşünüyorsunuz; bu bir rüya… bir lahza önce bitse de kurtulsam diye düşünüyorsunuz
Dünyanın vahşi cazibesi durmadan size seslenirken diğer şeylerle meşgul olmak istemiyorsunuz Cazibenin etkisinde Afyonlaşmış bir halde gelecek üzerine aralıksız olarak hesaplar yapıp durusunuz İşte bu arada hiç beklemediğiniz ölümün soğuk yüzü ile aleyhinde karşıya kalıyorsunuz Sendeleyip düşmemek için oldukça uğraş sarf ediyorsunuz
Meslek an o an Gelmesini hiç istemediğiniz an gelip çatmış ölüp kapıyı çalmıştır Kurtuluş değil Dönüşü de Süre içinde eriyip gidecek sevdiklerimiz, yarenlerimiz ve biz…
Durup dinginleşmemiz gerekmez mi bu durumda Yahut daha bir coşmalı mıyız durmadan Hoyratça, engel tanımadan ve hiçbir değere takılmadan Sorumsuzca alıp başımızı orada burada gezmeli miyiz?
Hayatın amacını ve gayesini bilenler yani nereden gelip nereye gideceğini bilenler sorumsuzca yaşamayı akıllarının bir köşesinden deha geçirmezler Fakat bu şuurda olmayanlar gününü gün etme çabası ve heyecanı içerisinde felekten gün çalacaklardır
Yeni herkes gönlüne tarafından takılmakta serbesttir Ölümün soğuk yüzüyle karşılaşana kadar *
İnsan yaşamında dönüm noktaları bulunur Bunlardan biri de hiç kuşkusuz ölüm hadisesidir
Uzun soluklu bir hayat düşünen insanoğlunun yanı başında akıntı eden ölüm olaylarına aldırışsız kalması düşünülemez Bu bir yasadır Her canlı doğar ve nihayetinde bir gün ölür
Hayatınızda ölümün soğu yüzünü hiç yanı başınızda hissettiniz mi? Emin şu veya bu şekilde ölüm hadisesine şahit olmuş veya sonuçlarının eğilim ettiği bir ortamda bulunmuşsunuzdur Nasıl bir his ve ruh alemi yaşadığınızı ancak siz bilebilirsiniz
O anı yaşamak ruh alemine göçün başlanıcına vakıf edebilmek şüphesiz manâlı bir hadise İnsan hayatının parçasından biri O an… neler yaşandığını ise bilemiyoruz Her Zaman düşleriz belki oysa yaşanmadan da bilenemiyor sanırım Sadece bazı ipucular var elimizde Şöyle olur, böyle olur diye
Bir alemden babam başka bir aleme geçiş Dünya atmosferinden öbür dünya atmosferine antre yapma Dünya atmosferinden uzay boşluğuna geçiş yapmaya benzer sanırım En Ince Ayrıntısına Kadar ayrı dünyaları solumaya benziyor
Ruh halimizin bu geçişte nasıl etkilendiğini ise o vakit bileceğiz Manâlı olan o esas hazır olup olmamamız Manen ve bedenen Ruhen ve alken O anın zamanının beli olmaması olaya daha da bir değişik mana yüklüyor Gelip girmek
Yanı başınızda robot gibi duran bir gövde; soğuk ve tüyler ürpertici Kafanız girift duygularınız şaşkınlık içinde Akıl yoğunluğunda az daha boğulacaksınız Dinç düşünemiyorsunuz Paniklemiş haliniz hemencecik kendini ele veriyor Vakit neredeyse durmuştarihe dakikalar düşülmüş Ne yaptığınızın farkında olan değilsiniz Birileri gelip birileri gidiyor Kelimeler anlamsızlaşıyor belleğinizde
Bu bir rüya diye düşünüyorsunuz; bu bir rüya… bir lahza önce bitse de kurtulsam diye düşünüyorsunuz
Dünyanın vahşi cazibesi durmadan size seslenirken diğer şeylerle meşgul olmak istemiyorsunuz Cazibenin etkisinde Afyonlaşmış bir halde gelecek üzerine aralıksız olarak hesaplar yapıp durusunuz İşte bu arada hiç beklemediğiniz ölümün soğuk yüzü ile aleyhinde karşıya kalıyorsunuz Sendeleyip düşmemek için oldukça uğraş sarf ediyorsunuz
Meslek an o an Gelmesini hiç istemediğiniz an gelip çatmış ölüp kapıyı çalmıştır Kurtuluş değil Dönüşü de Süre içinde eriyip gidecek sevdiklerimiz, yarenlerimiz ve biz…
Durup dinginleşmemiz gerekmez mi bu durumda Yahut daha bir coşmalı mıyız durmadan Hoyratça, engel tanımadan ve hiçbir değere takılmadan Sorumsuzca alıp başımızı orada burada gezmeli miyiz?
Hayatın amacını ve gayesini bilenler yani nereden gelip nereye gideceğini bilenler sorumsuzca yaşamayı akıllarının bir köşesinden deha geçirmezler Fakat bu şuurda olmayanlar gününü gün etme çabası ve heyecanı içerisinde felekten gün çalacaklardır
Yeni herkes gönlüne tarafından takılmakta serbesttir Ölümün soğuk yüzüyle karşılaşana kadar *