Ölüyü diriltemem ÖLÜYÜ DİRİLTEMEM Trablusşam Nakîbüleşrâfı Şeyh Abdülfettâh Zağbî Efendi, Yûsuf Nebhânî hazretlerine şöyle anlatmıştır: Bir defâsında bir arkadaşımız hastalanmıştı Abdullah ibni Şeyh Hıdır ezZağbî'yi de yanımıza alıp ziyâretine gitmek istedik Onu götürmekten maksadımız hastanın bereketlerinden istifâde ederek şifâya kavuşması idi Ama gitmek istemedi Çok ısrar edince kabûl edip bizimle geldi Hastanın yanında vardığımızda, şiddetli hastalığından hiç bir eser kalmadı Ayağa kalkıp bizi karşıladı Güzel geldinizdeyip konuştu Ziyâreti yapıp yanından ayrıldık Ayrılıp giderken yolda Şeyh Abdullah hazretleri; Ben ölüyü diriltemem, dedi Bu sözüyle ziyâretine gittiğimiz kişinin öleceğine işâret etmişti Dedim ancak: Onun yüzünde hiç ölüm işâreti yok Yine; Ben ölüyü diriltemem, buyurdu Sonra memleketine gitti Hasta arkadaşımız iyileşti çarşıya pazara çıkıp dolaştı Ben Şeyh Abdullah hazretlerinin işâretine ve bundan başka da hastanın sıhhate kavuşmasına hayret ediyordum Çünkü o öleceğine işâret etmişti Hasta ise sapasağlam olmuştu Aradan on gün dek geçti Bir gün o arkadaşın evinin bulunduğu taraftan ağlama sesleri işittim Merak edip sorunca, arkadaşımızın vefât ettiğini öğrendim O zaman Şeyh Abdullah'ın kerâmetini anladım (1)