Omer Seyfettin Herkesin İctiği Su Ozet
Omer Seyfettin Herkesin İctiği Su Kitap Ozeti
Omer Seyfettin bu hikayesinde Hatice Hanım karakteriyle Batı hayranlığını, şekil uzerinde uygulamaya calışan bir kadın tiplemesinden faydalanarak dile getirir Tanzimat Edebiyatı nda sıkca işlenen bu konu Omer Seyfettin de bu hikaye ile devam eder Hikayenin sosyal icerikli diğer bir konusu da izac olayındaki carpıklığın dile getirilişidir Devrin getirdiği sosyal yapılanma kadınların genc yaşta ilerlemiş yaştaki erkeklerle evlendirilmesine zemin hazırlıyordu Hatice Hanım da on uc yaşında iken altmışaltı yaşında zengin bir ihtiyarla evlenmiştir Hatice Hanım bu izacın sonunda erkeklerden nefret etmeye başladığı gorulur Eşinin olumunden sonra da bir daha evlenmemesi bu tepkinin sonucudur
Hatice Hanım ın batı hayranlığı yuksek okceli ayakkabı merakıyla dile getirilir Bu merak Hatice Hanım ın rahatsızlanmasına da sebep olmuştur Devrin bu carpık merakı Omer Seyfettin in kendi kaleminde şekilcilik boyutuyla kendi uslubuyla dile getirilir
Bu calkantılarda zamanla etkilenen Hatice Hanım da artık gozunun gormediğinden vicdanım rahat duşuncesi ile eski hayatına tekrar geri doner
DUNYANIN NİZAMI
Hikaye genc bir kızın ağzından anlatılır Genc kız kocaya varmadığını duşunmediğini aynı zamanda da erkeklere tavır takındığını dile getirir Bu kinin belirtisi olarak da bahcelerinde besledikleri horozun tavukları rahatsız ettiği icin oldurmekle gosterir Ancak horozu oldurdukten sonra tavukların duzeni bozulur Kısa bir sure sonra horozun tavukların duzenini ,birlik ve beraberliğini sağladığının farkına varır Tavukların nasıl horoza ihtiyacı varsa kadınlarında erkeğe ihtiyacı olduğunu anlar Bunun dunyanın nizamı olduğunu kabul eder Artık o da dunyanın nizamına uyup evlenmesi gerektiğinin farkına varmıştır
TAVUKLAR
Hikayede Omer SEYFETTİN Anadolunun ucra bir koşesinde handa gecirdiği bir gunu dile getirir Hancı ve kahraman hikayenin belli başlı karakterleri olarak karşımıza cıkar Omer Seyfettin in hikayede hanın icini gorsel bir betimleme ile okuyucunun gozleri onune sermeye calışır Tavukların davranışları Omer Seyfettinin gozunde canlanır Duzgun hareketleri ,gorunuşleri Omer Seyfettin i etkilemiştir
Hana her girişinde tavukları insanlardan korkmayışları belli bir yerde yiyecek verilecekmiş gibi toplanmaları onun muhayyilesinde akıllı insanların yaptıkları ile ozdeşleşir
Kısa bir sure sonra tavukların bu duzenli davranışlarında hancının hicbir etkisi olmadığını oğrenmesi ve hancının tavuklara surekli yiyecek vermediği soylemesi uzerine tavukların surekli bekleyiş icinde bulunduğunun farkına varan kahramanımızın şaşkınlığı bir kat daha artmıştır
BAHARIN TESİRİ
Hikaye eski bir İstanbullu nun ağzından anlatılır Bu zat arkadaşının verdiği bir cay partisine gider ve cay partisinde gorduğu bir kadına aşık olur Evine kapanır, ona gore kadın sanki dururken sonmuş bir lamba gibidirArkadaşı onu ziyarete geldiğinde aşkını ona anlatır Arkadaşı bunun bir bahar aşkı olduğunu gelip gececeğini soyler Soğuk bir ortamda yaşarsa yani bahardan uzak kalırsa aşk zannettiği bu tutkunun soneceğini soyler ve hikayenin kahramanı soğuk bir yerde on gun kalır Gercekten de arkadaşının soylediğinin doğru olduğunu anlar
CİRKİNLİĞİN ESRARI
Hikaye genc bir kızın yaş farkına rağmen umarsızcasına sevgi cırpınışlarını dile getirir Genc kızın sevdiği adam yalnızlıktan hoşlanan yaşamında şimdiye kadar kadına pek fazla yer vermeyen bir tiptir Omer Seyfettin bu sevgiyi dile getirirken genc kızın duşuncelerini ve aşka bakışını da gozler onune serer, kahraman her ne kadar yalnız kalmaktan hoşlanıyor gorunse de genc kızlarla yalnız kalmanın aslında mutluluk verici olduğunu dile getirmekten de geri kalmaz Ozellikle Şuhude nin odaya girişi, guzelliği kahramanımızı etkilemiştir Ancak bu etkilenmeyi dile getirebilecek kadar cesaretli değildir Ağır başlı ve vakarlı davranmaya calışır Şuhude ile aralarında başlayan konuşmalar uzadıkca kahramanımız Şuhude nin kendisine aşık olduğunu itiraf etmesiyle birden karşı taarruza gecer ve kızı kendinden uzaklaştırmaya calışır
Şuhude o zamana kadar yaşadığı ada halkından Tevfik Ceşban tarafından istenmiş yakışıklı, zengin ve aynı zamanda genc olması Şuhude nin onu reddetmesini sağlamıştır Bu noktada kahraman kendini aşık olunmayacak kadar yaşlı ve cirkin gostermeye calışır Şuhude nin guzelliğine asla yakışmayacağını duşunduğunden ondan kacar Kahraman Şuhude nin fiziki ozelliklere gercekten de onem vermediğini anlayabilmek icin onun ada da en pis ve en yaşlı olan cirkin kral Ali Bey le de rahatlıkla yaşayabileceğini soylemesi Şuhude yi kendinden uzaklaştırır Ancak boyle bir guzelliğin de cirkin bir insana ait olması, kahramanın aşk denilen kavramın ne olduğunu gercekten sorgulamasını sağlamıştır
AŞK VE AYAK PARMAKLARI
Omer Seyfettin bu hikayesinde aşka ve insanlara bakış acısını Asime Hanımefendi nin ve Hasan ın ağzından yazdığı iki mektupla dile getirir Asime Hanımefendi yi aşkın gercekte ne olduğunu anlamayan bir karakter olarak gosterir Hasan ın ağzından yazdığı mektupta kadına ve erkeğe bakış acısını gormek mevcuttur Hasan a gore erkekler belirgin hayvanlarla ozdeştir Orneğin; arslan profiline sahip birinin arslan karakterine, eşek profiline sahip birinin inatcı olması gibi Hasan bu noktada hayvanlarla ozdeşleştirdiği erkeklerin aslında onlardan bir farkı olmadığını dile getirir Kadınlar da Hasan ın gozunde pek farklı değildir Onlara da hayvan profilleri yukleyip karakterlerini belirlemeye calışır Aslında Hasan ın yaptığı şey gercekte insanların aşkın ne olduğunu tam anlamıyla cozemediklerinden şikayettir
Hasan ın bir zamanlar Asime Hanım a duyduğu aşk onu tam anlamıyla tanıyamaması gecen zaman icerisinde de Asime nin gercek karakterini cozumlemesi ile ondan uzaklaşır Hasan da Asime Hanımefendi de buldum zannettiği aşkı bırakıp arayışına yeniden geri doner
TUĞRA
Hikayede, kahramanın, bir meyhanede oturarak yaşamı irdelemesi dile getirilir Kahraman gunde on iki saat calışan paraya pek fazla değer vermeyen biri olarak tanıtılır Meyhanede oturarak kadınlara olan ilgisini, yaşamında kadın olmayışının eksikliğini ve maddiyatın insana gercekte bir şey kazandırmadığını dile getirir Tuğra yardımıyla maddiyatın eleştirisini, değersizliğini gozler onune serer
BİRDENBİRE
Hikayede Ahder ve Yumuk adlı iki kadın karakter yardımıyla yaş farkına rağmen aşk kavramının irdelenişi dile getirilir Aşk onlara gore bir zumrutu anka yani masaldır Aşkın ne olduğunu dunyada kimse oğrenememiştir Aşk şairlerin terennumlerinden ibarettir
Ahder hayatında yaptığını zannettiği hataları genc olan Yumuk un da yapmaması icin bir nevi aşk oğretmeni gibi davranmayı ihmal etmez hikaye boyunca
NEZLE
Masume Hanım otuz dokuz yaşında genc gorunumlu duygulu bir kadın olarak tanıtılır Hikayede carpık izacın sonucları yine gozler onune serilir Diğer hikayelerden farklı olarak Masume Hanım erkeklere karşı tavır takınmayıp genc, guclu bir erkekle tekrar evlenmek ister Gunun birinde on dokuzundan arabaya bakan hizmetcisi Himmet gelir aklına bir kır gezisinde arabacısına sorar: Şu ahırın oradaki ineği okuzun şerrinden kurtarder Himmet: Okuz ineği uzmuyor, koklaşıyorlarder Masume Hanım bir turlu ilgisini cekemediği Himmet e arabayı mesire yerine cekmesini soyler ve kurduğu hayalinde artık yıkıldığının farkına varır
TURKCE RECETE
Omer Seyfettin bu hikayesinde, yanlış batılılaşmayı Belkıs Hanım karakteri ile ortaya koyar Belkıs Hanım hikayede zengin bir dul olarak tanıtılır Sık sık rahatsızlanması dolayısıyla Doktor Şerif i cağırdığında ondan hastalık dışında magazin, eğlence, aşk, kadınlar hukuku, Avrupa Kadınları, yaşamları vshakkında bilgiler alır Bu konuşmadan sonra Belkıs Hanım iyileşir ama doktorun gideceği zaman tekrar hastalanır ve ondan recete yazmasını ister Doktor Turkce bir recete Yazarak Belkıs Hanım a verir Belkıs Hanım bu noktada Doktor Şerif in Avrupa eğitimi almasına rağmen boyle bir recete yazmasını başlangıcta yadırgar Doktor recetede Belkıs Hanım a eğlenceyi, luksu, modayı ve Avrupai Yaşantıyı tavsiye eder Hikayede Doktor Şerif doğru bir batılılaşmanın gercek bir timsali olarak uzerinde sıkca durulan diğer onemli bir kahramandır Doktor Şerif batı eğitimi almasına rağmen kultur değerlerini yitirmeyen sağlam bir tip olarak tanıtılır
TERAKKİ
Omer Seyfettin bu hikayesinde Niyazi ve Neşet yardımıyla toplumda gorulen medeni ilerlemenin farklı yonlerini dile getirir Niyazi ve Neşet duvarları kağıt kaplı odada oturmuş sigara dumanları icerisinde medeniyetteki ilerlemeden konuşuyorlardı Kısa bir zaman once telefonun, elektriğin, sinemanın, otomobilin, gramofonun olmadığından bahsediyorlardı Butun bu gelişmelere şimdi sahip olunmasına rağmen pahalılıktan yakınıyorlardı Paranın hic bir kıymetinin kalmadığını duşunuyorlardı
Niyazi ile Neşet medeniyetteki ilerlemeyi boyle eleştirirken dışarıdan gelen sesle birlikte dilencinin bambaşka bir dem vurduğunu gorduler dilenci de kendine gore artık dunyanın değiştiğini, merhametin kalmadığını, insanlık denen şeyin sona erdiğini dile getirir Herkesin eğlenceye duşkun olduğunu ifade eder Niyazi ile Neşet bu durumu şaşkınlıkla seyreder Dilenciyi hem kucuk gorurler hem de filozof ve sosyalist olarak nitelendirirler Sekiz on sene evvel bunları bile soyleyecek muderrisin olmadığını belirterek yaşadıkları zamanın ne kadar da farklı olduğunu ortaya koymaya calışırlar
BOYKOTAJ DUŞMANI
Mahmut Turkce konuşan ancak kultur değerleri bakımından Rum olduğuna inanan, Turkculuk cereyanının yukselmesine ve azınlıklardan alış veriş yapılmaması icin Turkculerin yaptığı boykota sinirlenen bir gazetecidir Mahmut hikayede Turkce ile Yunan edebiyatı yapmaya calışan bir karakter olarak da gozukur Yeniden İstanbul da Bizansın dirileceğine inanmış edebiyatı Yunan Edebiyatı fakat dili Turkce olan bir Bizans Kulturu muhayyilesine sahiptir Ona gore butun medeniyet, insaniyet, şiir ve musiki hayatı Yunan Medeniyetinden cıkmıştır
TUHAF BİR ZULUM
Omer Seyfettin bu hikayesinde Gaspadin, Mulki idare mensubu ve Kaşdanov yardımıyla kendi siyasi duşuncelerini dile getirme fırsatı yakalar Ozellikle Kaşdanov ve Muki İdare mensubu arasındaki gecen konuşmalarda bu duşuncelerini daha belirgin olarak dile getirir
Kaşdanov, bir Turk Diplomat ve Gaspadin Bulgaristan da goruşurler ve aralarında şu diyalog gecer: Gaspadin e gore Turkler den ne sosyalist olur ne de nosyonalist Sebebini ise taassub olarak gosterir Gaspadin Turkler in taassubundan cok istifade ettiğini belirtir Deliorman a kaymakam olduğunda bir tane bile Turk olmadığını niyetinin burayı kan dokmeden Bulgarlaştırmak olduğunu belirtir Kasaba ya Makedonya dan surekli muhacir getirip onlara ikamet vererek domuz besiciliği yapmalarını sağlamış Bir sure sonra, Turkler gelip durumdan şikayetci olmuşlardır Domuzların ceşmelerden su ictiğini, tarlalarında dolaştığını ulu orta sokaklarda gezdiğini soylediler Gaspadin de onlara hurriyetten, hayvan haklarından domuzunda Allah ın yarattığı bir hayvan olduğundan bahsedip Turkleri başından gonderdi Domuz duşmanı olan Turkler yavaş yavaş evlerini, tarlalarını satıp İstanbul a goc ettiler Gaspadin de Turkler in sattığı yerleri satın alıp Makedonya dan muhacie getirmeye devam etti Hikayenin kahramanı Turk diplomat bu olayı dinleyince Gaspadin e karşı olan tavrını ortaya koyar
alıntı
Omer Seyfettin Herkesin İctiği Su Kitap Ozeti
Omer Seyfettin bu hikayesinde Hatice Hanım karakteriyle Batı hayranlığını, şekil uzerinde uygulamaya calışan bir kadın tiplemesinden faydalanarak dile getirir Tanzimat Edebiyatı nda sıkca işlenen bu konu Omer Seyfettin de bu hikaye ile devam eder Hikayenin sosyal icerikli diğer bir konusu da izac olayındaki carpıklığın dile getirilişidir Devrin getirdiği sosyal yapılanma kadınların genc yaşta ilerlemiş yaştaki erkeklerle evlendirilmesine zemin hazırlıyordu Hatice Hanım da on uc yaşında iken altmışaltı yaşında zengin bir ihtiyarla evlenmiştir Hatice Hanım bu izacın sonunda erkeklerden nefret etmeye başladığı gorulur Eşinin olumunden sonra da bir daha evlenmemesi bu tepkinin sonucudur
Hatice Hanım ın batı hayranlığı yuksek okceli ayakkabı merakıyla dile getirilir Bu merak Hatice Hanım ın rahatsızlanmasına da sebep olmuştur Devrin bu carpık merakı Omer Seyfettin in kendi kaleminde şekilcilik boyutuyla kendi uslubuyla dile getirilir
Bu calkantılarda zamanla etkilenen Hatice Hanım da artık gozunun gormediğinden vicdanım rahat duşuncesi ile eski hayatına tekrar geri doner
DUNYANIN NİZAMI
Hikaye genc bir kızın ağzından anlatılır Genc kız kocaya varmadığını duşunmediğini aynı zamanda da erkeklere tavır takındığını dile getirir Bu kinin belirtisi olarak da bahcelerinde besledikleri horozun tavukları rahatsız ettiği icin oldurmekle gosterir Ancak horozu oldurdukten sonra tavukların duzeni bozulur Kısa bir sure sonra horozun tavukların duzenini ,birlik ve beraberliğini sağladığının farkına varır Tavukların nasıl horoza ihtiyacı varsa kadınlarında erkeğe ihtiyacı olduğunu anlar Bunun dunyanın nizamı olduğunu kabul eder Artık o da dunyanın nizamına uyup evlenmesi gerektiğinin farkına varmıştır
TAVUKLAR
Hikayede Omer SEYFETTİN Anadolunun ucra bir koşesinde handa gecirdiği bir gunu dile getirir Hancı ve kahraman hikayenin belli başlı karakterleri olarak karşımıza cıkar Omer Seyfettin in hikayede hanın icini gorsel bir betimleme ile okuyucunun gozleri onune sermeye calışır Tavukların davranışları Omer Seyfettinin gozunde canlanır Duzgun hareketleri ,gorunuşleri Omer Seyfettin i etkilemiştir
Hana her girişinde tavukları insanlardan korkmayışları belli bir yerde yiyecek verilecekmiş gibi toplanmaları onun muhayyilesinde akıllı insanların yaptıkları ile ozdeşleşir
Kısa bir sure sonra tavukların bu duzenli davranışlarında hancının hicbir etkisi olmadığını oğrenmesi ve hancının tavuklara surekli yiyecek vermediği soylemesi uzerine tavukların surekli bekleyiş icinde bulunduğunun farkına varan kahramanımızın şaşkınlığı bir kat daha artmıştır
BAHARIN TESİRİ
Hikaye eski bir İstanbullu nun ağzından anlatılır Bu zat arkadaşının verdiği bir cay partisine gider ve cay partisinde gorduğu bir kadına aşık olur Evine kapanır, ona gore kadın sanki dururken sonmuş bir lamba gibidirArkadaşı onu ziyarete geldiğinde aşkını ona anlatır Arkadaşı bunun bir bahar aşkı olduğunu gelip gececeğini soyler Soğuk bir ortamda yaşarsa yani bahardan uzak kalırsa aşk zannettiği bu tutkunun soneceğini soyler ve hikayenin kahramanı soğuk bir yerde on gun kalır Gercekten de arkadaşının soylediğinin doğru olduğunu anlar
CİRKİNLİĞİN ESRARI
Hikaye genc bir kızın yaş farkına rağmen umarsızcasına sevgi cırpınışlarını dile getirir Genc kızın sevdiği adam yalnızlıktan hoşlanan yaşamında şimdiye kadar kadına pek fazla yer vermeyen bir tiptir Omer Seyfettin bu sevgiyi dile getirirken genc kızın duşuncelerini ve aşka bakışını da gozler onune serer, kahraman her ne kadar yalnız kalmaktan hoşlanıyor gorunse de genc kızlarla yalnız kalmanın aslında mutluluk verici olduğunu dile getirmekten de geri kalmaz Ozellikle Şuhude nin odaya girişi, guzelliği kahramanımızı etkilemiştir Ancak bu etkilenmeyi dile getirebilecek kadar cesaretli değildir Ağır başlı ve vakarlı davranmaya calışır Şuhude ile aralarında başlayan konuşmalar uzadıkca kahramanımız Şuhude nin kendisine aşık olduğunu itiraf etmesiyle birden karşı taarruza gecer ve kızı kendinden uzaklaştırmaya calışır
Şuhude o zamana kadar yaşadığı ada halkından Tevfik Ceşban tarafından istenmiş yakışıklı, zengin ve aynı zamanda genc olması Şuhude nin onu reddetmesini sağlamıştır Bu noktada kahraman kendini aşık olunmayacak kadar yaşlı ve cirkin gostermeye calışır Şuhude nin guzelliğine asla yakışmayacağını duşunduğunden ondan kacar Kahraman Şuhude nin fiziki ozelliklere gercekten de onem vermediğini anlayabilmek icin onun ada da en pis ve en yaşlı olan cirkin kral Ali Bey le de rahatlıkla yaşayabileceğini soylemesi Şuhude yi kendinden uzaklaştırır Ancak boyle bir guzelliğin de cirkin bir insana ait olması, kahramanın aşk denilen kavramın ne olduğunu gercekten sorgulamasını sağlamıştır
AŞK VE AYAK PARMAKLARI
Omer Seyfettin bu hikayesinde aşka ve insanlara bakış acısını Asime Hanımefendi nin ve Hasan ın ağzından yazdığı iki mektupla dile getirir Asime Hanımefendi yi aşkın gercekte ne olduğunu anlamayan bir karakter olarak gosterir Hasan ın ağzından yazdığı mektupta kadına ve erkeğe bakış acısını gormek mevcuttur Hasan a gore erkekler belirgin hayvanlarla ozdeştir Orneğin; arslan profiline sahip birinin arslan karakterine, eşek profiline sahip birinin inatcı olması gibi Hasan bu noktada hayvanlarla ozdeşleştirdiği erkeklerin aslında onlardan bir farkı olmadığını dile getirir Kadınlar da Hasan ın gozunde pek farklı değildir Onlara da hayvan profilleri yukleyip karakterlerini belirlemeye calışır Aslında Hasan ın yaptığı şey gercekte insanların aşkın ne olduğunu tam anlamıyla cozemediklerinden şikayettir
Hasan ın bir zamanlar Asime Hanım a duyduğu aşk onu tam anlamıyla tanıyamaması gecen zaman icerisinde de Asime nin gercek karakterini cozumlemesi ile ondan uzaklaşır Hasan da Asime Hanımefendi de buldum zannettiği aşkı bırakıp arayışına yeniden geri doner
TUĞRA
Hikayede, kahramanın, bir meyhanede oturarak yaşamı irdelemesi dile getirilir Kahraman gunde on iki saat calışan paraya pek fazla değer vermeyen biri olarak tanıtılır Meyhanede oturarak kadınlara olan ilgisini, yaşamında kadın olmayışının eksikliğini ve maddiyatın insana gercekte bir şey kazandırmadığını dile getirir Tuğra yardımıyla maddiyatın eleştirisini, değersizliğini gozler onune serer
BİRDENBİRE
Hikayede Ahder ve Yumuk adlı iki kadın karakter yardımıyla yaş farkına rağmen aşk kavramının irdelenişi dile getirilir Aşk onlara gore bir zumrutu anka yani masaldır Aşkın ne olduğunu dunyada kimse oğrenememiştir Aşk şairlerin terennumlerinden ibarettir
Ahder hayatında yaptığını zannettiği hataları genc olan Yumuk un da yapmaması icin bir nevi aşk oğretmeni gibi davranmayı ihmal etmez hikaye boyunca
NEZLE
Masume Hanım otuz dokuz yaşında genc gorunumlu duygulu bir kadın olarak tanıtılır Hikayede carpık izacın sonucları yine gozler onune serilir Diğer hikayelerden farklı olarak Masume Hanım erkeklere karşı tavır takınmayıp genc, guclu bir erkekle tekrar evlenmek ister Gunun birinde on dokuzundan arabaya bakan hizmetcisi Himmet gelir aklına bir kır gezisinde arabacısına sorar: Şu ahırın oradaki ineği okuzun şerrinden kurtarder Himmet: Okuz ineği uzmuyor, koklaşıyorlarder Masume Hanım bir turlu ilgisini cekemediği Himmet e arabayı mesire yerine cekmesini soyler ve kurduğu hayalinde artık yıkıldığının farkına varır
TURKCE RECETE
Omer Seyfettin bu hikayesinde, yanlış batılılaşmayı Belkıs Hanım karakteri ile ortaya koyar Belkıs Hanım hikayede zengin bir dul olarak tanıtılır Sık sık rahatsızlanması dolayısıyla Doktor Şerif i cağırdığında ondan hastalık dışında magazin, eğlence, aşk, kadınlar hukuku, Avrupa Kadınları, yaşamları vshakkında bilgiler alır Bu konuşmadan sonra Belkıs Hanım iyileşir ama doktorun gideceği zaman tekrar hastalanır ve ondan recete yazmasını ister Doktor Turkce bir recete Yazarak Belkıs Hanım a verir Belkıs Hanım bu noktada Doktor Şerif in Avrupa eğitimi almasına rağmen boyle bir recete yazmasını başlangıcta yadırgar Doktor recetede Belkıs Hanım a eğlenceyi, luksu, modayı ve Avrupai Yaşantıyı tavsiye eder Hikayede Doktor Şerif doğru bir batılılaşmanın gercek bir timsali olarak uzerinde sıkca durulan diğer onemli bir kahramandır Doktor Şerif batı eğitimi almasına rağmen kultur değerlerini yitirmeyen sağlam bir tip olarak tanıtılır
TERAKKİ
Omer Seyfettin bu hikayesinde Niyazi ve Neşet yardımıyla toplumda gorulen medeni ilerlemenin farklı yonlerini dile getirir Niyazi ve Neşet duvarları kağıt kaplı odada oturmuş sigara dumanları icerisinde medeniyetteki ilerlemeden konuşuyorlardı Kısa bir zaman once telefonun, elektriğin, sinemanın, otomobilin, gramofonun olmadığından bahsediyorlardı Butun bu gelişmelere şimdi sahip olunmasına rağmen pahalılıktan yakınıyorlardı Paranın hic bir kıymetinin kalmadığını duşunuyorlardı
Niyazi ile Neşet medeniyetteki ilerlemeyi boyle eleştirirken dışarıdan gelen sesle birlikte dilencinin bambaşka bir dem vurduğunu gorduler dilenci de kendine gore artık dunyanın değiştiğini, merhametin kalmadığını, insanlık denen şeyin sona erdiğini dile getirir Herkesin eğlenceye duşkun olduğunu ifade eder Niyazi ile Neşet bu durumu şaşkınlıkla seyreder Dilenciyi hem kucuk gorurler hem de filozof ve sosyalist olarak nitelendirirler Sekiz on sene evvel bunları bile soyleyecek muderrisin olmadığını belirterek yaşadıkları zamanın ne kadar da farklı olduğunu ortaya koymaya calışırlar
BOYKOTAJ DUŞMANI
Mahmut Turkce konuşan ancak kultur değerleri bakımından Rum olduğuna inanan, Turkculuk cereyanının yukselmesine ve azınlıklardan alış veriş yapılmaması icin Turkculerin yaptığı boykota sinirlenen bir gazetecidir Mahmut hikayede Turkce ile Yunan edebiyatı yapmaya calışan bir karakter olarak da gozukur Yeniden İstanbul da Bizansın dirileceğine inanmış edebiyatı Yunan Edebiyatı fakat dili Turkce olan bir Bizans Kulturu muhayyilesine sahiptir Ona gore butun medeniyet, insaniyet, şiir ve musiki hayatı Yunan Medeniyetinden cıkmıştır
TUHAF BİR ZULUM
Omer Seyfettin bu hikayesinde Gaspadin, Mulki idare mensubu ve Kaşdanov yardımıyla kendi siyasi duşuncelerini dile getirme fırsatı yakalar Ozellikle Kaşdanov ve Muki İdare mensubu arasındaki gecen konuşmalarda bu duşuncelerini daha belirgin olarak dile getirir
Kaşdanov, bir Turk Diplomat ve Gaspadin Bulgaristan da goruşurler ve aralarında şu diyalog gecer: Gaspadin e gore Turkler den ne sosyalist olur ne de nosyonalist Sebebini ise taassub olarak gosterir Gaspadin Turkler in taassubundan cok istifade ettiğini belirtir Deliorman a kaymakam olduğunda bir tane bile Turk olmadığını niyetinin burayı kan dokmeden Bulgarlaştırmak olduğunu belirtir Kasaba ya Makedonya dan surekli muhacir getirip onlara ikamet vererek domuz besiciliği yapmalarını sağlamış Bir sure sonra, Turkler gelip durumdan şikayetci olmuşlardır Domuzların ceşmelerden su ictiğini, tarlalarında dolaştığını ulu orta sokaklarda gezdiğini soylediler Gaspadin de onlara hurriyetten, hayvan haklarından domuzunda Allah ın yarattığı bir hayvan olduğundan bahsedip Turkleri başından gonderdi Domuz duşmanı olan Turkler yavaş yavaş evlerini, tarlalarını satıp İstanbul a goc ettiler Gaspadin de Turkler in sattığı yerleri satın alıp Makedonya dan muhacie getirmeye devam etti Hikayenin kahramanı Turk diplomat bu olayı dinleyince Gaspadin e karşı olan tavrını ortaya koyar
alıntı