nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Hayvanlar aleminin en geniş kısmını (yaklaşık %95'ten fazlası) omurgasızlar kapsar Bu gruptaki hayvanlarda omurgalılarda olduğu gibi gelişmiş bir iskelet bulunmaz yani omurgası olmayan canlılardır Omurgasız hayvanların büyük bir çoğunluğu vücudun dış kısmını örten ve destekleyen dış iskelet bulundurur Bir Takım türleri kesin bir yere tutunmuş olarak yaşasa da çoğu türü etkin olarak hareket edebilir
Omurgasız hayvanların bazıları suda, bazıları karada yaşamaya uyum sağlamıştır
Omurgasız hayvanlar;
1) Süngerler
2) Sölenterler
3) Solucanlar (Yassı solucanlar, Yuvarlak solucanlar, Halkalı Solucanlar)
4) Yumuşakçalar
5) Eklem Bacaklılar (Kabuklular, Araknitler, Fazla Ayaklılar, Böcekler)
6) Derisi Dikenliler
elde etmek üzere 6 gruba ayrılırlar
Süngerler en basit yapılı ve dünya üzerinde 540 milyon yıldır yaşayan hayvanlardır Günümüzde süngerlerin çoğu okyanusların güney kutbundan, kuzey kutbuna uzanan bölgelerden, sığ sulardan, yüzlerce metrelik derin deniz diplerine dek farklı ortamlarda yaşayabilir Süngerlerin yalnız 20 dek türü (Spongilla cinsi) tatlı sularda, geriye doğru kalan büyük bölümü denizlerde yaşar En derin denizlerde bile rastlanabilen süngerler, en fazla denizlerin tropik ve astropik kesimlerinde yaygındır Çoğu türün uzunluğu birkaç santimetreyi aşamazken, bazılarının boyu 2 metreyi geçmektedir
Aydınlık sarı, turuncu, kırmızımtrak, siyah ve menekşe renkli olabilirler Emin bir şekilleri yoktur Vazo, bardak, torba, boru, çalı gibi düzgün olmayan kümeler meydana getirirler Gerçek doku ve organları yoktur Duyu, asap ve hareketi sağlayan hücreleri bulunmadığından yapıştıkları zeminlerde sabit yaşarlar Hayvanlardan çok bitki hissini verirler Boyları birkaç milimetreden, 3 metreye dek değişir Büyük çoğunluğu sıcak denizlerde yaşar Fazla azı tatlı sularda bulunur Bir sünger zemine yapışan kapalı bir kısımla gövde boşluğuna açılan oskulum denen bir açıklıktan ibarettir Yanlarda da suyun girip çıkmasını karşılayan deliklerporlar vardır Bu delikli yapıdan nedeniyle süngerlere porifera denir Minik ağız vazifesini görebilen ast deliklerden giren su, cisim boşluğunu dolaştıktan sonradan, oskulumdan yeniden dışarı atılır
Fil kulağı süngeri (portakal rengi)Cisim yapıları iç ve dış olmak üzere iki tabakadan meydana gelir Arasında dış deriden hasıl olan mezenşim adı bahşedilen jelatinsi bir ara tabaka da vardır ıskelet ya basit bir iğne, ya da ışınsal uzantılı birçok iğneden meydana gelir Silisyum ya da CaCO3 bileşimlidir Süngerlerin iskelet elemanları bu kısımdan meydana kazanç Destek vazifesini gören iskelet sistemi; kireç taşı, silis ya da keratin bileşiminden hasıl olan iskelet iğneleri spikül ve spongin denilen proteinli bir maddeden ibarettir Spongin maddesi, spikülleri bir ağ gibi örerek iskelet sistemini meydana getirir Bir Takım süngerlerde iskeletteki spiküller ayrıntılarıyla kaybolarak yardım maddesi olarak yalnız spongin kalır Bu nesil süngerler temizlendikten sonradan, millet arasında temizlik süngeri olarak kullanılır ıskeletsiz olan öyle az sünger vardır
Sünger olarak bildiğimiz kısım fiilen hayvanın yumuşak kısımlarından bölünmüş iskeletinden başka bir şey değildir Suyu emdiğinde şişme özelliği vardır Plastik süngerlerden önce daha çok kullanılanlar doğal süngerlerdir
Çoğalmaları
Süngerler eşeyli ve eşeysiz olarak iki şekilde ürerler Eşeyli çoğalmada mezenşimatik tabaka içinde yumurta ve spermatozoitler meydana gelir Her iki değişiklik üreme hücresi de aynı ya da ayrı ayrı hayvanlarda bulunabilir Döllenme ceset içinde olur Ast deliklerden suyla giren spermatozoonlar göçmen hücreler tarafından taşınarak yumurtayı döllerler Eşeysiz üreme vücudun yanlarında olan tomurcuklarla meydana gelir Tomurcuk belli başlı hayvandan ayrılarak yeni bir sünger hasıl eder Ayrılmadığı takdirde sünger kolonisi meydana gelmiş olur Tatlı su süngerlerinde sert iklimlere karşısında gemula denen bir üreme şekli görülür Sonbahara içten mezenşim tabakası içinde toplu iğne başı iriliğinde renkli kürecikler meydana gelir Bunlar bol besinli embriyonal hücrelerdir Gemula denen bu küreler dış taraftan iki katlı bir spongin zarla çevrilir Başlıca hayvan öldükten sonra, bunlar çok soğuklarda zeka hayatını sürdürürler ılkbaharda gemula içindeki üreme hücreleri etrafındaki zarın deliklerinden çıkarak yeni süngerleri meydana getirirler
Tanıtıcı Özellikleri
1 Tatlı suda yaşayan iki familyası hariç, tümü denizlerde yaşar
2 Gevşek şekilde bir araya gelmiş olan hücrelerin oluşturduğu organizmalardır
3 Erginleri bir yere emrindeki olarak (sesil) yaşar
4 Çoğu bakışımsız, bir kısmıda ışınsal simetrilidir
5 Bunların vücudunda, su akıntısına olanak sağlayan delikler (porlar), kanallar ve odacıklar bulunur
6 Karoser boşluğu, kısmen ya da en ince ayrıntısına kadar bir sıra kamçılı hücresel tabakasıyla astarlanmıştırBu hücrelere koanosit hücreleri (yakalık hücreleri) adı verilir
7 Kristalin spikül veya organik fibrillerden oluşan iskelet elemanları vardır
8 Sinir sistemleri yoktur
9 Epeyce yüksek regenerasyon yeteneğine sahiptirler
10 Aşina tür sayısı 5 bin dolaylarındadır
11 Porifera şubesi Calcarea, Hexactinellida, Demospongiae ve Sclerospongiae edinmek üzere dört sınıfa ayrılır
Erginlerinde Cisim Şekilleri
Süngerlerde vücudun yüzeyi fazla sayıda delik taşır Suyun, karoser içine girdiği küçük deliklere ostium, vücudu terk ettiği büyük deliklere ise oculum adı verilir Ostiuml ile osculumlar, vücudun içindeki kanal sistemi ve odacıklar aracılığıyla birbirlerine bağlanır
Süngerlerin en ilkel tipi vazo biçiminde olan ve ışınsal simetri belirten ascon tipi süngerlerdir Daha ileri yapılıları ise asimetrik, yassı, yuvarlak veya dallanmış biçimde olup, fazla sayıda ascon tipinden meydana gelmiş gibidir
Ascon tipi süngerlerde vücudun dışı bir sıra epitel hücresiyle örtülüdür Kamçı taşımayan bu hücrelere pinacosit hücreleri, oluşturdukları gövde örtüsüne de pinacoderm adı verilir Vücudun iç tarafını ise kamçılı bir sıra hücreyle astarlanmıştır Kamçı içeren bu hücrelere koanosit hücreleri (yakalık hücreleri), oluşturdukları iç örtüye de koanoderm adı verilir Bu iki hücresel tabakası arasında jelatinimsi mezofil tabakası yer alır Mezofil tabaka, iskelet elemanları ile amöboid hareketli farklı alanlara yönlendirilmiş hücrelerden oluşur (arkeosit ve tesosit hücreleri gibi) Ostiumların çeperlerinde dışarıdan içe dek uzanan porosit adı verilen hücreler yer alır
Ascon tipi süngerde, gövde duvarının dışa dürüst genişlemesiyle daha karmaşık yapılı sünger tipleri ortaya çıkar Bunlara sycon ve leucon tipi sünger adı verilir Bu herif süngerlerde porosit hücreleri yoktur
Gıda
Süngerlerde sindirim kanalı yoktur Porlardan beden boşluğuna giren su içindeki küçük organizmalar ve detrituslar, koanosit hücrelerinin kamçılarıyla süzülerek alınır ve mezofil tabakasındaki amöboid hücrelere iletilir Birhücrelerde olduğu gibi, besinler amöboid hücrelerdeki gıda vakuolleri içinde sindirilir Muhtemelen süngerler su içinde erimiş haldeki besinleri de kullanırlar
Süngerler, tesosit adı bahşedilen özel amöboid hücreler içinde beslenme depo ederler Sindirilmemiş gıda artıkları besin vakuollerinin çeperinden sitoplazma içine, oradan da cisim boşluğundadaki suyu dışarı atan kanallara boşaltılır
Su Düzenlenmesi ve Boşaltım
Süngerlerde su düzenlenmesi ve boşaltım, her hücre göre ayrı olarak yapılır Tatlısu süngerlerinin beden hücrelerinde kontraktil vakuoller bulunur Osmos yoluyla hücrelere giren artı su bu vakuoller aracılığıyla dışarı atılır Ceset boşluğu içindeki suyun sirkülasyonu, koanosit hücrelerine ait kamçıların hareketi ile sağlanır
İskelet ve Hareket
Süngerlerin iskelet elemanlar, kristalin spiküller ile skleroplast adı bahşedilen organik fibriller halindedir Organik fibriller amöboid hücreler tarafından salgılanırlar Sınıflandırılmalarında istelet elemanlarının kimyasal bileşimi, spiküllerin şekli, büyüklüğü, eksen veya ışın sayısı, gövde içindeki dağılımı esas alınır
genelde ergin süngerler bir yere ast olarak yaşarlar Oysa, bazal pinacosit hücrelerinde kolay amipsi hareketle bir dağılma meydana gelebilir
Sinir Sistemi
Süngerlerde asap hücrelerinin varlığını gösteren fizyolojik bir kanıt yoktur Fakat, sinir hücrelerinin bulunabileceği hakkında bir takım iddialar vardır Değişik tipteki uyaranlar aleyhinde, vücudun her hücresi bağımsız olarak tepki gösterir Kaslı bir dokunma uyartısı, yalnızca birkeç milimetre portatif Bunlarda hormonların bulunmadığı da bilinmektedir
Solunum
Süngerlerde özel solunum organı yoktur Gaz değişimi her hücreli kadar ayrı ayrı yapılır
Dolaşım ve Sölom
Süngerlerde dolaşım sistemi ve sölom yoktur Ceset içindeki kanal ve odacıklara giren su, osculumdan dışarı atılırken, hücrelerden buralara boşaltılmış olan artık maddeleri de beraberinde götürülür
Üreme
Süngerlerde özel üreme organı yoktur Arkeosit veya koanosit hücreleri göre oluşturulan cinsiyet hücreleri çoğunlukla mezofil tabakası içinde bulunurlar Eşeyli ve eşeysiz elde etmek üzere iki tip üreme görülür
aEşeyli Üreme: Süngerlerin çoğu hermafrodittir Yumurta ve spermler farklı zamanlarda meydana getirildiğinden döllenme iki ayrı fert aralarında oluşur Su akımıyla ceset içine giren spermler yumurtaları döller Döllenmiş yumurtalar bazılarında dışarı atılır Büyük bir kısmında ise cisim içinde tutulur
bEşeysiz Üreme: Süngerlerde üç değişiklik eşeysiz üreme görülür
1 Tomurcuklanma yoluyla çoğaltma: Vücudun herhangi bir yerinden meydana gelen tomurcuk şeklindeki kabartının koparak ayrı fert oluşturmasıdır
2 Parçalanarak artış: Elverişsiz etraf koşullarda süngür vücudu parçalanır Şartlar normale döndüğünde hücreli kütlesi başlıca süngeri, diğer parçalarda genç süngerleri meydana getirirler
3 Gemmula oluşturarak artma: Daha çok tatlısu formlarında ve bir takım deniz süngerlerinde gemmula oluşturarak çoğaltma görülür Bu süngerler, elverişsiz hayat koşullarında içi arkeosit hücreleriyle batmış olan, kese şeklinde ve sert örtülü yapılar oluştururlar Gemmula adı verilen bu yapılarda tıkaç görevi yapan mikropil kısmı bulunur yaşam koşulları normale dönünce mikropil açılır, içindeki hücreler dışarı çıkarak genç süngerleri oluştururlar
Idareli Önemi
Banyo süngeri olarak kullanılaları ticari açıdan değerlidir
Porifera Şubesinin Sınıflandırması
1 Sınıf: CALCAREA CALCISPONGIAE (Kalkerli Süngerler)
Kalsiyum karbonattan yapılmış olan bir, üç veya dört ışınlı kristalin spikülleri vardır Kolay yapılı ascon, leucon ve sycon tipi formları içine alır Örnek cinsler: Leucoselenia, Sccon, Leuconia
2 Derslik: HEXACTINELLIDAHYALOSPONGIAE (Camsı Süngerler)
Silisten yapılmış altı ışınlı spikülleri vardır ayrı olarak veya bir ağ şeklinde biirleşmiş kanalları ve koanosit hücreleriyle asterlanmış olan parmak şeklindeki odacıkları bulunur Derin denizlerde yaşarlar Misal cinsler: Euplectella, Hyalonema
3 Derslik: DEMOSPONGIAE (Keratinli Süngerler)
Silisten yapılmış 14 ışınlı spikülleri veya kologen fibrillerden oluşan organik iskeletleri vardır Vücutları leucon tipindedir Misal cinsler: Plakina, Halichondria Bu sınıf bir takım tatlısu forumlarını da içine alır Örnek tür: Spongilla
4 Sınıf: SCLEROSPONGIAE (Mercan Süngerleri)
İç kısımdaki silis spikülleri ve organik fibrillere ilaveten, vücudun yüzeyi kalsiyum karbonat taşıyan taşlaşmış bir örtü taşır Leucon tipindeki bu süngerler deniz dibinde tünel ve mağara gibi yerlerde mercanlarla birlikte bulunurlar *
Omurgasız hayvanların bazıları suda, bazıları karada yaşamaya uyum sağlamıştır
Omurgasız hayvanlar;
1) Süngerler
2) Sölenterler
3) Solucanlar (Yassı solucanlar, Yuvarlak solucanlar, Halkalı Solucanlar)
4) Yumuşakçalar
5) Eklem Bacaklılar (Kabuklular, Araknitler, Fazla Ayaklılar, Böcekler)
6) Derisi Dikenliler
elde etmek üzere 6 gruba ayrılırlar
Süngerler en basit yapılı ve dünya üzerinde 540 milyon yıldır yaşayan hayvanlardır Günümüzde süngerlerin çoğu okyanusların güney kutbundan, kuzey kutbuna uzanan bölgelerden, sığ sulardan, yüzlerce metrelik derin deniz diplerine dek farklı ortamlarda yaşayabilir Süngerlerin yalnız 20 dek türü (Spongilla cinsi) tatlı sularda, geriye doğru kalan büyük bölümü denizlerde yaşar En derin denizlerde bile rastlanabilen süngerler, en fazla denizlerin tropik ve astropik kesimlerinde yaygındır Çoğu türün uzunluğu birkaç santimetreyi aşamazken, bazılarının boyu 2 metreyi geçmektedir
Aydınlık sarı, turuncu, kırmızımtrak, siyah ve menekşe renkli olabilirler Emin bir şekilleri yoktur Vazo, bardak, torba, boru, çalı gibi düzgün olmayan kümeler meydana getirirler Gerçek doku ve organları yoktur Duyu, asap ve hareketi sağlayan hücreleri bulunmadığından yapıştıkları zeminlerde sabit yaşarlar Hayvanlardan çok bitki hissini verirler Boyları birkaç milimetreden, 3 metreye dek değişir Büyük çoğunluğu sıcak denizlerde yaşar Fazla azı tatlı sularda bulunur Bir sünger zemine yapışan kapalı bir kısımla gövde boşluğuna açılan oskulum denen bir açıklıktan ibarettir Yanlarda da suyun girip çıkmasını karşılayan deliklerporlar vardır Bu delikli yapıdan nedeniyle süngerlere porifera denir Minik ağız vazifesini görebilen ast deliklerden giren su, cisim boşluğunu dolaştıktan sonradan, oskulumdan yeniden dışarı atılır
Fil kulağı süngeri (portakal rengi)Cisim yapıları iç ve dış olmak üzere iki tabakadan meydana gelir Arasında dış deriden hasıl olan mezenşim adı bahşedilen jelatinsi bir ara tabaka da vardır ıskelet ya basit bir iğne, ya da ışınsal uzantılı birçok iğneden meydana gelir Silisyum ya da CaCO3 bileşimlidir Süngerlerin iskelet elemanları bu kısımdan meydana kazanç Destek vazifesini gören iskelet sistemi; kireç taşı, silis ya da keratin bileşiminden hasıl olan iskelet iğneleri spikül ve spongin denilen proteinli bir maddeden ibarettir Spongin maddesi, spikülleri bir ağ gibi örerek iskelet sistemini meydana getirir Bir Takım süngerlerde iskeletteki spiküller ayrıntılarıyla kaybolarak yardım maddesi olarak yalnız spongin kalır Bu nesil süngerler temizlendikten sonradan, millet arasında temizlik süngeri olarak kullanılır ıskeletsiz olan öyle az sünger vardır
Sünger olarak bildiğimiz kısım fiilen hayvanın yumuşak kısımlarından bölünmüş iskeletinden başka bir şey değildir Suyu emdiğinde şişme özelliği vardır Plastik süngerlerden önce daha çok kullanılanlar doğal süngerlerdir
Çoğalmaları
Süngerler eşeyli ve eşeysiz olarak iki şekilde ürerler Eşeyli çoğalmada mezenşimatik tabaka içinde yumurta ve spermatozoitler meydana gelir Her iki değişiklik üreme hücresi de aynı ya da ayrı ayrı hayvanlarda bulunabilir Döllenme ceset içinde olur Ast deliklerden suyla giren spermatozoonlar göçmen hücreler tarafından taşınarak yumurtayı döllerler Eşeysiz üreme vücudun yanlarında olan tomurcuklarla meydana gelir Tomurcuk belli başlı hayvandan ayrılarak yeni bir sünger hasıl eder Ayrılmadığı takdirde sünger kolonisi meydana gelmiş olur Tatlı su süngerlerinde sert iklimlere karşısında gemula denen bir üreme şekli görülür Sonbahara içten mezenşim tabakası içinde toplu iğne başı iriliğinde renkli kürecikler meydana gelir Bunlar bol besinli embriyonal hücrelerdir Gemula denen bu küreler dış taraftan iki katlı bir spongin zarla çevrilir Başlıca hayvan öldükten sonra, bunlar çok soğuklarda zeka hayatını sürdürürler ılkbaharda gemula içindeki üreme hücreleri etrafındaki zarın deliklerinden çıkarak yeni süngerleri meydana getirirler
Tanıtıcı Özellikleri
1 Tatlı suda yaşayan iki familyası hariç, tümü denizlerde yaşar
2 Gevşek şekilde bir araya gelmiş olan hücrelerin oluşturduğu organizmalardır
3 Erginleri bir yere emrindeki olarak (sesil) yaşar
4 Çoğu bakışımsız, bir kısmıda ışınsal simetrilidir
5 Bunların vücudunda, su akıntısına olanak sağlayan delikler (porlar), kanallar ve odacıklar bulunur
6 Karoser boşluğu, kısmen ya da en ince ayrıntısına kadar bir sıra kamçılı hücresel tabakasıyla astarlanmıştırBu hücrelere koanosit hücreleri (yakalık hücreleri) adı verilir
7 Kristalin spikül veya organik fibrillerden oluşan iskelet elemanları vardır
8 Sinir sistemleri yoktur
9 Epeyce yüksek regenerasyon yeteneğine sahiptirler
10 Aşina tür sayısı 5 bin dolaylarındadır
11 Porifera şubesi Calcarea, Hexactinellida, Demospongiae ve Sclerospongiae edinmek üzere dört sınıfa ayrılır
Erginlerinde Cisim Şekilleri
Süngerlerde vücudun yüzeyi fazla sayıda delik taşır Suyun, karoser içine girdiği küçük deliklere ostium, vücudu terk ettiği büyük deliklere ise oculum adı verilir Ostiuml ile osculumlar, vücudun içindeki kanal sistemi ve odacıklar aracılığıyla birbirlerine bağlanır
Süngerlerin en ilkel tipi vazo biçiminde olan ve ışınsal simetri belirten ascon tipi süngerlerdir Daha ileri yapılıları ise asimetrik, yassı, yuvarlak veya dallanmış biçimde olup, fazla sayıda ascon tipinden meydana gelmiş gibidir
Ascon tipi süngerlerde vücudun dışı bir sıra epitel hücresiyle örtülüdür Kamçı taşımayan bu hücrelere pinacosit hücreleri, oluşturdukları gövde örtüsüne de pinacoderm adı verilir Vücudun iç tarafını ise kamçılı bir sıra hücreyle astarlanmıştır Kamçı içeren bu hücrelere koanosit hücreleri (yakalık hücreleri), oluşturdukları iç örtüye de koanoderm adı verilir Bu iki hücresel tabakası arasında jelatinimsi mezofil tabakası yer alır Mezofil tabaka, iskelet elemanları ile amöboid hareketli farklı alanlara yönlendirilmiş hücrelerden oluşur (arkeosit ve tesosit hücreleri gibi) Ostiumların çeperlerinde dışarıdan içe dek uzanan porosit adı verilen hücreler yer alır
Ascon tipi süngerde, gövde duvarının dışa dürüst genişlemesiyle daha karmaşık yapılı sünger tipleri ortaya çıkar Bunlara sycon ve leucon tipi sünger adı verilir Bu herif süngerlerde porosit hücreleri yoktur
Gıda
Süngerlerde sindirim kanalı yoktur Porlardan beden boşluğuna giren su içindeki küçük organizmalar ve detrituslar, koanosit hücrelerinin kamçılarıyla süzülerek alınır ve mezofil tabakasındaki amöboid hücrelere iletilir Birhücrelerde olduğu gibi, besinler amöboid hücrelerdeki gıda vakuolleri içinde sindirilir Muhtemelen süngerler su içinde erimiş haldeki besinleri de kullanırlar
Süngerler, tesosit adı bahşedilen özel amöboid hücreler içinde beslenme depo ederler Sindirilmemiş gıda artıkları besin vakuollerinin çeperinden sitoplazma içine, oradan da cisim boşluğundadaki suyu dışarı atan kanallara boşaltılır
Su Düzenlenmesi ve Boşaltım
Süngerlerde su düzenlenmesi ve boşaltım, her hücre göre ayrı olarak yapılır Tatlısu süngerlerinin beden hücrelerinde kontraktil vakuoller bulunur Osmos yoluyla hücrelere giren artı su bu vakuoller aracılığıyla dışarı atılır Ceset boşluğu içindeki suyun sirkülasyonu, koanosit hücrelerine ait kamçıların hareketi ile sağlanır
İskelet ve Hareket
Süngerlerin iskelet elemanlar, kristalin spiküller ile skleroplast adı bahşedilen organik fibriller halindedir Organik fibriller amöboid hücreler tarafından salgılanırlar Sınıflandırılmalarında istelet elemanlarının kimyasal bileşimi, spiküllerin şekli, büyüklüğü, eksen veya ışın sayısı, gövde içindeki dağılımı esas alınır
genelde ergin süngerler bir yere ast olarak yaşarlar Oysa, bazal pinacosit hücrelerinde kolay amipsi hareketle bir dağılma meydana gelebilir
Sinir Sistemi
Süngerlerde asap hücrelerinin varlığını gösteren fizyolojik bir kanıt yoktur Fakat, sinir hücrelerinin bulunabileceği hakkında bir takım iddialar vardır Değişik tipteki uyaranlar aleyhinde, vücudun her hücresi bağımsız olarak tepki gösterir Kaslı bir dokunma uyartısı, yalnızca birkeç milimetre portatif Bunlarda hormonların bulunmadığı da bilinmektedir
Solunum
Süngerlerde özel solunum organı yoktur Gaz değişimi her hücreli kadar ayrı ayrı yapılır
Dolaşım ve Sölom
Süngerlerde dolaşım sistemi ve sölom yoktur Ceset içindeki kanal ve odacıklara giren su, osculumdan dışarı atılırken, hücrelerden buralara boşaltılmış olan artık maddeleri de beraberinde götürülür
Üreme
Süngerlerde özel üreme organı yoktur Arkeosit veya koanosit hücreleri göre oluşturulan cinsiyet hücreleri çoğunlukla mezofil tabakası içinde bulunurlar Eşeyli ve eşeysiz elde etmek üzere iki tip üreme görülür
aEşeyli Üreme: Süngerlerin çoğu hermafrodittir Yumurta ve spermler farklı zamanlarda meydana getirildiğinden döllenme iki ayrı fert aralarında oluşur Su akımıyla ceset içine giren spermler yumurtaları döller Döllenmiş yumurtalar bazılarında dışarı atılır Büyük bir kısmında ise cisim içinde tutulur
bEşeysiz Üreme: Süngerlerde üç değişiklik eşeysiz üreme görülür
1 Tomurcuklanma yoluyla çoğaltma: Vücudun herhangi bir yerinden meydana gelen tomurcuk şeklindeki kabartının koparak ayrı fert oluşturmasıdır
2 Parçalanarak artış: Elverişsiz etraf koşullarda süngür vücudu parçalanır Şartlar normale döndüğünde hücreli kütlesi başlıca süngeri, diğer parçalarda genç süngerleri meydana getirirler
3 Gemmula oluşturarak artma: Daha çok tatlısu formlarında ve bir takım deniz süngerlerinde gemmula oluşturarak çoğaltma görülür Bu süngerler, elverişsiz hayat koşullarında içi arkeosit hücreleriyle batmış olan, kese şeklinde ve sert örtülü yapılar oluştururlar Gemmula adı verilen bu yapılarda tıkaç görevi yapan mikropil kısmı bulunur yaşam koşulları normale dönünce mikropil açılır, içindeki hücreler dışarı çıkarak genç süngerleri oluştururlar
Idareli Önemi
Banyo süngeri olarak kullanılaları ticari açıdan değerlidir
Porifera Şubesinin Sınıflandırması
1 Sınıf: CALCAREA CALCISPONGIAE (Kalkerli Süngerler)
Kalsiyum karbonattan yapılmış olan bir, üç veya dört ışınlı kristalin spikülleri vardır Kolay yapılı ascon, leucon ve sycon tipi formları içine alır Örnek cinsler: Leucoselenia, Sccon, Leuconia
2 Derslik: HEXACTINELLIDAHYALOSPONGIAE (Camsı Süngerler)
Silisten yapılmış altı ışınlı spikülleri vardır ayrı olarak veya bir ağ şeklinde biirleşmiş kanalları ve koanosit hücreleriyle asterlanmış olan parmak şeklindeki odacıkları bulunur Derin denizlerde yaşarlar Misal cinsler: Euplectella, Hyalonema
3 Derslik: DEMOSPONGIAE (Keratinli Süngerler)
Silisten yapılmış 14 ışınlı spikülleri veya kologen fibrillerden oluşan organik iskeletleri vardır Vücutları leucon tipindedir Misal cinsler: Plakina, Halichondria Bu sınıf bir takım tatlısu forumlarını da içine alır Örnek tür: Spongilla
4 Sınıf: SCLEROSPONGIAE (Mercan Süngerleri)
İç kısımdaki silis spikülleri ve organik fibrillere ilaveten, vücudun yüzeyi kalsiyum karbonat taşıyan taşlaşmış bir örtü taşır Leucon tipindeki bu süngerler deniz dibinde tünel ve mağara gibi yerlerde mercanlarla birlikte bulunurlar *