iltasyazilim
FD Üye
SLM ARKADAŞLAR BU BİLGİ (CİHATNETTEN ALINMIŞTIR) ONİKİ İMAMLARIN Hz Resulullah (saa)'tan ve Ehli beyt'ler ilgili süper bir kaynak kesinlikle okumanızı tavsiye ederim
ONİKİ İMAM
Şimdiye kadar olan bahsimizde hem akli hem de nakli delillerin yeryüzünün ilahi önderden boş kalamayacağını iktiza ettiğini ve Kur'anı Kerim ayetleriyle, Hz Resulullah (saa)'tan gelen mütevatir hadislerin genel olarak Ehli Beyt'in önderliğini, özel olarak da Hz Ali (as)'ın imamet ve velayetini ispat ettiğini gördük
Fakat hem Ehli Beyt, hem de Ehli Sünnet kaynaklarına baktığımızda, Hz Resulullah (saa)'in sadece bununla iktifa etmediğini ve kendinden sonra kıyamet gününe kadar olacak ilahi önderlerin sayısını,hatta isimlerini bile beyan buyurduğunu görmekteyiz Buna dair hadisler Ehli Beyt kaynaklarında fazlasıyla geldiği gibi, Ehli Sünnet kaynaklarında da yeterli bir şekilde yer almıştır Biz bu hadislerden bazılarına burada işaret etmeyi uygun görüyoruz Ancak, bunlar sizin uydurma hadislerinizdirşeklinde bir itirazla karşılaşmamak için, bu hadisleri de öncekilerde olduğu gibi, Ehli Sünnet kaynaklarından nakledeceğiz
Cabir bin Semure diyor: peygamberden işittim şöyle buyurdular: İslam, on iki halifenin varlığıyla daima aziz kalacaktır Sonra bir şey buyurdular, anlayamadığımdan babamdan sordum, babam: Resulullah, imamların hepsinin Kureyş'ten olacağını beyan ettiler1 dedi
Cabir bin Semure'nin bu hadisi çeşitli şekilde ve çeşitli tabirlerle nakledilmiştir İsteyenler hadis kitaplarına müracaat ederek onun çeşitli tabirlerini görebilirler Biz hadisin dipnotunda ilgili adreslerden bazılarına işaret etmişiz
Abdullah bin Mesud şöyle diyor: İslam Peygamberi'nden kendisinden sonraki halifeleri hakkında sorulduğunda şöyle buyurdular: Benim halifelerim on iki kişidirler, aynen Beni İsrail'in reisleri gibi ki, onlar da on iki kişi idiler2
Yine Hz Resulullah şöyle buyurmuştur: Bu ümmetin Kureyş'ten olan on iki önderi vardır Yalnız bırakıp, yardım etmemek onlara zarar vermez3
Enes Hz Resulullah (saa)'dan şöyle rivayet ediyor: Kureyş'ten olan on iki kişinin bu ümmete velayeti devam ettiği sürece, İslam dini sabit kalır Bunlardan sonra dünya ve insanların hali perişan ve altüst olur4
Yukarıdaki hadis farklı bir senetle şöyle nakledilmiştir: Kureyş'ten olan on iki halifenin velayeti olduğu sürece bu ümmetin durumu aydınlık olur, şan ve şöhreti de dünyaya yayılır5
Ehli Sünnet ulemasından Süleyman bin İbrahim Hanefi, Yenabiül Meveddetkitabında şöyle naklediyor:Nasel isminde bir Yahudi Peygamber (saa)'in huzuruna geldi ve bazı bilgiler aldıktan sonra, Hazret'ten kendisinden sonraki halifeler hakkında sordu Hazret cevaben şöyle buyurdu: Benim vasi ve halifem Ali bin Ebu Talib ve ondan sonra iki oğlum Hasan ve Hüseyin'dir Hüseyin'den sonra, dokuz imam onun neslinden gelecektirYahudi onların isimlerinin açıklanmasını isteyince, Hazret on iki imamın isimlerini tekerteker beyan buyurdu6
İşaret ettiğimiz bu hadisler, bu anlamı ifade eden hadislerden sadece birkaç örnekti İlgili hadis, tarih ve tefsir kitaplarına müracaat edildiği taktirde, bu kabil hadislerin çok fazla olduğu ve hatta mana açısından mütevatir olduğu görülecektir Öyle ki, Ehli Sünnet ulemasından hiçbir kimse onları inkar etme yoluna gitmeyip, ileride göreceğimiz üzere, bir takım zorlamayla da olsa, onları kendi inançları doğrultusunda tevcih etmeye çalışmışlardır Söz konusu hadislerden şu sonuçlar elde ediliyor:
a) Peygamberimizden sonraki emir sahipleri ve halifeler bizzat Peygamber'in diliyle ümmete açıklanmıştır
b) Hazret, onların hepsinin Kureyş'ten olacağını ve sayılarının on iki olduğunu da bildirmiştir
c) İslam dininin bekası bu ilahi önderlerin bekasıyla sınırlıdır Onların dünyadan göçmelerinden sonra insanlar başsız kalıp kargaşa ve bozgunluğa uğrayacak ve nihayet kıyamet kopacaktır
Nitekim, Ehli Beyt ve Ehli Sünnet kaynaklarında yer alan Hz Resulullah'ın: Zamanının imamını tanımadan ölen bir kimse cahiliye ölümüyle dünyadan gitmiş sayılır7 mealindeki hadisi şerifi de her asırda masum imamın varlığını, onu tanımanın ve velayetini kabul etmenin gerekliliğini açıkça ortaya koymaktadır Zira sıradan bir önderi tanımamanın insanın imanına bir halel getirmeyeceği açıktır
Görüldüğü üzere, Hazret kendinden sonra on iki halife veya bazı rivayetlerde geldiği üzere, on iki amir olacağını ve onların tamamının Kureyş'ten olup İslam dininin onların varlığıyla izzet bulacağını belirtmiştir
Ehli Sünnet uleması, Hz Resulullah (saa)'in bu buyruklarında geçen on iki halifeyi tevcih etmekte gerçekten bir hayret ve şaşkınlık içindeler Bir taraftan onları kendi mekteplerinin onayladığı şekilde kendi liderlerine tatbik etmeye çalışıyorlar Diğer taraftan da bunun, ne halife diye kabul ettiklerinin sayısı bakımından, ne de bu liderlerin bir çoğunun sahip oldukları vasıflar açısından mümkün olmadığını görüyorlar Faraza Hülefai Raşidinin tartışmasız olarak Peygamberi Ekrem'in hadisinde geçen on iki halifeden dördü olduğu kabul edilse bile, peki Hz Ali ile savaşarak haksız yere onca Müslüman kanı akmasına vesile olan Muaviye, nasıl Peygamberi Ekrem'in ümmeti müjdelercesine beyan buyurduğu ve İslam'ın izzet vesilesi olacağını bildirdiği on iki halife safına katılabilir?
Oysa, kendi kitaplarında Hz Resulullah (saa)'in; Eğer Muaviye'yi benim minberime çıktığını görürseniz, karnını yırtın veya onu katledin8 buyurduğunu da naklediyorlar Hiç Hz Resulullah (saa), iftiharla sunduğu kendi halifesinin karnını yırtmasını ümmetine emreder mi?
Bundan da geçilse, açıkça bütün İslami değerleri ayak altına alan, açıktan şarap içen, köpek oynatan, zina yapan ve daha kötüsü Peygamberi Ekrem'in namaz esnasında secdede iken boynuna çıktığında incinmesin diye kendiliğinden boynundan ininceye kadar secdeyi uzatacak kadar itina gösterdiği, ağladığını gördüğünde sözünü keserek minberden inip, bağrına basarak minbere götürüp konuşmasına devam ettiği, devamlı olarak bağrına basıp boğazından dudaklarından ve sinesinden öptüğü ve cennet gençlerinin efendisi olarak tanıttığı biricik torunu İmam Hüseyin ve yaranını tarihe yüz karası olacak nitelikte Kerbela denen yerde susuz olarak fecicesine şehid ettiği ve Peygamber'in Ehli Beyt'ini esir edip zillet içerisinde şehirşehir köyköy dolaştırıp, bu yaptığından dolayı iftihar edip: Haşimoğulları padişahlıkla oynadılar, yoksa ne bir haber gelmiştir, ne de bir vahiy inmiştir, keşke bedirde öldürülen dedelerim olsaydı da, nasıl onların kanını Muhammed'den aldığımı görseydiler9 diyerek açıkça kafirliğini ortaya koyma cüretini gösteren, üç gün boyunca Medine'de Peygamber'in ashabının ve tabiinin can, mal ve namusunu kendi askerlerine helal eden ve Allah'ın evi Kabe'yi taşa tutan ve daha nice cinayetler işleyen 10 Yezit gibi melun birini nasıl bu on iki halifeden sayacaklar?!
Yahut Kur'anı Kerim'in onun durumunu nasıl gösterdiğini bilmek amacıyla bir gün Kur'an'ı açtığında, karşısına Allah Teala'nın Peygamberler yardım istediler ve her inatçı zorba hüsrana uğradı Ardında cehennem vardır; orada kendisine irinli su içirilecektir11 ayeti çıktığını görünce, Kur'anı Kerim'i okuna hedef kılıp: Beni inatçı zorbalıkla mı tehdit ediyorsun? İşte ben inatçı zorbayım Kıyamet günü Rabbine gittiğinde; de ki: Ey Rabbim! Velid beni parçaladıdiyerek Kur'anı Kerim'i ok yağmuruna tutan ve Yezit gibi: Haşimi Muhammed hilafetle oynadı Yoksa ona ne bir vahiy gelmişti ne de bir kitap Allah'a de ki, benim yemeğimi engellesin Allah'a de ki, benim şarabımı engellesindiyerek, açıkça inancı olmadığını gözler önüne seren 12 Emevi halifelerinden Velid bin Yezit bin Abdulmelik'i nasıl Peygamberi Ekrem'in kendi halifeleri olarak niteleyip İslam'ın izzet kaynağı olacaklarını belirttiği on iki halife safına katacaklar?!
Bunlar İslam'ın izzeti değil, İslam'ın yüzkarası olmuşlardır Hiç, Allah'ın o en kutsal nuru Hz Resulullah, bu gibi pislik insanları kendine atfederek iftiharla İslam'ın izzet vesilesi olarak tanıtır mı? Bu gibi pislikler sadece bunlarla sınırlı değildir Emevi ve Abbasi halifelerinin bir çoğu bu kabildendir
Evet gerçekten Ehli Sünnet, Hz Resulullah (saa)'in bu buyruğunu kendi inançlarına uygun olarak tevcih etmek açısından büyük bir şaşkınlık içindedirler Biri, bir takım zorlamalarla on iki halifeyi düzeltiyor, diğeri gelip onu yalanlıyor
Ehli Sünnet alimlerinin önde gelenlerinden olan İbni Arabi Sahihi Tirmizi'nin şerhinde şöyle yazıyor: Biz Resulullah (saa)'tan sonra hilafeti üstlenen kimselerden aşağıda isimleri zikredilen on iki kişiyi saymaktayız:
Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Hasan, Muaviye, Yezit, Muaviye bin Yezit, Mervan, Abdulmelik, bin Mervan, Velid, Süleyman, Ömer bin Abdulaziz, Yezit bin Abdulmelik, Mervan bin Muhammed, Saffah
Böylece İbni Arabi kendi zamanına kadar gelen yirmi yedi Abbasi halifesini de saydıktan sonra şöyle der: Eğer bunlardan birbiri ardına gelen on ikisini Resulullah (saa)'in belirttiği halifeler olarak kabul edersek, sonuncusu Emevi halifelerinden Süleyman olur Ama onların içinden sadece beş kişi Resulullah (saa)'in gerçek hilafetinin ölçülerini taşımıştır Onlar da ilk dört halife ve Ömer bin Abdulaziz'dirSonra İbni Arabi şöyle devam ediyor: Doğrusu ben bu hadislerin anlamını çıkaramadım13
Ehli Sünnet ulemasının önde gelenlerinden olan Suyuti ise, Hz Resulullah (saa)'in bu hadislerini şöyle tevcih ediyor: Resulullah (saa)'in on iki halifesinden şimdiye kadar şu sekizi gelmiştir: Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Hasan, Muaviye, Abdullah bin Zübeyr ve Ömer bin Abdulaziz Bunlara Abbasi halifelerinden Mehdi'yi de ekleyebiliriz Zira o da Emevi halifelerinden Ömer bin Abdulaziz gibi adil idi Onuncusu olarak da adaletiyle tanınan Tahiri Abbasi'yi sayabiliriz Geriye kalan ve gelmesi beklenen son ikisi ise, Ehli Beyt'ten olan Mehdi'dir14
Ehli Sünnet ulemasından Fethül Barikitabının yazarı ise şöyle yazıyor: On iki halifeden ilk dört halife hilafete ulaşmıştır Diğerleriyse kıyamet kopmadan önce bu makama ulaşacaktır15
Böylece Ehli Sünnet uleması Hz Resulullah (saa)'in bu buyruğunu yorumlamak hususunda her biri ayrı bir yol tutmuş ve tam bir çıkmaza girmişlerdir Ancak onların içinde hakkı anlayanlar da vardır
Ehli Sünnet'in meşhur alimlerinden Süleyman bin İbrahim Kunduzi Yenabiül Meveddetadlı kitabında şöyle yazıyor: Tahkik ehli olanların görüşü şudur: Peygamberimizden sonraki halifelerin on iki kişi olduğunu içeren hadisler meşhurdur ve bir çok kaynaklarda nakledilmiştir Zamanın geçmesi ve kevni mekanın tanıtımıyla Hz Resulullah (saa)'in hadisinde geçen on iki halife ve imamdan maksadın Ehli Beyt İmamları olduğu açıklık kazanmıştır Çünkü bu hususta gelen hadisler Hülefai Raşidin'e sayıları dört olduğu için; Emevi ve Abbasi halifelerine de, sayıları on ikiden fazla olması ve Ömer bin Abdulaziz müstesna, hepsinin zalim olduklarından tatbik etmemektedir Dolayısıyla bu hadisler ancak ve ancak Ehli Beyt İmamlarına tatbik etmektedir Çünkü onlar ilim, takva, hasep ve nesep bakımından herkesten üstün olup, ilimleri babaları aracılığıyla ilmi ledünni sahibi olan büyük babaları Hz Resulullah'a varmaktadır İlim ve tahkik, keşif ve tevfik ehli onları böyle tanımıştır16
Görüldüğü üzere, Hz Resulullah (saa)'in bu hadisleri iyice değerlendirildiği taktirde, biz Ehli Beyt dostlarının inandığı on iki imamdan başka hiç kimseye tatbik etmemektedir
Nitekim, Hz Ali (as) Hz Resulullah (saa)'in on iki halifesinin Kureyş soyundan olacağı buyruğuna açıklık getirerek, Hz Resulullah'ın maksadının Kureyş'in Haşimi boyu olduğunu şöyle açıklamıştır: İmamların Kureyş'ten olacaklarından maksat, Kureyş'in Haşimoğulları boyundan olmalarıdır Çünkü diğer boyların imam olmaya liyakatleri yoktur17
Ayrıca Ehli Beyt İmamları'nın; siyasi, ibadi, ahlaki ve ilmi yaşantıları, sahip oldukları fiziksel ve manevi kemal ve üstünlükleri, gösterdikleri mucize ve kerametler onların hak imamlar olduklarını, diğerlerinin ise hak üzere olmadıklarını kanıtlayan ayrı bir delildir
Ehli Beyt İmamları, yaşadıkları asırlarda ömürlerinin zindanlarda geçmesi veya şehadeti istikbal etme pahasına bile olsa, zalimler karşısında İslam dinini korumuşlardır İlmi konularda her dalda sorulan sorulara cevap verip bilginleri kendi ilmi üstünlüklerine hayran bırakmışlardır
Hanefi mezhebinin kurucusu Ebu Hanife'nin: İmam Cafer Sadık (as)'dan iki yıllık ilmi istifadem olmasaydı, helak olurdumşeklindeki meşhur sözü bunun en güzel kanıtlarından biridir O, bu sözüyle, İmam Cafer Sadık (as)'ın öğrencisi olduğunu ve sahip olduğu kemal sayılan özellikleri o Hazret'ten kesbettiğini itiraf etmekle birlikte, kimlerin gerçek kemal sahibi olduğunu en güzel şekilde ortaya koymuştur
Allah bizleri insanlar için feyz, bereket ve nimet vasıtası olan Ehli Beyt İmamları'nın yüce şan ve makamlarını tanıyıp buyruklarına amel etmede muvaffak eylesin Allah'ın salat ve selamı Hz Muhammed ve Ehli Beyti'ne olsun
ONİKİ İMAM
Şimdiye kadar olan bahsimizde hem akli hem de nakli delillerin yeryüzünün ilahi önderden boş kalamayacağını iktiza ettiğini ve Kur'anı Kerim ayetleriyle, Hz Resulullah (saa)'tan gelen mütevatir hadislerin genel olarak Ehli Beyt'in önderliğini, özel olarak da Hz Ali (as)'ın imamet ve velayetini ispat ettiğini gördük
Fakat hem Ehli Beyt, hem de Ehli Sünnet kaynaklarına baktığımızda, Hz Resulullah (saa)'in sadece bununla iktifa etmediğini ve kendinden sonra kıyamet gününe kadar olacak ilahi önderlerin sayısını,hatta isimlerini bile beyan buyurduğunu görmekteyiz Buna dair hadisler Ehli Beyt kaynaklarında fazlasıyla geldiği gibi, Ehli Sünnet kaynaklarında da yeterli bir şekilde yer almıştır Biz bu hadislerden bazılarına burada işaret etmeyi uygun görüyoruz Ancak, bunlar sizin uydurma hadislerinizdirşeklinde bir itirazla karşılaşmamak için, bu hadisleri de öncekilerde olduğu gibi, Ehli Sünnet kaynaklarından nakledeceğiz
Cabir bin Semure diyor: peygamberden işittim şöyle buyurdular: İslam, on iki halifenin varlığıyla daima aziz kalacaktır Sonra bir şey buyurdular, anlayamadığımdan babamdan sordum, babam: Resulullah, imamların hepsinin Kureyş'ten olacağını beyan ettiler1 dedi
Cabir bin Semure'nin bu hadisi çeşitli şekilde ve çeşitli tabirlerle nakledilmiştir İsteyenler hadis kitaplarına müracaat ederek onun çeşitli tabirlerini görebilirler Biz hadisin dipnotunda ilgili adreslerden bazılarına işaret etmişiz
Abdullah bin Mesud şöyle diyor: İslam Peygamberi'nden kendisinden sonraki halifeleri hakkında sorulduğunda şöyle buyurdular: Benim halifelerim on iki kişidirler, aynen Beni İsrail'in reisleri gibi ki, onlar da on iki kişi idiler2
Yine Hz Resulullah şöyle buyurmuştur: Bu ümmetin Kureyş'ten olan on iki önderi vardır Yalnız bırakıp, yardım etmemek onlara zarar vermez3
Enes Hz Resulullah (saa)'dan şöyle rivayet ediyor: Kureyş'ten olan on iki kişinin bu ümmete velayeti devam ettiği sürece, İslam dini sabit kalır Bunlardan sonra dünya ve insanların hali perişan ve altüst olur4
Yukarıdaki hadis farklı bir senetle şöyle nakledilmiştir: Kureyş'ten olan on iki halifenin velayeti olduğu sürece bu ümmetin durumu aydınlık olur, şan ve şöhreti de dünyaya yayılır5
Ehli Sünnet ulemasından Süleyman bin İbrahim Hanefi, Yenabiül Meveddetkitabında şöyle naklediyor:Nasel isminde bir Yahudi Peygamber (saa)'in huzuruna geldi ve bazı bilgiler aldıktan sonra, Hazret'ten kendisinden sonraki halifeler hakkında sordu Hazret cevaben şöyle buyurdu: Benim vasi ve halifem Ali bin Ebu Talib ve ondan sonra iki oğlum Hasan ve Hüseyin'dir Hüseyin'den sonra, dokuz imam onun neslinden gelecektirYahudi onların isimlerinin açıklanmasını isteyince, Hazret on iki imamın isimlerini tekerteker beyan buyurdu6
İşaret ettiğimiz bu hadisler, bu anlamı ifade eden hadislerden sadece birkaç örnekti İlgili hadis, tarih ve tefsir kitaplarına müracaat edildiği taktirde, bu kabil hadislerin çok fazla olduğu ve hatta mana açısından mütevatir olduğu görülecektir Öyle ki, Ehli Sünnet ulemasından hiçbir kimse onları inkar etme yoluna gitmeyip, ileride göreceğimiz üzere, bir takım zorlamayla da olsa, onları kendi inançları doğrultusunda tevcih etmeye çalışmışlardır Söz konusu hadislerden şu sonuçlar elde ediliyor:
a) Peygamberimizden sonraki emir sahipleri ve halifeler bizzat Peygamber'in diliyle ümmete açıklanmıştır
b) Hazret, onların hepsinin Kureyş'ten olacağını ve sayılarının on iki olduğunu da bildirmiştir
c) İslam dininin bekası bu ilahi önderlerin bekasıyla sınırlıdır Onların dünyadan göçmelerinden sonra insanlar başsız kalıp kargaşa ve bozgunluğa uğrayacak ve nihayet kıyamet kopacaktır
Nitekim, Ehli Beyt ve Ehli Sünnet kaynaklarında yer alan Hz Resulullah'ın: Zamanının imamını tanımadan ölen bir kimse cahiliye ölümüyle dünyadan gitmiş sayılır7 mealindeki hadisi şerifi de her asırda masum imamın varlığını, onu tanımanın ve velayetini kabul etmenin gerekliliğini açıkça ortaya koymaktadır Zira sıradan bir önderi tanımamanın insanın imanına bir halel getirmeyeceği açıktır
Görüldüğü üzere, Hazret kendinden sonra on iki halife veya bazı rivayetlerde geldiği üzere, on iki amir olacağını ve onların tamamının Kureyş'ten olup İslam dininin onların varlığıyla izzet bulacağını belirtmiştir
Ehli Sünnet uleması, Hz Resulullah (saa)'in bu buyruklarında geçen on iki halifeyi tevcih etmekte gerçekten bir hayret ve şaşkınlık içindeler Bir taraftan onları kendi mekteplerinin onayladığı şekilde kendi liderlerine tatbik etmeye çalışıyorlar Diğer taraftan da bunun, ne halife diye kabul ettiklerinin sayısı bakımından, ne de bu liderlerin bir çoğunun sahip oldukları vasıflar açısından mümkün olmadığını görüyorlar Faraza Hülefai Raşidinin tartışmasız olarak Peygamberi Ekrem'in hadisinde geçen on iki halifeden dördü olduğu kabul edilse bile, peki Hz Ali ile savaşarak haksız yere onca Müslüman kanı akmasına vesile olan Muaviye, nasıl Peygamberi Ekrem'in ümmeti müjdelercesine beyan buyurduğu ve İslam'ın izzet vesilesi olacağını bildirdiği on iki halife safına katılabilir?
Oysa, kendi kitaplarında Hz Resulullah (saa)'in; Eğer Muaviye'yi benim minberime çıktığını görürseniz, karnını yırtın veya onu katledin8 buyurduğunu da naklediyorlar Hiç Hz Resulullah (saa), iftiharla sunduğu kendi halifesinin karnını yırtmasını ümmetine emreder mi?
Bundan da geçilse, açıkça bütün İslami değerleri ayak altına alan, açıktan şarap içen, köpek oynatan, zina yapan ve daha kötüsü Peygamberi Ekrem'in namaz esnasında secdede iken boynuna çıktığında incinmesin diye kendiliğinden boynundan ininceye kadar secdeyi uzatacak kadar itina gösterdiği, ağladığını gördüğünde sözünü keserek minberden inip, bağrına basarak minbere götürüp konuşmasına devam ettiği, devamlı olarak bağrına basıp boğazından dudaklarından ve sinesinden öptüğü ve cennet gençlerinin efendisi olarak tanıttığı biricik torunu İmam Hüseyin ve yaranını tarihe yüz karası olacak nitelikte Kerbela denen yerde susuz olarak fecicesine şehid ettiği ve Peygamber'in Ehli Beyt'ini esir edip zillet içerisinde şehirşehir köyköy dolaştırıp, bu yaptığından dolayı iftihar edip: Haşimoğulları padişahlıkla oynadılar, yoksa ne bir haber gelmiştir, ne de bir vahiy inmiştir, keşke bedirde öldürülen dedelerim olsaydı da, nasıl onların kanını Muhammed'den aldığımı görseydiler9 diyerek açıkça kafirliğini ortaya koyma cüretini gösteren, üç gün boyunca Medine'de Peygamber'in ashabının ve tabiinin can, mal ve namusunu kendi askerlerine helal eden ve Allah'ın evi Kabe'yi taşa tutan ve daha nice cinayetler işleyen 10 Yezit gibi melun birini nasıl bu on iki halifeden sayacaklar?!
Yahut Kur'anı Kerim'in onun durumunu nasıl gösterdiğini bilmek amacıyla bir gün Kur'an'ı açtığında, karşısına Allah Teala'nın Peygamberler yardım istediler ve her inatçı zorba hüsrana uğradı Ardında cehennem vardır; orada kendisine irinli su içirilecektir11 ayeti çıktığını görünce, Kur'anı Kerim'i okuna hedef kılıp: Beni inatçı zorbalıkla mı tehdit ediyorsun? İşte ben inatçı zorbayım Kıyamet günü Rabbine gittiğinde; de ki: Ey Rabbim! Velid beni parçaladıdiyerek Kur'anı Kerim'i ok yağmuruna tutan ve Yezit gibi: Haşimi Muhammed hilafetle oynadı Yoksa ona ne bir vahiy gelmişti ne de bir kitap Allah'a de ki, benim yemeğimi engellesin Allah'a de ki, benim şarabımı engellesindiyerek, açıkça inancı olmadığını gözler önüne seren 12 Emevi halifelerinden Velid bin Yezit bin Abdulmelik'i nasıl Peygamberi Ekrem'in kendi halifeleri olarak niteleyip İslam'ın izzet kaynağı olacaklarını belirttiği on iki halife safına katacaklar?!
Bunlar İslam'ın izzeti değil, İslam'ın yüzkarası olmuşlardır Hiç, Allah'ın o en kutsal nuru Hz Resulullah, bu gibi pislik insanları kendine atfederek iftiharla İslam'ın izzet vesilesi olarak tanıtır mı? Bu gibi pislikler sadece bunlarla sınırlı değildir Emevi ve Abbasi halifelerinin bir çoğu bu kabildendir
Evet gerçekten Ehli Sünnet, Hz Resulullah (saa)'in bu buyruğunu kendi inançlarına uygun olarak tevcih etmek açısından büyük bir şaşkınlık içindedirler Biri, bir takım zorlamalarla on iki halifeyi düzeltiyor, diğeri gelip onu yalanlıyor
Ehli Sünnet alimlerinin önde gelenlerinden olan İbni Arabi Sahihi Tirmizi'nin şerhinde şöyle yazıyor: Biz Resulullah (saa)'tan sonra hilafeti üstlenen kimselerden aşağıda isimleri zikredilen on iki kişiyi saymaktayız:
Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Hasan, Muaviye, Yezit, Muaviye bin Yezit, Mervan, Abdulmelik, bin Mervan, Velid, Süleyman, Ömer bin Abdulaziz, Yezit bin Abdulmelik, Mervan bin Muhammed, Saffah
Böylece İbni Arabi kendi zamanına kadar gelen yirmi yedi Abbasi halifesini de saydıktan sonra şöyle der: Eğer bunlardan birbiri ardına gelen on ikisini Resulullah (saa)'in belirttiği halifeler olarak kabul edersek, sonuncusu Emevi halifelerinden Süleyman olur Ama onların içinden sadece beş kişi Resulullah (saa)'in gerçek hilafetinin ölçülerini taşımıştır Onlar da ilk dört halife ve Ömer bin Abdulaziz'dirSonra İbni Arabi şöyle devam ediyor: Doğrusu ben bu hadislerin anlamını çıkaramadım13
Ehli Sünnet ulemasının önde gelenlerinden olan Suyuti ise, Hz Resulullah (saa)'in bu hadislerini şöyle tevcih ediyor: Resulullah (saa)'in on iki halifesinden şimdiye kadar şu sekizi gelmiştir: Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Hasan, Muaviye, Abdullah bin Zübeyr ve Ömer bin Abdulaziz Bunlara Abbasi halifelerinden Mehdi'yi de ekleyebiliriz Zira o da Emevi halifelerinden Ömer bin Abdulaziz gibi adil idi Onuncusu olarak da adaletiyle tanınan Tahiri Abbasi'yi sayabiliriz Geriye kalan ve gelmesi beklenen son ikisi ise, Ehli Beyt'ten olan Mehdi'dir14
Ehli Sünnet ulemasından Fethül Barikitabının yazarı ise şöyle yazıyor: On iki halifeden ilk dört halife hilafete ulaşmıştır Diğerleriyse kıyamet kopmadan önce bu makama ulaşacaktır15
Böylece Ehli Sünnet uleması Hz Resulullah (saa)'in bu buyruğunu yorumlamak hususunda her biri ayrı bir yol tutmuş ve tam bir çıkmaza girmişlerdir Ancak onların içinde hakkı anlayanlar da vardır
Ehli Sünnet'in meşhur alimlerinden Süleyman bin İbrahim Kunduzi Yenabiül Meveddetadlı kitabında şöyle yazıyor: Tahkik ehli olanların görüşü şudur: Peygamberimizden sonraki halifelerin on iki kişi olduğunu içeren hadisler meşhurdur ve bir çok kaynaklarda nakledilmiştir Zamanın geçmesi ve kevni mekanın tanıtımıyla Hz Resulullah (saa)'in hadisinde geçen on iki halife ve imamdan maksadın Ehli Beyt İmamları olduğu açıklık kazanmıştır Çünkü bu hususta gelen hadisler Hülefai Raşidin'e sayıları dört olduğu için; Emevi ve Abbasi halifelerine de, sayıları on ikiden fazla olması ve Ömer bin Abdulaziz müstesna, hepsinin zalim olduklarından tatbik etmemektedir Dolayısıyla bu hadisler ancak ve ancak Ehli Beyt İmamlarına tatbik etmektedir Çünkü onlar ilim, takva, hasep ve nesep bakımından herkesten üstün olup, ilimleri babaları aracılığıyla ilmi ledünni sahibi olan büyük babaları Hz Resulullah'a varmaktadır İlim ve tahkik, keşif ve tevfik ehli onları böyle tanımıştır16
Görüldüğü üzere, Hz Resulullah (saa)'in bu hadisleri iyice değerlendirildiği taktirde, biz Ehli Beyt dostlarının inandığı on iki imamdan başka hiç kimseye tatbik etmemektedir
Nitekim, Hz Ali (as) Hz Resulullah (saa)'in on iki halifesinin Kureyş soyundan olacağı buyruğuna açıklık getirerek, Hz Resulullah'ın maksadının Kureyş'in Haşimi boyu olduğunu şöyle açıklamıştır: İmamların Kureyş'ten olacaklarından maksat, Kureyş'in Haşimoğulları boyundan olmalarıdır Çünkü diğer boyların imam olmaya liyakatleri yoktur17
Ayrıca Ehli Beyt İmamları'nın; siyasi, ibadi, ahlaki ve ilmi yaşantıları, sahip oldukları fiziksel ve manevi kemal ve üstünlükleri, gösterdikleri mucize ve kerametler onların hak imamlar olduklarını, diğerlerinin ise hak üzere olmadıklarını kanıtlayan ayrı bir delildir
Ehli Beyt İmamları, yaşadıkları asırlarda ömürlerinin zindanlarda geçmesi veya şehadeti istikbal etme pahasına bile olsa, zalimler karşısında İslam dinini korumuşlardır İlmi konularda her dalda sorulan sorulara cevap verip bilginleri kendi ilmi üstünlüklerine hayran bırakmışlardır
Hanefi mezhebinin kurucusu Ebu Hanife'nin: İmam Cafer Sadık (as)'dan iki yıllık ilmi istifadem olmasaydı, helak olurdumşeklindeki meşhur sözü bunun en güzel kanıtlarından biridir O, bu sözüyle, İmam Cafer Sadık (as)'ın öğrencisi olduğunu ve sahip olduğu kemal sayılan özellikleri o Hazret'ten kesbettiğini itiraf etmekle birlikte, kimlerin gerçek kemal sahibi olduğunu en güzel şekilde ortaya koymuştur
Allah bizleri insanlar için feyz, bereket ve nimet vasıtası olan Ehli Beyt İmamları'nın yüce şan ve makamlarını tanıyıp buyruklarına amel etmede muvaffak eylesin Allah'ın salat ve selamı Hz Muhammed ve Ehli Beyti'ne olsun