Organ bağışı caiz midir?
Kur’anı Kerim ve hadisi şeriflerde, organ ve doku nakli konusunda sarih bir hukum bulunmamaktadır İlk muctehit ve fakihler de kendi devirlerinde boyle bir mesele soz konusu olmadığı icin, bu bağışın hukmune temas etmemişlerdir Ancak dinimizde, Kitap ve Sunnet’in delaletlerinden cıkarılmış genel hukumler ve kaideler de vardır Kitap ve Sunnet’te acık hukmu bulunmayan ve her devirde karşılaşılan yeni meselelerin hukumleri, fakihler tarafından bu genel kaideler ile hukmu bilinen benzer meselelere kıyas edilerek (tahric yoluyla) cıkarılmıştır Organ ve doku nakli konusundaki hukmun tayininde de aynı yola başvurulması uygun olacaktır Bilindiği uzere, insan mukerrem bir varlıktır Yaratıklar icinde Allah onu mumtaz kılmıştır Bu itibarla, normal durumlarda olu ve diri kimselerden alınan parca ve organlardan faydalanılması, insanın saygınlık ve kerametine aykırı olduğu icin, caiz gorulmemiştir (Buhari, Libas, 8387; Muslim, Libas, 33; Kasani, Bedai’, V,125; İbn Kudame, elMuğni, I, 107; İbn Nuceym, elBahr, VI, 133) Ancak zaruret durumunda, zaruretin mahiyet ve miktarına gore bu hukum değişmektedir (Mecelle, md 22) İslam alimleri, karnında canlı halde bulunan cocuğun kurtarılması icin olu annenin karnının yarılmasına, başka yoldan tedavileri mumkun olmayan kimselerin kırılmış kemiklerinin yerine başka kemiklerin nakline, bilinmeyen hastalıkların teşhis tedavilerinin sağlanabilmesi icin, yakınlarının rızası alınmak suretiyle, oluler uzerinde otopsi yapılmasının caiz olacağına fetva vermişler; canlı bir kimseyi kurtarmak icin, olunun bir parcasını itlaf etmeyi caiz gormuşlerdir (Nevevi, elMecmU‘, III, 145; Fetava’l Hindiye, V, 440) Aynı şekilde aclık ve susuzluk gibi, hastalığı da haramı mubah kılan bir zaruret saymışlar, başka yoldan tedavileri mumkun olmayan hastaların haram ilac ve maddelerle tedavilerini caiz gormuşlerdir Gunumuzde kan, doku ve organ nakli, tedavi yolları arasına girmiş bulunmaktadır O halde, bazı şartlara uyulmak kaydıyla, hayatı veya hayati bir uzvu kurtarmak icin başka care olmadığında, bazı şartlara uyularak kan, doku ve organ nakli yolu ile de tedavinin caiz olması gerekir “Her kim bir hayatı kurtarırsa butun insanları kurtarmış gibi olur (Maide 532) ayeti de buna ışık tutmaktadır Bu bağlamda, aşağıdaki hususlara dikkat edilmek kaydıyla, organ nakli caiz olur Nitekim İslam konferansına bağlı, uluslararası bir fetva kuruluşu olan Mecmeu’lFıkhi’lİslami de bu istikamette karar almıştır Buna gore; a Zaruret halinin bulunması, yani hastanın hayatını veya hayati bir uzvunu kurtarmak icin, bundan başka caresi olmadığının, mesleki ehliyet ve durustluğune guvenilen uzman doktorlar tarafından tespit edilmesi, b Hastalığın bu yoldan tedavi edilebileceğine zannı galibinin bulunması, c Organ veya dokusu alınan kişinin, bu işlemin yapıldığı esnada olmuş olması; eğer organ canlı bir insandan alınacaksa, bu organın, alınan kişide (donor) temel bir hayati fonksiyonu devre dışı bırakmaması, d Toplumun huzur ve duzeninin bozulmaması bakımından, organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında (olmeden once) buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartıyla, yakınlarının rızasının sağlanması, e Alınacak organ veya doku karşılığında hicbir şekilde ucret alınmaması, f Tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak bu nakle razı olması gerekir
Kur’anı Kerim ve hadisi şeriflerde, organ ve doku nakli konusunda sarih bir hukum bulunmamaktadır İlk muctehit ve fakihler de kendi devirlerinde boyle bir mesele soz konusu olmadığı icin, bu bağışın hukmune temas etmemişlerdir Ancak dinimizde, Kitap ve Sunnet’in delaletlerinden cıkarılmış genel hukumler ve kaideler de vardır Kitap ve Sunnet’te acık hukmu bulunmayan ve her devirde karşılaşılan yeni meselelerin hukumleri, fakihler tarafından bu genel kaideler ile hukmu bilinen benzer meselelere kıyas edilerek (tahric yoluyla) cıkarılmıştır Organ ve doku nakli konusundaki hukmun tayininde de aynı yola başvurulması uygun olacaktır Bilindiği uzere, insan mukerrem bir varlıktır Yaratıklar icinde Allah onu mumtaz kılmıştır Bu itibarla, normal durumlarda olu ve diri kimselerden alınan parca ve organlardan faydalanılması, insanın saygınlık ve kerametine aykırı olduğu icin, caiz gorulmemiştir (Buhari, Libas, 8387; Muslim, Libas, 33; Kasani, Bedai’, V,125; İbn Kudame, elMuğni, I, 107; İbn Nuceym, elBahr, VI, 133) Ancak zaruret durumunda, zaruretin mahiyet ve miktarına gore bu hukum değişmektedir (Mecelle, md 22) İslam alimleri, karnında canlı halde bulunan cocuğun kurtarılması icin olu annenin karnının yarılmasına, başka yoldan tedavileri mumkun olmayan kimselerin kırılmış kemiklerinin yerine başka kemiklerin nakline, bilinmeyen hastalıkların teşhis tedavilerinin sağlanabilmesi icin, yakınlarının rızası alınmak suretiyle, oluler uzerinde otopsi yapılmasının caiz olacağına fetva vermişler; canlı bir kimseyi kurtarmak icin, olunun bir parcasını itlaf etmeyi caiz gormuşlerdir (Nevevi, elMecmU‘, III, 145; Fetava’l Hindiye, V, 440) Aynı şekilde aclık ve susuzluk gibi, hastalığı da haramı mubah kılan bir zaruret saymışlar, başka yoldan tedavileri mumkun olmayan hastaların haram ilac ve maddelerle tedavilerini caiz gormuşlerdir Gunumuzde kan, doku ve organ nakli, tedavi yolları arasına girmiş bulunmaktadır O halde, bazı şartlara uyulmak kaydıyla, hayatı veya hayati bir uzvu kurtarmak icin başka care olmadığında, bazı şartlara uyularak kan, doku ve organ nakli yolu ile de tedavinin caiz olması gerekir “Her kim bir hayatı kurtarırsa butun insanları kurtarmış gibi olur (Maide 532) ayeti de buna ışık tutmaktadır Bu bağlamda, aşağıdaki hususlara dikkat edilmek kaydıyla, organ nakli caiz olur Nitekim İslam konferansına bağlı, uluslararası bir fetva kuruluşu olan Mecmeu’lFıkhi’lİslami de bu istikamette karar almıştır Buna gore; a Zaruret halinin bulunması, yani hastanın hayatını veya hayati bir uzvunu kurtarmak icin, bundan başka caresi olmadığının, mesleki ehliyet ve durustluğune guvenilen uzman doktorlar tarafından tespit edilmesi, b Hastalığın bu yoldan tedavi edilebileceğine zannı galibinin bulunması, c Organ veya dokusu alınan kişinin, bu işlemin yapıldığı esnada olmuş olması; eğer organ canlı bir insandan alınacaksa, bu organın, alınan kişide (donor) temel bir hayati fonksiyonu devre dışı bırakmaması, d Toplumun huzur ve duzeninin bozulmaması bakımından, organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında (olmeden once) buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartıyla, yakınlarının rızasının sağlanması, e Alınacak organ veya doku karşılığında hicbir şekilde ucret alınmaması, f Tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak bu nakle razı olması gerekir