Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Organik Kimya ve Kategoriler

Organik Kimya ve Kategoriler

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Organik Kimya nedir
Organik Kimya konu anlatımı

Organik Kimya
1) Genel Bilgiler
2) Bileşikler
3) Tepkimeler
4) Reagentler
5) Mekanizmalar
6) Stereokimya
7) Sentezler
8) Organometalik Kimya
9) Olağanüstü Org Kimya
10) Teorik Organik Kimya


Organik Kimya

Bileşikler

Organik nedir? olarak karbon (C) bileşikleri diyebiliriz fakat başlıca yalnız yok karbon, yanına oksijen (O) var; hidrojen (H) var; nitrojen (azot) (N) var Liste uzar gider Sonuçta kısaca, karbonun bu elementlerle yaptığı bileşiklere bahşedilen genel ad Jurnal hayatta kullandığımız şeylerin büyük bir yüzdesi organik moleküllerden oluşuyor Başlayalım Sabahleyin kalktık Tuvalete gittik İşimizi hallettik Ne yaptık, elimizi yıkadık Neyle? Sabunla Uğurcum durdur burda Sabun deyip geçme Uzun karbon zincirli karboksilik asitlerin öbür tuzlarından elde ediliyor bin yillar her tarafında Uzun karbon zincirli karboksilik asitlerde ne oluyor? Yağ asidi diyoruz bunlara çünkü, bunların üç adam başına bildiğimiz gliserin ile birleştiğinde yediğimiz, yemek yaptığımız yağı oluşturuyor Zaten, sabun eldesi de bunun tersi işlemi ile gerçekleştiriliyor Günümüze dönelim Sabunların içinde bir fazla katkı, boyar madde, parfüm, nemlendirici madde, koruyucu madde Bunların hepsi de farklı öbür organik bileşikler Tuvaletten çıktık Karnımız zil çalıyor Kahvaltı zamanı Ne yiyoruz Peynir, süt, yumurta, ekmek Bunların içlerinde vucudumuzun gıda olarak kullandığı, protein, yağ, karbonhidratlar vitaminler mevcut Karbonhidrat dedik, burda durdur Uğurcum Hepimiz çoğunlukla duyarız bunu Karbohidratlı bileşikler kilo yapar vs diye Karbonhidrat gerçekten bir fazla şeker molekülünün bir araya gelip oluşturduğu yapıdan başka biri değil Nişastayı biliyoruz O da benzer Tümü de şekerin, daha bilimsel adıyla sakkaritlerin öbür farklı bir araya gelmesiyle oluşan organik moleküller En meşhur sakkarit ise üzüm şekeri

Kahvaltı bitti Okula gitme zamanı Neyle, otobus veya otomobille Otomobil diyelim bir özetle Arabaları çalıştıran yakıt ise, 8 karbonlu bir hidrokarbon karışımıdır Karışımdaki maddelerin oranı ise benzinin süper veya alışılagelmiş olmasını belirler

Okula geldik, derse geç kalmışız Hemen defterimizi açtık Burda duralım Uğurcum Defter, yani kağıt Acayip bir akrabalık vardır fiilen kağıt ile nişasta aralarında Kağıt selüloz denen hammaddeden yapılır Ağaçlarda, yapraklarda bulunur Nişasta ve selüloz, her ikisi de gerçekten binlerce glikozun biraraya gelmesiyle oluşmaktadır lakin tek farkı, iki üzüm şekeri aralarında oluşan bağın farklılığı Ve vucudumuzdaki enzimler, nişastaki glikozları koparabilirken, maalesef selülozdakileri koparamıyor, yani sindiremiyoruz

Hoca derste tepegöz ile birşeyler gösteriyor Ne ile gösteriyor, asetik asit tuzu dediğimiz transparan kağıtlarla Burda durduk Uğurcum Asetatın yapısı da gerçekte selülozdur lakin selüloz moleküllerindeki hidroksi gruplarına asetil grubu bağlanmıştır Bu yüzden genel ismi asetat olarak kalmıştır Teknik ismi, ingilizce tranperancy, türkçe ise saydam veya seffaf kağıttır

Adamantan
Yalnızca karbon ve hidrojenden oluşan bu bileşiğe hayran olmak için yapısını görmek yeterli olsa lüzum Üç siklohekzan halkasının birleşerek oluşturduğu trisiklik yapıda dört siklohekzan halkası mevcut HNMR'da tek pik vermesinin sebebi 12 adet simetri elemanı olması

1933 yılında Çekoslovakyalı Landa ve Machachaeck göre keşfedilen C10H16 molekülüne elmas'ın latince karşılığı olan adamantane ismi yerinde görüldü Zira elmas ile adamantan aralarında polimermonomer ilişkisine benzer bir uygunluk bulunmaktadır Elmasın örgü yapısı içerisinden alınacak 10 karbon adamantan yapısını oluşturabilmektedir

Diğer karbohidratlara nazaran katı halde fcc (face centered cubic yüzey merkezli küp) yapısını oluşturması erime noktasının (269 oC) yüksek olmasının sebebi olarak gösterilebilir Oda sıcaklığında süblimleşebilme özelliği de öteki hidrokarbonlardan ayırıcı bir özelliğidir Suda çözünmemesine rağmen hidrokarbonlarda çözünür

Simetrisinin yanında ilaç sanayiinde de kullanılıyor olması ününü bir hayli artırmıştır

Kinolin
Sahiden benim organik bileşikler arasında sentezlediğim ilk molekül diyebiliriz Her ne değin saflaştıramasam ve herhangi bir kanıtım olmasa da sentezleyebilmişimdir nasıl olursa olsun Skraup kinolin sentezi denen bir yöntemle; Anilin, gliserin ve sülfürik asit kullanarak sentezlenebilmektedir kolaylıkla

Belirgin bir kokusu olan soluk ama zamanla kararan, higroskopik bir sıvıdır kinoline Organik çözücülerde oldukça iyi çözünürken, suda çok az çözünebilmektedir pKa'sı 95 olan güçsüz bir bazdır kendileri Yoğunluğu, 109 gmL'dır Erime ve kaynama noktaları sırasıyla; 15 oC ve 238 oC'dir

Resin ve terpenler için çözücü olarak kullanılmasının yanısıra, başka bileşiklerin sentezi için ara üründür (8hidroksi kinoline gibi)

İnsan üzerindeki kanserojen etkileri denenmemesine karşın deney hayvanları üzerindeki etkilerinden nedeniyle 'olası kanserojen maddeler' listesi içinde yer almaktadır

Sitrik asit
Tanıdık en popüler asitlerden olan sitrik asitin pH değeri 3,5'tur IUPAC ona 2hydroxy 1,2,3propan trikarboksil asit ismini koymuşsa da sitrik asit bu isimle anılmayı sevmez Halk aralarında limon tuzuyla özdeşleşen sitrik asitin yararları sofraya kattığı ekşilikle bitmiyor En azından şu sıralar bu asitle fazla fazla uğraştığım için gönül rahatlığıyla çok faydalı bir organik asittir diyebilirim Altın nanoparçacıkları elde etmekte kullanılmasını öğrenmemden beri labımın demirbaş malzemesi haline geldi Ben altın nanoparçacıkları eldesindeki detayları diğer birgüne bırakıp şimdilik sadece yapısını vermekle yetiniyorum


Aspirin
Ilk Kez bu doğaüstü maddenin tarihinden bahsetmekte yarar var

Milattan önce 4yüzyil civarinda yasayan Hipokrat (hipokrat yemininin ad babasi) sögüt agacinin yapraklarini ve kabuklarini kullanarak agrilari dindiriyordu Aradan milenyumdan artı bir vakit gecmesi gerekti sögüt agacindaki bu ilacin ne oldugunun anlasilmasi icin 1828 yilinda Johann Büchner isimli Alman farmakolog aci bir tadi olan igne seklince kritalleri olan bir maddeyi sögüt agacindan elde etti ve adini salisin koydu 1829`da ise Fransiz kimyager Henri Leroux ilk olarak saf bir krital halinde elde etti salisini 1838`de ise Italyan kimyager Raffaele Piria ise salisinin karbohidrat ve aromatik bilesenlerini ayirip, aromatik bilesenini yükseltgeyip elde ettigi soluk igne seklindeki kristallere salisilik asit ismini verdi

Lakin salisilik asit midede oldukca direnc gösterdigi icin ilac olarak kullanilamiyordu Bunun icin farkli bir ülkü sokulmasi gerekiyordu bilesigin Ve bunu ilk olarak 1853`de Charles Frederic Gerhardt isimli Fransiz kimyager salisilik asitin tuzu ile asit klorürü tepkimeye sokarak asetil salisilik asit yani günümüzde tanıdık ismiyle aspirini sentezleyerek gerceklestirdi Lakin yaptigi bu ürünü pazarlamak gibi bir düsüncesi olmadigi icin piyasaya sürülmesi icin yaklasik 50 yil beklemesi gerekti aspirinin 1899 yilinda Bayer icin calisan Alman kimyager Felix Hoffman bunu Gerhardt`in yaptigi aspirin ile babasinin romatizma agrilari üstüne denemeler yapip ardindan basarili sonuclar alinca, Bayer`i ikna edip 6 Mart 1899 tarihinde Aspirin ismini verip patentini alip piyasaya sürmeye basladilar


Aspirin isminin A`si asetil salisilik asitin a`sindan, spir`i ise spiraea ulmaria`dan (sögüt agacinin latince ismi sanirim) gelmistir in kismi ise ilac isimlerinin sonunda kullilan bir ilave

Aspirin 1915 yilina kadar toz halinde satilirken, bu yildan sonra tablet halinde piyasaya sürülmeye baslandi

1948 yilinda Dr Lawrance Craven aspirin kullaniminin yürek krizi riskini azalttigini bulup, her gün bir aspirin icilmesini nasihat edilmistir Ve her gecen gün aspirinin iyi geldigi rahatsizliklar bulunmaktadir Ne kadari dogru ne dek yanlis bilemeyiz fakat aspirinin ilaclar tarihinde yikilmayacak bir yere sahip oldugu ve mucizevi ilac unvanini cok daha uzun bir sure daha koruyacagi bir gercek

Benzen
Kaynama noktasi 801 oC olan yanici organik bir sivi Su ile karismaz Apolar bir çözücüdür
Aromatik bilesiklerin en esas örnegidir
çKanserojen olmasina ragmen cözücü olarak kullanilmaktadir hala bir cok sanayide Bunun sebebi de bir cok tepkimede benzerlerine göre cok iyi sonuclar vermesidir Ha iki gidim soludun mu kanser yapmiyor elbette lakin kanserojenligi tescilli maddeler arasinda

Küban
Muhtemelen, baslangicta fantezi olsun diye sentezlenen küp seklinde, tahmin edilenden de artı kararli bir molekül


1964 yilinda ilk olarak sentezlenmistir

CC baglari arasindaki acinin 1095° olmasi beklenirken, 90° olmasi moleküle oldukca yüksek bir gerilme (strain) enerjisi vermektedir (166 kkalmol) Aslinda karbon atomunun hibritlesmesi sp3 degildir Yapilan hesaplamalar,karbon atomunun hibritinin %31 s karakteri oldugunu göstermistir(sp3 hibritinde, s karakteri yüzdesi %25`dir)

Suya, isiga ve havaya karsi ilginc bir sekilde kararlidir 220°C`nin üzerinde bozunur

Oda sicakliginda yogunlugu 129 gmL olan kati haldedir Ilginc bir sekilde, kesin kristal halinin geometrisi kübik degil, rombohedraldir Yani, küp seklinde bir molekülün, kristal yapisinin da, küp olmasini beklerdim ben sahsen Erime noktasi ile kaynama noktasi arasindaki ayrım da ilginc bir sekilde cok cok düsüktür (EN 130°C, KN 133°C) NMR da, 40 ppm de tek singlet piki verir

Kübandaki hidrojenler yerine nitro (NO2) gruplari konuldugunda, TNT den iki kat daha patlayici oktanitro küban molekülü elde edilir

Hidrojen yerine farkli gruplar takilarak elde edilen türevleri AIDS, bazi kanser hastaliklari ve de Parkinson hastaligi tedavisi icin deneme edilmektedir

Cythane
Hernekadar 14 Karbon ve 20 Hidrojenden oluşan bu molekülün düş ürünü olduğu söylense de garip ve tutarsız dizaynı ile bir şaheser olarak karşımızda durmaktadır cythane

Karbenler
Karbonun iki bag yaptigi, cogu süre kararsiz ara ürün olan hali Karbenler nötrdür, iki baglari ve de iki de eslesmemis elektronlari vardir Fakat elektronca oldukca fakirdirler cünkü cevrelerinde 6 elektron bulunmaktadir Bazilari, bagli gruplarinin adaleli elektron verici olmalarindan dolayi nükleofilik nitelik de tasiyabilmektedir

Indüktöf tesir ile elektron verici gruplar baglanarak kararli ayla getirilebilmektedir Günümüzde siselenebilip satilan karbenler mevcuttur Oldukca ilginc tepkimeleri vardir

Singlet ve de triplet olarak iki adet elektronik hali bulunur Elde edilmede kullanilan bilesige tarafından singlet ya da triplet karben olusumlari degismektedir


Formaldehit
Bir karbon Sagina soluna birer hidrojen bagladik üstelik cift bagli oksijen koyduk mu oldu size formaldehit; resmi adiyla da metanal

Su ile karisabilen bir sividir Kadavralarin icinde bulundugu sividir ayrica kendisi Fakat sulu cözeltisi kullaniliyor olsa lüzum

Kanserojendir Elidor sampuanlarinda bulunur Kullanmayin Kendileri yazdigim mektuba verdikleri cevapta, saglik bakanliginin hukuki sinirlarinin altinda kullandiklarini savunmuslardi ama ben sahsen ne dek eksik da olsa formaldehit iceren bir sampuanla o güzelim saclarimi yikamak istemem Sampuan almadan önce arkasina bakmanizi öneririm

Paraformaldehit adinda polimer hali ((CH2O)n)vardir oysa kati kristal olarak bulunur
Özel Baskı *
 
858,497Konular
981,904Mesajlar
29,928Kullanıcılar
tjay78Son üye
Üst Alt