Ortodonti; kelime anlamı olarak düz diş demektir. Adından da görüldüğü üzere ortodontik tedavi ile normal açı ve diğer değerlerinden sapmış olan dişler hizaya getirilmektedir. Fakat, ortodontik tedavi ile sadece dişler değil aynı zamanda iskeletsel sapmalar da tedavi edilir. Günümüz ortodontisinde iskeletsel düzensizliklerin tedavi şekli olan yüz ortopedisi de bu alanın içine girmektedir.
Ortodontik tedavi çoğunlukla 5-6 yaş civarında başlamakla beraber her yaşta uygulanabilmektedir. Sadece, bazı vakalarda yaşa bağlı olarak uygulanacak tedavinin seyri değişebilmektedir. Örneğin; iskeletsel büyüme ve gelişimi devam eden bireylerde alt çene geriliğini ağız içi fonksiyonel apareylerle tedavi etmek mümkün iken, büyüme ve gelişimi tamamlanmış yetişkin bireylerde ise iskeletsel tedavi yapılması isteniyorsa ortodontik tedaviye ek olarak ortognatik cerrahi yapılması gerekebilmektedir.
Ortodontik tedavinin seyri vakadan vakaya değişiklik gösterir. Her bir birey farklı tedavi şekli gerektirmektedir. Böylece, ortodontik tedavi şekli çok farklılık gösterebilmektedir. Bununla beraber, tedavi amaçlı uygulanan apareyler de çok çeşitlidir. Özellikle, küçük yaşta çeneler arası ilişkiyi düzeltmek için vakaya göre farklı apareyler (örneğin; üst çene geriliği olanlarda yüz maskesi) kullanılmaktadır. Yetişkin hastalarda ise üst çene geriliğini tedavi etmek için ortodonti ile birlikte çene cerrahisi yapılmaktadır.
Günümüz hastalarında, özellikle yetişkin hastalarda estetik kaygısı çok olduğu için daha çok estetik tedavi yöntemleri tercih edilir. Estetik tedaviler olarak şeffaf plaklar, şeffaf (seramik ve s.) braketler, lingual braket sistemi (dişlerin iç tarafından olan) örnek gösterilebilir.
Ortodontist, ortodontik tedaviye başlamadan önce iskeletsel ve/veya dişsel düzensizliğin etyolojisini (nedenini) iyice araştırıp, ona yönelik tedavi yolu izlemelidir. Örneğin, sıkça rastlanılan olgulardan biri olan uzun süre ağız solunumu yapan hastalarda en sık gözlenen üst çene daralması gibi durumlar olabilir. Bu gibi vakalarda en az ortodontik tedavi kadar ağız solunumuna neden olan faktörün de elimine edilmesi gereklidir. Bu yüzden de böyle durumlarda ortodontist kulak-burun-boğaz uzmanı ile interdisipliner bir yol izlemelidir.
Bazı vakalarda diş arklarındaki boyut ile dişlerin kendi boyutları arasında sapmalar olabilir. Eğer ark boyu dişlerin toplam boyutundan az ise, dişlerin çeneler ile yaptığı açılar ve dişsel kapanış da dikkate alınarak diş çekimleri gerekebilmektedir. Eğer, ark boyut toplam diş boyutundan fazla ise dişler arasında boşluklar olur ki, çoğu zaman bu vakalarda diş çekimi yapılmaz ve boşlukların kapatılması gerekir.