iltasyazilim
FD Üye
Orucun faydaları nelerdir
orucun kişi ve toplum üzerindeki yararları
Orucun faydaları nelerdir
Orucun başlıca faydaları şunlardır:
Oruç Kötülüklerden Korur
Kur'anı Kerimde orucun farz kılındığını bildiren ayetin sonundaki ta fakat korunasınızifadesi orucun hikmetine dikkatimizi çekmektedir
Allah Tealâ, her derde bir derman, her hastalığa bir hap verdiği gibi kötülüklere aleyhinde da korunma vasıtaları vermiştir İşte orucun bir özelliği de bizi kötülüklerden koruyan bir ibadet oluşudur
Nitekim Peygamberimiz orucun bu özelliğini hepimizin kolayca anlayabileceği şekilde hoş bir benzetme ile açıklayarak şöyle buyurmuştur:
Oruç bir kalkandır, o halde oruçlu kötü söz söylemesin Kendisi ile çekişip tartışmak isteyen kimseye iki defa, ben oruçluyumdesin
Bilindiği gibi kalkan, savaşlarda kişiyi düşmanın kılıcından koruyan bir vasıta idi Kalkan, sahibini düşmandan koruduğu gibi oruç da benzer şekilde kişiyi kötülüklerden ve günah işlemekten korur Oruçlu, kötülüğü başlatan kişi olmayacağı gibi, kendisine kötü laf söyleyen ve tartışmak isteyenlerin bu davranışlarına karşılık: Ben oruçluyum, ben oruçluyumdiyerek nefsine baskın olacak ve kendisini kavganın içine çekmek isteyenlere uymayacaktır Böylece oruç, bir kalkan gibi kişiyi kötülüklerden korumuş olacaktır
Oruç, kişiyi yalnızca kötülüklerden korumakla kalmayacak, onu cehennem ateşinden de koruyacaktır Çünkü, insanı cehenneme sürükleyen kötülüklerdir, bunlardan uzaklaşan cehennemden de uzaklaşmış demektir
Her kötülüğün başı, Allah'ı hatırlamamak ve mesuliyet duygusunu kaybetmektir Halbuki oruç, bize daima Allah'ı hatırlatır, sorumluluk duygusunu geliştirir Bir ay baştan başa devamlı bu manevî eğitim sonucu Allah korkusu kalblere ayrıntılarıyla yerleşir,bunun olumlu tesiri ile de insan davranışlarını teftiş altına alarak her türlü kötülükten uzaklaşmış olur
Oruç Ahlâkımızı Güzelleştirir
Oruç, belirtilen bir vakit basit bir aç kalma olayı değildir Onu yalnızca bu yönüyle değerlendirmek son derece yanlış olur Oruç, köklü bir irade terbiyesi, insanı kötü alışkanlıklardan temizleyen, çirkin davranışlardan uzaklaştıran ve iyi huylar kazandıran bir ahlâk eğitimidir
Peygamberimiz (sas) şöyle buyuruyor: Her kim yalan söylemeyi ve yalanla iş görmeyi bırakmazsa Allah onun yemesini, içmesini bırakmasına değer vermez
Bu hadisi şerifte orucun yüksek hedefi açıkça gösterilmiş, oruç tuttuğu halde fena huyları terketmeyenlerin oruçlarına Cenabı Hakk'ın layık vermeyeceği bildirilmiştir
Konunun önemi hakkında peygamberimiz öteki bir hadisi şerifinde biraz daha açıklık getirerek buyuruyor ki:
Çok oruç tutanlar var ama onlara tuttukları oruçlardan sadece arzu ve susama kalır Fazla gece ibadet edenler vardır ancak onlara da bundan kalan sadece uykusuzluktur
Bu kimseler, helâl olan şeylerden uzaklaştıkları halde, uzaklaşmaları gereken haramlardan uzaklaşmadıkları için ibadetlerinden bekledikleri karşılığı bulamayacaklardır
Görülüyor ki orucun asıl gayesi, insanı kötülüklerden uzaklaştırarak olgunlaştırmak, ahlâk ve fazilet sahibi olmasını sağlamaktır
İslâm bilginleri orucun üç mertebesi olduğunu bildirmişlerdir:
Birincisi; imsaktan akşama dek yemekten, içmekten ve cinsel arzulardan kaçınmak suretiyle tutulan oruçtur Bu oruç, şartları yerine getirildiği için sahihtir Oysa bunun gayesine ulaşması için oruçlunun ikinci basamağa yükselmesi lâzımdır
İkincisi; birinci maddedekilerle birlikte, kulak, göz, dil, el, ayak ve öteki organları günahlardan uzaklaştırmak suretiyle tutulan oruçtur Makbul olan oruç budur Çünkü bu, organlar üzerinde olumlu etkisini belirten ve sahibine ahlâkî faziletler kazandırarak gayesine ulaşan oruçtur
Üçüncüsü; birinci ve ikinci maddedekilerle beraber gönlünde Allah'tan başkasına yer vermemek, kalbini Allah'tan başka şeylerle meşgul etmemek suretiyle tutulan oruçtur Oruçta ulaşılan en yüksek derece budur Peygamberlerin ve Allah'ın veli kullarının tuttuğu oruç budur
Oruçlu, önce helâl olan erzak ve cinsel arzularından geçici bir süre uzaktan kalarak iradesine baskın olmayı öğrenir Bu irade terbiyesi ile organlarının her türlü kötülükten uzaklaşmasını sağlayan mü'min, nihayet kalbini de kötü duygulardan arındırarak âdeta melekleşir Maddî bağlardan, fani ihtiraslardan uzaklaştıkça kulluğun zirvesine ulaşır ve Allah'a yaklaşır
Oruç İnsanı Dinç Yapar
Orucun, ruh ve beden üstünde olumlu etkileri ve vücut sağlığı bakımından faydalı sonuçları tıbben de kanıtlanmış bir gerçektir Öyle çok hikmetleri olan oruç emrinin bu yönüne de Peygamber Efendimiz dikkatimizi çekerek şöyle buyurmuştur:
Oruç tutunuz fakat sağlıklı olasınız
Peygamberimizin bu evrensel mesajının taşıdığı mânâ, çağlara ışık tutmakta, dinimizin emirlerindeki sır ve hikmetler vakit geçtikte daha iyi anlaşılmaktadır
Burada sözü, konunun uzmanı olan tıp doktorlarına bırakarak orucun afiyet yönünden faydalarını bir defa de uzmanlarından dinleyelim:
Sağlam insanlara orucun hiç bir zararı yoktur Aksine Oruç tutunuz, sıhhat bulursunuzhadisi şerifinde dikkat çekici buyurulduğu veçhile, vücûda faydası vardır 816 saat sindirim cihazının, karaciğerin dinlenmesi kendi kendini toparlaması büyük bir faydadır
Oruç sıradan sıhhatli olan halk müziği için çok yararlı bir diyet teşkil eder Az yemek yemek ve itidal ile yaşamak sonucu oruç tutanlar çoğunlukla Ramazanda bir kaç kilo zayıflarlar Bu suretle 11 ay kapsamında vücutta ambar edilen zararlı yağlar erimiş olur Bu ise asrımızda herkese nasihat edilen en önemli afiyet kuralıdır Çünkü şişmanlık şeker hastalığına pek yakındır Ayrıca damar sertliği, kalb hastalığı, tansiyon yüksekliği ve buna ast pek çok hastalığa müsait bir zemin hazırlar Seslenmek oluyor ama oruç, bütün bu dertlerden insanı koruyucu bir etki yapar
Bu gerçeği, sadece bizim bilim adamlarımız yok, konuyu inceleyen tanıdık olmayan bilim adamları da dile getirmektedir:
1940 Nobel Tıp ödülünü kazanan ünlü bilim adamı, Dr Alexis Carrel (Aleksi Karel) L'Hamme, Ata İnconnuadlı eserinde: Oruç esnasında organizmalarda depo edilmiş gıda maddelerinin harcandığını, sonradan bunların yerine yenilerinin geldiğini, bu nedenle tüm vücutta bir yenilenme olduğunu ve orucun afiyet bakımından fazla faydalı olduğunusöyler
Orucun faydaları yalnızca bedenimizle ilgili değildir Onun ruhumuzda ve asap sistemi üzerindeki olumlu etkileri ve bu ibadetten oruçlunun duyduğu iç huzuru, böylece fazla manevî rahatsızlığı tedavî ederek kişiye zinde bir moral kazandırır
Oruçta asıl asap sistemi tam bir rahatlama içindedir Bir ibadeti yerine getirme mutluluğu bizdeki gerginliklerin, huzursuzlukların hemen hemen tümünü yok eder Günümüzün en kayda değer iç sorunlarından olan stresler böylece büyük ölçüde kalkar
Oruç Nimetlerin Kıymetini Öğretir
Nimet elde iken değeri gereği gibi bilinemez İnsan sahip olduğu nimetlerin değerini oysa bunlar elden çıktıktan daha sonra anlayabilir Fakat meslek işten geçtiği için artık bunun yararı olmaz
Oruç tutmakla bir zaman nimetlerden uzak kalan kimse bunların değerini daha iyi anlar Sahip olduğu nimetlerden bir zaman uzaktan kalmak insana, onları daha iyi korumasını, tutumsuzluk etmemesini ve nimetleri kendisine veren Allah'a daha fazla şükretmesini öğretir Nimetlere şükür ise onların çoğalmasına vesile olur
Allah Tealâ şöyle buyuruyor:
Andolsun, şükrederseniz muhakkak (nimetimi) artırırım
Oruçlu Sabırlı Olmayı Öğrenir
Dayanma, başarıya ulaşmanın en manâlı şartlarından biridir Sahip olduğu helâl şeylere oruçlu olduğu için el sürmeyen kimse; iradesine hakim olmuş, nefsini zorluklara alıştırarak terbiye etmiş ve üstün bir meziyet kazanmış olur
Böyle bir insan hayatta karşısına çıkabilecek sıkıntılar karşı sarsılmaz, bunlara kolaylıkla sabreder ve güçlükleri yenerek başarıya ulaşır Acılı ve karamsar durumlar aleyhinde tahammül ve sabır göstererek soğukkanlılığını korur
Orucun askerlik ve yurt savunması bakımından da ayrı bir önemi vardır Savaş zamanlarında cephedeki asker, yiyecek ve içecek bulamadığı süre açlığa ve susuzluğa katlanmak zorunda kalabilir oruç tutmaya alışık olanlar, böyle zorluklara daha basit dayanırlar
Orucun Sosyal Faydaları
Orucun fert bakımından öyle çok faydaları yanına toplumun huzuruna da sağladığı çok kayda değer faydaları vardır
Oruç, insanın şefkat ve acınacak şey duygularını geliştirerek bunun topluma sevgi ve destek şeklinde yansımasını sağlar
Hayatında arzu nedir bilmeyen bir insan yoksulların çektiği özlem ve sıkıntıyı gereği gibi anlayabilir mi? Bir eli yağda, bir eli baldaolan varlıklı bir kimse yoksulların çektiği ızdırabı yüreğinde duyabilir mi?
Elbetteki, gereği gibi duyamaz
Ama oruç tutan kimse açlığın ne aramak olduğunu bana kalırsa tatmış olduğundan yoksulluk içinde kıvranan fakirlerin, kimsesizlerin çektikleri sıkıntıları içinde duyarak şefkat ve merhamet duyguları gelişir Bunun sonucu olarak da fakirlere destek elini uzatarak sıkıntılarını giderir, toplumun kolaylık ve mutluluğuna katkıda bulunur
Dinimiz, tüm müslümanları tek bir ceset gibi kabul etmiş, müslümanların birbirlerinin dertleri ile ilgilenmelerini istemiştir
Peygamberimizin, Yanıbaşında komşusu aç olduğu halde tok yaşamış, olgun mü'min değildir anlamındaki sözü, konunun önemini açık bir şekilde ortaya koymaktadır
Bizim için en güzel misal olan sevgili Peygamberimiz insanların en cömerdi idi
Ramazan ayında cömertliği yükseklik noktasına ulaşır, elinde ne varsa yoksullara dağıtırdı
Peygamberimizin saygı değer eşi Hz Aişe diyor oysa: Allah'ın Rasûlü üç gün peşpeşe karnını doyurmamıştır İsteseydi doyururdu Lâkin o, yoksulları doyurup kendisi aç kalmayı seçim ederdi
Onun ahlâk ve fazilet batmış yaşayışını örnek bölge müslümanlarda da benzer davranışları görüyoruz
Hz Ömer'in halifeliği vaktinde dokuz ay süren bir kıtlık olmuştu Ömer, gereklilik sahipleri bize gelsindiye halka duyuru yapmış; kendisi de, müslümanlar bolluğa kavuşuncaya değin ekmekle beraber zeytin yağından başka katık yemeyeceğine yemin etmişti *
orucun kişi ve toplum üzerindeki yararları
Orucun faydaları nelerdir
Orucun başlıca faydaları şunlardır:
Oruç Kötülüklerden Korur
Kur'anı Kerimde orucun farz kılındığını bildiren ayetin sonundaki ta fakat korunasınızifadesi orucun hikmetine dikkatimizi çekmektedir
Allah Tealâ, her derde bir derman, her hastalığa bir hap verdiği gibi kötülüklere aleyhinde da korunma vasıtaları vermiştir İşte orucun bir özelliği de bizi kötülüklerden koruyan bir ibadet oluşudur
Nitekim Peygamberimiz orucun bu özelliğini hepimizin kolayca anlayabileceği şekilde hoş bir benzetme ile açıklayarak şöyle buyurmuştur:
Oruç bir kalkandır, o halde oruçlu kötü söz söylemesin Kendisi ile çekişip tartışmak isteyen kimseye iki defa, ben oruçluyumdesin
Bilindiği gibi kalkan, savaşlarda kişiyi düşmanın kılıcından koruyan bir vasıta idi Kalkan, sahibini düşmandan koruduğu gibi oruç da benzer şekilde kişiyi kötülüklerden ve günah işlemekten korur Oruçlu, kötülüğü başlatan kişi olmayacağı gibi, kendisine kötü laf söyleyen ve tartışmak isteyenlerin bu davranışlarına karşılık: Ben oruçluyum, ben oruçluyumdiyerek nefsine baskın olacak ve kendisini kavganın içine çekmek isteyenlere uymayacaktır Böylece oruç, bir kalkan gibi kişiyi kötülüklerden korumuş olacaktır
Oruç, kişiyi yalnızca kötülüklerden korumakla kalmayacak, onu cehennem ateşinden de koruyacaktır Çünkü, insanı cehenneme sürükleyen kötülüklerdir, bunlardan uzaklaşan cehennemden de uzaklaşmış demektir
Her kötülüğün başı, Allah'ı hatırlamamak ve mesuliyet duygusunu kaybetmektir Halbuki oruç, bize daima Allah'ı hatırlatır, sorumluluk duygusunu geliştirir Bir ay baştan başa devamlı bu manevî eğitim sonucu Allah korkusu kalblere ayrıntılarıyla yerleşir,bunun olumlu tesiri ile de insan davranışlarını teftiş altına alarak her türlü kötülükten uzaklaşmış olur
Oruç Ahlâkımızı Güzelleştirir
Oruç, belirtilen bir vakit basit bir aç kalma olayı değildir Onu yalnızca bu yönüyle değerlendirmek son derece yanlış olur Oruç, köklü bir irade terbiyesi, insanı kötü alışkanlıklardan temizleyen, çirkin davranışlardan uzaklaştıran ve iyi huylar kazandıran bir ahlâk eğitimidir
Peygamberimiz (sas) şöyle buyuruyor: Her kim yalan söylemeyi ve yalanla iş görmeyi bırakmazsa Allah onun yemesini, içmesini bırakmasına değer vermez
Bu hadisi şerifte orucun yüksek hedefi açıkça gösterilmiş, oruç tuttuğu halde fena huyları terketmeyenlerin oruçlarına Cenabı Hakk'ın layık vermeyeceği bildirilmiştir
Konunun önemi hakkında peygamberimiz öteki bir hadisi şerifinde biraz daha açıklık getirerek buyuruyor ki:
Çok oruç tutanlar var ama onlara tuttukları oruçlardan sadece arzu ve susama kalır Fazla gece ibadet edenler vardır ancak onlara da bundan kalan sadece uykusuzluktur
Bu kimseler, helâl olan şeylerden uzaklaştıkları halde, uzaklaşmaları gereken haramlardan uzaklaşmadıkları için ibadetlerinden bekledikleri karşılığı bulamayacaklardır
Görülüyor ki orucun asıl gayesi, insanı kötülüklerden uzaklaştırarak olgunlaştırmak, ahlâk ve fazilet sahibi olmasını sağlamaktır
İslâm bilginleri orucun üç mertebesi olduğunu bildirmişlerdir:
Birincisi; imsaktan akşama dek yemekten, içmekten ve cinsel arzulardan kaçınmak suretiyle tutulan oruçtur Bu oruç, şartları yerine getirildiği için sahihtir Oysa bunun gayesine ulaşması için oruçlunun ikinci basamağa yükselmesi lâzımdır
İkincisi; birinci maddedekilerle birlikte, kulak, göz, dil, el, ayak ve öteki organları günahlardan uzaklaştırmak suretiyle tutulan oruçtur Makbul olan oruç budur Çünkü bu, organlar üzerinde olumlu etkisini belirten ve sahibine ahlâkî faziletler kazandırarak gayesine ulaşan oruçtur
Üçüncüsü; birinci ve ikinci maddedekilerle beraber gönlünde Allah'tan başkasına yer vermemek, kalbini Allah'tan başka şeylerle meşgul etmemek suretiyle tutulan oruçtur Oruçta ulaşılan en yüksek derece budur Peygamberlerin ve Allah'ın veli kullarının tuttuğu oruç budur
Oruçlu, önce helâl olan erzak ve cinsel arzularından geçici bir süre uzaktan kalarak iradesine baskın olmayı öğrenir Bu irade terbiyesi ile organlarının her türlü kötülükten uzaklaşmasını sağlayan mü'min, nihayet kalbini de kötü duygulardan arındırarak âdeta melekleşir Maddî bağlardan, fani ihtiraslardan uzaklaştıkça kulluğun zirvesine ulaşır ve Allah'a yaklaşır
Oruç İnsanı Dinç Yapar
Orucun, ruh ve beden üstünde olumlu etkileri ve vücut sağlığı bakımından faydalı sonuçları tıbben de kanıtlanmış bir gerçektir Öyle çok hikmetleri olan oruç emrinin bu yönüne de Peygamber Efendimiz dikkatimizi çekerek şöyle buyurmuştur:
Oruç tutunuz fakat sağlıklı olasınız
Peygamberimizin bu evrensel mesajının taşıdığı mânâ, çağlara ışık tutmakta, dinimizin emirlerindeki sır ve hikmetler vakit geçtikte daha iyi anlaşılmaktadır
Burada sözü, konunun uzmanı olan tıp doktorlarına bırakarak orucun afiyet yönünden faydalarını bir defa de uzmanlarından dinleyelim:
Sağlam insanlara orucun hiç bir zararı yoktur Aksine Oruç tutunuz, sıhhat bulursunuzhadisi şerifinde dikkat çekici buyurulduğu veçhile, vücûda faydası vardır 816 saat sindirim cihazının, karaciğerin dinlenmesi kendi kendini toparlaması büyük bir faydadır
Oruç sıradan sıhhatli olan halk müziği için çok yararlı bir diyet teşkil eder Az yemek yemek ve itidal ile yaşamak sonucu oruç tutanlar çoğunlukla Ramazanda bir kaç kilo zayıflarlar Bu suretle 11 ay kapsamında vücutta ambar edilen zararlı yağlar erimiş olur Bu ise asrımızda herkese nasihat edilen en önemli afiyet kuralıdır Çünkü şişmanlık şeker hastalığına pek yakındır Ayrıca damar sertliği, kalb hastalığı, tansiyon yüksekliği ve buna ast pek çok hastalığa müsait bir zemin hazırlar Seslenmek oluyor ama oruç, bütün bu dertlerden insanı koruyucu bir etki yapar
Bu gerçeği, sadece bizim bilim adamlarımız yok, konuyu inceleyen tanıdık olmayan bilim adamları da dile getirmektedir:
1940 Nobel Tıp ödülünü kazanan ünlü bilim adamı, Dr Alexis Carrel (Aleksi Karel) L'Hamme, Ata İnconnuadlı eserinde: Oruç esnasında organizmalarda depo edilmiş gıda maddelerinin harcandığını, sonradan bunların yerine yenilerinin geldiğini, bu nedenle tüm vücutta bir yenilenme olduğunu ve orucun afiyet bakımından fazla faydalı olduğunusöyler
Orucun faydaları yalnızca bedenimizle ilgili değildir Onun ruhumuzda ve asap sistemi üzerindeki olumlu etkileri ve bu ibadetten oruçlunun duyduğu iç huzuru, böylece fazla manevî rahatsızlığı tedavî ederek kişiye zinde bir moral kazandırır
Oruçta asıl asap sistemi tam bir rahatlama içindedir Bir ibadeti yerine getirme mutluluğu bizdeki gerginliklerin, huzursuzlukların hemen hemen tümünü yok eder Günümüzün en kayda değer iç sorunlarından olan stresler böylece büyük ölçüde kalkar
Oruç Nimetlerin Kıymetini Öğretir
Nimet elde iken değeri gereği gibi bilinemez İnsan sahip olduğu nimetlerin değerini oysa bunlar elden çıktıktan daha sonra anlayabilir Fakat meslek işten geçtiği için artık bunun yararı olmaz
Oruç tutmakla bir zaman nimetlerden uzak kalan kimse bunların değerini daha iyi anlar Sahip olduğu nimetlerden bir zaman uzaktan kalmak insana, onları daha iyi korumasını, tutumsuzluk etmemesini ve nimetleri kendisine veren Allah'a daha fazla şükretmesini öğretir Nimetlere şükür ise onların çoğalmasına vesile olur
Allah Tealâ şöyle buyuruyor:
Andolsun, şükrederseniz muhakkak (nimetimi) artırırım
Oruçlu Sabırlı Olmayı Öğrenir
Dayanma, başarıya ulaşmanın en manâlı şartlarından biridir Sahip olduğu helâl şeylere oruçlu olduğu için el sürmeyen kimse; iradesine hakim olmuş, nefsini zorluklara alıştırarak terbiye etmiş ve üstün bir meziyet kazanmış olur
Böyle bir insan hayatta karşısına çıkabilecek sıkıntılar karşı sarsılmaz, bunlara kolaylıkla sabreder ve güçlükleri yenerek başarıya ulaşır Acılı ve karamsar durumlar aleyhinde tahammül ve sabır göstererek soğukkanlılığını korur
Orucun askerlik ve yurt savunması bakımından da ayrı bir önemi vardır Savaş zamanlarında cephedeki asker, yiyecek ve içecek bulamadığı süre açlığa ve susuzluğa katlanmak zorunda kalabilir oruç tutmaya alışık olanlar, böyle zorluklara daha basit dayanırlar
Orucun Sosyal Faydaları
Orucun fert bakımından öyle çok faydaları yanına toplumun huzuruna da sağladığı çok kayda değer faydaları vardır
Oruç, insanın şefkat ve acınacak şey duygularını geliştirerek bunun topluma sevgi ve destek şeklinde yansımasını sağlar
Hayatında arzu nedir bilmeyen bir insan yoksulların çektiği özlem ve sıkıntıyı gereği gibi anlayabilir mi? Bir eli yağda, bir eli baldaolan varlıklı bir kimse yoksulların çektiği ızdırabı yüreğinde duyabilir mi?
Elbetteki, gereği gibi duyamaz
Ama oruç tutan kimse açlığın ne aramak olduğunu bana kalırsa tatmış olduğundan yoksulluk içinde kıvranan fakirlerin, kimsesizlerin çektikleri sıkıntıları içinde duyarak şefkat ve merhamet duyguları gelişir Bunun sonucu olarak da fakirlere destek elini uzatarak sıkıntılarını giderir, toplumun kolaylık ve mutluluğuna katkıda bulunur
Dinimiz, tüm müslümanları tek bir ceset gibi kabul etmiş, müslümanların birbirlerinin dertleri ile ilgilenmelerini istemiştir
Peygamberimizin, Yanıbaşında komşusu aç olduğu halde tok yaşamış, olgun mü'min değildir anlamındaki sözü, konunun önemini açık bir şekilde ortaya koymaktadır
Bizim için en güzel misal olan sevgili Peygamberimiz insanların en cömerdi idi
Ramazan ayında cömertliği yükseklik noktasına ulaşır, elinde ne varsa yoksullara dağıtırdı
Peygamberimizin saygı değer eşi Hz Aişe diyor oysa: Allah'ın Rasûlü üç gün peşpeşe karnını doyurmamıştır İsteseydi doyururdu Lâkin o, yoksulları doyurup kendisi aç kalmayı seçim ederdi
Onun ahlâk ve fazilet batmış yaşayışını örnek bölge müslümanlarda da benzer davranışları görüyoruz
Hz Ömer'in halifeliği vaktinde dokuz ay süren bir kıtlık olmuştu Ömer, gereklilik sahipleri bize gelsindiye halka duyuru yapmış; kendisi de, müslümanlar bolluğa kavuşuncaya değin ekmekle beraber zeytin yağından başka katık yemeyeceğine yemin etmişti *