Orucun Faziletleri İle İlgili Bilgiler orucun faziletleri orucun anlamı orucun önemi Sevgili melekler, Pazartesi günü ilk sahurumuza kalkacağımız, Salı günü birincil orucumuzu tutacağımız bu kutsal Ramazan ayının anlamı, önemi ve faziletleri hakkında bir makale paylaşmak istiyoruz sizlerle 1549026787 1549026787 orucunfaziletleriileilgilibilgiler5c5445e879083orucunfaziletleriileilgilibilgiler5c5445e879083 orucunfaziletleriileilgilibilgiler5c5445e879083 Orucun Anlamı, İşlevi, Faziletleri İnsanların birçok kendilerinin sadece nefsaniyetten oluştuklarını düşünürler Aslında bu şart düşünceden öte bir şeydir Yaşantı, realite gibi bir hal almıştır Yani insanların birçok, kendilerinin nelerden oluştuklarını sorgulamazlar bile Nefisleri ile bütünleşirler Onun dışına çıkamazlar Ulu Allah (cc) oruç nimeti ile insanın nefsaniyetini aşmasını, başka bir gerçekliğine, yani ruhuna ulaşmasını murat etmiştir Bir ay süre ile tutulan oruçla insan, en kaslı içgüdüleri ile aleyhinde karşıya gelir Onların adaleli çekimleri ve arzuları ile savaşım verir İşte bu içgüdülerin isteklerine karşısında yerleştirme ile insan, kendisinin haricen bulunan lezzetli gerçeği ile karşı karşıya kalır Gerçi lezzetli, sadece susuzluk, acıkma, cinsel içgüdülerden oluşmamakta, fakat bu içgüdüler nefsin en önemli damarlarıdır İnsan en çok bu noktalarından imtihana alt tutulmaktadır Buralardan yapılacak bir çaba nefsi önemli bir oranda tanımayı sağlayacaktır Bu da insanı büyük bir marifete götürecektir Onun için peygamberimiz (sas) Nefsini haberdar olan Rabbini tanır diye buyurmuşlardır Marifetlerin en büyüğü insanın nefsini tanıması, onun en büyük düşmanı olduğunu bilmesidir Peygamberimiz (sas) nefisle yapılan savaşı büyük cihat olarak adlandırmıştır Maalesef ademoğlu bu dünyada böylece büyük bir gaflet içerisinde ancak, çoğu kişi kendisi ile nefsini özdeşleştirmekte, bir görmektedir Bu ise insanın kendisine oluşturacağı en büyük zulümdür Ona bu konuda verilecek kitabi bilgiler tekrar tekrar yetkisiz kalacaktır Çünkü olgunun temelinde yaşantı gereklidir Yani birey nefsi ile bir olmadığı, nefsiyle savaşmak gerektiği, hatta onu egemenliği altına almanın zorunluluğu konusunda bilinçlenmenin ötesinde pratik yapmalı, bunları yaşantı süreçleri ile anlamalıdır Hem nefisle savaşım yanında ruhunun varlığını da hissetmelidir Asıl özünün, ruh olduğunu bilmelidir Ruhuna ulaşmalı ve onu hâkim kılmalıdır İşte bunlara bir ölçüde olasılık sağlayan şey, Ramazan ayındaki farz olan oruçtur Ramazanda tutulan oruç nefisle savaşa hazırlık, bir nevi tatbikattır Sahiden, yani reel hayatta başlıca uğraş haram olan şeyleri yememekte ve içmemektedir Bunlar sık sık kul hakkına girdiği için büyük birer afattır İnsanı, Allah göstermesin, baki bir pişmanlığa götürebilir Farklı Alanlara Yönlendirilmiş hadisi şeriflerde belirtildiği üzere, nuru değil eden, bereketi alıp götüren, insanın ömrünü kısaltan, işleyenlere belki pişmanlık nasip olmazsa ölümden sonraki hayatta, cehennemde bir kat ayrılan zina da, çeşitleri ile beraber fiilen, yani hakiki hayatta asıl haram olan bir şeydir Oruçta buna karşısında da büyük bir tatbikat var Dikkat buyuralım, oruçta haram olan şeyler değil, helal ve mubah olan şeyler yasaklanıyor Onunla nefse uygulamalı bir eğitim veriliyor Bütün da nefsin anlayacağı bir dille bir pratik yaptırılıyor Helal olan şeylerin yasaklanması ile de hal dile ile başlıca yasaklanmış olan şeylerin haramlar olduğu ifade edilmiş olunuyor Bu ne hoş bir tatbikattır! Askerde sonbahar aylarında kışlalarda bir tatbikat yapılır Maksat askerleri hakiki bir savaş durumuna hazırlıklı ve güçlü tutmaktır Oruç da yılda bir kez bir ay boyunca nefse yaptırılan böyle bir tatbikattan ibarettir Oruçlarını tutup da Allahın haramlarına yaklaşan insanları da tabii anlayışlı olmak imkânsız Bunlar ya orucun anlamını bilmiyorlar veya haramların ne büyük birer afat olduğundan habersizdirler Leziz entelektüel bilgilerle eğitilemez Lezzetli ancak yaşantı dili ile eğitilebilinir Nefse oruçla neredeyse şöyle bir ders veriliyor: Yine De sen yemeye, içmeye, cinsel münasebete karşı büyük bir aşkla, içgüdülerle yönelmektesin Fakat bunları bir ay vakit ile Allah (cc) sana yasakladı Aslında, öteki aylarda bunlar yasaklanmış, haram olan şeyler yok Fakat ulu Allahın emri bunların üstündedir Onları tanımalısın üstelik bundan sonra esas haram olan şeylere karşısında daha ihtiyatlı, itinalı olmalısın Oruçla nefse verilen dersi şu cümlelerle devam edebiliriz: Bende olan ruh, irade gücü ile nefsimi bir ay baştan başa helal olan şeylere aleyhinde alıkoyduğuma tarafından, haram olan şeylere aleyhinde hayli hayli koruyabilirim Çünkü ben sadece nefisten oluşmamaktayım Bende yüce Allahtan gelen bundan başka ruh gerçeği var Ruhum benim asıl özümü meydana getirmektedir Ruh Allahın emrine uymaktan büyük bir hoşgörü alır Ruhum nefsime dominant olduğu oranda ben bir insanım Ola Ki oruç tutmamış olsam bu şart nefsimin, içgüdülerimin bana hâkim olduğunun bir göstergesi olacaktır Bu da, Allah göstermesin, hayvansal bir varoluşa dikkat çekici eder Nefis ise şeytanların elinde olan bir oyuncak gibidir Nefsime uyarsam şeytanların arzularını yerine getirmiş olurum Muhakkak böyle bir şeyi ben kendi hayatımda güzel göremem İşte oruç böyle büyük bir dersi, daha doğrusu tatbikatı tüm Müslümanlara her sene uygular Kişiyi nefsinin ve şeytanların hilafına olarak bir mücadeleye sevk eder Ona manevi bir zor verir Ruhani bir gerilimle dinsel ve manevi anlamda sağlıklı ve sağlıklı miktar Metafizik bir gerilimle sair zamanlarda haramlara ve günahlara karşısında teyakkuz haline sokar Oruç tutan böylece fazla Müslüman bilirim de onlar ne yazık ki namaz kılmadıkları gibi Allahın öyle çok haramını da dobra dobra işlerler Bu şahısların orucun anlamını bilemedikleri açıktır Şüphesiz yüce Allah (cc) kimsenin emeğini, ibadetini nafile çıkarmaz Tuttukları orucun mükâfatını ahrette alacaklardır Ama yalnız bu mükâfat onların ebedi hayatlarını cehennemden kurtarmaya yetebilecek midir, o bilinmemektedir Böyleleri orucun anlamını bilse idi daha diğer olurlardı diye düşünüyorum Hapishaneler de bir değişiklik mahrumiyet yerleridir Oralarda halk özgürlükten yoksundurlar Irk sabırla ıslah edilmeye çalışılır Gönül ister ama, ırk nefsaniyetlerin esiri olarak hiç suç işlemesinler Oralara düşmesinler Nasreddin Öğretmennın bir fıkrası vardır: Bir gün oğluna su doldurması için testiyi eline verir Arkasından da ensesine bir tokat aşk eder Görenler itiraz ederler Hocayı kınarlar Hocaya, suçsuz oğluna neden tokat vurduğunu sorarlar Öğretmen, onlara testiyi kırdıktan sonra cezalandırmanın yararsız olduğunu söyler İşte oruç nefsi asıl büyük günahlara karşı onları daha işlemeden cezalandırma yolu ile yapılan bir eğitimdir Orucun en işaret anlamı budur Oruç görünüşte nefsi cezalandırmaktır Bu olaya nefis açısından bakınca böyledir Hakikatte oruç bir aşk ifadesidir: Yüce Allahı kışın güzel, tatlı yemeklerden daha fazla sevdiğinin; yazın da soğuk sudan daha artı sevdiğinin hal dilidir Bunu, insan nefsi değil de ruhu hisseder Çünkü lezzetli şehvetin kaynağıdır, aşk ise ruhtan kazanç Onun için insanların bir kısmı orucu bir çeşitlilik cezalandırma olarak görürler, bunlar oruç tuttuklarında oflayıp puflayıp oruç ayının ne vakit biteceklerini bekler dururlar Orucun ulu Allaha bir aşk hali olduğunu düşünenler, oruçtan büyük bir manevi şımartma alırlar Oruç ayının bitmesini, günlerinin azalmasını hüzünle karşılarlar Ramazan ayı her tarafında gerçek âşıklar bayram yaparlar Bir çeşit bayram havası içerisinde bulunurlar Orucu nefsiyle tutanlar ise Ramazanın sonunda, yani Şevval ayının birincil gününde bayramlarını kutlarlar Oruç gerçekten Ramazan ayının süsüdür Yani oruçla bir süre dilimi kutsanmaktadır Oysa ulu Allah (cc) bu ayda Kuranı Kerimin de inmeye başladığına dikkat çekerek bu ayın sadece oruç tutarak yok Kuranı Kerim okuma, namaz kılma ile de süslenmesini dolambaçlı bir şekilde işaret buyurmuştur: O Ramazan ayı ancak, insanları irşat için adalet ile batılı ayıracak olan, hidayet rehberi ve deliller halinde yer alan Kuran onda indirildi Onun için sizden her kim bu avuç içi yetişirse onda oruç tutsun (Bakara suresi, 185) Oruç, kulun bir ibadetidir Kusurlarla dolu olabilir Lakin vakit Allahın yarattığı bir şeydir Allah (cc) Kuranı Kerimde o kadar çok süre kavramına, anına, dilimine yemin etmiştir Dolayısıyla süre içerisinde tanrısal anlar ve dilimler vardır İşte Ramazan böyle bir aydır Yani kişi oruç tutarken şunun bilincinde olacak: Ramazan ayı, Kadir gecesi hürmetine ben bu ayda oruç tutuyorum Fakat sadece oruçla ben bu tanrısal ayın, mübarek gecenin hakkını veremem Namaz kılma, zekât ve sadaka verme, Kuranı Kerim okuma ile de bu tanrısal ayı ve kutsal geceyi süslemeliyim Natürel oruç böyle bir çerçevede anlamlı olur Yahut kişi dikkatini ayın ve kutsal gecenin hürmetine vermediği süre orucun sıkıntısına takılarak büyük bir manevi hazdan yoksun kalabilir Bu tanrısal ayda kutsal Kadir gecesinin sıcacık olması da Ramazanın her gününün ve gecesinin ibadetle geçirilmesinin istenmesindendir O Kadir gecesi ama, Kuranı Kerimin ifadesiyle bin aydan hayırlıdır (Kadr suresi, 3) Aklı Başında olan bir insan nasıl böyle bir mükâfattan uzaktan kalmak isteyebilir? in bayramı olan bir gecede (Kadir gecesinden) Yargı âşıkları nasıl uyuyabilir? Bu büyük, akılları alan müjde Ramazan ayına bir aşk hali katmaya yetmiyor mu? Ramazan ayı bir ruhaniyet taşır Gerçekten her ayın bir değişiklik ruhaniyeti vardır Fakat Ramazanınki ayrıntılarıyla ümmetin hayrına dönüktür Ramazan ayının ruhaniyetine ibadetlerle ulaşılabilir Bu ayda yapılacak küçücük bir günah, bu ruhaniyeti kişinin üzerinden alabilir Onu ruhani havadan uzaklaştırabilir Peygamberimiz (sas) buyurdular oysa bu ay, ümmetimindir Yani bu ayda ümmetin bütün manevi sıkıntıları üzerinden kalkabilir Birey tuttuğu oruçlarla, kıldığı teravih namazları, verdiği zekât ve sadakalar ile üzerinde büyük bir siklet olan günahlardan kurtulabilir Bu avuç içi ulaşmak için peygamberimiz (sas) Recep ve Şaban ayları her tarafında şu duayı yapmışlar ve ümmetine de tavsiye etmişlerdi: Allahım Recep ve Şabanı kutsal kıl, bizi Ramazana ulaştır Peygamberimiz (sas) Ramazana ulaşıp da günahlarını affettiremeyenlere Burunları sürtünsün! diye ikazda bulunmuşlardır Muhakkak beddua, rahmet peygamberimize (sas) yakışmamaktadır O bu ifadesiyle bedduadan fazla ümmetine bir ikazda bulunmuş, bu ayda yüce Allahın (cc) kullarına daha çok rahmet sahibi olduğunu, onun için tövbe ile günahlardan uzaklaşmanın fırsatı olduğunu vurgulamışlardır Orucun yaza yaklaşması, daha açık konuşmak gerekirse artık yazın ortasına düşmesi oruç tutan insanların sayılarında git gide bir azalmayı da beraberinde getirdi Seslenmek fakat oruç miladi takvimle yaz ayında sabitleşseydi bir takım kişiler hiç oruç tutamayacaklardı Bu, anlaşılmış oldu Yüce Allah (cc) engin rahmetiyle ay takvimini güneş takvimi içerisinde döndürüyor da bu sayede oruç ayı olan Ramazan, her mevsimde dolaşmaktadır 33 yılda bir tayin tamamlanmaktadır Şayet ırk orucun anlamını aslında bilselerdi, yetişmek için daha bir gayretli olurlardı Kışın, ilkbaharda, sonbaharda oruç tutup da yazın sıcaklığında nefislerine uyanlar, kendilerini toparlarlar, her türlü sıkıntıya karşın yaz oruçlarına da büyük bir yük verirlerdi, Allahın emrini çiğnemezlerdi Orucun manasını bir defa daha yineleyelim: Oruç, ulu Allahı (cc) sevdiğini karoser ve hal diliyle açıklama etmektir Bu yaz sıcaklığında, uzun günlerde oruç tutan kişi ise, Allahım ben Seni soğuk sudan daha fazla seviyorum demektedir Ulu Allahın (cc) bu sevgiye ahrette vereceği cevap çok önemlidir Çünkü yüce Allah (cc) engin keremi ve lutfuyla böyle dürüst sevgileri karşılıksız bırakmayacaktır Yeniden dirilme günü çok uzun sürecektir Arasat meydanında ırk günlerce, aylarca, ola ki yıllarca bekleyeceklerdir Ahretin bir günü dünyanın bin yılına denktir O gün millet çok acınacak halde bir duruma düşeceklerdir Nasıl dünya hayatında güneşin konumu ve uzaklığının değişmesi ile yeryüzünde sıcaklık ve mevsimler farklılık gösteriyorsa ahret gününde cehennem bir ara yaklaştırılacaktır (bk Tekvir suresi, 12) O gün insanlar ne yapacaklarını şaşıracaklardır Korkularından ayaklarını bağları çözülecektir Yürümeye, kaçmaya takatları kalmayacaktır Olduğu yerde diz üstü çökeceklerdir (bkMeryem suresi, 68) İşte oruç en fazla bu zamanda yardıma gelecektir Hadisi şeriflerde özellikle vurgulanan orucun cehennem ateşine kalkan olması bu zamanda tahakkuk edecektir Bu yazın sıcaklığında oruç tutanlar, orada rahata erecekler, cehennemin sıcaklığından hasar görmeyeceklerdir Çünkü onlar yazın sıcaklığında Allah için, Allah sevgisi ve aşkıyla sıkıntıya düşmüşlerdi Ulu Allah (cc) fazla vefakârdır Hadisi şerifte de ifade edildiği üzere aynı sıkıntıyı keza dünya hem ahret hayatında göstermeyecek kadar hayâ sahibidir Millet sadece iman ettik demekle hiç sınav edilmeden bırakılacaklarını mı sandılar? And olsun oysa, biz onlardan öncekileri imtihan ettik Muhakkak Allah (imtihan ederek) doğru söyleyenleri de yalancıları da bilir (Ankebut suresi, 23) Peygamberimiz (sas), Tahammül, imanın yarısıdır diye buyurmuşlardır Diğer bir hadiste ise Oruç, sabrın yarısıdır demiştir Buna kadar oruçlarını tamamen tutan bir kişi imanın dörtte birine sahip olmaktadır İmanlı kişi ise günahkâr olarak ölse bile sonunda mutlaka cennete ulaşacaktır Orucun çok büyük sırları vardır Ulu Allah (cc) kullarının bezginlik çekmelerinden tutku almaz Gün her tarafında, hele bu sıcak ve uzun günlerde yemeden içmeden dayanmak basit değildir Allah (cc) kullarına bu konuda bir sıkıntı vermişse mutlaka bunun kulun menfaatine dayanan pek çok hikmeti vardır Şüphesiz bu dünya bir sınav yurdudur Sınav ise çoğunlukla sabırla ölçülür Ola Ki ileride bedene gelebilecek eziyetler, hastalıklar oruç nimeti ile ya hafifletilmektedir ya da adamakıllı ortadan kaldırılmaktadır Orucun sağlığa yardımsever olduğu yönündeki hadisi şerifleri bu şekilde iyi anlamak dinin ruhuna daha uygundur Şüphesiz aç ve susamış kalmanın sağlığa yararları tıpta bilinmekte ve bunlar öğüt edilmektedir Ama bu, konuya fazla yüzeysel bir görüş açısıdır Yüce Allah (cc) kulun kaderini elinde tutan, yazandır İnsanları Kendi rızasına, cennet gibi büyük nimetlere erdirmek için sabırla imtihan edendir Tutulan oruçların ulu Allah (cc) kadar büyük bir ihsanla karşılanacağını, Müslümanların ağır imtihanlarına karşısında kefaret olacağını, bu vesile ile onların dünya hayatlarının sağlık durumu ve afiyet içerisinde geçmesine vesile olacağını düşünebiliriz Yani oruç tutmayan Müslümanların dünya hayatında ağır bela ve musibetlerle sınav edilip sabırlarının derecesi başka şeylerle ölçülebilir Allah (cc) kulunu edep etmeyi, cennete koymayı dilediği süre dünyada ona imtihan için bela ve kötülük kapılarını açar Onun için oruç kolay yoldan sabırla imtihan edilmeyi, katlanma nimetini basit yoldan elde etmeyi sağlar; bu sayede dünyada ömrümüzü afiyet ve afiyet içerisinde geçirmemize vesile olabilir Bu açıdan kaza oruçları da bir nevi sağlık durumu ve sıhhat sigortasıdır Geçmişteki hataları telafi etme, geleceğimizi güvenlik altına almayı sağlar Nasıl bu dünyada bela ve musibetler bizlere cehennem azabı gibi görünürse orucun ahrette en fazla yardımsever olduğu konu da budur O Kadar çok hadisi şerif orucun cehennem ateşine karşı koyduğunu, kalkan vazifesi gördüğünü belirtmektedir Her insan mutlaka cehenneme uğrayacaktır (bk Meryem suresi, 7) Çünkü sırat köprüsü cehennem üstüne kuruludur Cennete girmek için bu köprüden aşmak gerekecektir Bu sıkıntılı zamanlarda bizlere en fazla destek edecek ibadet ise oruçtur Onun için geçmişte değişik nedenlerle ya da sebepsiz olarak tutamadığımız oruçları kaza etmek Allahın izni ile ayrıca dünya hem ahret hayatımızdaki büyük sıkıntıları da ortadan kaldıracaktır Pazartesi ve perşembe günlerini oruçlu devretmek peygamberimizin (sas) fazla önem verdiği sünnetleridir Şayet üzerimizde oruç borcu yahut bu günleri sünnet niyeti ile oruçlu aşmak fazla yararlıdır Oruç sevabı yanına baskı zamanlarda peygamberimizin (sas) şefaatine vesile olabilir Hem bu ahir zamanda onun bir sünnetini ihya etmenin yüz şehit sevabı kazandırdığını da unutmamak gerekir Natürel yine de bu pazartesi ve perşembe günlerini sünnet niyeti ile oruç tutma ile kaza oruçlarını karşılaştırma edemeyiz Zira orucun kazası farzdır Farz olan bir ibadet ise İmam ı Rabbaninin ifadesiyle binlerce nafile ibadetten daha çok üstündür Onun için üzerlerinde oruç borcu olanlar bu günlerde oruçlarını kaza niyetiyle tutmalıdırlar Allah (cc) bu uzun, sıcak yaz günlerinde oruçlarımızı aşk ve şevkle tutmayı, bu sayede rızasını nasip eylesin Âmin Muhsin İyi