iltasyazilim
FD Üye
Orucun Faydaları
Orucun Hikmetleri
Orucun Yararları
Allah'ın her emrinde olduğu gibi oruçta da çoğu hikmetler ve bizim için öyle çok faydalar olduğu bilinen bir gerçektir Orucu Allah rızası için tutmakla beraber, bunları da gözönünde bulundurarak ölçmek durumundayız Orucun esas faydaları şunlardır:
Oruç Kötülüklerden Korur
Kur'anı Kerimde orucun farz kılındığını bildiren ayetin sonundaki ta ki korunasınızifadesi orucun hikmetine dikkatimizi çekmektedir
Allah Tealâ, her derde bir deva, her hastalığa bir ilaç verdiği gibi kötülüklere karşısında da korunma vasıtaları vermiştir İşte orucun bir özelliği de bizi kötülüklerden koruyan bir ibadet oluşudur
Nitekim Peygamberimiz orucun bu özelliğini hepimizin kolayca anlayabileceği şekilde hoş bir benzetme ile açıklayarak şöyle buyurmuştur:
Oruç bir kalkandır, o halde oruçlu fena söz söylemesin Kendisi ile çekişip tartışmak isteyen kimseye iki kere, ben oruçluyumdesin
Bilindiği gibi kalkan, savaşlarda kişiyi düşmanın kılıcından koruyan bir araç idi Kalkan, sahibini düşmandan koruduğu gibi oruç da benzer şekilde kişiyi kötülüklerden ve günah işlemekten korur Oruçlu, kötülüğü başlatan kişi olmayacağı gibi, kendisine kötü söz söyleyen ve tartışmak isteyenlerin bu davranışlarına karşılık: Ben oruçluyum, ben oruçluyumdiyerek nefsine hakim olacak ve kendisini kavganın içine çekmek isteyenlere uymayacaktır Bu Nedenle oruç, bir kalkan gibi kişiyi kötülüklerden korumuş olacaktır
Oruç, kişiyi yalnızca kötülüklerden korumakla kalmayacak, onu cehennem ateşinden de koruyacaktır Çünkü, insanı cehenneme sürükleyen kötülüklerdir, bunlardan uzaklaşan cehennemden de uzaklaşmış demektir
Her kötülüğün başı, Allah'ı hatırlamamak ve yükümlülük duygusunu kaybetmektir Halbuki oruç, bize daima Allah'ı hatırlatır, mesuliyet duygusunu geliştirir Bir ay boyunca aralıksız bu manevî eğitim sonucu Allah korkusu kalblere iyice yerleşir,bunun olumlu tesiri ile de insan davranışlarını denetim altına alarak her türlü kötülükten uzaklaşmış olur
Oruç Ahlâkımızı Güzelleştirir
Oruç, belirtilmiş bir zaman basit bir aç kalma olayı değildir Onu sadece bu yönüyle değerlendirmek son derece hatalı olur Oruç, köklü bir irade terbiyesi, insanı fena alışkanlıklardan temizleyen, çirkin davranışlardan uzaklaştıran ve iyi huylar kazandıran bir ahlâk eğitimidir
Peygamberimiz (sas) şöyle buyuruyor: Her kim yalan söylemeyi ve yalanla iş görmeyi bırakmazsa Allah onun yemesini, içmesini bırakmasına değerinde vermez
Bu hadisi şerifte orucun yüksek hedefi dobra dobra gösterilmiş, oruç tuttuğu halde fena huyları terketmeyenlerin oruçlarına Cenabı Hakk'ın değerinde vermeyeceği bildirilmiştir
Konunun önemi hakkında peygamberimiz öteki bir hadisi şerifinde biraz daha açıklık getirerek buyuruyor fakat:
Fazla oruç tutanlar var fakat onlara tuttukları oruçlardan sadece arzu ve susama kalır Fazla gece ibadet edenler vardır oysa onlara da bundan kalan yalnızca uykusuzluktur
Bu kimseler, helâl olan şeylerden uzaklaştıkları halde, uzaklaşmaları gereken haramlardan uzaklaşmadıkları için ibadetlerinden bekledikleri karşılığı bulamayacaklardır
Görülüyor ama orucun asıl gayesi, insanı kötülüklerden uzaklaştırarak olgunlaştırmak, ahlâk ve fazilet sahibi olmasını sağlamaktır
İslâm bilginleri orucun üç mertebesi olduğunu bildirmişlerdir:
Birincisi; imsaktan akşama değin yemekten, içmekten ve cinsel arzulardan sakınmak suretiyle tutulan oruçtur Bu oruç, şartları yerine getirildiği için sahihtir Oysa bunun gayesine ulaşması için oruçlunun ikinci basamağa yükselmesi lâzımdır
İkincisi; birinci maddedekilerle birlikte, kulak, göz, dil, el, but ve diğer organları günahlardan uzaklaştırmak suretiyle tutulan oruçtur Makbul olan oruç budur Çünkü bu, organlar üstünde olumlu etkisini gösteren ve sahibine ahlâkî faziletler kazandırarak gayesine ulaşan oruçtur
Üçüncüsü; birinci ve ikinci maddedekilerle beraber gönlünde Allah'tan başkasına yer vermemek, kalbini Allah'tan başka şeylerle meşgul etmemek suretiyle tutulan oruçtur Oruçta ulaşılan en yüksek derece budur Peygamberlerin ve Allah'ın veli kullarının tuttuğu oruç budur
Oruçlu, önce helâl olan yiyecek içecek ve cinsel arzularından geçici bir vakit uzak kalarak iradesine baskın olmayı öğrenir Bu irade terbiyesi ile organlarının her türlü kötülükten uzaklaşmasını sağlayan mü'min, nihayet kalbini de fena duygulardan arındırarak âdeta melekleşir Maddî bağlardan, fani ihtiraslardan uzaklaştıkça kulluğun zirvesine ulaşır ve Allah'a yaklaşır
Oruç İnsanı Dinç Yapar
Orucun, ruh ve karoser üstünde olumlu etkileri ve gövde sağlığı bakımından yardımsever sonuçları tıbben de kanıtlanmış bir gerçektir O Kadar fazla hikmetleri olan oruç emrinin bu yönüne de Peygamber Efendimiz dikkatimizi çekerek şöyle buyurmuştur:
Oruç tutunuz ama dinç olasınız
Peygamberimizin bu evrensel mesajının taşıdığı mânâ, çağlara ışık tutmakta, dinimizin emirlerindeki giz ve hikmetler zaman geçtikte daha iyi anlaşılmaktadır
Burada sözü, konunun uzmanı olan tıp doktorlarına bırakarak orucun sağlık durumu yönünden faydalarını bir kere de uzmanlarından dinleyelim:
Sağlam insanlara orucun hiç bir zararı yoktur Aksine Oruç tutunuz, sıhhat bulursunuzhadisi şerifinde işaret buyurulduğu veçhile, vücûda faydası vardır 816 saat sindirim cihazının, karaciğerin dinlenmesi kendi kendini toparlaması büyük bir faydadır
Oruç sıradan sıhhatli olan ahali için çok yardımcı bir diyet teşkil eder Az yemek ve itidal ile yaşamak sonucu oruç tutanlar çoğunlukla Ramazanda bir kaç kilo zayıflarlar Bu suretle 11 ay zarfında vücutta ambar edilen zararlı yağlar erimiş olur Bu ise asrımızda herkese nasihat edilen en mühim sıhhat kuralıdır Çünkü şişmanlık şeker hastalığına pek yakındır Ayrıca damar sertliği, kalb hastalığı, tansiyon yüksekliği ve buna emrindeki o kadar fazla hastalığa müsait bir zemin hazırlar Aramak oluyor ama oruç, tüm bu dertlerden insanı koruyucu bir tesir yapar
Bu gerçeği, yalnızca bizim bilim adamlarımız yok, konuyu inceleyen yabancı bilim adamları da dile getirmektedir:
1940 Nobel Tıp ödülünü şampiyon ünlü bilim adamı, Dr Alexis Carrel (Aleksi Karel) L'Hamme, Ata İnconnuadlı eserinde: Oruç esnasında organizmalarda ambar edilmiş beslenme maddelerinin harcandığını, daha sonra bunların yerine yenilerinin geldiğini, bu nedenle bütün vücutta bir yenilenme olduğunu ve orucun sıhhat bakımından çok faydalı olduğunusöyler
Orucun faydaları yalnızca bedenimizle ilgili değildir Onun ruhumuzda ve sinir sistemi üzerindeki olumlu etkileri ve bu ibadetten oruçlunun duyduğu iç huzuru, öyle fazla manevî rahatsızlığı tedavî ederek kişiye zinde bir moral kazandırır
Oruçta asıl asap sistemi tam bir rahatlama içindedir Bir ibadeti yerine getirme mutluluğu bizdeki gerginliklerin, huzursuzlukların az kalsın tümünü yok eder Günümüzün en manâlı iç sorunlarından olan stresler böylece büyük ölçüde kalkar
Oruç Nimetlerin Kıymetini Öğretir
Nimet elde iken değeri gereği gibi bilinemez İnsan sahip olduğu nimetlerin değerini oysa bunlar elden çıktıktan sonradan anlayabilir Lakin meslek işten geçtiği için bundan böyle bunun yararı olmaz
Oruç tutmakla bir zaman nimetlerden uzaktan kalan kimse bunların değerini daha iyi anlar Sahip olduğu nimetlerden bir zaman uzaktan kalmak insana, onları daha iyi korumasını, israf etmemesini ve nimetleri kendisine veren Allah'a daha çok şükretmesini öğretir Nimetlere şükür ise onların çoğalmasına vesile olur
Allah Tealâ şöyle buyuruyor:
Andolsun, şükrederseniz kesinlikle (nimetimi) artırırım
Oruçlu Sabırlı Olmayı Öğrenir
Dayanıklılık, başarıya ulaşmanın en kayda değer şartlarından biridir Sahip olduğu helâl şeylere oruçlu olduğu için el sürmeyen kimse; iradesine etken olmuş, nefsini zorluklara alıştırarak terbiye etmiş ve üstün bir meziyet kazanmış olur
Böyle bir insan hayatta karşısına çıkabilecek sıkıntılar aleyhinde sarsılmaz, bunlara kolaylıkla sabreder ve güçlükleri yenerek başarıya ulaşır Acılı ve karamsar durumlar aleyhinde dayanma ve dayanıklılık göstererek soğukkanlılığını korur
Orucun askerlik ve yurt savunması bakımından da ayrı bir önemi vardır Savaş zamanlarında cephedeki asker, gıda ve içecek bulamadığı süre açlığa ve susuzluğa sabretmek zorunda kalabilir oruç tutmaya alışkın olanlar, böyle zorluklara daha basit dayanırlar
Orucun Sosyal Faydaları
Orucun fert bakımından o kadar çok faydaları yanında toplumun huzuruna da sağladığı çok kayda değer faydaları vardır
Oruç, insanın şefkat ve acıma duygularını geliştirerek bunun topluma sevgi ve yardım biçiminde yansımasını sağlar
Hayatında istek nedir bilmeyen bir insan yoksulların çektiği arzu ve sıkıntıyı gereği gibi anlayabilir mi? Bir eli yağda, bir eli baldaolan zengin bir kimse yoksulların çektiği ızdırabı yüreğinde duyabilir mi?
Elbetteki, gereği gibi duyamaz
Lakin oruç tutan kimse açlığın ne çağırmak olduğunu bana kalırsa tatmış olduğundan fakirlik içinde kıvranan fakirlerin, kimsesizlerin çektikleri sıkıntıları içinde duyarak şefkat ve acınacak şey duyguları gelişir Bunun sonucu olarak da fakirlere yardım elini uzatarak sıkıntılarını giderir, toplumun rahat ve mutluluğuna katkıda bulunur
Dinimiz, bütün müslümanları tek bir beden gibi kabul etmiş, müslümanların birbirlerinin dertleri ile ilgilenmelerini istemiştir
Peygamberimizin, Yanıbaşında komşusu aç olduğu halde tok yaşayan, olgun mü'min değildir anlamındaki sözü, konunun önemini açık bir şekilde ortaya koymaktadır
Bizim için en güzel örnek olan sevgili Peygamberimiz insanların en cömerdi idi
Ramazan ayında cömertliği irtifa noktasına ulaşır, elinde ne varsa yoksullara dağıtırdı
Peygamberimizin hürmet bedel eşi Hz Aişe diyor fakat: Allah'ın Rasûlü üç gün peşpeşe karnını doyurmamıştır İsteseydi doyururdu Lâkin o, yoksulları doyurup kendisi aç kalmayı seçim ederdi
Onun ahlâk ve fazilet doymuş yaşayışını örnek alan müslümanlarda da aynı davranışları görüyoruz
Hz Ömer'in halifeliği vaktinde dokuz ay süren bir kıtlık olmuştu Ömer, ihtiyaç sahipleri bize gelsindiye halka duyuru yapmış; kendisi de, müslümanlar bolluğa kavuşuncaya dek ekmekle beraber zeytin yağından diğer katık yemeyeceğine ant etmişti
diyanet *
Orucun Hikmetleri
Orucun Yararları
Allah'ın her emrinde olduğu gibi oruçta da çoğu hikmetler ve bizim için öyle çok faydalar olduğu bilinen bir gerçektir Orucu Allah rızası için tutmakla beraber, bunları da gözönünde bulundurarak ölçmek durumundayız Orucun esas faydaları şunlardır:
Oruç Kötülüklerden Korur
Kur'anı Kerimde orucun farz kılındığını bildiren ayetin sonundaki ta ki korunasınızifadesi orucun hikmetine dikkatimizi çekmektedir
Allah Tealâ, her derde bir deva, her hastalığa bir ilaç verdiği gibi kötülüklere karşısında da korunma vasıtaları vermiştir İşte orucun bir özelliği de bizi kötülüklerden koruyan bir ibadet oluşudur
Nitekim Peygamberimiz orucun bu özelliğini hepimizin kolayca anlayabileceği şekilde hoş bir benzetme ile açıklayarak şöyle buyurmuştur:
Oruç bir kalkandır, o halde oruçlu fena söz söylemesin Kendisi ile çekişip tartışmak isteyen kimseye iki kere, ben oruçluyumdesin
Bilindiği gibi kalkan, savaşlarda kişiyi düşmanın kılıcından koruyan bir araç idi Kalkan, sahibini düşmandan koruduğu gibi oruç da benzer şekilde kişiyi kötülüklerden ve günah işlemekten korur Oruçlu, kötülüğü başlatan kişi olmayacağı gibi, kendisine kötü söz söyleyen ve tartışmak isteyenlerin bu davranışlarına karşılık: Ben oruçluyum, ben oruçluyumdiyerek nefsine hakim olacak ve kendisini kavganın içine çekmek isteyenlere uymayacaktır Bu Nedenle oruç, bir kalkan gibi kişiyi kötülüklerden korumuş olacaktır
Oruç, kişiyi yalnızca kötülüklerden korumakla kalmayacak, onu cehennem ateşinden de koruyacaktır Çünkü, insanı cehenneme sürükleyen kötülüklerdir, bunlardan uzaklaşan cehennemden de uzaklaşmış demektir
Her kötülüğün başı, Allah'ı hatırlamamak ve yükümlülük duygusunu kaybetmektir Halbuki oruç, bize daima Allah'ı hatırlatır, mesuliyet duygusunu geliştirir Bir ay boyunca aralıksız bu manevî eğitim sonucu Allah korkusu kalblere iyice yerleşir,bunun olumlu tesiri ile de insan davranışlarını denetim altına alarak her türlü kötülükten uzaklaşmış olur
Oruç Ahlâkımızı Güzelleştirir
Oruç, belirtilmiş bir zaman basit bir aç kalma olayı değildir Onu sadece bu yönüyle değerlendirmek son derece hatalı olur Oruç, köklü bir irade terbiyesi, insanı fena alışkanlıklardan temizleyen, çirkin davranışlardan uzaklaştıran ve iyi huylar kazandıran bir ahlâk eğitimidir
Peygamberimiz (sas) şöyle buyuruyor: Her kim yalan söylemeyi ve yalanla iş görmeyi bırakmazsa Allah onun yemesini, içmesini bırakmasına değerinde vermez
Bu hadisi şerifte orucun yüksek hedefi dobra dobra gösterilmiş, oruç tuttuğu halde fena huyları terketmeyenlerin oruçlarına Cenabı Hakk'ın değerinde vermeyeceği bildirilmiştir
Konunun önemi hakkında peygamberimiz öteki bir hadisi şerifinde biraz daha açıklık getirerek buyuruyor fakat:
Fazla oruç tutanlar var fakat onlara tuttukları oruçlardan sadece arzu ve susama kalır Fazla gece ibadet edenler vardır oysa onlara da bundan kalan yalnızca uykusuzluktur
Bu kimseler, helâl olan şeylerden uzaklaştıkları halde, uzaklaşmaları gereken haramlardan uzaklaşmadıkları için ibadetlerinden bekledikleri karşılığı bulamayacaklardır
Görülüyor ama orucun asıl gayesi, insanı kötülüklerden uzaklaştırarak olgunlaştırmak, ahlâk ve fazilet sahibi olmasını sağlamaktır
İslâm bilginleri orucun üç mertebesi olduğunu bildirmişlerdir:
Birincisi; imsaktan akşama değin yemekten, içmekten ve cinsel arzulardan sakınmak suretiyle tutulan oruçtur Bu oruç, şartları yerine getirildiği için sahihtir Oysa bunun gayesine ulaşması için oruçlunun ikinci basamağa yükselmesi lâzımdır
İkincisi; birinci maddedekilerle birlikte, kulak, göz, dil, el, but ve diğer organları günahlardan uzaklaştırmak suretiyle tutulan oruçtur Makbul olan oruç budur Çünkü bu, organlar üstünde olumlu etkisini gösteren ve sahibine ahlâkî faziletler kazandırarak gayesine ulaşan oruçtur
Üçüncüsü; birinci ve ikinci maddedekilerle beraber gönlünde Allah'tan başkasına yer vermemek, kalbini Allah'tan başka şeylerle meşgul etmemek suretiyle tutulan oruçtur Oruçta ulaşılan en yüksek derece budur Peygamberlerin ve Allah'ın veli kullarının tuttuğu oruç budur
Oruçlu, önce helâl olan yiyecek içecek ve cinsel arzularından geçici bir vakit uzak kalarak iradesine baskın olmayı öğrenir Bu irade terbiyesi ile organlarının her türlü kötülükten uzaklaşmasını sağlayan mü'min, nihayet kalbini de fena duygulardan arındırarak âdeta melekleşir Maddî bağlardan, fani ihtiraslardan uzaklaştıkça kulluğun zirvesine ulaşır ve Allah'a yaklaşır
Oruç İnsanı Dinç Yapar
Orucun, ruh ve karoser üstünde olumlu etkileri ve gövde sağlığı bakımından yardımsever sonuçları tıbben de kanıtlanmış bir gerçektir O Kadar fazla hikmetleri olan oruç emrinin bu yönüne de Peygamber Efendimiz dikkatimizi çekerek şöyle buyurmuştur:
Oruç tutunuz ama dinç olasınız
Peygamberimizin bu evrensel mesajının taşıdığı mânâ, çağlara ışık tutmakta, dinimizin emirlerindeki giz ve hikmetler zaman geçtikte daha iyi anlaşılmaktadır
Burada sözü, konunun uzmanı olan tıp doktorlarına bırakarak orucun sağlık durumu yönünden faydalarını bir kere de uzmanlarından dinleyelim:
Sağlam insanlara orucun hiç bir zararı yoktur Aksine Oruç tutunuz, sıhhat bulursunuzhadisi şerifinde işaret buyurulduğu veçhile, vücûda faydası vardır 816 saat sindirim cihazının, karaciğerin dinlenmesi kendi kendini toparlaması büyük bir faydadır
Oruç sıradan sıhhatli olan ahali için çok yardımcı bir diyet teşkil eder Az yemek ve itidal ile yaşamak sonucu oruç tutanlar çoğunlukla Ramazanda bir kaç kilo zayıflarlar Bu suretle 11 ay zarfında vücutta ambar edilen zararlı yağlar erimiş olur Bu ise asrımızda herkese nasihat edilen en mühim sıhhat kuralıdır Çünkü şişmanlık şeker hastalığına pek yakındır Ayrıca damar sertliği, kalb hastalığı, tansiyon yüksekliği ve buna emrindeki o kadar fazla hastalığa müsait bir zemin hazırlar Aramak oluyor ama oruç, tüm bu dertlerden insanı koruyucu bir tesir yapar
Bu gerçeği, yalnızca bizim bilim adamlarımız yok, konuyu inceleyen yabancı bilim adamları da dile getirmektedir:
1940 Nobel Tıp ödülünü şampiyon ünlü bilim adamı, Dr Alexis Carrel (Aleksi Karel) L'Hamme, Ata İnconnuadlı eserinde: Oruç esnasında organizmalarda ambar edilmiş beslenme maddelerinin harcandığını, daha sonra bunların yerine yenilerinin geldiğini, bu nedenle bütün vücutta bir yenilenme olduğunu ve orucun sıhhat bakımından çok faydalı olduğunusöyler
Orucun faydaları yalnızca bedenimizle ilgili değildir Onun ruhumuzda ve sinir sistemi üzerindeki olumlu etkileri ve bu ibadetten oruçlunun duyduğu iç huzuru, öyle fazla manevî rahatsızlığı tedavî ederek kişiye zinde bir moral kazandırır
Oruçta asıl asap sistemi tam bir rahatlama içindedir Bir ibadeti yerine getirme mutluluğu bizdeki gerginliklerin, huzursuzlukların az kalsın tümünü yok eder Günümüzün en manâlı iç sorunlarından olan stresler böylece büyük ölçüde kalkar
Oruç Nimetlerin Kıymetini Öğretir
Nimet elde iken değeri gereği gibi bilinemez İnsan sahip olduğu nimetlerin değerini oysa bunlar elden çıktıktan sonradan anlayabilir Lakin meslek işten geçtiği için bundan böyle bunun yararı olmaz
Oruç tutmakla bir zaman nimetlerden uzaktan kalan kimse bunların değerini daha iyi anlar Sahip olduğu nimetlerden bir zaman uzaktan kalmak insana, onları daha iyi korumasını, israf etmemesini ve nimetleri kendisine veren Allah'a daha çok şükretmesini öğretir Nimetlere şükür ise onların çoğalmasına vesile olur
Allah Tealâ şöyle buyuruyor:
Andolsun, şükrederseniz kesinlikle (nimetimi) artırırım
Oruçlu Sabırlı Olmayı Öğrenir
Dayanıklılık, başarıya ulaşmanın en kayda değer şartlarından biridir Sahip olduğu helâl şeylere oruçlu olduğu için el sürmeyen kimse; iradesine etken olmuş, nefsini zorluklara alıştırarak terbiye etmiş ve üstün bir meziyet kazanmış olur
Böyle bir insan hayatta karşısına çıkabilecek sıkıntılar aleyhinde sarsılmaz, bunlara kolaylıkla sabreder ve güçlükleri yenerek başarıya ulaşır Acılı ve karamsar durumlar aleyhinde dayanma ve dayanıklılık göstererek soğukkanlılığını korur
Orucun askerlik ve yurt savunması bakımından da ayrı bir önemi vardır Savaş zamanlarında cephedeki asker, gıda ve içecek bulamadığı süre açlığa ve susuzluğa sabretmek zorunda kalabilir oruç tutmaya alışkın olanlar, böyle zorluklara daha basit dayanırlar
Orucun Sosyal Faydaları
Orucun fert bakımından o kadar çok faydaları yanında toplumun huzuruna da sağladığı çok kayda değer faydaları vardır
Oruç, insanın şefkat ve acıma duygularını geliştirerek bunun topluma sevgi ve yardım biçiminde yansımasını sağlar
Hayatında istek nedir bilmeyen bir insan yoksulların çektiği arzu ve sıkıntıyı gereği gibi anlayabilir mi? Bir eli yağda, bir eli baldaolan zengin bir kimse yoksulların çektiği ızdırabı yüreğinde duyabilir mi?
Elbetteki, gereği gibi duyamaz
Lakin oruç tutan kimse açlığın ne çağırmak olduğunu bana kalırsa tatmış olduğundan fakirlik içinde kıvranan fakirlerin, kimsesizlerin çektikleri sıkıntıları içinde duyarak şefkat ve acınacak şey duyguları gelişir Bunun sonucu olarak da fakirlere yardım elini uzatarak sıkıntılarını giderir, toplumun rahat ve mutluluğuna katkıda bulunur
Dinimiz, bütün müslümanları tek bir beden gibi kabul etmiş, müslümanların birbirlerinin dertleri ile ilgilenmelerini istemiştir
Peygamberimizin, Yanıbaşında komşusu aç olduğu halde tok yaşayan, olgun mü'min değildir anlamındaki sözü, konunun önemini açık bir şekilde ortaya koymaktadır
Bizim için en güzel örnek olan sevgili Peygamberimiz insanların en cömerdi idi
Ramazan ayında cömertliği irtifa noktasına ulaşır, elinde ne varsa yoksullara dağıtırdı
Peygamberimizin hürmet bedel eşi Hz Aişe diyor fakat: Allah'ın Rasûlü üç gün peşpeşe karnını doyurmamıştır İsteseydi doyururdu Lâkin o, yoksulları doyurup kendisi aç kalmayı seçim ederdi
Onun ahlâk ve fazilet doymuş yaşayışını örnek alan müslümanlarda da aynı davranışları görüyoruz
Hz Ömer'in halifeliği vaktinde dokuz ay süren bir kıtlık olmuştu Ömer, ihtiyaç sahipleri bize gelsindiye halka duyuru yapmış; kendisi de, müslümanlar bolluğa kavuşuncaya dek ekmekle beraber zeytin yağından diğer katık yemeyeceğine ant etmişti
diyanet *