iltasyazilim
FD Üye
Osman Gazi
Osmanlı Padişahlarının Vasiyetleri
OSMAN GAZİ
Ertuğrul Gâzi 90 yaşında iken Hakkın rahmetine kavuşunca, beyliğin başına Evren devletine adını verecek olan Osman Gâzi geçti Osman Gâzi Türk Töresi gereğince bir ak keçeye oturtuldu Dokuz defa havaya kaldırıldı Efendiler birer birer Osman Gâzi ’nin önüne gelip, diz çökerek O ’na itaat edeceklerini bildirdiler Osman Gâzi ’nin bir keçe üzerinde dokuz kez yukarı kaldırılıp, döndürülerek bey olarak bildiri edilmesi, Türk Töresi ’ne tarafından Osman Bey ’in beyliğinin, dokuz kat göğün üzerinde olan Yüce Tanrı göre onaylanması, kutlanması anlamına gelir “Ulu Tanrı kut verirse birey hakan olur ifadelerinden de anlaşılacağı gibi, eski Türk hâkimiyet anlayışına tarafından hakanlar idare etmehakan olma hakkını Yüce Tanrı ’dan alırlardı
“Orada bulunan Ahi Kâinat, Osman Gâzi ’ye kılıç kuşattı Dursun Fakih dua okudu(M Doğan, s:136)
Rivayetlere tarafından, Ertuğrul Gâzi, Osman Gâzi doğmadan, bir gece rüyasında, ocağından bir suyun kaynayıp, gitgide çoğaldığını, büyük bir deniz haline gelerek tüm yeryüzünü doldurduğunu gördü Uyanınca gördüğü rüyayı arif bir kimseye anlattı, tâbir etmesini istedi O da Ertuğrul Gâzi ’nin rüyasını:Senin bir çocuğun olacak O ve soyu bütün yeryüzüne, yahut da büyük bir kısmına hükmedecekler biçiminde tâbir eyledi Bir ya da birkaç gün sonradan Osman Gâzi doğdu Tekrar Ertuğrul Gâzi, bir gece ulemâdan bir kimseye konuk olup, bulunduğu odada bir kitap fark etti Sorunca ev sahibi, “Bu kitap, Allah sübhanehü ve teâlâ hazretlerinin, Resuli Ekrem ’ine inzal buyurdukları (indirdikleri) Kur ’lahzaı Kerim ’dir dedi Sonradan konut sahibi uyuklamak için gidip de Ertuğrul Gâzi mushafın bulunduğu odada yalnız kalınca, kalkıp, sabaha dek Mushafı şerifin huzurunda, hürmet ve tazim için ayakta durdu Fakat, bir ara uykuya varınca, rüyada kendisine, Sen kelamıma hürmet ve hürmet gösterdin, ben de senin evladına kıyamet gününe kadar daim olacak yüce bir devlet ihsan eyledim diye hitap edildi (Müneccimbaşı Tarihi c:1, s:4445)
Moğolların geniş istila hareketlerine giriştiği e Anadolu ’ya akın akın Türkmen göçlerinin olduğu bir sırada Bizanslılar, Osman Gâzi adında bir akıncı ve Oğuzların Kayı boyundan Türkmenlerle tanıştılar Bu devirde Anadolu ’da kurulan bir çok beylik dağılmak ve genişlemek mücadelesine girişmişlerdi Bu beylikler arasında Söğüt ’te kurulan Osmanlı Beyliği keza Bizans ’a karşı, hem de beylikler arası mücadelede böylece şanlı görünmüyordu Lakin Türklerin savaşçılık ruhu ve Âlem Hâkimiyeti Ülküsü, İslâmiyet ’in Allah yolunda cihadı kutsal ve kutsal sayan düşüncesiyle birleşmiş büyük bir volkan haline gelmişti Bu sefer İslâm ’ın bayraktarı ve kılıcı almak sırası Osmanlılara gelmişti
Anadolu Selçuklu devletinin dağıldığı ve Anadolu ’da bir çok beyliğin kurulduğu bir dönemde (1299 ’da) Osmanlı devletini kuran Osman Gazi, “Karacahisar ’ı aldığı vakit, Müslüman Türk halkını oraya yerleştirirken, Türkİslâm müesseselerini de düzenlemek istedi Birkaç kiliseyi camiye çevirdiler, daha sonra şehre bir kadı devir edilmesi ve Cuma namazı kılınmasını istediler Osman Gazi, kayınpederi Şeyh Edebali ’ye ve Tursun Fakı ’ya “İstediğinizi yapın dedi Onlar da “Sultandan izin olmak lazımdır dediler Gerçekte kadıyı sultanın devir etmesi ve hutbenin de sultan namına okunması gerekiyordu, çünkü Osman Gazi ’nin beyliği Konya sultanlığına yan idi Osman Gazi bunun üstüne şöyle dedi:
“Ben bu şehri kılıcımla aldım Bunda sultanın ne dahli var ki ondan izin alam? O ’na sultanlık veren Allah bana dahi gazâ ile hanlık verdi Eğer minneti şu sancak ise, ben de sancak götürüp, kafirle savaştım Eğer O, “Ben Selçuk oğluyum derse, ben de “Gökalp oğluyum derim (Erol Güngör, Tarihte Türkler, s:184) Osman Gazi bu sözleri ile Sultanlığını ilan ediyordu
Mevlana Celâleddîni Rumi hazretleriyle ilgili bazı menkıbelerde öykü olunduğuna göre, Ertuğrul Gazi, Konya ’ya her gelişinde kendilerini ziyaret ederlerdi Bir keresinde, henüz ufak bir çocuk olan Osman Gazi ’yi beraberlerinde şeyhe getirip hayır dua rica ettiler O sırada Selçuklu hükümdarı yer alan kimsenin kalenderi olan bir şahsa bağlandığını işiten Hz Mevlâna “Hoş hemen hükümdar kendine bir baba bulduysa biz de kendimize bir oğul bulduk diyerek Osman Gazi ’nin elinden tutarak hayır dua eylediler O ’nu ulu ve aralıksız olacak bir devletle müjdelediler “Mademki bunun oğulları ve torunları benim neslime inanırlar ve bağlanırlar, devletleri daim olsun diye de dua buyurdular (Müneccimbaşı Tarihi, c:1, s:46)
Bir fazla yerli ve tanıdık olmayan tarihçinin ittifakla naklettiklerine tarafından, bir gece Şeyh Edebalı ’ya davetli olan Osman Gazi, bir gece rüyasında, şeyhin koynundan bir nur çıkıp kendi koynuna girdiğini gördü Daha Sonra göbeğinden bir ağaç çıkıp öyle büyüdü ki tüm cihanı kapladı Gölgesi tüm cihanı kaplayan bu ağacın gölgesinde bütün insanlar toplandılar Uyandığında Osman Gazi gördüğü rüyayı Şeyh Edebalı ’ya anlattı Rüyanın tâbirini yapan Şeyh Edebalı, Osman Gazi ’ye “Tanrı sana yüce bir devlet verecektir dedi ve kızı Mülk Hatun ’u Osman Gazi ile nikahladı
İdrisi Bitlisi ’nin “Heşt Behişt adlı tarihinde naklettiğine tarafından, o devirde Kumral Abdal adlı Salih bir kimse vardı Yenişehir havalisinde oturur, zaman zaman dervişleriyle birlikte küffar köylerine gaza ederdi Bir gün, Hz Hızır aleyhisselam yoksa evliyaullahtan bir kimse Kumral Abdal ’la buluşup, “Allah Teâlâ Osman Gazi ’ye kıyamet gününe değin devam edecek yüce bir devlet ihsan eyledi, var müjdele diye emretti Kumral Abdal Osman Gazi ’yi bilmezdi O kimse, Osman Gazi ’nin tanınmasına yarayacak bir takım işaretleri bildirdi Kumral Abdal, o işaretler yardımıyla Osman Gazi ’yi bulup, müjdeyi verince, Osman Gazi çok sevindi ve “Acilen bir kılıç ile maşrabam var, ikisini de sana veriyorum dedi Kumral Abdal, yalnızca maşrabayı uğur olarak aldı (Müneccimbaşı Tarihi, c:1, s:47) *
Osmanlı Padişahlarının Vasiyetleri
OSMAN GAZİ
Ertuğrul Gâzi 90 yaşında iken Hakkın rahmetine kavuşunca, beyliğin başına Evren devletine adını verecek olan Osman Gâzi geçti Osman Gâzi Türk Töresi gereğince bir ak keçeye oturtuldu Dokuz defa havaya kaldırıldı Efendiler birer birer Osman Gâzi ’nin önüne gelip, diz çökerek O ’na itaat edeceklerini bildirdiler Osman Gâzi ’nin bir keçe üzerinde dokuz kez yukarı kaldırılıp, döndürülerek bey olarak bildiri edilmesi, Türk Töresi ’ne tarafından Osman Bey ’in beyliğinin, dokuz kat göğün üzerinde olan Yüce Tanrı göre onaylanması, kutlanması anlamına gelir “Ulu Tanrı kut verirse birey hakan olur ifadelerinden de anlaşılacağı gibi, eski Türk hâkimiyet anlayışına tarafından hakanlar idare etmehakan olma hakkını Yüce Tanrı ’dan alırlardı
“Orada bulunan Ahi Kâinat, Osman Gâzi ’ye kılıç kuşattı Dursun Fakih dua okudu(M Doğan, s:136)
Rivayetlere tarafından, Ertuğrul Gâzi, Osman Gâzi doğmadan, bir gece rüyasında, ocağından bir suyun kaynayıp, gitgide çoğaldığını, büyük bir deniz haline gelerek tüm yeryüzünü doldurduğunu gördü Uyanınca gördüğü rüyayı arif bir kimseye anlattı, tâbir etmesini istedi O da Ertuğrul Gâzi ’nin rüyasını:Senin bir çocuğun olacak O ve soyu bütün yeryüzüne, yahut da büyük bir kısmına hükmedecekler biçiminde tâbir eyledi Bir ya da birkaç gün sonradan Osman Gâzi doğdu Tekrar Ertuğrul Gâzi, bir gece ulemâdan bir kimseye konuk olup, bulunduğu odada bir kitap fark etti Sorunca ev sahibi, “Bu kitap, Allah sübhanehü ve teâlâ hazretlerinin, Resuli Ekrem ’ine inzal buyurdukları (indirdikleri) Kur ’lahzaı Kerim ’dir dedi Sonradan konut sahibi uyuklamak için gidip de Ertuğrul Gâzi mushafın bulunduğu odada yalnız kalınca, kalkıp, sabaha dek Mushafı şerifin huzurunda, hürmet ve tazim için ayakta durdu Fakat, bir ara uykuya varınca, rüyada kendisine, Sen kelamıma hürmet ve hürmet gösterdin, ben de senin evladına kıyamet gününe kadar daim olacak yüce bir devlet ihsan eyledim diye hitap edildi (Müneccimbaşı Tarihi c:1, s:4445)
Moğolların geniş istila hareketlerine giriştiği e Anadolu ’ya akın akın Türkmen göçlerinin olduğu bir sırada Bizanslılar, Osman Gâzi adında bir akıncı ve Oğuzların Kayı boyundan Türkmenlerle tanıştılar Bu devirde Anadolu ’da kurulan bir çok beylik dağılmak ve genişlemek mücadelesine girişmişlerdi Bu beylikler arasında Söğüt ’te kurulan Osmanlı Beyliği keza Bizans ’a karşı, hem de beylikler arası mücadelede böylece şanlı görünmüyordu Lakin Türklerin savaşçılık ruhu ve Âlem Hâkimiyeti Ülküsü, İslâmiyet ’in Allah yolunda cihadı kutsal ve kutsal sayan düşüncesiyle birleşmiş büyük bir volkan haline gelmişti Bu sefer İslâm ’ın bayraktarı ve kılıcı almak sırası Osmanlılara gelmişti
Anadolu Selçuklu devletinin dağıldığı ve Anadolu ’da bir çok beyliğin kurulduğu bir dönemde (1299 ’da) Osmanlı devletini kuran Osman Gazi, “Karacahisar ’ı aldığı vakit, Müslüman Türk halkını oraya yerleştirirken, Türkİslâm müesseselerini de düzenlemek istedi Birkaç kiliseyi camiye çevirdiler, daha sonra şehre bir kadı devir edilmesi ve Cuma namazı kılınmasını istediler Osman Gazi, kayınpederi Şeyh Edebali ’ye ve Tursun Fakı ’ya “İstediğinizi yapın dedi Onlar da “Sultandan izin olmak lazımdır dediler Gerçekte kadıyı sultanın devir etmesi ve hutbenin de sultan namına okunması gerekiyordu, çünkü Osman Gazi ’nin beyliği Konya sultanlığına yan idi Osman Gazi bunun üstüne şöyle dedi:
“Ben bu şehri kılıcımla aldım Bunda sultanın ne dahli var ki ondan izin alam? O ’na sultanlık veren Allah bana dahi gazâ ile hanlık verdi Eğer minneti şu sancak ise, ben de sancak götürüp, kafirle savaştım Eğer O, “Ben Selçuk oğluyum derse, ben de “Gökalp oğluyum derim (Erol Güngör, Tarihte Türkler, s:184) Osman Gazi bu sözleri ile Sultanlığını ilan ediyordu
Mevlana Celâleddîni Rumi hazretleriyle ilgili bazı menkıbelerde öykü olunduğuna göre, Ertuğrul Gazi, Konya ’ya her gelişinde kendilerini ziyaret ederlerdi Bir keresinde, henüz ufak bir çocuk olan Osman Gazi ’yi beraberlerinde şeyhe getirip hayır dua rica ettiler O sırada Selçuklu hükümdarı yer alan kimsenin kalenderi olan bir şahsa bağlandığını işiten Hz Mevlâna “Hoş hemen hükümdar kendine bir baba bulduysa biz de kendimize bir oğul bulduk diyerek Osman Gazi ’nin elinden tutarak hayır dua eylediler O ’nu ulu ve aralıksız olacak bir devletle müjdelediler “Mademki bunun oğulları ve torunları benim neslime inanırlar ve bağlanırlar, devletleri daim olsun diye de dua buyurdular (Müneccimbaşı Tarihi, c:1, s:46)
Bir fazla yerli ve tanıdık olmayan tarihçinin ittifakla naklettiklerine tarafından, bir gece Şeyh Edebalı ’ya davetli olan Osman Gazi, bir gece rüyasında, şeyhin koynundan bir nur çıkıp kendi koynuna girdiğini gördü Daha Sonra göbeğinden bir ağaç çıkıp öyle büyüdü ki tüm cihanı kapladı Gölgesi tüm cihanı kaplayan bu ağacın gölgesinde bütün insanlar toplandılar Uyandığında Osman Gazi gördüğü rüyayı Şeyh Edebalı ’ya anlattı Rüyanın tâbirini yapan Şeyh Edebalı, Osman Gazi ’ye “Tanrı sana yüce bir devlet verecektir dedi ve kızı Mülk Hatun ’u Osman Gazi ile nikahladı
İdrisi Bitlisi ’nin “Heşt Behişt adlı tarihinde naklettiğine tarafından, o devirde Kumral Abdal adlı Salih bir kimse vardı Yenişehir havalisinde oturur, zaman zaman dervişleriyle birlikte küffar köylerine gaza ederdi Bir gün, Hz Hızır aleyhisselam yoksa evliyaullahtan bir kimse Kumral Abdal ’la buluşup, “Allah Teâlâ Osman Gazi ’ye kıyamet gününe değin devam edecek yüce bir devlet ihsan eyledi, var müjdele diye emretti Kumral Abdal Osman Gazi ’yi bilmezdi O kimse, Osman Gazi ’nin tanınmasına yarayacak bir takım işaretleri bildirdi Kumral Abdal, o işaretler yardımıyla Osman Gazi ’yi bulup, müjdeyi verince, Osman Gazi çok sevindi ve “Acilen bir kılıç ile maşrabam var, ikisini de sana veriyorum dedi Kumral Abdal, yalnızca maşrabayı uğur olarak aldı (Müneccimbaşı Tarihi, c:1, s:47) *