Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Osmanlı akıncıları kimdir ve görevleri nelerdir

Osmanlı akıncıları kimdir ve görevleri nelerdir
0
151

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Osmanlı akıncıları kimdir ve görevleri nelerdir

Osmanlı Devletinin askeri teşkilatında, sınır bölgelerinde, düşman memleketlerine ani baskınlar tertipleyerek aşındırma harekâtında yer alan hafif süvari gruplarına verilen ad
Akıncılar, bazılarının zannettikleri gibi yağma gayesiyle düşman içine giren ve hayatlarını talanla kazanan askeri bir birlik değildi Akıncıların vazifeleri, akın yapmakla kalmayıp, bununla birlikte düşmanın durumunu, yolları ve kuvveti hakkında bilgi biriktirmek gibi istihbarat görevini de yerine getirirlerdi Bu görevlerini esasa bağlayan kanunları vardı Akıncılık, babadan oğula geçerdi ve sadece Türklere has askeri bir sınıftı Bunlar, şimdiki askeri teşkilattaki komando birliklerine benzetilebilir

Akıncılar, harp vaktinde keşif kolu hizmetini görürlerdi Düşman arazisini dolaşıp, orduya yol açarlar ve kurulması olası pusuları, ani ve seri hareketleri ile bozarlardı diğer taraftan ordunun yolu üzerindeki hububatı muhafaza, yerli halktan aldıkları esirler vasıtasıyla düşman hakkında haber toplamak ve köprü, geçit gibi yerleri emniyet aşağı yakalamak da başlıca vazifeleri arasındaydı Akıncılar, genelde belli başlı ordudan 45 jurnal mesafede önden giderler ve yukarıda yazılan vazifeleri yerine getirirlerdi Bindikleri atlar da, akıncıların bu çabuk hayatlarına uygun, dayanıklı ve hızlı olanlardan seçilirdi Sefere çıkarlarken, yedekte 45 at götürürler ve yorulan atlarını konak yerlerinde bırakırlar, dönüşte, bıraktıkları atlara ganimetlerini yüklerlerdi

Akıncı birlikleri, şu şekilde tanzim edilmişlerdi: On akıncıya “onbaşı, yüz akıncıya “subaşı, bin akıncıya da “binbaşı kumanda ederdi Bu kumanda zincirini, tüm kuvvetlerin başında olan “Akıncı Beyi tamamlardı Rütbeleri sancak beyi derecesinde olan akıncı beyleri, fevkalade yetkilere sahip olup, direkt sultandan emir alırlardı

Bir harekâtın akın ismini alabilmesi için, o sefere akıncı beyinin katılması gerekirdi; somurtkan takdirde bu harekâta akın denmezdi

Akıncılar, merkezi bir tarzda idare olunmayıp, serhat boylarında ocaklar halinde teşkilatlanırlardı Her mıntıkanın kumandanı ayrıydı ve akıncılar mensubu oldukları kumandanların sülale isimleriyle anılırlardı Bunların en meşhurları Malkoçoğlu akıncıları, Turhanlı akıncıları, Mihalli akıncılarıydı Bunların bulundukları mıntıkalar da şunlardı: Malkoçoğlu Silistre ’de; Turhanlı Mora ’da; Mihalli ise Sofya ve Semendre bölgelerindeydi Osmanlı Devletinde birincil akıncı beyi Evrenos Beydir Saydığımız akıncı aileleri ise daha sonraki akınlarda ünlü olmuşlardır

Akıncıların devlet kadar isimleri, eşkalleri ve içlerinde timara sahip olanların listelerini havi (taşıyan) defterler tutulurdu Defterler, iki nüsha olarak tanzim edilir; biri merkezdeki Defterhane ’de diğeri ise akıncıların bulundukları eyalet veya sancak kadılıklarında muhafaza edilir, bu yolla herhangi bir yolsuzluğa meydan verilmezdi Her akını müteakip, şehid ve malul olanların yerine çevik, iyi süvari sınıfı ve kuvvetli gençler akıncı kaydedilirlerdi Akıncı kanunu üzere ilk kez babası akıncı olanlar seçim edilirdi Hem akıncı kaydedilenlerin kefil göstermeleri mecburiydi

Akıncılara devir edilen kayıtlı bir ücret yoktu; elde ettikleri ganimetin 15 ’ini (Pençik resmi olarak) verdikten daha sonra, kalanla geçimlerini tedarik ederlerdi Bazılarının ise timarları vardı (Bkz Timar) Sefere çıkarlarken, düşman hududuna değin yetecek yiyecek verilir, daha sonrasını kılıçlarıyla temin ederlerdi Akıncılar aralarında “Timarlı ve “Tavcılar grubu bulunurdu oysa, bunlar kıdemli ve seferde yararlılık gösteren kimselerdi Tavcılar bununla birlikte kazalarda çerilerin başıydılar Sefer emri bunlara kazanç; bu kişiler de emri aşağı olanları toplayıp akına katılırlardı

Osmanlı Devletindeki akıncıların sayısı kesinkes ortaya konulmamakla beraber, 15 asır ortalarına dek sayılarının 40000 olduğunu tarih kitapları yazmaktadır Birinci Kosova Savaşında, akıncı mevcudunun 20000 olduğu kayıtlıdır 1559 ’daki bir yoklamaya tarafından ise, Turhanlı akıncılarının sayısı 7000 civarında görülüyor Kanuni Sultan Süleyman Hanın Budin ve Avusturya seferlerinde, Mihalli akıncılarının sayısı, devrin tarih kitaplarına 50000 olarak geçmiştir

Osmanlı ordusunun öncü kuvveti olan akıncılar, 1595 senesinde, Sadrazam Sinan Paşa'nın Eflak seferindeki mağlubiyetine dek güçlerini korumuşlardır Bu sefer dönüşünde akıncılar, Tuna üzerindeki uzun bir köprüyü geçmekte iken, Eflak Voyvodasının yoğun top ateşi açtırması ile, tahta köprünün çökmesi üstüne, Tuna sularına gömüldüler Karşıya geçemeyen bir kaç bin akıncı ise, düşman kılıçları altında şehid oldular Böylece Türk akıncı ocağı, bir daha altından kalkamayacağı büyük bir darbe yedi Nitekim, bu seferden sonraki kayıtlara tarafından akıncıların sayısı 3000 ’e inmiştir Vaziyet bu duruma gelince, hükümet yeni tedbirler olmak mecburiyetinde kalmış ve kalelerdeki “Serhat Kulu teşkilatı takviye edilerek, hudutların korunması bu teşkilata verilmiş, üstelik da Kırım Hanlarının atlılarından faydalanma yoluna gidilmiştir

Akıncı kanununa göre, eğer bir akıncı beyi bir kent fethederse, buradaki gayrimenkuller padişaha (devlete) ait olur; beylere de bu bölgenin köyleri, timar olarak dağıtılırdı Umumiyetle Akıncı beyleri de timarlardan elde ettikleri gelirleri, hayır müesseseleri kurarak buralara vakfederlerdi

Akıncıların kullandıkları silahlar da, süratle hareket etmelerine mani olmayacak şekildeydi En fazla kullandıkları silahlar, kılıç, kalkan, pala, mızrak ve bozdoğan denilen başı yuvarlak kısa saplı bir cins topuzdu Akıncıların zırh kullananlarının sayısı epeyce azdı *
 
858,465Konular
981,146Mesajlar
29,533Kullanıcılar
TUNCAMMSon üye
Üst Alt