osmanlı duraklama gerileme donemi
osmanlı devleti Duraklama
osmanlı devleti duraklama donemi hakkında bilgi
Osmanlı Devleti
Duraklama Donemi
(15661699)
Turklerin mevcut sistemini kendi sistemimizle mukayese edince, istikbalin başımıza getireceği felaketleri duşunuyor, titriyor ve akıbetimizden korkuyorum Bir ordu galip gelecek ve payidar olacak, diğeri de mahv olacaktır Cunku, şuphesiz ikisi de sağlam surette devam edemez Turklerin tarafında kuvvetli bir imparatorluğun butun kaynakları mevcut, hic sarsılmamış bir kuvvet var, sefer gormuş askerler, zafer alışkanlıkları, meşakkatlere dayanma kabiliyeti, birlik, duzen, disiplin, kanaatkarlık ve uyanıklık var Bizim tarafta ise, umumi fakirlik, hususi israf, sarsılmış kuvvet, bozulmuş maneviyat, tahammulsuzluk ve idmansızlık var Butun bunların en kotusu, duşmanın (Turklerin) zafere, bizim de hezimete alışkın bulunmamızdır Sonucun ne olacağını tahminde tereddude yer var mıdır?(Busbecq)
4 Osmanlıların, Atlas Okyanusundan Umman Denizine ve Macaristan'dan, Kırım ve Kazan'dan Habeşistan'a kadar geniş yerlere hakim olmaları ve adaletle idare etmeleri
5 Osmanlı Devletinin butun temel muessese ve teşkilatı, Fatih devrinde en mukemmel bir duruma geldi Fatih, teşkilatcı ve imarcı idi Devlet yonetimini tam bir intizam icinde yurutmek icin luzum ve ihtiyac goruldukce, kanunlar ve fermanlar yayımladı Hazırlattığı kanunnamesi, hukuk sahasında cok onemli bir mevki tutmaktadır Daha sonra Kanuni Sultan Suleyman, o gune kadar cıkarılan kanunları, Kanunnamei Ali Osmanadı altında tanzim ettirdi Bu kanunname, hukuki, idari, mali, askeri ve diğer luzumlu mevzuları icine alan başlıklar altında, ceza, vergi ve ahaliyle askerlerinkanunlarını iceriyordu Fethedilen ulkelerde, orfi hukuk denilen, onceki yonetimden kalan kanunlar ve halkın teamulleri de, İslam hukukuna uygunluğu şartıyla Kanunnamede yer almıştır Boylece hazırlanan kanunlar, asırlarca en iyi şekilde ve eksiksiz tatbik edilip, devletin tebaasını teşkil eden her ceşit insana huzur ve mutluluk kaynağı olmuştur
Kanuni Sultan Suleyman'ın olumu ile, muhteşem padişahlar ve onların hamleleri sona ermekle birlikte, devletin henuz karalarda ustunluğu, ic denizlerde hakimiyeti ve sosyal duzeni butun kudretiyle yaşamakta idi Nitekim II Selim doneminde (15661574) Avusturya'nın Erdel'e kucuk bir tecavuzu uzerine, şiddetli bir karşılık verildi 1570'te Kıbrıs fethedildi Turk donanması Okyanusya'ya kadar gidip Sumatra (Ace) Sultanlığıyla, yani Uzakdoğu Muslumanlarıyla temasa gecti Kurdoğlu Hayreddin Hızır Bey, 22 parca gemiyle Ace sultanı Alaadiin'e top ve topcu ustası goturdu Turk subayları, Ace ordusunda ıslahat yaptı
Diğer taraftan, II Selim Han'ın, Turk tarihinin en şuurlu ve hayati seferi olan, DonVolga nehirlerini bir kanalla birleştirme, boylece Karadenizle Hazar Denizini birbirine bağlama projesi Kırım Hanı Devlet Giray'ın ihanetiyle, başarısız kaldı Bu kanal projesi sayesinde, o sırada gitgide guclenen Rusların guneye doğru sarkmaları onlenecek, İran kuzeyden cevrilmek suretiyle artık tehlike olmaktan cıkacak, butun sunni muslumanların halifesi olan Osmanlı sultanı, sunni İslam ve Turk ulkelerinin aynı zamanda fiili hakimi olacaktı Butun Turk yurtlarını bir bayrak altında toplayabilecek kadar muhteşem bu tasarıdan, Ruslar dehşete kapılmışlar, ancak karşı koyamamışlardı Ote yandan Devlet Giray; bu kanal acıldığı takdirde, Osmanlının artık o taraflarda kendi askeriyle iş gorup Kırımlılara ihtiyacı kalmayacağı, boylece Kırım'ı ilhak edip merkezden valilerle idare edebilecekleri gibi bozuk bir duşunce icine duştu Bu yuzden asker arasında menfi propaganda yaptı Kış mevsiminin buralarda altı ay surduğunu ve kimsenin bu soğuğa dayanamayacağını soyledi Ceşitli zorluklar cıkardı Neticede kışı gecirmek uzere Azak'a donen Osmanlı teknik heyeti ve askerleri bir daha kanal başına gidemedi Boylece Kırım, bugunlere kadar suren tarihteki talihsizliğini kendi eliyle hazırladı ve Turk tarihinin cehresini değiştirebilecek buyuk ve onemli bir teşebbus, başarısızlığa uğradı Artık, Rusya, Kafkas Turk hanlıklarını yutmaya, Osmanlıları da en fazla hırpalayacak bir guc olmaya hazırlanıyordu
Osmanlı Devletinin İkinci Selim devrinde uğradığı ikinci başarısızlık İnebahtı'da oldu Kıbrıs'ın Turkler tarafından fethi uzerine, Papa'nın teşvikleri sonucunda, buyuk bir Haclı donanması hazırlandı 1571'de İnebahtı'da meydana gelen deniz savaşında, Osmanlı donanması imha edildi Cok şehit verildi Ancak Uluc (Kılıc) Ali Paşa, kurtarabildiği 60 kadar gemi ile İstanbul'a gelebildi Bundan sonra devlet, butun imkanlarıyla; bir kış zarfında eski donanmasını yeniden inşa ederek, Akdeniz hakimiyetini tekrar sağladı Sokullu Mehmed Paşa, Venedik elcisine: Biz Kıbrıs'ı almakla sizin kolunuzu kestik Siz ise donanmamızı yakmakla, bizim sadece sakalımızı traş ettiniz Kesilen kol bir daha yerine gelmez, fakat kazınan sakal daha gur cıkardiyerek, onlara fazla sevinmemelerini soyledi Bu arada, donanmanın yetişmeyeceği endişesini taşıyan Kılıc Ali Paşaya da; Paşa, bu millet oyle bir millettir ki, isterse butun gemilerinin demirlerini gumuşten, yelkenlerini atlastan, halatlarını ibrişimden yaparsozu meşhurdur Gercekten ertesi yaz, Osmanlı donanması hazırlanıp Akdeniz'e inice, Venedikliler, barış istemek zorunda kaldı Hatta bu anlaşmada Venedik Cumhuriyeti, Turklere, Kıbrıs Seferinde yapılan masraflar karşılığı savaş tazminatı odemeyi bile kabul etti
II Selim Han'dan sonra Osmanlı tahtına oturan III Murad doneminden (15741595) itibaren Osmanlı Devletinin giriştiği harpler cok uzun surmeye ve devletin aleyhinde olmaya başladı Nitekim 1578 yılında başlayıp ceşitli aralıklarla III Mehmed (15951603), Birinci Ahmed (16031617), II Osman (16181622) ve IV Murad (16231640) devirlerinde olmak uzere 1639'a kadar surmuş olan İran savaşları, Osmanlı duraklamasının başlıca sebeplerinden biri olmuştur Osmanlı Devletinin zayıf anını kollayan ve Hristiyan Batı dunyası ile birlikte hareket eden İran, devamlı olarak bu devleti uğraştırmayı gaye edinmiştir İran'a karşı koyabilmek icin devamlı Anadolu'dan asker desteği verilmiş, bu durum zamanla Anadolu'da dengelerin bozulmasına yol acmıştır
Duraklamanın diğer sebepleri şu şekilde sıralanmıştır:
1 15931606 Avusturya harplerinde timarlı sipahi yerine, tufekli piyade kullanılması mecburiyeti yuzunden, yenicerilerin sayısı fazlasıyla arttırıldığı gibi, Anadolu'da ucretle pek cok tufekli sekban askeri yazıldı Sekban askerine ihtiyac kalmadığı zamanlarda parasız kalan bu eli tufekli gruplar, Anadolu'da halkı haraca kesmeye ve saldırılara başladılar Bozgunculukları sebebiyle timarları ellerinden alınan sipahiler de onlara katıldı Boylece 15961610 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğunu temelinden sarsan Celali hareketi başgosterdi Anadolu'da yağma ve capulculuğa başlayan Celalilere İran yanlılarının da katılıp, İran'ın bunları desteklemesi neticesinde, isyanlar kısa surede buyudu Oyle ki, Anadolu'da etrafına 3040 bin kişilik kuvvetler toplayan Celali liderleri cıktı Bunlar, emirleri altındakileri bir ordu biciminde teşkilatlandırıyorlar ve uzerlerine gonderilen devlet gucleriyle cetin muharebelere girişiyorlardı Devletin İran ve Avusturya ile savaş halinde olmasından da yararlanan Celaliler, Anadolu'yu baştan başa yakıp yıktılar Paniğe kapılan koyluler, topraklarını bırakarak şehir ve kasabalara sığınmaya calışıyorlar, varlıklı olanlar İstanbul'a, Kırım'a veya Rumeli'ye kacıyorlardı Bu durum Sultan I Ahmed Han'ın dirayeti ve veziri azam Kuyucu Murad Paşa'nın uc sene suren temizleme faaliyeti neticesinde onlenebildi Bu muddet icinde oldurulen Celali sayısının 65 bini bulması, Anadolu'nun icine duştuğu durum hakkında bir fikir vermektedir
2 1580'lerden itibaren batıdan buyuk olcude gumuş gelmesi sonucu fiyatların duşmesi uzerine yaşanan ve fiyatlar ihtilali denen karışıklık Bu vaziyet karşısında kucuk timar sahipleri, uzak ve masraflı seferlerden kacınmaya başladı Diğer taraftan Orta Avrupa'da yapılan savaşların usullerinde meydana gelen değişiklikler, tufekli yaya askerine olan ihtiyacı ortaya cıkardı Ayrıca timarlı sipahiler, silah ve techizat bakımından değil, teşkilat ve taktik bakımından da, modern savaş şekline ayak uyduramıyorlardı Bu sebeplerle devlet, yeniceri sayısını arttırmaya ve sekbanı saruca adı altında tufekli Anadolu leventlerini ucretli asker olarak kullanmaya başladı Yine bu devrede, artık işe yaramayan yaya ve musellemler ve voynuklar gibi bazı eski askeri birlikler de kaldırıldı Kapıkullarının toplam mevcudu; 1470'lerde 13000, timarlı sipahi 60000; 1526'da kapıkulu 24000, timarlı sipahi 80000 olduğu halde, 1610'larda kapıkulu 40000'e cıkmış, timarlı sipahi sayısı 20000'e duşmuştur Sonucta, timar sisteminin bozulmasının en menfi tarafı, devletin iktisadi yapısına yansımasıdır Timarlı sipahilerin boşalttığı dirliklerin gelirini eskisi gibi toplayıp devletin hazinesine aktarmak mumkun olmamıştır Bu dirliklere gonderilen multezimler, zamanla buyuk servet sahibi olarak nufuz kazanmış ve devletin başına bela kesilmişlerdir
3 Sokullu Mehmed Paşanın olumunden (1579) Halil Paşanın sadrazamlığına kadar gecen otuz sana zarfında hukumet reisliği makamına gecen 19 veziri azam icinde, bu mevkiye liyakati olanların adedi ucu gecmemektedir Bu durum son devirde 'kahtı rical' denilen adam yokluğunun daha 17 yuzyıldan itibaren gorulmeye başladığının da işaretidir
Butun bu olumsuzlukların başlangıcına rağmen padişahlar, cihan hakimiyeti davalarına samimiyetle bağlı bulunuyorlardı Nitekim onlar yine Alman hukumdarlarını imparator ve kendilerine denk kabul etmiyor, onlarla yapılan anlaşmalara yine muahedename değil, ahidname nazarıyla bakıyor ve eskisi gibi bunu kendi lutuf ve ihsanları sayıyorlardı Osmanlı siyasi gucu gibi, sosyal nizamı da devam ediyordu Ayrıca ticaret ve sanat hayatında ahlaki nizam ve geleneklere aykırı bir hareket nadir goruluyor ve bu gibi durumlar esnaf teşekkullerinin (loncalar) şiddetli denetim ve kontrolune sbep oluyordu Boylece devletin bir mudahalesi olmadan ictimai muesseseler genel duzeni muhafaza ediyordu Bu hususta Fransız elcisi D Chesneau; (Osmanlı şehirlerinde) duzen ve asayiş inanılmaz derecede kuvvetliydi Geceleyin şehirleri muhafaza icin, elinde bir sopa ve fenerle gezen tek bir kimsenin dolaşması kafi idi Halbuki Pariste aynı iş, bir kıta askerin başında bir kumandan tarafından, zorlukla yapılıyordudemektedir Thevanot ise Bir milyonluk buyuk İstanbul şehrinde dort yılda dort oldurme vakası gorulmemiştir Ticari emtia ile dolu olan muazzam kervansaraylar, bir tek adam tarafından korunuyorder Boyle bir toplumda, devletin vazifesi sadece nizam ve adaleti sağlamak ve bunu dunyaya yaymaktı Bununla birlikte devlet hic bir zaman İslamlaştırma ve Turkleştirme siyaseti gutmedi Zira, cihan hakimiyeti mefkuresine inanan bir devlet, dar bir milliyetcilik goruşune saplansa ve insanlık prensiplerine bağlı kalmasa idi, bu cihanşumul vazifesini yapamaz ve başka imparatorluklar gibi suratle coker, uzun asırlar boyunca yaşayamazdı
Osmanlı Turkleri, 17 yuzyılda, zaferler kazanırken, bazan da yenilgiler goruyor, boylece onceki doneme gore, bir duraklama icinde bulunduklarını anlıyorlardı Ancak duraklamanın sebeplerini araştıran Turk mutefekkirleri askeri, idari ve ilmi muesseselerde gordukleri bozuklukları ıslah etmek sayesinde, İmparatorluğun eski kudretini tekrar kazanacağına, medeni ve manevi ustunluğun kendilerinde olduğuna inanıyorlardı Fakat kanun ve nizamlardaki bu duzelme, otorite sahibi bir padişah idaresinde mumkundu Bir de artık ortalıkta tek bir padişah adayı bulunmuyordu Bir noktada vezirlerin nufuzları konuşuyordu Bu sebepten ilk oldurulen padişah, sultan II Osman olmuştu Boylece padişahların, devletin aksayan yonlerine neşter vurabilmesi kolay gorunmuyordu Ayrıca timarlı sipahi ordusunun gucunu kaybetmesi, buna karşılık yeniceri ordusu miktarının aşırı derecede artışı, merkezde buyuk bir gucun doğmasına yol actı Yeniliklere karşı cıkan bazı devlet adamları da, her fırsatta bu gucu kullanmaya başlayarak, devletin ve yeniceri ocağının sonunu hazırlamaya başladılar
Nitekim III Mehmed Han'dan sonra, ilk defa ordunun başında sefere cıkan II (Genc) Osman (1621), Yeniceri kuvvetlerinin bozulmakta olduğunu gordu Ancak onun, ocağı ıslah girişimi, Osmanlı tarihinde ilk defa bir padişahın kul eliyle oldurulmesi hadisesini ortaya cıkardı Bununla birlikte, II Osman'ın şehit edilmesi hadisesinden ders alan IV Murad Han, parlak zekası, tedbirli siyaseti ve acı kuvveti sayesinde, devlete yukselme devirlerini hatırlatacak bir canlılık getirdi
IV Murad Han, İran uzerine duzenlediği Revan ve Bağdat seferlerine giderken, oncelikle Anadolu'daki sipahi zorbalarını ve mutegallibe denilen, zorla işbaşına gelmiş veya yolsuzlukla zengin olarak nufuz sahibi olmuş zumreyi temizleyerek, ulke icerisinde istikrarı sağladı Daha sonra Revan ve Bağdat seferlerinden zaferle cıkan Sultan, İran'la ceşitli aralıklarla 16 yıldır devam eden savaşa son verdi Kasrı Şirin Muahedesi (Anlaşması) diye meşhur olan antlaşmanın hukumleri, cok az bir değişiklikle gunumuze kadar geldi
IV murad Han'ın genc yaşta olumu (1640) ve daha sonra Sultan İbrahim'in, asiler tarafından şehit edilmesi (1648) uzerine IV Mehmed'in henuz yedi yaşındayken tahta cıkması, zaman gectikce ocak ağalarının, iderede nufuz kazanmalarına yol actı Yeniceri ve sipahi ağaları, vezirlerin secilmesinde en onemli rolu oynuyorlardı Bu durum devletin siyasi yapısını ve mali durumunu bozdu Her iş ağaların eline gecip, kendilerine hic bir surette muhalefet edecek kimse kalmadı Bunlar, asker mevcudunu yuksek gostermek suretiyle fazla ulufe aldıkları gibi, yaptıkları tayinlerden de yukluce ruşvetler cekiyorlardı Bu ve benzeri olaylar, zaman zaman onlenmesine rağmen, 1656 yılında Koprulu Mehmed Paşanın sadarete getirilmesine kadar surdu Bu tarihe kadar defalarca sadrazam değişikliğine rağmen, devletin hayrına calışan, Tarhuncu Ahmed Paşa'dan başkası cıkmamıştı Merkezde suren bu bozukluk devresinde, cahil ve iktidarsız vezirlerin, eyaletlere ruşvetle adam tayin etmeleri, halkın yine zorbalar eline duşmesine sebep oldu Yapılan mezalimler yuzunden, koylu halkın bir kısmı ciftini bozup eşkiyalığa başlamış, bir kısmı da şehir ve kasabalara sığınmıştı Kalanlar ise eziliyordu Once Kuyucu Murad Paşa'nın ve daha sonra IV Murad Hanın şiddetli darbeleriyle bu isyan ve şakavetler onlenmişse de, merkez zayıf duştukce yine baş kaldırmalar meydana cıkıyordu IV Mehmed Hanın ilk sekiz senesinde bu durum butun şiddetiyle devam etti Padişah, 15 yaşına geldiğinde, kudretli vezir Koprulu Mehmed Paşayı işbaşına getirerek devlete tekrar icte istikrar ve dışta itibar kazandırdı Koprulu Mehmed Paşa (16561661) ve Koprulu Fazıl Ahmed Paşa (16611676) donemlerinde Osmanlı Devleti, Kanuni Sultan Suleyman devrindeki gibi huzurlu bir devre yaşadı Bu muddet icinde tek bir kapıkulu ayaklanması gorulmedi Arasıra yenilgiler gorulmesine rağmen, Turk orduları yeni bir zafer cağı yaşadı Avusturyalılar'ın cok guvendiği Uyvar Kalesi 1663'te fetholundu
Nihayet, Fazıl Ahmed Paşa'dan sonra Osmanlı sadaret makamına gelen Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, 1683 yılında Viyana'yı kuşattı 100120 bin kişilik Osmanlı ordusu, Duk Şarl do Loren kumandasındaki Avusturya ordusunu yenerek butun ağırlıklarını zaptetti Avusturya İmparatoru Leopold, bu yenilgi uzerine butun umidini kaybederek Viyana'yı bırakıp kactı Şehirde kalan Kont Stahramberg, butun eli silah tutan erkekleri asker yazıp savunma tedbirleri aldı Sadrazam Kara Mustafa Paşa, kaleyi kurtarmak icin gelebilecek Haclı kuvvetlerine karşı durmak uzere Tuna Koprusunu tutma gorevini, Kırım Hanı Murad Giray'a vermişti Duşman buradan gectiği takdirde, Budin beylerbeyi İbrahim Paşa bunlara karşı cıkacaktı Viyana'nın fethedilmesiyle AlmanAvusturya İmparatorluğu geri atılacak, boylece Macaristan'da guclu bir Macar Krallığı kurulabilecekti Macaristan ayakta durdukca, Avusturya'nın artık, Turk Devleti icin onemli bir tehlike oluşturması duşunulemezdi En buyuk duşman olan Avrupa'ya karşı boyle kuvvetli bir savunma duvarı kurulması, Turk Devletini uzun yıllar rahat ettirecekti
Avrupa'da şok etkisi yapan Viyana kuşatmasının ilk iki aylık suresi icinde Turkler, şehrin bir cok dış tabyalarını ele gecirdiler Şehrin duşmesine sayılı gunler kalmıştı Bu sırada Papa'nın onderliğinde, Viyana'nın kurtarılması icin Avusturya, Lehistan, Saksonya, Bavyera ve Frankonya arasında bir kutsal ittifak kurularak 120 bin kişilik bir kuvvet oluşturuldu
Turk tarihi icin bir donum noktası olan DonVolga kanal projesinde olduğu gibi bu defa da en buyuk ihanetlerden biri, yine bir Kırım hanı olan Murad Giray tarafından işlendi Haclı ordusu, Tuna Koprusunu gecerken, kendi askeriyle bir tepeye cekilip seyreden Tatar Hanı, hucum etmesi icin kendisine yalvaran Hanlık imamına şunları soyledi: Sen bu Osmanlı'nın bize itduği cevri bilmezsin Bu duşmanın kovalanması benim icin hicbir şeydir ve bu işin dinimize ihanet olduğunu da bilirim Ama isterim ki, onlar kac paralık adam olduklarını gorsunler Tatarın kıymetini anlasınlar
osmanlı devleti Duraklama
osmanlı devleti duraklama donemi hakkında bilgi
Osmanlı Devleti
Duraklama Donemi
(15661699)
Turklerin mevcut sistemini kendi sistemimizle mukayese edince, istikbalin başımıza getireceği felaketleri duşunuyor, titriyor ve akıbetimizden korkuyorum Bir ordu galip gelecek ve payidar olacak, diğeri de mahv olacaktır Cunku, şuphesiz ikisi de sağlam surette devam edemez Turklerin tarafında kuvvetli bir imparatorluğun butun kaynakları mevcut, hic sarsılmamış bir kuvvet var, sefer gormuş askerler, zafer alışkanlıkları, meşakkatlere dayanma kabiliyeti, birlik, duzen, disiplin, kanaatkarlık ve uyanıklık var Bizim tarafta ise, umumi fakirlik, hususi israf, sarsılmış kuvvet, bozulmuş maneviyat, tahammulsuzluk ve idmansızlık var Butun bunların en kotusu, duşmanın (Turklerin) zafere, bizim de hezimete alışkın bulunmamızdır Sonucun ne olacağını tahminde tereddude yer var mıdır?(Busbecq)
4 Osmanlıların, Atlas Okyanusundan Umman Denizine ve Macaristan'dan, Kırım ve Kazan'dan Habeşistan'a kadar geniş yerlere hakim olmaları ve adaletle idare etmeleri
5 Osmanlı Devletinin butun temel muessese ve teşkilatı, Fatih devrinde en mukemmel bir duruma geldi Fatih, teşkilatcı ve imarcı idi Devlet yonetimini tam bir intizam icinde yurutmek icin luzum ve ihtiyac goruldukce, kanunlar ve fermanlar yayımladı Hazırlattığı kanunnamesi, hukuk sahasında cok onemli bir mevki tutmaktadır Daha sonra Kanuni Sultan Suleyman, o gune kadar cıkarılan kanunları, Kanunnamei Ali Osmanadı altında tanzim ettirdi Bu kanunname, hukuki, idari, mali, askeri ve diğer luzumlu mevzuları icine alan başlıklar altında, ceza, vergi ve ahaliyle askerlerinkanunlarını iceriyordu Fethedilen ulkelerde, orfi hukuk denilen, onceki yonetimden kalan kanunlar ve halkın teamulleri de, İslam hukukuna uygunluğu şartıyla Kanunnamede yer almıştır Boylece hazırlanan kanunlar, asırlarca en iyi şekilde ve eksiksiz tatbik edilip, devletin tebaasını teşkil eden her ceşit insana huzur ve mutluluk kaynağı olmuştur
Kanuni Sultan Suleyman'ın olumu ile, muhteşem padişahlar ve onların hamleleri sona ermekle birlikte, devletin henuz karalarda ustunluğu, ic denizlerde hakimiyeti ve sosyal duzeni butun kudretiyle yaşamakta idi Nitekim II Selim doneminde (15661574) Avusturya'nın Erdel'e kucuk bir tecavuzu uzerine, şiddetli bir karşılık verildi 1570'te Kıbrıs fethedildi Turk donanması Okyanusya'ya kadar gidip Sumatra (Ace) Sultanlığıyla, yani Uzakdoğu Muslumanlarıyla temasa gecti Kurdoğlu Hayreddin Hızır Bey, 22 parca gemiyle Ace sultanı Alaadiin'e top ve topcu ustası goturdu Turk subayları, Ace ordusunda ıslahat yaptı
Diğer taraftan, II Selim Han'ın, Turk tarihinin en şuurlu ve hayati seferi olan, DonVolga nehirlerini bir kanalla birleştirme, boylece Karadenizle Hazar Denizini birbirine bağlama projesi Kırım Hanı Devlet Giray'ın ihanetiyle, başarısız kaldı Bu kanal projesi sayesinde, o sırada gitgide guclenen Rusların guneye doğru sarkmaları onlenecek, İran kuzeyden cevrilmek suretiyle artık tehlike olmaktan cıkacak, butun sunni muslumanların halifesi olan Osmanlı sultanı, sunni İslam ve Turk ulkelerinin aynı zamanda fiili hakimi olacaktı Butun Turk yurtlarını bir bayrak altında toplayabilecek kadar muhteşem bu tasarıdan, Ruslar dehşete kapılmışlar, ancak karşı koyamamışlardı Ote yandan Devlet Giray; bu kanal acıldığı takdirde, Osmanlının artık o taraflarda kendi askeriyle iş gorup Kırımlılara ihtiyacı kalmayacağı, boylece Kırım'ı ilhak edip merkezden valilerle idare edebilecekleri gibi bozuk bir duşunce icine duştu Bu yuzden asker arasında menfi propaganda yaptı Kış mevsiminin buralarda altı ay surduğunu ve kimsenin bu soğuğa dayanamayacağını soyledi Ceşitli zorluklar cıkardı Neticede kışı gecirmek uzere Azak'a donen Osmanlı teknik heyeti ve askerleri bir daha kanal başına gidemedi Boylece Kırım, bugunlere kadar suren tarihteki talihsizliğini kendi eliyle hazırladı ve Turk tarihinin cehresini değiştirebilecek buyuk ve onemli bir teşebbus, başarısızlığa uğradı Artık, Rusya, Kafkas Turk hanlıklarını yutmaya, Osmanlıları da en fazla hırpalayacak bir guc olmaya hazırlanıyordu
Osmanlı Devletinin İkinci Selim devrinde uğradığı ikinci başarısızlık İnebahtı'da oldu Kıbrıs'ın Turkler tarafından fethi uzerine, Papa'nın teşvikleri sonucunda, buyuk bir Haclı donanması hazırlandı 1571'de İnebahtı'da meydana gelen deniz savaşında, Osmanlı donanması imha edildi Cok şehit verildi Ancak Uluc (Kılıc) Ali Paşa, kurtarabildiği 60 kadar gemi ile İstanbul'a gelebildi Bundan sonra devlet, butun imkanlarıyla; bir kış zarfında eski donanmasını yeniden inşa ederek, Akdeniz hakimiyetini tekrar sağladı Sokullu Mehmed Paşa, Venedik elcisine: Biz Kıbrıs'ı almakla sizin kolunuzu kestik Siz ise donanmamızı yakmakla, bizim sadece sakalımızı traş ettiniz Kesilen kol bir daha yerine gelmez, fakat kazınan sakal daha gur cıkardiyerek, onlara fazla sevinmemelerini soyledi Bu arada, donanmanın yetişmeyeceği endişesini taşıyan Kılıc Ali Paşaya da; Paşa, bu millet oyle bir millettir ki, isterse butun gemilerinin demirlerini gumuşten, yelkenlerini atlastan, halatlarını ibrişimden yaparsozu meşhurdur Gercekten ertesi yaz, Osmanlı donanması hazırlanıp Akdeniz'e inice, Venedikliler, barış istemek zorunda kaldı Hatta bu anlaşmada Venedik Cumhuriyeti, Turklere, Kıbrıs Seferinde yapılan masraflar karşılığı savaş tazminatı odemeyi bile kabul etti
II Selim Han'dan sonra Osmanlı tahtına oturan III Murad doneminden (15741595) itibaren Osmanlı Devletinin giriştiği harpler cok uzun surmeye ve devletin aleyhinde olmaya başladı Nitekim 1578 yılında başlayıp ceşitli aralıklarla III Mehmed (15951603), Birinci Ahmed (16031617), II Osman (16181622) ve IV Murad (16231640) devirlerinde olmak uzere 1639'a kadar surmuş olan İran savaşları, Osmanlı duraklamasının başlıca sebeplerinden biri olmuştur Osmanlı Devletinin zayıf anını kollayan ve Hristiyan Batı dunyası ile birlikte hareket eden İran, devamlı olarak bu devleti uğraştırmayı gaye edinmiştir İran'a karşı koyabilmek icin devamlı Anadolu'dan asker desteği verilmiş, bu durum zamanla Anadolu'da dengelerin bozulmasına yol acmıştır
Duraklamanın diğer sebepleri şu şekilde sıralanmıştır:
1 15931606 Avusturya harplerinde timarlı sipahi yerine, tufekli piyade kullanılması mecburiyeti yuzunden, yenicerilerin sayısı fazlasıyla arttırıldığı gibi, Anadolu'da ucretle pek cok tufekli sekban askeri yazıldı Sekban askerine ihtiyac kalmadığı zamanlarda parasız kalan bu eli tufekli gruplar, Anadolu'da halkı haraca kesmeye ve saldırılara başladılar Bozgunculukları sebebiyle timarları ellerinden alınan sipahiler de onlara katıldı Boylece 15961610 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğunu temelinden sarsan Celali hareketi başgosterdi Anadolu'da yağma ve capulculuğa başlayan Celalilere İran yanlılarının da katılıp, İran'ın bunları desteklemesi neticesinde, isyanlar kısa surede buyudu Oyle ki, Anadolu'da etrafına 3040 bin kişilik kuvvetler toplayan Celali liderleri cıktı Bunlar, emirleri altındakileri bir ordu biciminde teşkilatlandırıyorlar ve uzerlerine gonderilen devlet gucleriyle cetin muharebelere girişiyorlardı Devletin İran ve Avusturya ile savaş halinde olmasından da yararlanan Celaliler, Anadolu'yu baştan başa yakıp yıktılar Paniğe kapılan koyluler, topraklarını bırakarak şehir ve kasabalara sığınmaya calışıyorlar, varlıklı olanlar İstanbul'a, Kırım'a veya Rumeli'ye kacıyorlardı Bu durum Sultan I Ahmed Han'ın dirayeti ve veziri azam Kuyucu Murad Paşa'nın uc sene suren temizleme faaliyeti neticesinde onlenebildi Bu muddet icinde oldurulen Celali sayısının 65 bini bulması, Anadolu'nun icine duştuğu durum hakkında bir fikir vermektedir
2 1580'lerden itibaren batıdan buyuk olcude gumuş gelmesi sonucu fiyatların duşmesi uzerine yaşanan ve fiyatlar ihtilali denen karışıklık Bu vaziyet karşısında kucuk timar sahipleri, uzak ve masraflı seferlerden kacınmaya başladı Diğer taraftan Orta Avrupa'da yapılan savaşların usullerinde meydana gelen değişiklikler, tufekli yaya askerine olan ihtiyacı ortaya cıkardı Ayrıca timarlı sipahiler, silah ve techizat bakımından değil, teşkilat ve taktik bakımından da, modern savaş şekline ayak uyduramıyorlardı Bu sebeplerle devlet, yeniceri sayısını arttırmaya ve sekbanı saruca adı altında tufekli Anadolu leventlerini ucretli asker olarak kullanmaya başladı Yine bu devrede, artık işe yaramayan yaya ve musellemler ve voynuklar gibi bazı eski askeri birlikler de kaldırıldı Kapıkullarının toplam mevcudu; 1470'lerde 13000, timarlı sipahi 60000; 1526'da kapıkulu 24000, timarlı sipahi 80000 olduğu halde, 1610'larda kapıkulu 40000'e cıkmış, timarlı sipahi sayısı 20000'e duşmuştur Sonucta, timar sisteminin bozulmasının en menfi tarafı, devletin iktisadi yapısına yansımasıdır Timarlı sipahilerin boşalttığı dirliklerin gelirini eskisi gibi toplayıp devletin hazinesine aktarmak mumkun olmamıştır Bu dirliklere gonderilen multezimler, zamanla buyuk servet sahibi olarak nufuz kazanmış ve devletin başına bela kesilmişlerdir
3 Sokullu Mehmed Paşanın olumunden (1579) Halil Paşanın sadrazamlığına kadar gecen otuz sana zarfında hukumet reisliği makamına gecen 19 veziri azam icinde, bu mevkiye liyakati olanların adedi ucu gecmemektedir Bu durum son devirde 'kahtı rical' denilen adam yokluğunun daha 17 yuzyıldan itibaren gorulmeye başladığının da işaretidir
Butun bu olumsuzlukların başlangıcına rağmen padişahlar, cihan hakimiyeti davalarına samimiyetle bağlı bulunuyorlardı Nitekim onlar yine Alman hukumdarlarını imparator ve kendilerine denk kabul etmiyor, onlarla yapılan anlaşmalara yine muahedename değil, ahidname nazarıyla bakıyor ve eskisi gibi bunu kendi lutuf ve ihsanları sayıyorlardı Osmanlı siyasi gucu gibi, sosyal nizamı da devam ediyordu Ayrıca ticaret ve sanat hayatında ahlaki nizam ve geleneklere aykırı bir hareket nadir goruluyor ve bu gibi durumlar esnaf teşekkullerinin (loncalar) şiddetli denetim ve kontrolune sbep oluyordu Boylece devletin bir mudahalesi olmadan ictimai muesseseler genel duzeni muhafaza ediyordu Bu hususta Fransız elcisi D Chesneau; (Osmanlı şehirlerinde) duzen ve asayiş inanılmaz derecede kuvvetliydi Geceleyin şehirleri muhafaza icin, elinde bir sopa ve fenerle gezen tek bir kimsenin dolaşması kafi idi Halbuki Pariste aynı iş, bir kıta askerin başında bir kumandan tarafından, zorlukla yapılıyordudemektedir Thevanot ise Bir milyonluk buyuk İstanbul şehrinde dort yılda dort oldurme vakası gorulmemiştir Ticari emtia ile dolu olan muazzam kervansaraylar, bir tek adam tarafından korunuyorder Boyle bir toplumda, devletin vazifesi sadece nizam ve adaleti sağlamak ve bunu dunyaya yaymaktı Bununla birlikte devlet hic bir zaman İslamlaştırma ve Turkleştirme siyaseti gutmedi Zira, cihan hakimiyeti mefkuresine inanan bir devlet, dar bir milliyetcilik goruşune saplansa ve insanlık prensiplerine bağlı kalmasa idi, bu cihanşumul vazifesini yapamaz ve başka imparatorluklar gibi suratle coker, uzun asırlar boyunca yaşayamazdı
Osmanlı Turkleri, 17 yuzyılda, zaferler kazanırken, bazan da yenilgiler goruyor, boylece onceki doneme gore, bir duraklama icinde bulunduklarını anlıyorlardı Ancak duraklamanın sebeplerini araştıran Turk mutefekkirleri askeri, idari ve ilmi muesseselerde gordukleri bozuklukları ıslah etmek sayesinde, İmparatorluğun eski kudretini tekrar kazanacağına, medeni ve manevi ustunluğun kendilerinde olduğuna inanıyorlardı Fakat kanun ve nizamlardaki bu duzelme, otorite sahibi bir padişah idaresinde mumkundu Bir de artık ortalıkta tek bir padişah adayı bulunmuyordu Bir noktada vezirlerin nufuzları konuşuyordu Bu sebepten ilk oldurulen padişah, sultan II Osman olmuştu Boylece padişahların, devletin aksayan yonlerine neşter vurabilmesi kolay gorunmuyordu Ayrıca timarlı sipahi ordusunun gucunu kaybetmesi, buna karşılık yeniceri ordusu miktarının aşırı derecede artışı, merkezde buyuk bir gucun doğmasına yol actı Yeniliklere karşı cıkan bazı devlet adamları da, her fırsatta bu gucu kullanmaya başlayarak, devletin ve yeniceri ocağının sonunu hazırlamaya başladılar
Nitekim III Mehmed Han'dan sonra, ilk defa ordunun başında sefere cıkan II (Genc) Osman (1621), Yeniceri kuvvetlerinin bozulmakta olduğunu gordu Ancak onun, ocağı ıslah girişimi, Osmanlı tarihinde ilk defa bir padişahın kul eliyle oldurulmesi hadisesini ortaya cıkardı Bununla birlikte, II Osman'ın şehit edilmesi hadisesinden ders alan IV Murad Han, parlak zekası, tedbirli siyaseti ve acı kuvveti sayesinde, devlete yukselme devirlerini hatırlatacak bir canlılık getirdi
IV Murad Han, İran uzerine duzenlediği Revan ve Bağdat seferlerine giderken, oncelikle Anadolu'daki sipahi zorbalarını ve mutegallibe denilen, zorla işbaşına gelmiş veya yolsuzlukla zengin olarak nufuz sahibi olmuş zumreyi temizleyerek, ulke icerisinde istikrarı sağladı Daha sonra Revan ve Bağdat seferlerinden zaferle cıkan Sultan, İran'la ceşitli aralıklarla 16 yıldır devam eden savaşa son verdi Kasrı Şirin Muahedesi (Anlaşması) diye meşhur olan antlaşmanın hukumleri, cok az bir değişiklikle gunumuze kadar geldi
IV murad Han'ın genc yaşta olumu (1640) ve daha sonra Sultan İbrahim'in, asiler tarafından şehit edilmesi (1648) uzerine IV Mehmed'in henuz yedi yaşındayken tahta cıkması, zaman gectikce ocak ağalarının, iderede nufuz kazanmalarına yol actı Yeniceri ve sipahi ağaları, vezirlerin secilmesinde en onemli rolu oynuyorlardı Bu durum devletin siyasi yapısını ve mali durumunu bozdu Her iş ağaların eline gecip, kendilerine hic bir surette muhalefet edecek kimse kalmadı Bunlar, asker mevcudunu yuksek gostermek suretiyle fazla ulufe aldıkları gibi, yaptıkları tayinlerden de yukluce ruşvetler cekiyorlardı Bu ve benzeri olaylar, zaman zaman onlenmesine rağmen, 1656 yılında Koprulu Mehmed Paşanın sadarete getirilmesine kadar surdu Bu tarihe kadar defalarca sadrazam değişikliğine rağmen, devletin hayrına calışan, Tarhuncu Ahmed Paşa'dan başkası cıkmamıştı Merkezde suren bu bozukluk devresinde, cahil ve iktidarsız vezirlerin, eyaletlere ruşvetle adam tayin etmeleri, halkın yine zorbalar eline duşmesine sebep oldu Yapılan mezalimler yuzunden, koylu halkın bir kısmı ciftini bozup eşkiyalığa başlamış, bir kısmı da şehir ve kasabalara sığınmıştı Kalanlar ise eziliyordu Once Kuyucu Murad Paşa'nın ve daha sonra IV Murad Hanın şiddetli darbeleriyle bu isyan ve şakavetler onlenmişse de, merkez zayıf duştukce yine baş kaldırmalar meydana cıkıyordu IV Mehmed Hanın ilk sekiz senesinde bu durum butun şiddetiyle devam etti Padişah, 15 yaşına geldiğinde, kudretli vezir Koprulu Mehmed Paşayı işbaşına getirerek devlete tekrar icte istikrar ve dışta itibar kazandırdı Koprulu Mehmed Paşa (16561661) ve Koprulu Fazıl Ahmed Paşa (16611676) donemlerinde Osmanlı Devleti, Kanuni Sultan Suleyman devrindeki gibi huzurlu bir devre yaşadı Bu muddet icinde tek bir kapıkulu ayaklanması gorulmedi Arasıra yenilgiler gorulmesine rağmen, Turk orduları yeni bir zafer cağı yaşadı Avusturyalılar'ın cok guvendiği Uyvar Kalesi 1663'te fetholundu
Nihayet, Fazıl Ahmed Paşa'dan sonra Osmanlı sadaret makamına gelen Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, 1683 yılında Viyana'yı kuşattı 100120 bin kişilik Osmanlı ordusu, Duk Şarl do Loren kumandasındaki Avusturya ordusunu yenerek butun ağırlıklarını zaptetti Avusturya İmparatoru Leopold, bu yenilgi uzerine butun umidini kaybederek Viyana'yı bırakıp kactı Şehirde kalan Kont Stahramberg, butun eli silah tutan erkekleri asker yazıp savunma tedbirleri aldı Sadrazam Kara Mustafa Paşa, kaleyi kurtarmak icin gelebilecek Haclı kuvvetlerine karşı durmak uzere Tuna Koprusunu tutma gorevini, Kırım Hanı Murad Giray'a vermişti Duşman buradan gectiği takdirde, Budin beylerbeyi İbrahim Paşa bunlara karşı cıkacaktı Viyana'nın fethedilmesiyle AlmanAvusturya İmparatorluğu geri atılacak, boylece Macaristan'da guclu bir Macar Krallığı kurulabilecekti Macaristan ayakta durdukca, Avusturya'nın artık, Turk Devleti icin onemli bir tehlike oluşturması duşunulemezdi En buyuk duşman olan Avrupa'ya karşı boyle kuvvetli bir savunma duvarı kurulması, Turk Devletini uzun yıllar rahat ettirecekti
Avrupa'da şok etkisi yapan Viyana kuşatmasının ilk iki aylık suresi icinde Turkler, şehrin bir cok dış tabyalarını ele gecirdiler Şehrin duşmesine sayılı gunler kalmıştı Bu sırada Papa'nın onderliğinde, Viyana'nın kurtarılması icin Avusturya, Lehistan, Saksonya, Bavyera ve Frankonya arasında bir kutsal ittifak kurularak 120 bin kişilik bir kuvvet oluşturuldu
Turk tarihi icin bir donum noktası olan DonVolga kanal projesinde olduğu gibi bu defa da en buyuk ihanetlerden biri, yine bir Kırım hanı olan Murad Giray tarafından işlendi Haclı ordusu, Tuna Koprusunu gecerken, kendi askeriyle bir tepeye cekilip seyreden Tatar Hanı, hucum etmesi icin kendisine yalvaran Hanlık imamına şunları soyledi: Sen bu Osmanlı'nın bize itduği cevri bilmezsin Bu duşmanın kovalanması benim icin hicbir şeydir ve bu işin dinimize ihanet olduğunu da bilirim Ama isterim ki, onlar kac paralık adam olduklarını gorsunler Tatarın kıymetini anlasınlar