Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Osmanlı Devleti yükselme dönemi

Osmanlı Devleti yükselme dönemi

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Osmanlı artma dönemi tarihi

Osmanlı Devleti yükselme dönemi

Osmanlı Devleti Çoğaltma Dönemi, II Murat'ın (1421 1444, 1446 1451) ölüp de yerine oğlu Fatih Sultan Mehmet (II Mehmed) (1444 1446, 1451 1481) padişah olduğunda, artık Osmanlı Devleti, pasinler Savaşı'nın tüm sarsıntılarını atlatmış ve kuruluş dönemini tamamlamış bir imparatorluk olarak dünya tarihindeki yerini almaya hazır bulunuyordu 1451'de II Mehmed, atalarının pek fazla kez girişip de başaramadıkları İstanbul'u alma işini düşünebilecek ve bunu gerçekleştirebilecek değin kendini kuvvetli hissediyordu

II Mehmet (Fatih) Dönemi (14511481)

Murat'ın ölümünden sonra 19 yaşındaki oğlu fatih ilk meslek olarak İstanbul'un fethi için hazırlıklar başlatır

İstanbul'un Fethi (29 mayıs 1453)

Fethin Sebebleri:

1) Bizansın durmadan avrupa devletlerinin Osmanlı alehine kışkırtılması
2) Bizansın Anadolu beylikleri ve şehzadelerini Osmanlı yönetimi aleyhini kışkırtarak kargaşa çıkartması
3) İstanbul'un boğazı üstünde yer alan Bizans'ın Osmanlı ticareti için büyük bir denge oluşturması
4) Osmanlı sınırları içerisinde kalan Bizans topraklarının bütünlüğünü bozması
5) Bizans engelinin ortadan kaldırarak balkan fethlerinin dahada kolaylaştırmak istenmesi
6) Peygamber Efendimiz HzMuhammed (SAV)'ın övdüğü komutan edinmek

Yavuz Sultan Selim Dönemi (15121520)
Kardeşleri Ahmet ve Korkud'u yenerek Şah İsmail'e karşı Çaldıran'da kazandığı zaferden (1514) sonra Tebriz'e değin ilerledi Dönüşünde Dulkadiroğulları Beyliği ile Turnadağ Şavaşı yapıldı(1515) Bunu gören Ramazanoğulları Beyliği savaşmadan teslim oldu ve Anadoluda Türk birliği sağlandı Bundan sonra I Selim, Memlûklar'a karşı harekete geçti Yavuz'un Batı' da tehlike görmemesi nedeniyle doğu sınırlarını teftiş altına edinmek istemiştir Bu sebeple doğuya karşın fetih politikası izlemiştir

Darı Seferi
Nedenleri:

Yavuz Sultan Selim'in İslam Dünyasının lideri almak istemesi
Baharat Yolu ve zengin bir tarım bölgesi olan Mısır'ı elde etmek istemesi
Dulkadiroğullarının Osmanlı egemenliğine girmesi
Memlüklerin Şah İsmail ile ittifak kurması

Mercidabık Savaşı (1516) Memlük sultanı Kansu Gavri yenildi,Suriye,Filistin Osmanlılara geçti

Ridaniye Savaşı (1517) Yeni sultan Tomanbay dinç bir savunma hattı oluşturduYavuz Sultan Selim müthiş bir taktikle ateşhattının arkasına geçti Memlük devleti sona erdi,toprakları Osmanlının oldu

Sonuçları:

Memlük toprakları alındı
Memlük hazinesi alındı,define altın doldu
Tanrısal Emanetler İstanbula taşındı
Halifelik Osmanlı'lara geçti
Osmanlı devleti teokratik devlet yapısı kazandı
Venedikliler Kıbrısa ödedikleri 10,000 altını Osmanlı'ya ödemeye başladılar
Baharat Yolu, Darı alındı

Kanuni Sultan Süleyman Dönemi (15201966)

Kanuni Sultan Süleyman, I Selim döneminde duraklayan Batı'ya karşısında gazâ siyâsetini bitmiş yürürlüğe koydu Belgrad'ın zaptı (1521) Orta Avrupa'da; Rodos'un zaptı (1522) ise Akdeniz'deki etkinlikleri için Osmanlı Devleti'ne kullanışlı bir konum kazandırdı Macar ordusunu Mohaç'ta değil eden (1526) Kanuni, Macaristan'ın başkenti Buda'ya (Budin) girdi ve Macaristan'ı Zapolya'nın krallığında himâyesine aldı Mohaç Şavaşı (Meydan Muharebesi) tarihin en kısa süren şavaşıdır Bu, Osmanlı Devleti'ni Macaristan egemenliği için Habsburglar'la karşısında karşıya getirdi Kanuni, Zapolya'yı korumak için 1529'da Viyana'nın kuşatılmasıyla sonuçlanan seferi, 1532'de de Alman Seferi'ni yaptı 1541'de ise Osmanlı egemenliğindeki Macaristan topraklarını bir Osmanlı eyaleti (Budin Eyaleti) yaparak ilhâk etti; ölen Zapolya'nın oğluna, kendisine yan olması koşuluyla Erdel Prensliği'ni verdi 1543'teki Macaristan seferi sırasıda ise Estergon Kalesi'ni zapt etti 1547'de Avusturya ve Almanya ile imzalanan barıştırma antlaşması ile Kanuni, ellerinde tuttukları Macaristan topraklarını yılda 30,000 altın haraç ödenmesi koşuluyla Habsburglar'a bıraktı Fakat savaş, 1551'de tekrar başladı

Rodos'un Fethi
Kanunî Sultan Selim Hanın, Rodos şövalyelerinin elindeki Rodos ada ve şehrini, 29 Aralık 1522de ele geçirmesi Anadolunun güneybatısında bulunan Rodos Adası, ilk olarak 672'de, Emevîler zamanında, Bizanslılardan alındı Ada, 680'de baştan Bizanslılara geçti sonra Akkadan kovulan Hospitalier şövalyeleri, buraya yerleştiler (1291) Hıristiyanların en kuvvetli ileri karakolu oldu Anadolu ve Mısıra karşın Haçlı seferlerinde üs olarak kullanıldı Fethi için, birçok seferler düzenlendiyse de muvaffak olunamadı Fatih Sultan Mehmed Han zamanında fethe yaklaşıldı ise de, yeniden muvaffak olunamadı (1480) Cem Sultanın, Rodos şövalyelerinin eline geçmesi, onları daha da azgınlaştırdı Bayezid Han'dan sonradan tahta geçen Yavuz Sultan Selim Hanın Mısırı fethetmesiyle, Rodosun önemi daha da arttı Anadoludan Mısıra dışarı giden deniz yollarının emniyetinin tamamen tedarik edilmesi, bundan böyle katî bir zaruret hâlini almıştı Yavuz Selim Han, bu maksatla hazırlıklara girişilmesini emretti Ömrünün vefa etmemesi yüzünden, Rodosun fethi, oğlu Kanunî Sultan Süleyman Hana kaldı Kanunî, Belgradı fethettikten daha sonra, Avrupalıların kendi içişleriyle uğraşmalarından da istifade ederek, Rodosu fethetmeye karar verdi Kanunînin bu niyetini öğrenen şövalyelerin başı Vilye dö Lil Adam, hazırlık yaparak, şövalyeleri topladı ve yiyecek stoku yaptı Seferin serdarlığına İkinci Vezir Mustafa Paşa atama edildi 300 harp ve 400 nakliye gemisinden meydana gelen donanmanın sevk ve idaresi ise, Barbaros Hayreddin Paşa'nın yanına yetişen meşhur amiral Kurdoğlu Muslihiddin Reise verildi 4 Haziran 1522de, İstanbuldan donanmayla harekete geçen Mustafa Paşa, 24 Haziranda Rodosa geldi Kanunî Sultan Süleyman ise, 16 Haziranda kapıkulu ve eyalet askerleriyle birlikte, İstanbuldan kara yoluyla harekete geçti Mustafa Paşa, Rodosa gelince, gemi kaptanlarıyla ve Kurdoğlu Muslihiddin Reisle görüşerek, adanın yardımına gelmesi mümkün Avrupa gemilerine aleyhinde, limanın icap eden yerlerine muhafaza gemileri koyduktan sonra, Öküzburnu mevkiinden karaya asker çıkardı Rodos şehrinin etrafına metrisler kazılıp, getirilen büyük muhasara topları yerleştirildi Kanunî, Kütahya aracılığıyla Marmarise, oradan da gemilerle Rodosa çıktı (28 Temmuz) Teslim teklifinin şövalyeler tarafından reddi üzerine, Ağustosun birinci günü kale dövülmeye başlandı Tüm Ağustos ayı, müşterek top ateşi ve yeniden müşterek lağım açmakla geçti Açılan top ateşiyle, kalede mühim tahrip yapılmasına rağmen, bu tahrip kısa zamanda düşman tarafından kapatılıyordu Türk lağımcılarının, devamlı, Rodos burçlarının altına açtıkları lağımlar, Avrupanın en ünlü mühendisi olup, şövalyelere yardıma gelen Gariele Martinengonun mukabil lağımlarıyla karşılaşıyor ve yer altında dehşet boğuşmalar oluyordu Bu sırada, 4 Eylül günü, İleki Adasının da Kara Mahmud Reis tarafından zaptı haberi geldi Kahraman Reis, kendisi de ön saflarda çarpışırken şehit olmuş, fakat ada ele geçirilmişti 6 Eylülde ise, Rodosun kuzeybatısında yer alan İncirli Adası teslim oldu Mısır Beylerbeyliğine görev edilen Mustafa Paşanın yerine, Ahmed Paşa serdar oldu Bu günlerde Rodos Kalesinin İngiliz Burcunun güney kısmı, başarılı bir Türk lağımı ile havaya uçuruldu Şövalyelerin topçu generaliyle Üstadı âzamın (Rodos şövalyelerinin başı) alemdarı da ölüler arasındaydı Eylülün 12sinde yapılan bir hücumda, bu burca beş zafer bayrağı dikildi 24 Eylülde yapılan umumî hücumda Yeniçeri Ağası Bâli Ağa, İspanyol Burcuna girip, Türk bayrağını, burcun tepesine diktiyse de sonuç alınamadı

10 Aralığa dek, şiddetli top atışları, lağımlar ve sıkça tekrarlanan umumî hücumlarla, kale adamakıllı yıpratıldı 18 Aralıkta yapılan bir umumî hücumda şövalyeler, şehir halkı içindeki istihkam ve hendeklerin arkasına çekilmeye zorunlu kaldılar ve artık mukavemet etmenin imkânsızlığını da anladıklarından, kaleyi teslim etmeyi kabul ettiler (20 Aralık 1522)
Teslim şartları arasında; şövalyelerin eşya ve top dışındaki silahlarını alıp, on gün içinde Rodostan ayrılmaları; bu günler kapsamında şehirdeki istihkâmların 4,000 yeniçeri göre emniyete alınması ve esas kuvvetlerin iki kilometre mesafede beklemesi yer alıyordu Kalenin boşaltma işlemlerinden daha sonra şövalyeler, Üstâdı âzam gemilerine binip gittiler Rodos Kalesiyle beraber Oniki Adanın tamamı ve şövalyelere ait olan Bodrum da Osmanlı Devletine bırakılmıştı Osmanlı Devletine, 20,000'den pozitif şehide mâl olan bu fetihten sonra, Kanunî Sultan Süleyman Han, 29 Aralıkta şehre girip kaleyi gezdi 2 Ocak Cuma günü ise, camiye çevrilen Saint Jean Kilisesinde Cuma namazını kıldı Nâmına okunan hutbeyi dinledi Benzer gün, adadan ayrılıp Marmarise geçti 3 Ocak günü Kültürlü, Midilli, Karasi, Menteşe, Saruhan sancakbeylerine, Anadolu Beylerbeyi Kasım Paşanın nezaretinde Rodostaki inşaat, imar ve iskân işleri bitinceye dek adada kalmalarını emredip, İstanbula döndü Rodosa anında Türk göçmenleri yerleştirilmeye başlandı Ada bir sancak yapılıp, Cezâyiri Bahri Sefîd eyaletine bağlandı Sancakbeyi olarak Mehmed Bey atama edildi Bundan sonradan birçok cami, imaret, mektep, medrese ve yol yapılıp ada imar edildi

Hint Deniz Seferleri (15381669)

Akdeniz'de Osmanlılar'la Hristiyan Akdeniz devletleri aralarında her iki taraf için de aşındırıcı deniz savaşları yapılırken, Osmanlı Devleti 1538'den başlayarak Hint Okyanusu'nda Portekizliler ile mücadeleye girişti Osmanlı Devleti'nin Hint Okyanusu için mücadelesi 1669'a kadar sürdü Bu zaman içinde birkaç kez Hindistan'a, bir kere de Sumatra Adası'na deniz filosu gönderildi; Yemen, Habeşistan ve bazı Afrika ülkeleri Osmanlı Devleti'ne katıldı Hint Okyanusu'nda Portekizlilere aleyhinde bir takım deniz başarıları elde edildi ise de, Osmanlılar Hint Okyanusu'nda belirlenmiş bir avantaj sağlayamadılar Osmanlılar'ın Hint Okyanusu'ndaki başarısızlığı sonra hem Osmanlı devleti hem de bütün doğu ulusları için son derece olumsuz sonuçlar doğuracaktır


Guney Azerbaycan seferi

Kanuni döneminde kayda değer çaba alanlarından biri de Azerbaycan oldu Yavuz Sultan Selim vaktinde Azerbaycan'a karşı kazanılan Çaldıran zaferine, Osmanlı ordularının Tebriz'e değin ilerlemesine ve bütün Doğu Anadolu'nun Osmanlı egemenliğine geçmesine karşın Sefeviler ile belirli bir barış antlaşması imzalanmamıştı Gerek Sefeviler gerekse Osmanlı İmpratorluğu, birbirlerine şüphe ile bakıyorlardı Guney Azerbaycan, Anadolu'yu ele geçirme planlarından vazgeçmediği gibi, Osmanlılar da Hint Okyanusu'na kuzeyden açılan iki körfezden biri olan Basra Körfezi'ne açılan Irak topraklarını ele geçirme emelleri besliyorlardı sırası gelmişken iki devlet arasında hudut olayları da beceriksiz değildi; bazı sınır görevlileri tekrar tekrar taraf değiştirmekteydiler Bütün bu olaylar bir araya gelince 1533'te Sadrazam İbrahim Paşa, Sefevi seferiyle görevlendirildi, arkasında da padişah Sefevi seferine çıktı (1534) Irakeyn Seferidenilen bu seferin en kayda değer ve daimi etkisi Bağdat dahil edinmek üzere Irak topraklarının Osmanlılar'ın eline geçmesi oldu (1535) Bu Nedenle Hint Okyanusu'na açılan önemli körfezlerin ikisi de Osmanlılar'ın eline geçmiş oldu Guney Azerbaycan savaşları 1555'teki Amasya Antlaşması ile sona erdi; mukavele sonucu Azerbaycan ile merkezi Tebriz, bir kısım Doğu Anadolu toprakları Osmanlılar'ın eline geçti Bu barışma 1576 yılına dek sürdü *
 
858,493Konular
981,562Mesajlar
29,681Kullanıcılar
ghbfghSon üye
Üst Alt