Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
3 kıtaya hükmetmiş, anlı ulu hükümdarların ve devlet liderlerinin yüreklerine endişe salan Osmanlı'nın son devirlerinde yaygınlaşan genelevler bir periyot İstanbul gündemine damgasını vurmuş. Şairler şiir yazmış, yabancı müellifler anılarında övgüyle bahsetmiş.
Kaynak1 Kaynak2
Genelev her ne kadar İslam kültürü ile örtüşmese de Osmanlı'nın bilhassa son devirlerinde yaygınlaşmış.
Osmanlı'nın her devrinde fuhuş vardı lakin bilinen birinci yerleşik genelevler Sultan Abdülaziz periyodunda kurulmaya başlıyor.
Fuhuş bir devir o kadar yaygınlaşır ki ismi yalnızca fuhuşla anılan sokaklara halk artık isimler vermeye başlar: Melek Girmez Sokak
1812 yılındaki veba salgının nedeni olarak bu sokak gösterilir. Genelevler yıkılır, yerine Hidayet Camii yapılır.
1812 yılında İstanbul’da büyük bir veba salgını başlar ve halk bu salgının nedeni olarak Melek Girmez Sokağı'ndaki fuhuşu gösterir. Salgın nedeniyle sokaktaki tüm meyhane ve genelevler yıkılır. Yerine sokağın berbat şöhretini unutturmak için Hidayet Mescidi yaptırılır.
Daha sonraları yeniden İstanbul'da genelevler açılır. Devlet yasaklar koyar ancak fuhuş ferman dinlemez.
Artık yasadışı genelevlerle baş edemeyen Osmanlı, 1884 yılında bir talimatname ile birinci resmi genelevi açar. Bir müddet sonra Galata’daki genelev sayısı 100'ü bulur. 1915'te ise 359'a ulaşır.
Osmanlı tarihçisi ve devlet adamı Cevdet Paşa'dan öğrendiğimize nazaran bilinen birinci genelev patroniçesi ise Langa Fatma isminde bir bayandır.
İstanbul'un zenginlerine hizmet eden bu genelevin yeri Edirnekapı'dadır.
Langa Fatma'nın yıldızı o denli parlar ki periyodun ünlü şairleri şiirlerinde ona methiyeler düzerler.
Genelevde çalışan bayanların 'Kartopu Şöhret', 'Gümüş gerdan Ülfet', 'Vuslat', 'Candayanmaz Zisan', 'Kaymak tabağı Servet' ve 'Ziynet' üzere lakapları varmış.
“Zarifane ve kibarane kâr-hanecilik eden” Langa Fatma'ya zabıtanın da gücü yetmezmiş zira...
Müşterileri İstanbul'da kelamı geçen değerli şahıslarmış: Ağalar, beyefendiler, paşalar; Langa Fatma’nın genelevi kapısında sıra beklermiş.
Langa Fatma öldükten sonra genelevi kapatılmış ve bir daha onun ''ayarında'' bir genelev açılmamış.
Ünlü müellif Ernest Hemingway anılarında Karaköy genelevleri için ''Avrupa’daki refah devrinin en çılgın yılları bile buradaki fuhuşla yarışamaz" der.
