Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Osmanlı Düşünce Akımları

Osmanlı Düşünce Akımları

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Osmanlı Zihin Akımları
Osmanlı Döneminde Zihin Akımları
Osmanlı Düşünce Akımları Nelerdir?

OSMANLI DÖNEMİNDE AKIL AKIMLARI


20 yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti'nin çökme dönemine girmesi dağıtılmış düşüncelerin ortaya çıkma¬sına niçin olmuştur Osmanlı Devleti 19 yüzyılda daha ahenkli ve programlı bir ıslahat hareketine giriş¬miştir Fakat dış baskılar ve ülke içindeki karışıklıklar başarıya ulaşmasına engel olmuştur Yapılan her türlü harekete rağmen devlet, içinde bulunduğu şart¬dan kurtulamamış; hasta adamolarak tanımlanan Osmanlı Devleti iyileşememiştir

Ama, 19 yüzyılın ikinci yarısından sonradan devleti batmaktan kurtarmak amacını güden bir takım akım¬lar 20 asır başlarında II Meşrutiyetle daha bariz olarak ortaya çıkmışlardır
Ayrıntılarıyla devletin birlik ve bütünlüğünü sağla¬maya çalışan bu hafıza akımları ufak çapta birer devlet doktrini özelliği gösterirler Sırasıyla Os¬manlıcılık, İslamcılık, Batıcılık ve Türkçülük şeklinde ortaya meydana çıkan bu akımlar, l ve II Meşrutiyet devresin¬de devlet hayatına etken olmuşlar ve etkilerini gös¬termişlerdir
Şu Anda bu akımları sırasıyla görelim:

a Osmanlıcılık:

Osmanlı tarihinde ilk kez olarak bazı aydınlar ta¬rafından Genç Osmanlılar adıyla hükümetin çalışma¬larını denetleyecek bir cemiyet kurulmuştur Bu cemi¬yetin üyesi olan aydınlar Osmanlı Devletinde yaşamış azınlıkların bölünme isteklerine ve isyanları¬na bitirmek için incelemeler yapıyorlardı Azınlık unsurlarını ve onları Osmanlı Birliğine ça¬ğırmak kolay manada Osmanlıcılık düşüncesini do¬ğurdu
Tanzimat Devri'nin sonlarına dürüst ortaya meydana çıkan bu eğilim fertlerin siyasal, sosyal ve yasal olarak eşdeğer¬liklerini sağlamayı hedeflemektedir Devletin sınırları içinde yaşayan fertler arasında dil, ahali, kültür ve din bakımından hiç bir ayrım gözetmeksizin, hepsinin benzer yargı ve yetkilere sahip olmasının gerektiği savunul¬maktadır Osmanlı Toplumunda olması istenen kay¬naşmanın oysa bu düşünceyle sağlanacağına inan¬maktadırlar

Osmanlıcılık, milli birliği, milli düşünceyi ve milli idealleri sağlamayı Osmanlı birliğinin sağlanmasına bağlamıştır aynı zamanda bu sözlerin teorik bir gö¬rüş olmaması içinde Meclisi Mebusan ’ın kurulmasını ve Kanunu Esasi'nin (ilk tüzük) ilân edilmesini is¬temişlerdir
Osmanlıcılık fikrinin uygulama safhasına geçirilme¬si II Abdülhamit ’in tahta çıkmasıyla başlamıştır Padişah Mithat Paşa'nın etkisiyle Kanuni Esasiyi (ilk tüzük) ilân etmiş, parlamentoyu (Meclisi Mebusan) kurmuştur Osmanlıcılık fikrinin yaşaması Meş¬rutiyet idaresinin varlığına bağlıdır Her kesimin ve milletin temsilcileri parlamentoyu doldurmuş ve her¬kes kanunlar önünde eşdeğer sayılmıştır Bütün bu giri¬şim ve çabaların sonucu olarak Osmanlı toplumunun kaynaşması beklenirken, meydana gelen iki kayda değer durum ayrıntılarıyla ters bir koşul meydana getirmiştir

Birincisi: Azınlıkların Mebusân Meclisindeki tem¬silcilerinin ayrılıkçı ve uzlaşmaz tutumları,

İkincisi: Yeni başlayan 187778 OsmanlıRus sa¬vaşında Balkan uluslarının Osmanlı Devleti aleyhine Rusya'nın yanına yer almaları ve savaşın Balkan cephesinde Müslüman halka fena davranmaları Bu gelişmelerden daha sonra II Abdülhamid çağın geli¬keyifli düşüncesi milliyetçiliğe ters düşmesi ve ihtiyaçla¬ra cevap verememesi üzerine Meclisi Mebusanın varlığına son vermiştir Meclisin kapatılması, Osman¬lıcılık fikrinin de uygulamadan kaldırılması sonucunu ortaya çıkarmıştır


b İslamcılık:

İslamcılık, siyasi ve sosyal bütünlüğümüzü koru¬mak amacıyla değişik dönemlerde çoğu kez bir MI ça¬resi olarak ileri sürülmüştür Özellikle Meşrutiyet dev¬rinde tatbik alanında görülmüştür
İslamcılık, dünyanın değişik yerlerinde yaşamış Müslümanlar arasında bir birliğin gerçekleştirilmesini hedefleyen, devletin sosyal bağlarını din birliğinde arayan bir akil akımıdır, l Meşrutiyetin sonları¬na doğru büyük bir gelişme göstermiştir
II Abdülhamit bilhassa sömürge aşağı yer alan Müslümanları hilafet kanalıyla merkeze (İstanbul) bağlamaya çalışmıştır Böylece buralarda her an is¬emrindeki çıkarmayı ve büyük devletleri denetim altında tut¬mayı amaçlamıştır

İslamcılık, l Meşrutiyette iki türlü olarak işlenmiştir

Birincisi; Padişah tarafından uygulanan ve dış si¬yasette etkili olan ve devlet doktrini haline gelen islamcılık

İkincisi; Baz» düşünce adamları kadar temsilcilik edi¬len bilim, hukuk, toplumsal gelenek ve eğitim alanın¬daki düşüncesiyle İslamcılık Bu hafıza Mehmet Akif, Said Halim Paşa, Cemaleddin Afgani, M Şemseddin ve Musa Kazım gibi kişiler göre savunulmuştur
İslamcılık akımı etkin olduğu dönemde tüm dün¬ya Müslümanlarının iç açıcı bir durumda olmaması nedeniyle başarılı sonuçlar doğurmamıştır Bunun yanına milliyetçilik gibi akımlarda İslamcılığa engel olmuştur
II Abdülhamid'in son yıllarında ülke dışarıya İslamcılık önemli bir potansiyel şiddet olarak dururken ülke içindeki ittihatçılarda meşrutiyete dayanan Os¬manlıcılığı savunuyorlardı İslamcılık kısaca birlik ve bütünlüğü dinle sağlamayı amaçlayan bir akımdır II Abdülhamit döneminde yapılan faaliyetlerin faydaları ulusal uğraş döneminde Hindistan ve Buhara Müslümanlarından gelen yardımlar şeklinde kendini gös¬termiştir

c Batıcılık:

Bu görüntü, devletin fakat batılılaşmak yoluyla kur¬tulabileceğini ve bunun için değişik alanlarda ıslahatlar yapılması gerektiğini savunmuştur
Batıcılık kaynağını, Tanzimat ve önceki devirlerin ıslahat teşebbüslerinden alır Batı medeniyetinin si¬yasi, sosyal ve felsefi görüşlerinden azami derecede faydalanmayı istemektedir
Batıcılık, Abdullah Cevdet, Celal Nuri ve Süleyman Nazif göre temsilcilik edilmiştir Batıcılar tek kadınla evliliği, bayan özgürlüğünü, medeni kanunun kabulü nü, lâik mahkemelerin kurulmasını, Latin harflerinin kabulünü, tekke ve zaviyelerin kapatılmasını, modern giysiler giyilmesini istiyorlardı Görüldüğü gibi batıcı¬lık sadece bir taklitçilikten ibaret kalmıştır Her şeyden evvel Batıcılık fikrinin Osmanlı toplumunun bünyesini ve ülkenin ihtiyaçlarını dikkate alması gerekirdi
I Meşrutiyete dek yapılan batılılaşma hareketle¬rinin önderleri padişahlar ve onların destekledikleri devlet adamlarıdır I Meşrutiyetten daha sonra ise batılı¬laşmanın hafıza yönünden önderliğini devleti yönetenler haricen ve yönetime rağmen Jön Türkler yapmışlar¬dır
Batıcılık da bir takım hatalarından dolayı başarıya ula¬şamamıştır Buna karşılık bazı olumlu sonuçları da olmuştur Meselâ, sağladığı tecrübelerinden Türk İn¬kılâbının oluşumunda faydalanılmıştır Yeni Anayasa 'nın hazırlanmasında batılılaşma hareketlerinin manâlı bir payı vardır
Batıcılık akımının, öteki us akımlarından bambaşka bir özelliği vardır Bu da Osmanlı Devletini yaşatmaktan ziyade, yeni bir devletin kurulması için yapılan çalış¬malar bütünü olmasıdır


d Türkçülük:

Türkçülük hareketinin esas unsuru coğrafyada, dil¬de, kültürde, tarihte birlik ve bütünlüğü sağlamaktır Türkçülük II Abdülhamit devrinde dil, edebiyat ve ta¬rih alanlarında bir fikir hareketi olarak gelişmiş, Os¬manlıcılık ya da İslamcılık gibi bir idare ve siyaset sis¬temi haline gelememiştir
Avrupada Türkler aleyhine yapılan negatif propa¬gandalar, Türk milletinin ikinci derslik görülmesi, Türk tarih ve kültürünün incelenmesi ihtiyacını ortaya çı¬karmıştır Rus işgaline uğrayan Türk illerinden kaçan Türk göçmenlerin etkisiyle Türkçülük artan bir şekilde tartma kazandı Özellikle II Meşrutiyet'in ilânından sonra Türkçülüğün etkisi daha da arttı İttihatçılar çoğunlukla bu düşünceye sahiplendiler
Türkçülük akımı Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yaşamış Türkleri dil, din ve kültür değerleriyle birbirlerine bağlanmasını, dışarıdaki Türklerle de bir¬leşme yolları aranmasını amaçlıyordu II Abdülhamid'in hazırlamak istediği İslâm Birliği gibi Türk Birliğini ayarlamak amaçlanmıştır
Türkçülük fikrinin savunucuları Ziya Gökalp, M Belirlenmiş Yurdakul, Ömer Seyfeddin gibi yazarlardı başta Ziya Gökalp Türkçülüğü sosyolojik bir metodla inceleyerek beceriksiz, düzensiz, utangaç fikirlerin toplan¬masını ve bir sistem haline getirilmesini mümkün kıl¬mıştır
Türkçülük Akımı, II Meşrutiyet'in ilânından önce yalnız anavatanı düşünmekle kalmamış, tüm Türk¬lerin kurtuluş imkanlarını da araştıran Pantürkizm ce¬reyanına dürüst yönelmiştir
Milliyet fikrinin etkisiyle ortaya çıkan Türkçülük, bi¬çim değiştirmiş, Turancılıktan Misakı Ulusal esaslarına dönüşerek Türk Kurtuluş Savaşı'nın ve Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ideolojilerinden olmuştur
II Meşrutiyet döneminde olgunlaşan us akımları gerçekten 19 yüzyılın ikinci yarısından itibaren zaman zaman devlet modeli olarak uygulanmıştır Buna rağ¬men fikir akımları başarılı olamayarak kendinden beklenen sonucu verememişlerdir

Düşünce Akımlarının Başarısızlık Nedenleri:

1 Ülke içinde fikir akımlarına ahali desteğinin sağ¬lanamaması
2 Zihin akımlarının geniş halk kitlelerine indirgenememesi
3 Fikirlerin birbirlerine karşısında ortaya atılmış olması
4 Dış baskıların artması
5 İç değişmeler, isyanlar ve serbest hareketleri *
 
858,475Konular
981,252Mesajlar
29,553Kullanıcılar
yk393939Son üye
Üst Alt