Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Osmanlı İmparatorluğunda Eğitim

Osmanlı İmparatorluğunda Eğitim

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Islâm ülkelerindeki ilmî hayatin gelismesinde XI asrin müstesna bir yeri
vardir Zira bu asirdan itibâren sistematik bir egitim ve ögretim mahalli
olarak medreseler, halkin kültürel ve dinî anlayis bakimindan yetisip
gelismesinde etkin bir rol oynamaya basladilar Osmanlilar döneminde ise
medreseler, ayrıca program,keza de mimarî sahada büyük bir buluş ve ilerleme
kayd ettiler Bu bakimdan, Osmanli sehirlerinin fizikî gelismesinde de
medreselerin manâlı bir yeri oldugu söylenebilir
Osmanlilar, medrese egitimi ve dolayisiyla ilim ve bu sahanin adamlarina
deger verdiklerinden, bunlarin tahsil ve egitim konusunda
karsilasabilecekleri her türlü sikintiyi ortadan kaldirmaya çalismislardi
Bu devlette ilim ve mensuplarina şeref edilip saygi gösterildigi için Iran,
Turan, Horasan, Dagistan, Hindistan, Buhara, Haleb, Sam, Misir ve Karaman
gibi çoğu Islâm ülkesinden bilginler Istanbul'a akin etmisti Bu akin
nedeniyle devletin merkezi olan Istanbul, yavas yavas Islâm dünyasinin ilim
merkezi haline kazanç
Osmanlilar, medreselerdeki egitim ve ögretim faaliyetlerini vakiflar
vasitasiyla devam ettirdiler Fatih Sultan Mehmed'in, Istanbul'u feth eder
etmez Sahni Semânmedreselerini tesis ettirmesi ve bunlarin giderlerini
saglamak için vakif kurmasindan sonradan, devlet merkezi oldugu gibi ilim
merkezi haline de gelen Istanbul'da basta hükümdarlar edinmek üzere sultanlar,
vezirler, ilim adamlari, bazi saray mensuplari ve maddî durumu iyi olan insanlar
tarafindan pekçok medrese insa olunmustu Yalniz Mimar Sinan'in bas
mimarligi sirasinda Istanbul'da insa edilen medreselerin sayisi, 6'si
Süleymaniye medreseleri edinmek üzere 55'i bulmaktadir XVII asrin son
çeyregi basinda ise Istanbul'daki medrese sayisinin 126'ya ulastigi
görülmektedir Fetihten XIX asra dek Istanbul'da insa edilen medrese
sayisi 500'ü asmaktadir Fakat bunlarin büyük bir kismi yangin ve deprem
gibi tabiî âfetlere maruz kalarak yikilip yok olmus ya da terk edilmistir
Orta ve yüksek ögretimi gerçeklestiren Osmanli medreselerinin ilki, Orhan
Gazi tarafindan 731 (1330) tarihinde Iznik'te açilmisti Orhan Gazi, bu
medrese için vakiflar kurmustu Geliri, medrese, müderris ve talebeye tahsis
edilen vakif köyler, her türlü Tekâlifi Örfiyyeden (Örfî vergiler) muaf
idiler Nitekim Orhan Gazi'den çok daha sonraki tarihlere uzanan 27
Cemayizelevvel 1136 (23 Subat 1724) tarihli bir talep(arsiv belgesi),
Iznik'e bagli Kozluca Köyü'nün, alışılagelmiş geçen medreseye vakfedildigini
göstermektedir
Birincil dönem Osmanli ilim yaşamsal hakkinda bilgi veren D'Ohsson'a göre Osmanli
Devleti'ndeki ilmî etkinlikler, daha Osman Gazi döneminde baslamisti O, bu
konuda su bilgileri vermektedir: Osman Gazi, Sögüt'te yeni imparatorlugun
temelini atarken define ve tabanca ile beraber ilmî ve kültürel faaliyetlere
karsi da gayet mütesebbis idi Ilmî yönden ilerlemeyi ve en azindan eski
medreseleri olduklari gibi muhafaza etmeyi özlem ederdi Veliahdi ve oglu
Orhan Gazi, Iznik'te imparatorluk camiini yükseltirken orada diğer taraftan, bir
asri mütecaviz bir süre boyunca Osmanli medreselerinin en yüksegi olarak
bakilacak olan bir medrese yaptirdi Yeni kurulmus (7311330) ve kendi ismi
ile adlandirilmis olan bu medresenin idaresi, Islâm âlemindeki diger bütün
medreseler gibi müderris titri altinda Seyh Davudi Kayserî'ye verildi
Iznik, bir ilim merkezi olarak önemini XV yüzyilda da korumus ve bu yüzden
sehre âlimler yuvasiünvani verilmisti Iznik Medresesinin yetistirdigi
meşhur âlimlerden biri de Osmanlilarin birincil Seyhülislâmi Molla Fenarî'dir
Osmanlilarin, birincil birbuçuk asir içinde yaptirmis olduklari medreselerin
derece ve sinif itibariyle en mühimleri Iznik, Bursa ve Edirne'de idi
Devletin kurulusu esnasinda Iznik Medresesi, beyligin birinci sinif
medresesi idi Bu medresede yapilan egitim ve görülen ögretimin derecesi
hakkinda belirlenmiş bir bilgiye sahip olmamakla beraber, müderrisligine (Ögretim
Üyeligi'ne) atama edilmis olan sahislar, bunlarin hayatlari ve eserleri,
dolayisiyla ilmî kapasiteleri tedkik edilecek olursa bu medresenin epeyce
yüksek seviyede bir egitim ve ögretim kurumu oldugu düsünülebilir Doğrusu
Kahire'de ihtisasini yapip memleketine dönen ve orada birçok talebe
yetistiren Davudi Kayserî (öl H 751M 1350)'nin söhretini duyan Orhan
Gazi, onu Kayseri'den getirterek Iznik'te yaptirdigi medreseye müderris
olarak ödev eder Iznik medresesinin ilk müderrisi olan Davudi Kayserî,
Muhyiddin Arabî'nin üvey oglu Sadreddin Konevî'nin halifelerinden tefsir
sahibi ve Muhyiddin Arabî'nin Fusûsu'lHikemadli eserini serheden
Kemaleddin Abdurrezzak elKâsî (öl 1329)'nin halifesi olup yüksek tahsilini
Misir'da yapmisti Davud'un halefleri olan Taceddin elKürdî ve Alaeddin
elEsved de devrin büyük bilginleri arasinda sayiliyorlardi Bu nokta göz
önünde tutulursa Iznik Orhaniye medresesini yüksek seviyeli egitim ve
ögretim veren bir müessese olarak kabul etmek gerekir
Bursa'nin fethinden sonradan orada da medreseler kurulur Bundan dolayi Iznik
ikinci dereceye inerek Bursa'daki Sultan Medresesi birinci dereceyi alir
Orhan Gazi'den daha sonra oglu Murad (Murad Hüdâvendigâr), Bursa Çekirge'de eski
Kaplica civarinda bir câmi, medrese ve imâret yaptirarak, bu konuda
babasindan asagi olmadigini göstermisti
Yildirim Bayezid, Hisar disinda bir câmi ve medrese yaptirmakla Bursa'nin
bir ilim ve irfan merkezi haline gelmesini ve sehrin hisar disina tasmasi
ile genislemesini sagladi Çelebi Sultan Mehmed'in Bursa'da kurdugu medrese,
digerlerine nazaran ayri bir hususiyete sahiptir Sultaniye Medresesi
denilen bu tahsil kurumunda birincil müderris Mehmed Sah Efendi (öl
8391435)'dir Molla Semseddin Fenarî'nin oglu olan bu zatin birincil dersinde
ögrencilerden baska Bursa'nin emin basli âlimleri de hazir bulunmus, yeni
müderris Mehmed Sah Efendi de medreselerde okutulan ilimlere dair sorulan
suallere cevap vermisti Sultaniye müderrislerinin, böyle umumî sekilde ders
vermeleri bir gelenek haline gelmistir Özellikle Bursa Sultaniyesi
kurulduktan sonradan Iznik medresesi, ikinci dereceye düsmüstü Buna karsilik
bir ilim merkezi olarak Bursa ilk siraya yükselmisti Bu koşul, Sultan II
Murad'in Edirne'de Üç Serefeli Câmii yanindaki Saatli medresesini kurana
dek devam eder Edirne devlet merkezi olduktan daha sonra II Murad zamaninda
841 (1437) yilinda baslanarak bazi ârizalar sebebiyle 851 (1447) senesinde
tamamlanan Üç Serefeli Câmii yanindaki medrese ile Dâru'lHadis, o tarihte
Osmanli ülkesindeki medreselerin üzerinde yer aldi Böylece, Bursa'daki
Sultaniye Medresesi, gerek egitim ve ögretim, gerekse tahsisati bakimindan
ikinci dereceye düstü Üç Serefeli medrese müderrisine o tarihe kadar hiç
bir medrese ögretim üyesine verilmeyen yüz akça yevmiye verildi Halbuki
bundan önce Iznik medresesi müderrisinin yevmiyesi otuz, Bursa'daki Sultan
Medresesi müderrisinin ise günde (yevmiye) elli akça idi
Görüldügü gibi Bursa'nin fethinden hemencecik sonradan orada da çesitli medreseler
kuruldu Suurlu ve ne yaptigini haberdar olan bir politika sonucu sinirlari yavas
yavas genisleyen Osmanli Devleti'nde, pekçok devlet ricali, mektep, medrese,
imâret ve câmi gibi farkli sahalara hizmet veren kurumlari açmakta hemen hemen
birbirleri ile yarisiyorlardi Örnek olmasi bakimindan sadece Istanbul'un
1453 yilindaki fethinden sonradan Fatih'in yaptiklarini belirlemek istiyoruz Buna
tarafından otuz yillik hükümdarligi döneminde basta Istanbul, Bursa ve Edirne
olmak üzere devletin çesitli sehirlerinde 85'i kubbeli olarak 300 değin câmi
57 medrese, 59 hamam, 29 bedesten, çesitli saraylar, hisar, kale, sur ve
köprüler yaptirdigi görülmektedir Bunlarin çogunun zamanla yikildigina da
isaret etmek gerekir*
*
 
858,500Konular
982,597Mesajlar
30,358Kullanıcılar
jackgragassSon üye
Üst Alt