Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

osmanlı insanından bir kesit mutlaka okuyun !!

osmanlı insanından bir kesit mutlaka okuyun !!

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
1912 yılının Aralık ayı başlarıydı Edirne, aylardan beri Bulgar ordusunun kuşatması ve tazyiki altında yaşama mücadelesi veriyordu Bu arada Edirne’nin bazı birliklerle irtibatı kesilmişti

Padişah, Edirne Müstahkem Mevki Kumandanı Şükrü Paşa’ya gönderdiği telgrafta, cansiperane savunmasını tebrik ediyor, Selimiye’yi düşmana bırakmamak için elinden geleni yapacağına inandığını belirtiyordu

Telgrafı okuduktan sonra, Şükrü Paşa, pencereye gitti Bir zaman Selimiye Camii’nin mahzun minarelerine baktı, yumruklarını sıktı:
“Yok, Selimiye’m, yok diye hıçkırdı, “seni düşmana vermektense canımı veririm, daha iyi! Bu ecdat yadigârı beldeyi düşmana verecek alçak düşünemiyorum

Kanımın son damlasına kadar dayanacağım!
Toparlandı Bağlantısı kesilen birliklerden birine önemli bir haber göndermesi gerekiyordu Emri çoktan yazdırmıştı Fakat bu sırrı taşıyacak cesarette ve dirayette biri lazımdı İş kolay değildi Bu işi üstlenecek olan hayatından olabilirdi Çünkü şehir amansız bir kuşatma altında bulunuyordu


Genç ve gözü pek subaylarını bir bir gözünün önüne getirdi: Mülâzımıevvel Ali, Mülâzımıevvel Cafer, Mülâzımısâni Sadık, Mülâzımısâni Şevket… Hepsi de gözünü budaktan sakınmaz yiğitlerdi Şimdiye kadar verdiği her göreve tereddütsüz koşmuşlar, gerektiğinde canlarını dişlerine takmaktan çekinmemişlerdi Ama acaba hangisini seçmeliydi?


Emir subayını çağırıp fikrini sordu
“Paşa Hazretleri, dedi, Emir Subayı, “Bu arkadaşların hepsi de çok iyi Ama bendeniz, Mülâzımısâni Sadık Efendi’yi münasip bulurum
“Neden bu tercihi yapıyorsunuz, Binbaşı? Bunun özel bir sebebi var mı?
“Evet, Paşa Hazretleri Bir kere Sadık Efendi Edirnelidir Şehri için seve seve canını verir

Üstelik bütün çocukluğu buralarda geçtiği için tüm bölgeyi avucunun içi gibi bilir
Şükrü Paşa biraz düşündükten sonra: “Çağırın gelsin, görüşelim diye emretti
Mülâzımısâni Sadık Efendi, az sonra Şükrü Paşa’nın huzurundaydı Paşa’yı askerce selamladı:

“Emrinizdeyim, Paşa Baba!
Şükrü Paşa, Sadık Efendi’yi karşısına oturttu:
“Oğlum, sana son derece güç bir vazife vereceğim Öyle güç bir vazife ki, sonunda canından olmak da var Ne dersin?
“Ne denir, Paşa Baba, can ne gün içindir? Memleketim uğruna şehit olmak, rütbelerin en büyüğüne ulaşmaktır

Bu şerefi benden esirgemeyiniz
Hayatından olabileceğini bile bile göreve talip oluyor, hatta yalvarıyordu Bu ne büyük bir vatan sevgisiydi! Şükrü Paşa’nın gözleri yaşarmış, gözyaşlarını göstermemek için pencereden dışarısını seyretmeye koyulmuştu
“Pekâlâ, Sadık diye konuştu titreyen sesiyle, “Sana bu vazifeyi veriyorum Allah muinin olsun

Kucaklayıp alnından öptü: “Hava kararınca yola çıkarsın
Mülâzımısani Sadık Efendi, gencecik yüzünü ışıl ışıl aydınlatan bir tebessümle topuklarını birbirine vurup selâm durdu: “Baş üstüne, Paşa Baba!
Sert adımlarla odadan çıktı


Ve ertesi gün acı haber Edirne’ye geldi Mülâzımısani Sadık Efendi, vazifesini başarmış, fakat geri dönerken yaylım ateşine tutulup şehit edilmişti Şükrü Paşa, kır karışık sakalını çekiştire çekiştire: “Vah yavrum, vah ciğerparem diye ağlıyordu


Birden başını kaldırdı, sertleşti
“Hayır! diye âdeta bağırdı yanındakilere, “O büyük şehide acımaya hakkımız yok Rütbelerin en büyüğüne erişti Böylesine ancak gıpta etmeliyiz
¥


Birkaç gün sonra öğle üzeri, kucağında bir çocuk olan genç bir kadının kendisiyle görüşmek istediğini, Şükrü Paşa’ya bildirdiler Genç kadın Mülâzımısani Sadık Efendi’nin dul eşiydi Hemen Paşa’nın odasına aldılar
“Buyur, kızım Hoş geldiniz


Çok gençti Ancak 1718 yaşında gösteriyordu Kollarının arasında sevgiyle tuttuğu bebek ise henüz 10 aylıktı
“Paşa Baba! dedi ağlayarak, “Sizi fazla rahatsız etmeyeceğim Sadık’ım dinim, vatanım için şehit oldu Ahirette yeniden ona kavuşmak umuduyla ölümü bekleyeceğim Size asıl şunu söylemeye geldim…


Kollarının arasında özenle tuttuğu bebeğini, Paşa’ya doğru uzattı:
“İşte Sadık’ımın yadigârı! Bunu böyle günler için büyütüyorum Mahzun olmayınız, Paşa Baba Sadık’ım şehit olduysa, oğlu büyüyüp vatan müdafaasına koşacaktır Analar daha ne Sadık’lar dünyaya getirir! Sadık’ım da, oğlum da, ben de dinim, vatanım için feda oluruz!


Paşa hıçkırıklarla sarsılırken kesik kesik bir şeyler mırıldanıyordu:
“Selimiye’me artık giremezler, Edirne’mi alamazlar, milletimi esir edemezler!
 
858,497Konular
982,556Mesajlar
30,296Kullanıcılar
fortinaytibSon üye
Üst Alt