Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Osmanlı ordusu azaplar hakkında bilgi

Osmanlı ordusu azaplar hakkında bilgi

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Azaplar osmanlı ordusu kısa data
Anadolu beyliklerinde, donanma hizmetinde kullanılan asker Osmanlı teşkilatında hafif askeri Azab, Arapça'da evli olmayan, bekâr erkek demektir
Ilk azab teşkilatını, Aydınoğlu Umur Bey İzmir ’de kurdu Umur Bey, Latinlerle yaptığı çarpışmalarda, azab denilen deniz filosu askerlerinden fazla faydalandı Osmanlılarda ise, az önce Yeniçeri Ocağı kurulmadan önce, azab teşkilatı mevcuttu Azablar, Anadolu ’dan yığılmış sağlıklı ve kuvvetli Türk gençlerinden meydana geliyordu Bunlar; , kale ve donanma azabları almak üzere üç sınıftı

Yaya azabları, harp vukuunda, ihtiyaca göre 20 veya 30 haneden bir kişi gücenmek suretiyle toplanırdı Öteki haneler de, seçilen bu azabların harcama ve iaşelerini karşılamakla mükellef tutulurdu Askerden kaçmaması için, her azabın bir kefili vardı Kaçtığı takdirde harcama bu kişiden alınırdı Azablar, vergiden muaftılar Kara savaşlarında düşmanın birincil saldırısını karşılamak, azabların vazifesiydi Düşmanı ilk kez ok yağmuruna tutan azablar, göğüs göğüse harbe girdiklerinde, muhakkak bir plan dahilinde iki yandan açılırlar ve düşmanı topçu kuvvetleri ile karşı karşıya bırakırlardı İşte bu anda Osmanlı topçusunun hızlı atışı sonunda, düşmana öldürücü darbe kesik olurdu

Azabların Muharebe sırasında sayıları belirtilmiş olmayıp, düşmanın durumuna kadar fazla veya eksik olurdu Ankara muharebesinde ve İstanbul ’un fethinde 20000 azab vardıOtlukbeli savaşında, Anadolu azabları 20000 ve Rumeli azabları 10000 kişiydi Azablar, kırmızı börk giyerlerdi Silahları ise ok, yay ve omuzda asılı pala ile kalkandan ibaretti Ara Sıra da mızrak, yani kargı taşırlardı azabları, birincil dönemlerden 16 yüzyıl ortalarına değin, savaşlarda büyük hizmet verdiler

On beşinci asrın başlarında azablar, Osmanlı Bahriye teşkilatında da kullanılmaya başlandı Bahriye azabları kabiliyetlerine göre, kaptanlığa dek yükselme imkânına sahiptiler Bunların yedisekiz tanesi bir bölük sayılır ve bölükbaşısına “reis denilirdi Reisliğe ise “badhani denilen yelkencilikten geçilirdi Reisten daha sonra odabaşı ve aşçıbaşı gelirdi Reis aynı zamanda gemi süvarisi olunca “vardiyanbaşı denilirdi Süvari Sınıfı olan reis, sonradan kaptan olurdu Hem bölüksüz reis sınıfı vardı Kıdemli yelkencilerin terfi sırası geldiğinde, manâsız bölükbaşılık bulunmazsa, bunlara bir rütbe olarak reislik, yer açılınca da bölüklü reislik verilirdi Deniz azabları aralarında, 150 değin bölüksüz reis bulunurdu Bahri azablarının bir kısmı tersanede, bir kısmı da gemilerde hizmet ederlerdi Gemilerde bulunanlara “Azabanı donanma, tersanedekilere de “Azabanı tersane denirdi Azabların, tersane yanında bir kışlaları vardı Bugün buraya, Azapkapı denilmektedir

Hem, hudut kalelerinde azablarından teşkil olunan bir azab birliği görev yapardı Kale içinde oturan bu askerlerin bir kısmı ulufeli (maaşlı), bir kısmı timarlıydı ve her kalede belli bir değişmeyen sayıda idiler Ulufeli azab lâyık görülürse, timarlı olurdu Azab teşkilatı, Sultan İkinci Mahmud Han döneminde kaldırıldı *
 
858,496Konular
981,639Mesajlar
29,722Kullanıcılar
kurtlarSon üye
Üst Alt