Osmanlıda Divan nedir
İslam ulkelerinde devlet işleri ile alakalı en yuksek idari makam Divanu'lceyş, Divanu'lmezalim, Divanı HumayUn gibi muesseseler, bunun orneklerinden birkacıdır
Herhangi bir konu uzerinde tedvin edilmiş eser Kaşgarlı Mahmud Beğ'in Divanı Lugati'tTurk'u, FuzUli Divan'ı vs gibi
Hukumdarın oturduğu sedir; Osmanlı devletinde birkac koyden muteşekkil karye (koy) ile nahiye arasında kucuk bir unite; mahkeme maksadıyla kurulan yuksek meclis Divanı Harb, Divanı Ali gibi
Bir amir veya buyuk huzurunda eller onde kavuşmuş olarak saygılı vaziyette durmak; yabancıların barındığı han veya kervansaray
İslam devlet teşkilatı icinde bulunan ve tarih boyunca onemli bir fonksiyon icra eden an teşkilatı, ilk defa Hz Omer zamanında faaliyete gecirilmiştir (Maverdi, elAhkamu'sSultaniyye, 199; Fethiye Nebravi, Tarihu'nNuzum ve'lhadarati'lİslamiyye, 80) Gercekten, bu donemde İslam devleti gerek toprak, gerekse mali bakımdan cok geniş imkanlara kavuşmuştu Divanın boyle bir donemde ortaya cıkması bunun bir neticesidir Bilhassa Hz Omer doneminde gercekleştirilen fetihlerin sonucunda muslumanlar bir taraftan Bizans, diğer taraftan da İran'la komşu oldular ve onlarla Ceşitli munasebetlerde bulunmaya başladılar Bunun sonucunda muslumanlar eski medeniyetlerin mirascısı olan bu iki devletin kurduğu muesseselerden de istifade etmeye başladılar Bilhassa İslam'a aykırı olmayan ve gelişmeye yardımcı olan muesseselerden istifade etmek İslam'ın prensip edindiği bir husustur Gerek Mısır, gerekse Suriye'den İslam başkentine donen fatih muslumanlar, burada idari sistemle ilgili gorduklerini anlatmaya başladılar İşte bunlar icinde anlar da vardı
Bu kelimenin (Divan) Farsca veya Arapca menşeli olduğuna dair değişik rivayetler bulunmaktadır Genellikle bu kelimenin Sasani İmparatorluğu'ndaki devlet idaresine ait bir kavram ve kurum olarak Arap diline intikal ettiği kabul edilmektedir Bu manada an kelimesi; devlet idaresindeki muhtelif idari, askeri ve mali hizmetlerin yerine getirilmesinde kullanılan defterlere, bunların ve devlet memurlarının bulundukları yere verilen isimdir (Maverdi, age, aynı yer)
Divan'a nicin bu ismin verildiğine dair iki ayrı rivayet bulunmaktadır Bu rivayetler hemen hemen butun kaynaklarda zikredilmektedir Boylece, kelimenin aslının Farsca olduğuna işaret edilmektedir Buna gore İran Kisrası NUşirevan, bir gun katiplerinin yanına uğramış ve onların kendi başlarına sayı sayıp hesap yaptıklarını gorunce onlara aneyani delidemiştir Zamanla katiplerin calıştığı yere de Divanedenilmeye başlanmıştır Sonradan bu kelime an şekline donuşmuştur İkinci bir rivayette ise an kelimesi Farsca'da Şeytanlar manasına gelmektedir Katipler de devlet işlerini cok iyi bildiklerinden her ceşit gizli acık konuya cok cabuk vakıf olduklarından, dağınık ve karışık rakamları bir araya topladıklarından dolayı, şeytanlar gibi bir manaya delalet etmek uzere andenildiği anlatılmaktadır Sonradan bu kelime, katiplerin oturdukları yere de verilen bir isim olmuştur (Maverdi, age, 199)
Hz Aişe'den rivayet edilen ve Allah katında uc an vardırhadisine gore bu kelime hesap defteri manasında kullanılmaktadır (Ahmed b Hanbel, Musned, VI, 240)
İslam dunyasında, Hz Omer'in fey* gelirlerini dağıtmak icin tesis ettiği an teşkilatiyle birlikte, yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanan an tabiri, Emeviler ve bilhassa Abbasiler zamanında başta askeri ve bilhassa mali sahalar olmak uzere ceşitli devlet hizmetlerine bakan muesseselere isim olarak verilmiştir
Burada hemen şunu da belirtelim ki, Hz Omer'in henuz 20 (641) yılında, Medine'de fey icin tanzim ettirdiği an defterleri, Arapca yazılmıştı O, bu vazife ile de Kureyş kabilesinden, Arap neseb ilmini iyi bilen Hz Ali'nin kardeşi Akil b Ebi Talib ile Mahreme b Nevfel ve Cubeyr b Mut'im'i vazifelendirmişti Bu konuda defterlerin tutulması ile ilgili şu sebepler gosterilmiştir:
EbU Hureyre, Bahreyn taraflarından bircok mal ile birlikte Medine'ye geri donduğunde Hz Omer, EbU Hureyre'ye ne kadar mal getirdiğini sorar O da; beşyuz bin dirhemdeyince, Hz Omer bunu cok buyuk bir rakam olarak gorur ve tekrar Ebu Hureyre'ye bunun ne demek olduğunu bilip bilmediğini sorar Bunun uzerine Ebu Hureyre tekrar: Evet, beşyuz bin dirhemBu defa Hz Omer, o malların hangi kaynaklardan olduğunu (helal olup olmadığını) sorar Ebu Hureyre: Bilmiyorum, sadece şu gorduklerini biliyorumder Bunun uzerine Hz Omer minbere cıkarak Allah'a hamd ve senada bulunur, sonra topluluğa:
Ey insanlar bana pekcok mal geldi İsterseniz size bu malları olcekle olcerek, isterseniz sayarak dağıtayımder Bu konuşma uzerine cemaattan biri ayağa kalkarak şoyle der:
Ey emire'lmuminin, ben İranlılar'ı gordum Onlar bir an tutarlar, dağıtım işlerini o an gorur, malları bir deftere kaydederler Sen de bir an kur, mal dağıtım işini onlar gorsun, herkes deftere gore alsın, boylece kimin ne aldığı oraya yazılsınBu soz uzerine Hz Omer teklifi uygun bulur ve bir defter ihdas eder Malları da ona gore taksim ettirir Başka bir goruşe gore de Hz Omer'in an kurmasının sebebi şoyle anlatılır:
Bir gun Hz Omer birini bir iş ile gorevlendirirken yanında bulunan Hurmuzan, Hz Omer'e şoyle der:
Sen bu gorevlinin eline mallar verdin Aralarından biri cıkar da muhalefet ederse, elcinin gittiği yerde onun yerine bir başkası gecip gorevli olduğunu soylerse, bunun gorevli olup olmadığını nereden bilecekler?Sen ona, kayıtları da icine alan bir defter ve eline bir an ver Divanında verdiğin malların kayıtları bulunsun Gorevli, gideceği yere vardığı zaman ondan an isterler ki bununla kendilerine gelen gorevlinin senin gorevlin olduğunu anlarlar
Abid b Yahya'nın, Haris b Nufeyl'den rivayetine gore Hz Omer, an kurulup kayıtların tutulması icin muslumanlarla istişarede bulunur Hz Ali de hicbir şey bırakmaksızın her yıl toplanılan malları hak sahipleri arasında taksim eder Bunun uzerine Hz Osman da:
Bircok malın insanlara verildiğini ve dağıtıldığını goruyorum Fakat bu mallar sayılmaz ve kayıtları tutulmazsa, senden mal alanlar ve almayanlar belli olmaz Bu yuzden de dedikodunun cıkmasına sebep olursunuz Bu kotu işin yayılmasından cok korkarımdedi
Daha sonra Halid b Velid, kendisinin bir ara Şam'da bulunduğunu, bolge idarecilerinin devlet işlerine dair bazı defterler tuttuğunu asker sayımı ve ihtiyaclarını yazdıklarını gorduğunu soyleyerek Hz Omer'e de boyle yapmasını teklif eder Bunun uzerine Hz Omer, Akil b Ebi Talib, Mahreme b Nevfel ve Cubeyr b Mut'im'i cağırarak onlara halkı ailelerine gore yazmalarını soyler Bunun uzerine onlar once Haşimoğullarından başladılar Sonra Hz Ebubekir ve ailesini daha sonra Omer ve ailesini ve diğer kabileleri sıra ile yazdılar Sonra da bazı ihtilafları halledip neticeyi Hz Omer'e arzettiler, Hz Omer, bu kayıtlara baktı ve: Bu kayıt işi olmamış! Ben boyle istememiştim İnsanları, RasUlullah'a en yakın olanlarından başlayıp sonra biraz uzak olanları ve daha sonra da en uzak olanları yazmak uzere bir yol takib ediniz Boylece Omer, Allah'ın emirlerine tabi olmuş olsunBunun uzerine katipler de Hz Omer'in emrine uydular (Maverdi, age, 199200)
İslam fetihlerinin başlatılıp devam ettirildiği iki ana bolge, Irak ve Suriye ile bu iki bolgeye yeni fethedilen Mısır'daki askerler ve onların ailelerine ait Divan defterlerinin ilave edilerek duzenlendiğini; ancak bunlar hakkında cok az bilgiye sahip olduğumuzu da soylemeliyiz
Bu bakımdan, baştan beri anlatmaya calıştığımız Medine'deki merkezi an defterleri ile, Irak, Suriye ve Mısır bolgelerindeki an defterlerini birbirinden iyi ayırmak gerekiyor Hz Omer Medine'deki an gibi, bu uc bolgede de ayrı ayrı ve bilhassa Irak'ta KUfe ve Basra başta olmak uzere bazı şehirlerde, an defterleri duzenlettirmiştir Bu bolgelerin defterleri de, Medine'deki gibi Arapca olarak yazılmış ve buradaki askerlerle aileleri defterlere kaydedilmişlerdir
Ote yandan, İslam fetihleri esnasında Irak'ta Sasaniler; Suriye ve Mısır'da Bizanslılar tarafından devam ettirilmekte olan Divanu'lHarac'lar (vergi tesbit ve toplama anları) Emevi halifesi Abdulmelik b Mervan 81 (700) yılında bunların Arapca tutulmasını emredinceye kadar aynen ve kendi dillerinde bırakılmıştır Bu tarihten sonra bunlar da Arapca tutulmaya başlandı Boylece, İslamiyet'in ilk devrinde ve Halife Hz Omer doneminde, Medinei Munevvere'de, İslam askerleri ve diğer vatandaşların maaş ve tahsisatlarını kaydeden Arapca an ile, Abdulmelik b Mervan tarafından, belirtilen tarihte Arapca tutulmaya başlanan anlar, birbirinden farklı şeylerdir (Geniş bilgi icin bk Ebu Abdullah Muhammed b Abdus elCahşiyari, Kitabu'lVuzera ve'lKuttab, Kahire 1980, 3840)
Boylece, İslam aleminde Hz Omer devri ile başlayan an teşkilatı, memleketin idari, siyasi ve ekonomik gelişmesine paralel olarak artış gostermiştir Gerek sayı, gerekse an uyelerini teşkil eden zevat bakımından, Emeviler donemi buyuk bir ehemmiyet arzetmektedir Nitekim ilk Emevi halifesi Muaviye b Ebi Sufyan Divanu'lAta', Divanu'lHarac ve Divanu'lCund'e ilave olarak, Divanu'lHatem, Divanu'lBerid, Divanu'sSadakat ve Divanu'tTıraz'ı kurdurmuştur (Fethiye Nebravi, a g e, 91)
İslam ulkelerinde devlet işleri ile alakalı en yuksek idari makam Divanu'lceyş, Divanu'lmezalim, Divanı HumayUn gibi muesseseler, bunun orneklerinden birkacıdır
Herhangi bir konu uzerinde tedvin edilmiş eser Kaşgarlı Mahmud Beğ'in Divanı Lugati'tTurk'u, FuzUli Divan'ı vs gibi
Hukumdarın oturduğu sedir; Osmanlı devletinde birkac koyden muteşekkil karye (koy) ile nahiye arasında kucuk bir unite; mahkeme maksadıyla kurulan yuksek meclis Divanı Harb, Divanı Ali gibi
Bir amir veya buyuk huzurunda eller onde kavuşmuş olarak saygılı vaziyette durmak; yabancıların barındığı han veya kervansaray
İslam devlet teşkilatı icinde bulunan ve tarih boyunca onemli bir fonksiyon icra eden an teşkilatı, ilk defa Hz Omer zamanında faaliyete gecirilmiştir (Maverdi, elAhkamu'sSultaniyye, 199; Fethiye Nebravi, Tarihu'nNuzum ve'lhadarati'lİslamiyye, 80) Gercekten, bu donemde İslam devleti gerek toprak, gerekse mali bakımdan cok geniş imkanlara kavuşmuştu Divanın boyle bir donemde ortaya cıkması bunun bir neticesidir Bilhassa Hz Omer doneminde gercekleştirilen fetihlerin sonucunda muslumanlar bir taraftan Bizans, diğer taraftan da İran'la komşu oldular ve onlarla Ceşitli munasebetlerde bulunmaya başladılar Bunun sonucunda muslumanlar eski medeniyetlerin mirascısı olan bu iki devletin kurduğu muesseselerden de istifade etmeye başladılar Bilhassa İslam'a aykırı olmayan ve gelişmeye yardımcı olan muesseselerden istifade etmek İslam'ın prensip edindiği bir husustur Gerek Mısır, gerekse Suriye'den İslam başkentine donen fatih muslumanlar, burada idari sistemle ilgili gorduklerini anlatmaya başladılar İşte bunlar icinde anlar da vardı
Bu kelimenin (Divan) Farsca veya Arapca menşeli olduğuna dair değişik rivayetler bulunmaktadır Genellikle bu kelimenin Sasani İmparatorluğu'ndaki devlet idaresine ait bir kavram ve kurum olarak Arap diline intikal ettiği kabul edilmektedir Bu manada an kelimesi; devlet idaresindeki muhtelif idari, askeri ve mali hizmetlerin yerine getirilmesinde kullanılan defterlere, bunların ve devlet memurlarının bulundukları yere verilen isimdir (Maverdi, age, aynı yer)
Divan'a nicin bu ismin verildiğine dair iki ayrı rivayet bulunmaktadır Bu rivayetler hemen hemen butun kaynaklarda zikredilmektedir Boylece, kelimenin aslının Farsca olduğuna işaret edilmektedir Buna gore İran Kisrası NUşirevan, bir gun katiplerinin yanına uğramış ve onların kendi başlarına sayı sayıp hesap yaptıklarını gorunce onlara aneyani delidemiştir Zamanla katiplerin calıştığı yere de Divanedenilmeye başlanmıştır Sonradan bu kelime an şekline donuşmuştur İkinci bir rivayette ise an kelimesi Farsca'da Şeytanlar manasına gelmektedir Katipler de devlet işlerini cok iyi bildiklerinden her ceşit gizli acık konuya cok cabuk vakıf olduklarından, dağınık ve karışık rakamları bir araya topladıklarından dolayı, şeytanlar gibi bir manaya delalet etmek uzere andenildiği anlatılmaktadır Sonradan bu kelime, katiplerin oturdukları yere de verilen bir isim olmuştur (Maverdi, age, 199)
Hz Aişe'den rivayet edilen ve Allah katında uc an vardırhadisine gore bu kelime hesap defteri manasında kullanılmaktadır (Ahmed b Hanbel, Musned, VI, 240)
İslam dunyasında, Hz Omer'in fey* gelirlerini dağıtmak icin tesis ettiği an teşkilatiyle birlikte, yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanan an tabiri, Emeviler ve bilhassa Abbasiler zamanında başta askeri ve bilhassa mali sahalar olmak uzere ceşitli devlet hizmetlerine bakan muesseselere isim olarak verilmiştir
Burada hemen şunu da belirtelim ki, Hz Omer'in henuz 20 (641) yılında, Medine'de fey icin tanzim ettirdiği an defterleri, Arapca yazılmıştı O, bu vazife ile de Kureyş kabilesinden, Arap neseb ilmini iyi bilen Hz Ali'nin kardeşi Akil b Ebi Talib ile Mahreme b Nevfel ve Cubeyr b Mut'im'i vazifelendirmişti Bu konuda defterlerin tutulması ile ilgili şu sebepler gosterilmiştir:
EbU Hureyre, Bahreyn taraflarından bircok mal ile birlikte Medine'ye geri donduğunde Hz Omer, EbU Hureyre'ye ne kadar mal getirdiğini sorar O da; beşyuz bin dirhemdeyince, Hz Omer bunu cok buyuk bir rakam olarak gorur ve tekrar Ebu Hureyre'ye bunun ne demek olduğunu bilip bilmediğini sorar Bunun uzerine Ebu Hureyre tekrar: Evet, beşyuz bin dirhemBu defa Hz Omer, o malların hangi kaynaklardan olduğunu (helal olup olmadığını) sorar Ebu Hureyre: Bilmiyorum, sadece şu gorduklerini biliyorumder Bunun uzerine Hz Omer minbere cıkarak Allah'a hamd ve senada bulunur, sonra topluluğa:
Ey insanlar bana pekcok mal geldi İsterseniz size bu malları olcekle olcerek, isterseniz sayarak dağıtayımder Bu konuşma uzerine cemaattan biri ayağa kalkarak şoyle der:
Ey emire'lmuminin, ben İranlılar'ı gordum Onlar bir an tutarlar, dağıtım işlerini o an gorur, malları bir deftere kaydederler Sen de bir an kur, mal dağıtım işini onlar gorsun, herkes deftere gore alsın, boylece kimin ne aldığı oraya yazılsınBu soz uzerine Hz Omer teklifi uygun bulur ve bir defter ihdas eder Malları da ona gore taksim ettirir Başka bir goruşe gore de Hz Omer'in an kurmasının sebebi şoyle anlatılır:
Bir gun Hz Omer birini bir iş ile gorevlendirirken yanında bulunan Hurmuzan, Hz Omer'e şoyle der:
Sen bu gorevlinin eline mallar verdin Aralarından biri cıkar da muhalefet ederse, elcinin gittiği yerde onun yerine bir başkası gecip gorevli olduğunu soylerse, bunun gorevli olup olmadığını nereden bilecekler?Sen ona, kayıtları da icine alan bir defter ve eline bir an ver Divanında verdiğin malların kayıtları bulunsun Gorevli, gideceği yere vardığı zaman ondan an isterler ki bununla kendilerine gelen gorevlinin senin gorevlin olduğunu anlarlar
Abid b Yahya'nın, Haris b Nufeyl'den rivayetine gore Hz Omer, an kurulup kayıtların tutulması icin muslumanlarla istişarede bulunur Hz Ali de hicbir şey bırakmaksızın her yıl toplanılan malları hak sahipleri arasında taksim eder Bunun uzerine Hz Osman da:
Bircok malın insanlara verildiğini ve dağıtıldığını goruyorum Fakat bu mallar sayılmaz ve kayıtları tutulmazsa, senden mal alanlar ve almayanlar belli olmaz Bu yuzden de dedikodunun cıkmasına sebep olursunuz Bu kotu işin yayılmasından cok korkarımdedi
Daha sonra Halid b Velid, kendisinin bir ara Şam'da bulunduğunu, bolge idarecilerinin devlet işlerine dair bazı defterler tuttuğunu asker sayımı ve ihtiyaclarını yazdıklarını gorduğunu soyleyerek Hz Omer'e de boyle yapmasını teklif eder Bunun uzerine Hz Omer, Akil b Ebi Talib, Mahreme b Nevfel ve Cubeyr b Mut'im'i cağırarak onlara halkı ailelerine gore yazmalarını soyler Bunun uzerine onlar once Haşimoğullarından başladılar Sonra Hz Ebubekir ve ailesini daha sonra Omer ve ailesini ve diğer kabileleri sıra ile yazdılar Sonra da bazı ihtilafları halledip neticeyi Hz Omer'e arzettiler, Hz Omer, bu kayıtlara baktı ve: Bu kayıt işi olmamış! Ben boyle istememiştim İnsanları, RasUlullah'a en yakın olanlarından başlayıp sonra biraz uzak olanları ve daha sonra da en uzak olanları yazmak uzere bir yol takib ediniz Boylece Omer, Allah'ın emirlerine tabi olmuş olsunBunun uzerine katipler de Hz Omer'in emrine uydular (Maverdi, age, 199200)
İslam fetihlerinin başlatılıp devam ettirildiği iki ana bolge, Irak ve Suriye ile bu iki bolgeye yeni fethedilen Mısır'daki askerler ve onların ailelerine ait Divan defterlerinin ilave edilerek duzenlendiğini; ancak bunlar hakkında cok az bilgiye sahip olduğumuzu da soylemeliyiz
Bu bakımdan, baştan beri anlatmaya calıştığımız Medine'deki merkezi an defterleri ile, Irak, Suriye ve Mısır bolgelerindeki an defterlerini birbirinden iyi ayırmak gerekiyor Hz Omer Medine'deki an gibi, bu uc bolgede de ayrı ayrı ve bilhassa Irak'ta KUfe ve Basra başta olmak uzere bazı şehirlerde, an defterleri duzenlettirmiştir Bu bolgelerin defterleri de, Medine'deki gibi Arapca olarak yazılmış ve buradaki askerlerle aileleri defterlere kaydedilmişlerdir
Ote yandan, İslam fetihleri esnasında Irak'ta Sasaniler; Suriye ve Mısır'da Bizanslılar tarafından devam ettirilmekte olan Divanu'lHarac'lar (vergi tesbit ve toplama anları) Emevi halifesi Abdulmelik b Mervan 81 (700) yılında bunların Arapca tutulmasını emredinceye kadar aynen ve kendi dillerinde bırakılmıştır Bu tarihten sonra bunlar da Arapca tutulmaya başlandı Boylece, İslamiyet'in ilk devrinde ve Halife Hz Omer doneminde, Medinei Munevvere'de, İslam askerleri ve diğer vatandaşların maaş ve tahsisatlarını kaydeden Arapca an ile, Abdulmelik b Mervan tarafından, belirtilen tarihte Arapca tutulmaya başlanan anlar, birbirinden farklı şeylerdir (Geniş bilgi icin bk Ebu Abdullah Muhammed b Abdus elCahşiyari, Kitabu'lVuzera ve'lKuttab, Kahire 1980, 3840)
Boylece, İslam aleminde Hz Omer devri ile başlayan an teşkilatı, memleketin idari, siyasi ve ekonomik gelişmesine paralel olarak artış gostermiştir Gerek sayı, gerekse an uyelerini teşkil eden zevat bakımından, Emeviler donemi buyuk bir ehemmiyet arzetmektedir Nitekim ilk Emevi halifesi Muaviye b Ebi Sufyan Divanu'lAta', Divanu'lHarac ve Divanu'lCund'e ilave olarak, Divanu'lHatem, Divanu'lBerid, Divanu'sSadakat ve Divanu'tTıraz'ı kurdurmuştur (Fethiye Nebravi, a g e, 91)