iltasyazilim
FD Üye
OSMANLILARIN ILK ASKERİ TEŞKİLÂTI
Bizans İmparatorluğu'nun hudutlarında yer alan ve Osman Gazi'ye emrindeki olan Türk aşiretleri atlı idiler O dönemin iklim, harp, teknoloji ve siyasi şartlarına tarafından bu gerekliydi Bu sebeple Osman Bey zamanında harplere iştirak edip fetih yapanlar bu aşiret kuvvetleri idi Aşiret kuvvetleri, başlarında serdarları edinmek üzere Osman Bey'in hizmetine giriyor, fetihlerin sonunda ganimetlerden pay alıyor ve zapt edilen topraklardan yerleşme hakki elde ediyorlardı Toprağa yerleşen Türkmenler, tasarruf ettikleri (kullandıkları) yer karşılığında Osman Gazi'ye bağlı oluyorlardı Tımarlarının gerektirdiği sayıda atlı askeri de savaşa gönderiyorlardı Osman Bey, yelken direği beyi olduktan daha sonra kendisi ile yakın çevresini koruyan ve yevmiye hesabi ile vergi alan askerlerin şayisini artırdı Bunlar, Selçuklularda oldugu gibi Kulya da Nökerolağan ile anılıyorlardı Ulûfeli askerlerin şayisi, beyliğin gücü ile orantılı olarak artıyordu Bu bakımdan beyliğin sınırları genişledikçe Osman Bey'in kapısındaki kul şayisi da artıyordu
Osman Bey zamanında, beyliğin kuvvetleri, hizmetleri karşılığı ganimetten hisse alan ve fethe edilen yerlere atlı asker devretmek şartıyla yerleşen Türkmen kuvvetleri ile ücretleri gündelik olarak ödenen Osman Bey'in şahsî askerlerinden ibaretti Nöker veya Kul adini taşıyan bu askerler, fetih hareketlerinde henüz etkili rol oynayacak sayıya ulaşmamışlardı
Aşiret kuvvetleri ile ulûfeli askerler, birincil zamanlarda tatmin edici oldularsa da fetihler çoğaldıkça şayi olarak kifayet etmemeye başladılar Bu bakımdan Osman Bey, fetihlere devam olabilmek için dinamik eleman arayışına başlangıç ihtiyacını duydu Bundan sonra gereklilik hasıl oldugu zaman Söğüt, Karacasehir, Eskişehir ve Bilecik dolaylarındaki köylerde oturan ve tarımla uğrasan Türk köylülerinden yararlanmaya karar verdi
Atlı olan aşiret birlikleri, bilhassa kale muhasaralarında artı tesirli olamıyorlardı bir de fetihler sonucu arazi genişleyip çoğu gayri müslimin, devletin vatandaşı durumuna gelmesi ve muhasaraların uzaması üzerine aşiret kuvvetleri, istenilen zamanda istenilen yere ulaşamıyorlardı Bu sebeple Orhan Bey döneminde yeni ve devamlı bir askerî birliğe gereksinim duyuldu *
Bizans İmparatorluğu'nun hudutlarında yer alan ve Osman Gazi'ye emrindeki olan Türk aşiretleri atlı idiler O dönemin iklim, harp, teknoloji ve siyasi şartlarına tarafından bu gerekliydi Bu sebeple Osman Bey zamanında harplere iştirak edip fetih yapanlar bu aşiret kuvvetleri idi Aşiret kuvvetleri, başlarında serdarları edinmek üzere Osman Bey'in hizmetine giriyor, fetihlerin sonunda ganimetlerden pay alıyor ve zapt edilen topraklardan yerleşme hakki elde ediyorlardı Toprağa yerleşen Türkmenler, tasarruf ettikleri (kullandıkları) yer karşılığında Osman Gazi'ye bağlı oluyorlardı Tımarlarının gerektirdiği sayıda atlı askeri de savaşa gönderiyorlardı Osman Bey, yelken direği beyi olduktan daha sonra kendisi ile yakın çevresini koruyan ve yevmiye hesabi ile vergi alan askerlerin şayisini artırdı Bunlar, Selçuklularda oldugu gibi Kulya da Nökerolağan ile anılıyorlardı Ulûfeli askerlerin şayisi, beyliğin gücü ile orantılı olarak artıyordu Bu bakımdan beyliğin sınırları genişledikçe Osman Bey'in kapısındaki kul şayisi da artıyordu
Osman Bey zamanında, beyliğin kuvvetleri, hizmetleri karşılığı ganimetten hisse alan ve fethe edilen yerlere atlı asker devretmek şartıyla yerleşen Türkmen kuvvetleri ile ücretleri gündelik olarak ödenen Osman Bey'in şahsî askerlerinden ibaretti Nöker veya Kul adini taşıyan bu askerler, fetih hareketlerinde henüz etkili rol oynayacak sayıya ulaşmamışlardı
Aşiret kuvvetleri ile ulûfeli askerler, birincil zamanlarda tatmin edici oldularsa da fetihler çoğaldıkça şayi olarak kifayet etmemeye başladılar Bu bakımdan Osman Bey, fetihlere devam olabilmek için dinamik eleman arayışına başlangıç ihtiyacını duydu Bundan sonra gereklilik hasıl oldugu zaman Söğüt, Karacasehir, Eskişehir ve Bilecik dolaylarındaki köylerde oturan ve tarımla uğrasan Türk köylülerinden yararlanmaya karar verdi
Atlı olan aşiret birlikleri, bilhassa kale muhasaralarında artı tesirli olamıyorlardı bir de fetihler sonucu arazi genişleyip çoğu gayri müslimin, devletin vatandaşı durumuna gelmesi ve muhasaraların uzaması üzerine aşiret kuvvetleri, istenilen zamanda istenilen yere ulaşamıyorlardı Bu sebeple Orhan Bey döneminde yeni ve devamlı bir askerî birliğe gereksinim duyuldu *