Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Osmanli'nin En Büyük Sultani(bence)

Osmanli'nin En Büyük Sultani(bence)
0
136

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
ABDÜLHAMİD HAN ( GÖKSULTAN )



Toplumun en büyük haksızlığa uğramış tarihî şahsiyetlerinden biri, II Abdülhamid’dir Kendisinden önceki devirlerin ağır yükünü omuzlarında taşıyan, en güvenebileceği adamların ihanetine uğrayan ve dağılmak üzere olan içi dışı düşman dolu bir imparatorluğu 33 yıl sırf zekâ ve hamiyeti ile ayakta tutan bu büyük padişahı katil, kanlı, müstebit, kızıl sultan, cahil ve korkak olarak tanıtılmış, daima aleyhinde işleyen bu propagandanın tesiriyle de böyle tanınmış talihsiz bir insandır

Daha ilkokul sıralarında belirli bir propagandanın tesirinde kalmaya başlayarak, yaşları ilerledikçe aynı telkinler ile büyütülen nesillerin, o propagandanın yalanlarını bir gerçek gibi benimsemelerinden tabiî ne olabilir?

Öğren yavrum ki On Temmuz bayramların en büyüğü,
Esir millet böyle bir gün zincirini kırdı, söktü
Ondan evvel geçen günler, bilsen ne siyahtı
Milletin her iyiliğini düşünecek padişahtı;
Halbuki o zaman sultan,insan değil, canavardı,
Canlar yakar, kan dökerdi, millet ondan pek bîzârdı!
gibi saçmalar, kim bilir hangi kırılası kalemlerle yazılarak okuma kitaplarına geçiyor, körpe beyinlere Sultan Hamîd düşmanlığı aşılıyordu

Bu düşmanlığı aşılayanlar ilkönce İttihatçılar, yâni hürriyet kahramanları (!) yâni Sultan Abdülhamid’in 33 yıl ayakta tuttuğu imparatorluğu 10 yılda dağıttıktan sonra memleketten kaçan kişilerdi İttihatçılardan sonra da Ermeniler, Rumlar, Yahudilerdi Yâni, yabancıları işe karıştırarak Türkiye’yi batırmak için Osmanlı Bankası’nı basan, Anadolu’da kargaşalık çıkaran ve Avrupa’nın gık demesine meydan vermeden Sultan Abdülhamid tarafından tepelenen Ermeniler; yani Balkanlara saldırıp karışıklık çıkarmak ve yine yabancıların da işe karışması ile Türkiye’yi parçalamak isterken Sultan Hamid tarafından 1897’de tepelenen Yunanlılar( ve bizdeki adı ile Rumlar ); ve Filistin’de bir Yahudistan kurmak teşebbüsleri Sultan Hamid tarafından önlenen Yahudi’lerdi

Sultan Hamid, bin türlü siyasî tertiple bu azınlıkların azgınlıklarını yere sererken, onlarla birleşerek padişahı tahtından indiren kabadayılar:
Türk, Musevi, Rum, Ermeni,
Gördük bu rûzı rûşeni!
şarkısının, bu unutulmaz ahmaklık ve ihanet bestesini söyleyerek meydanları çınlatıyor, Birinci Dünya Savaşı ile mütarekesine kadar Musevi, Rum, Ermeni vatandaşların nasıl bir “rûzı rûşeni beklediklerini anlamamak gibi bir alıklıkla bir imparatorluğu idare ettiklerini sanıyorlardı

Sultan Hamid’i iyice anlamak için tahta çıktığı zamanı iyi bilmek lâzımdır Sultan Aziz’in son zamanlardaki çöküntü sırasında, memleketi yürütmek için beliren iki akımdan libaralizmi VMurat, muhafazakârlığı IIAbdülhamid temsil ediyordu Liberaller, İngiltere ve Fransa’ya bakarak parlamento ile her şeyin düzeleceğine inanıyor, muhafakârlar, 30 milyonluk imparatorlukta 10 milyon Türk’ün hâkimiyetini sağlamak içim mutlak idareye lüzum görüyordu Masonlar, Sultan Murad’ı da mason yapmışlardı Gerçek yüzünü Sultan Murad’a göstermeyen masonluğun arkasında ise Yahudilik ve Avrupa emperyalizmi vardı

İlk Meşrutiyet Meclisindeki Hıristiyan mebuslar, Türkiye’nin biran önce parçalanması için Ruslar ile savaşa şiddetle taraftar olmuşlardı Ve gerçekten de neredeyse imparatorluk dağılacaktı Sultan Hamid, bunu gördükten sonra, meşrutiyeti devam ettirseydi, elbette ki yanlış bir iş yapmış olurdu Müslüman olmayan mebuslarla birlikte, dışardan körüklenen Arap ve Arnavut milliyetçiliklerine de set çekmek üzere Meclisi kapatması, Sultan Hamid’in en büyük başarısı ve hizmetidir Bu meclis kapatılmasaydı ne olacaktı? 8 milyon Hırıstiyan ve 12 milyon Müslüman yabancıya karşı, kültür seviyesi hepsinden geri 10 milyon Türkle bu devlet nasıl tutulacaktı? Demokrasi bir çoğunluk rejimi olduğuna göre, Türklerden çok olan Araplar, meselâ, resmi dilin Arapça olmasını teklif etseler ve Arnavutları da yanlarına alsalar, sonuç ne olacaktı? Bütün Türk olmayanlar birleşerek Osmanlı İmparatorluğunun AvusturyaMacaristan gibi federatif bir devlet olmasını isteseler, bunun, nasıl önüne geçilecekti? Karışmak için fırsat gözleyen Avrupa devletlerini kışkırtmak üzere demokratik nümayişler yapılsa, bu ne ile önlenebilecekti?

İşte Sultan Hamid, Meclisi kapatarak bütün bu tehlikeleri önledi ve tahtından indirilmeseydi daha da önleyecekti

Fakat onun hizmeti bu kadar da değildi 18771878 savaşından yenilerek çıkan Osmanlı ordusunu, o zamanın en mükemmel silâhları ile, meselâ mavzer tüfekleriyle silâhlandırdı Denizci devletlerin ve Rusların denizden yapmaları mümkün taarruzlara karşı, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını tahkim etti Ve, Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizlerle Fransızların 18 Mart 1915 saldırıları bu istihkâmlarla durduruldu

Mükemmel kurmaylar yetiştirdi 19141918 savaşı ile İstiklâl Savaşı’nı bunlar idare ettiler Sultan Aziz’in, Ruslarla çarpışıp Kırım’ı kurtarmak için hazırladığı donanma, denizcilik tekniğinin değişmesi karşısında değerini kaybetmişti 810 mil giden gemilerle artık iş görülemezdi Bunları kadro dışı ederek iki zırhlı ile iki kruvazör aldı Büyük Osmanlı borçlarının üçte ikisini ödedi Pek çok okul açıldı Pek çok yol ve köprü, ayrıca hastahane ve çeşme gibi hayrat yaptırdı Görülmemiş bir haber alma şebekesi kurdu Yabancı elçilerden bile casusları vardı Avrupa’da kuş uçsa haberi oluyor, aleyhimizdeki kararları önceden öğrenerek tedbirini alıyordu Hilâfeti, Osmanlı Hanedanından almak için Mısır’da kurulan gizli bir derneğin üyelerinden biri Sultan Hamid’in adamlarından biri idi Balkanlıların mezhep ve milliyet ayrılıklarını körükleyerek birleşmelerine engel olduğu gibi; İngiliz, Alman ve Rusları da birbirine düşürerek aleyhimizde birleşmelerini engelledi

Bunları yaparken de vezirlerinden, paşalarından kimseye güvenmemekte ne kadar haklı olduğunu zaman göstermiş ve koca vezirler, hiç sıkılmadan, yabancı elçiliklere, konsolosluklara sığınmışlardı

Çok namuslu ve dindar bir adam olduğu için, asla kan dökmemiştir Mithat Paşa’yı öldürttüğü hakkındaki söylenti iftiradır Gerçi o, Mithat Paşa’dan şüphe ediyor, onun Sultan Aziz’i öldürtmüş olduğuna inanıyordu Fakat, dindar bir insan olarak, kan dökmekten, bütün hayatınca çekinmiş, Mithat Paşa ile arkadaşlarının idam kararlarını müebbet hapse çevirmişti İsteseydi idam kararını imzalayamaz mı idi? Buna hangi kuvvet engel olabilirdi? Bunu yapmayarak sonra, Talif’te suikasta girişecek kadar az zekâlı mı idi?

Memleketi doğrudan tehdit eden Moskof emperyalizmi ile batıdan tehdit eden Avrupa emperyalizmi ve onun temsilcisi İngiltere’ye karşı devleti savunan Sultan Hamid, ayrıca azınlıklar ve gafil hürriyetçiler ile de uğraşmaya mecbur olmuş, güneyden gelen siyonizme de göğüs germiştir

Sultan Hamid için Osmanlı İmparatorluğunu, soyumuzun düşmanı Moskoflarla hilâfetin düşmanı İngiltere’ye, devletimizin düşmanları siyonizme ve azınlıklara, rejimin düşmanı hürriyetçilere karşı savunmak meselesi ve vazifesi vardı Bunun için de, kendisinin devlet başkanı kalması gerekti Kendisi çekilirse, devletin tutunamayacağı hakkındaki düşüncenin doğruluğu, çok geçmeden gerçekleşmiştir

Şimdi bu kadar büyük bir dâvânın karşısında, Peyami Safa’nın ileri sürdüğü İsmail Safa’nın sürgün edilmesi gibi hâdiselerin ne ehemmiyeti olabilir? İsmail Safa ne istiyordu? Oğlunun iddiasına göre hürriyet! Yani meşrutiyet, serbest seçim Yani bir alay Arap, Arnavut, Ermeni, Rum, Bulgar, Yahudi ve Sırp’ın Türkiye’nin kaderi hakkında söz sahibi olması Şimdi akıl, anlayış, vicdan ve millî şuur sahibi olarak düşünelim: Böyle bir sonuca razı olunabilir mi?

Sultan Hamid, sürgün ettiklerine aylık da bağladığına göre, Anadolu’nun en sağlam havalı yerlerinden biri bulunduğu, ahalisinin dinç ve gürbüz yapısı ile belli olan Sivas’ta İsmail Safa’nın ölmesi Sultan Hamid’in kabahatı mıdır? Verem olan İsmail Safa, İstanbul’da kalsaydı, ölmeyecek miydi?

Babasına karşı beslediği sevgi dolayısıyla, Peyami Safa’nın bazı özel düşünceleri olması tabiîdir Fakat, her gün binlerce kişiye seslenen bir yazarın, Sultan Hamid gibi büyük bir padişahı, Osmanlı sultanlarının en cahili ve kanlısı diye göstermeye kalkması, doğru mudur?

“Bu dünyada herkes bir çok şeyin cahilidir Yeter ki kendi işinin cahili olmasın Kendi işinin ehli olduğunu bin bir delille isbat etmiş bulunan Sultan Hamid ise asla cahil değildir Onun bir yüksek okul hattâ lise diploması yoktur Fakat özel öğretmenlerle hayattan ve içinde yetiştiği büyük ve muhteşem hanedandan çok cevherli şeyler öğrenmişti Ressam, hattât ve musikişinas idi Doğu ve batı dillerinden bazılarını biliyordu Kurduğu çok değerli Yıldız Kütüphanesi, bugün, Üniversite Kütüphanesi’ni de yine o kurdu Yani Sultan Hamid, Türk kültürüne kütüphane kurarak, pek çok okul açarak ve ilmî eserler yazdırarak hizmet etti

Onun katil olduğu yalan, kızıl sultan olduğu iftiradır Avrupalıların ve Ermenilerin yakıştırdığı kızıl sultanlığı benimsemek, onların emellerine hizmet etmek olmaz mı?

Sultan Hamid, kızıl değil, “Gök Sultandır Herkeste bulunması mümkün ufak tefek kusurlarını şişirip erdemlerini inkâr etmekle ne Türk tarihi, ne de Türk milleti bir şey kazanır İsmail Safa, İngilizBoer savaşında, İngilizlerin bu başarısını, onların elçiliklerine giderek tebrik ettiği için, Sultan Hamid tarafından haklı olarak, sürgün edilmiştir Belki İsmail Safa, o zaman, İngilizlerin nasıl bir Türk ve Müslüman düşmanı olduğunu bilmiyordu Fakat geniş haber alma imkânları ile her şeyi bilen Sultan Hamid, memleket aydınlarının düşman elçilikleriyle temasına müsaade edemezdi

Şimdi insafla düşünülsün: Hiçbir sebep yokken, sırf yurtlarındaki elmas madenlerini zaptetmek için, bir avuç Boer’e büyük ordularla saldıran İngiltere’yi tebrik etmek hangi hürriyetçilik anlayışının sonucudur?

O günkü İngiltere’yi Boer’leri yendi diye tebrik etmekle, bugünkü Moskofları Finlere karşı başarılarından dolayı alkışlamak arasında ne fark vardır?

Merhum Gök Sultan Abdülhamid Han, bütün hayatında bir fikir, devleti ayakta tutmak ve hazırlamak için yaşadı Siyasî dehası ile Avrupa’yı ve Moskof’u oyalıyor, bir yandan da demir yolu ve okul ile Türk milletini kuvvetlendirmeye çalışıyordu

Sultan Hamid ile onun düşmanları olan hürriyetçileri ölçüştürmek için, yalnız şu noktaya bakmak yeter: Hürriyet kahramanları (!), hürriyeti yok edip yüzlerce masumu astıktan sonra, savaşa soktukları devlet yenilince, hırsızlar gibi kaçtılar Gök Sultan, bir tek siyasî idam yapmadan, en korkunç siyasî güçlükleri atlatarak 33 yıllık saltanatında devleti ayakta tuttuktan sonra tahtından indirilirken, Moskof çarının Rusya’ya davetini; Selanik’ten Alman gemileriyle İstanbul’a gelirken de Alman İmparatorunun dâvetini reddederek vatanında sürgün ve mahpus gibi yaşamayı tercih etti

Türkiye dört sınırında yangınlar olan bir ev, Sultan Hamid, o yangınların eve bulaşmaması için hızla koşarak ateşe su serpen, kum döken ve keçe kapatan bir savunucu idi Bu koşuşmaları sırasında yoluna çıkan bir iki çocuğa çarpıp düşürdüyse, suç onun değildir Çünkü, yurdun çevresindeki yangınlar göğe yükseliyor ve Gök Sultan, alevleri içeri sokmamak için didiniyordu

Ve sokmadı da

Ne diyelim? Durağı cennet olsun
Allah CC bizi Sefaatine nail eylasinAmin
 

Similar threads

Sultan Hamid ’in milletine düşkünlüğü Sultan Hamid, 1897 Yunan harbi olduğu süre hiç uyumazdı Sabaha kadar, elinde haritalar, “Askerim, şu saatte burada, bu saatte burada olması lâzım derdi Her saat başı haber alır ve sürekli dua ile, niyaz ile meşgul olurdu Son derece merhametliydi Hayatına...
Cevaplar
0
Görüntüleme
68
Sultan Hamid’in milletine duşkunluğu Sultan Hamid, 1897 Yunan harbi olduğu zaman hic uyumazdı Sabaha kadar, elinde haritalar, “Askerim, şu saatte burada, bu saatte burada olması lazım derdi Her saat başı haber alır ve devamlı dua ile, niyaz ile meşgul olurdu Son derece merhametliydi Hayatına...
Cevaplar
0
Görüntüleme
80
Müezzin Abdullah Sultan Abdulhamid Dönemi Sarayımızın bir müezzini vardı Esmer idi İsmi Abdullah idi Aman ya rabbi, o ne tiz ses ve ne tatlı ses idi Ekseriya yolu Sultan Hamid ’in marangozhânesinin önünden geçerdi Eğer Cennetmekân orada ise muhakkak onun yolu üstüne, çimenlere bir kağıda...
Cevaplar
0
Görüntüleme
61
Ecdadımız Yüz Akımız Altı asır gibi uzun bir süre üç kıtada hükmünü yürüten ecdadımızın medeniyet mirasını inceleyip araştırmadan içte ve dıştaki bazı gafil ve hainlerin ona, emperyalistyaftasını yapıştırarak mahkum etmeye çalışmalarına mukabil, Macaristan İlimler Akademisi tarafından ortaya...
Cevaplar
0
Görüntüleme
62
Muezzin Abdullah Sultan Abdulhamid Donemi Sarayımızın bir muezzini vardı Esmer idi İsmi Abdullah idi Aman ya rabbi, o ne tiz ses ve ne tatlı ses idi Ekseriya yolu Sultan Hamid ’in marangozhanesinin onunden gecerdi Eğer Cennetmekan orada ise muhakkak onun yolu uzerine, cimenlere bir kağıda...
Cevaplar
0
Görüntüleme
103
858,497Konular
982,543Mesajlar
30,278Kullanıcılar
grayhydra541Son üye
Üst Alt