Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), toplumsal ve duygusal etkileşim ve iletişimde yetersizlik, kısıtlı ve tekrarlayıcı davranışlar ve duyusal anormalliklerle karakterize bir nörogelişimsel bir bozukluktur. Belirtileri erken çocukluk çağında başlamaktadır. Son yapılan epidemiyolojik çalışmalarda otizm sıklığının 1/68 oranında görüldüğü bildirilmektedir.
Pek çok araştırma OSB’nin erkeklerde kızlardan daha fazla görüldüğünü bildirmektedir.
OSB tanısı için kullanılan objektif bir yöntem veya biyolojik bir tetkik olanağı yoktur. Klinik gözlem ve aileden alınan bilgilere dayanılarak tanı konulur. Hiçbir laboratuvar yöntemiyle OSB tanısı konulamaz. Ancak bazı durumlarda tetkiklerin yapılması gerekebilir. Otizmle karışabilen işitme sorunları, eşlik eden epilepsi gibi rahatsızlıklarda konsültasyon istenmesi gerekmektedir.
Otizm belirtilerinin önemli kısmı erken çocukluk çağından (13-14 aylık) itibaren başlar. Ancak her zaman çocukluk çağında fark edilmeyebilir. Belirtilerin fark edilmesi gelişimsel seviye ve yaşla değişmektedir.
OSB için önemli ipuçları;
-
Göz kontağında yetersizlik -
Karşılıklı gülümsemenin olmayışı veya nadir oluşu -
Adı çağırılınca bakmama -
Anormal yüksek tonda ciyaklama -
Motor gelişim gecikmesi -
Bazı objelere ve parçalara aşırı veya atipik ilgi -
Baş edilmesi zor huzursuzluk nöbetleri
OSB’li bireylerin genel nüfusa oranla daha fazla davranışsal sorun ve psikiyatrik bozukluk gösterdikleri pek çok çalışma ile gösterilmiştir. Eşlik eden durumların düzeltilmesi bu bireylerin eğitsel programlarına, hayat kalitelerine önemli katkı sağlar. Pek çok zaman uyku sorunları, öfke, hareketlilik, özbakımda bozulma gibi belirtiler tedavisi mümkün olan hastalıkların belirtisidir. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, depresif bozukluklar, bipolar bozukluk, kaygı bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk en sık rastlanan psikiyatrik rahatsızlıklardır.
Otizm İyileşebilen Bir Hastalık mıdır?
Son yıllarda yayınlanan bilimsel çalışmalarda “otizm tanısını kaybeden” olgular görülmektedir. Bu durum herkes için ümit doğurmuştur. Olumlu gidişatı belirleyen en önemli faktörler; erken yaşta tedaviye başvurmak, potansiyel zekaları yüksek ve erken yaşta dil becerileri kazanmak olarak bildirilmektedir.
Tedavi
Tedavi yaklaşımları “eğitsel tedaviler” ve “farmakolojik tedaviler” olarak ayrılır.
Eğitsel tedaviler; sosyal-iletişimsel alanda gelişmeyi, istenmeyen davranışları azaltmayı, yeni becerileri kazandırmayı hedeflemelidir. Ülkemizde otizme yönelik terapiler; özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde verilmektedir.
Farmakolojik tedaviler; öfke ve davranış sorunları için antipsikotik , depresyon ve kaygı sorunları için antidepresan ve hiperaktivite için psikostimülan grubu ilaçlar reçete edilmektedir.
Alternatif Tedaviler
Hekimler tarafından takipte olan pek çok OSB’li hasta aynı zamanda alternatif tedavilere de başvurmaktadır. Bu tedavilerin bir kısmı kabul edilebilir nitelikte olmakla birlikte bir kısmının tedavide yerinin olmadığı bulunmuştur. Nörofeedback, hiperbarik oksijen tedavisi, diyet, şelasyon, duyu bütünleme gibi tedavi yaklaşımlarının yapılan çalışmalar neticesinde etkisiz oldukları sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte OSB’li çocuklarda spor, hiperaktivite ve tekrarlayıcı davranışları azaltmakta fayda sağladığı bildirilmektedir.