Özel Eğitimci Edebilmek Türkiye’de özel eğitim konusunun temel sorunu yeterlilik ve yetkinliği olan eğitimci ve öteki destek hizmetlerini karşılayan yetişmiş personel yetersizliğidir Çünkü özel eğitim bölümü olan üniversitelerin sayıları ile bu alanlarda mezun olan öğrencilerin sayıları, özel eğitime gereklilik duyan öğrencilerle oranlandığında fantastik bir tembellik ortaya çıkmaktadır Ilk Önce özel eğitim durumunu sayılarla özetlemeye çalışalım Toplam 9 üniversitede özel eğitim verilmekte ve şu asıl değin hafıza engelli sınıf öğretmenliği bölümlerinden toplam 1926 kişi mezun olmuştur Bunların bir kısmı akademik kariyer yapmakta, bir kısmı devlet okullarında çalışmakta bir kısmı kendi özel eğitimi kurumunu açmış, bir kısmı da özel, özel eğitim kurumlarında çalışmaktadır Hem görme engelliler öğretmenliğiyle ilgili mezun veren tek bir üniversite vardır (Gazi Ün) Türkiye’deki özel eğitim açığı nasıl kapanabilir? Özel eğitim bölümü olan üniversitelerden medet ümit etmek abes bir beklentidir; çünkü yeni bölümler açılsa bile açık onlarca sene kapanamayacaktır Şu lahza özel eğitimciler haricen çocuk gelişimi, PDR, mektep öncesi eğitimi, Psikoloji ve derslik öğretmenliği bölümlerinden mezun olanlar çalışmaktadır Bunların lisans programlarına baktığımızda özel eğitimle o kadar artı bağlantıları olmadığını görüyoruz Yalnızca çocuk gelişimi bölümlerinde (ör Gazi Ün) özel eğitimle ilgili sıradan 10 ders verilmektedir Acilen sırayla bu bölümlerde bahşedilen özel eğitim derslerini görelim: Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik 1 Özel Eğitime Giriş 2 Uyumsuz Çocukların Eğitimi 3 İşitme ve Konuşma Özür(Seçmeli) 4 Geri ve Üs Zek ÇocEğ (Seçmeli) Psikoloji 1 Zeka Geriliği Psikolojisi (Seçmeli) Okul Öncesi Öğretmenliği 1 Özel Eğitim 2 Eğitimde Kaynaştırma Derslik Öğretmenliği 1 Özel Eğitim 2 İlköğretimde Kaynaştırma Bu bölümlerden mezun olanların özel eğitime ne değin uzak oldukları sanırım açık açık görülüyor Acilen elinizi vicdanınıza koyun ve bu insanların aldıkları birkaç özel eğitim dersiyle, özel eğitimde ne değin bereketli olabileceğini düşünün Keza bu bölümlerde bu dersleri veren öğretim görevlilerinin bu derslerdeki yeterlilikleri ne düzeydedir? Özel eğitim bölümünde öğretim üyesinin bulunmadığı birçok üniversite varken bu bölümlerde özel eğitim derslerini kim veriyor? Yalnızca aldıkları birkaç dersle özel gereksinimli bireylerle bireysel eğitim alabilirler mi? Özel eğitimi kuram ve pratiğiyle haberdar olan birisi olarak “HAYIR diyorum (Kişisel çabasıyla araştıran, kendini geliştiren ve özel eğitime adaptasyonunu tamamlayan bir hayli birey vardır Hatalı anlaşılmasın, burada tartıştığım nokta psikolojik takviye yok, aracısız eğitim çalışmalarıdır) Şu da gerçektir oysa, özel eğitim alanında herhangi bir bölümü son vermek her şeyi biliyor elde etmek veya her şeyi çözümleyebilmek çağırmak değildir Bu tüm meslekler için geçerlidir Önemli olan bireyin eğitim aldığı meslekle kişiliğinin ve yetilerinin bütünleşmesidir BEP yapamayan nice özel eğitimci gördüm Görme engelliler sınıf öğretmenliğini bitirip de Braille alfabesini okuyamayan öğretmenler var Öyleyse çözüm ne olmalı ve bu tembellik nasıl kapatılmalı? Gerçekten bu devlet meselesi diyip işin içinden çıkamayız çok eskiden tüm üniversite mezunlarını sınıf öğretmeni olarak atayan zamanın yöneticileri aniden sınıf öğretmeni açığını eksik da olsa kapatmaya çalıştılar Yaptıkları elbette doğru değildi Ancak öyle yerinde gördüler ve kimse bir şey yapamadı Bana kadar özel eğitim alanındaki, aylaklık kısa vadede şöyle doldurulabilir: Yukarıdaki bölüm mezunlarına ortalama 6 aylık standart (özeldevlete ait) kurslarla eğitim verdikten sonradan çalışmalarına tasdik verilmeli ve gerekirse, diğer bölge mezunlarından da istekliler alınmalıdır Bugün usta öğreticiyardımcı eğitimci olarak çalışan kız meslek lisesi çocuk gelişimi bölümü mezunları da benzer bir kursa katıldıktan daha sonra muavin eğitimci olabilmelidirler (Şişli’de MEB onaylı 270 saatlik staj uygulamalı özel eğitim kursu veren “Akademi Dadı bu bağlamda iyi bir model teşkil ediyor) Uzun vadede ise, yurt dışına tatmin edici sayıda master ve doktora öğrencisi gönderilmeli ve üniversitelerde lisans programları çoğaltılmalı Muavin eğitimci yetiştiren ön lisans programları açılmalı Keza özel eğitimci olmayan lisans mezunları için özel eğitim yüksek lisans programları açılmalı ve bunu bitirenlere özel eğitimde egzersiz olanağı verilmelidir Birkaç yıl önce Anadolu üniversitesinde, ayrı lisansları bitirenlere tezsiz yüksek lisans programı başlatıldı ve kısmen uzakta eğitim statüsündeydi Fakat şu hakiki ki, bu başvuru formu hizmetten ziyade ticarete daha yakındı; çünkü yüksek miktarda, fakat daha sonra bunu sınırlandırdılar Meslek imkânı olmayan onca bölümü olan üniversite neden özel eğitim için bunu bedava yapmıyor veya yaygınlaştırmıyor Düşünce, işitme ve görme engelliler alanında var olan eğitimci açığının yanında dil ve konuşma terapisti, fizyoterapist ve işuğraşı terapistlerine de ciddi anlamda gereklilik duyulmaktadır Ne yazık ki bu alanlarda da önemli bir açık söz konusudur Dil ve söylev terapistliği için Amerika ve Avrupa ülkelerinde genellikle lisans eğitimi tatmin edici görülmektedir Ülkemizde bu alanda hemen şimdi lisans eğitimi veren üniversite değil, sadece Anadolu üniversitesinde 2000 yılından itibaren yüksek lisans eğitimi verilmeye başlanmıştır Bu zaman içinde yalnızca 37 kişi mezun olmuştur Bu çabucak gidilirse, ülkedeki dil ve tavır sorunu olan bireyler hesaplandığında 100 sene sonradan bile alandaki açık kapanmayacaktır MEB geçtiğimiz yıllarda 160 saatlik Hizmetiçi eğitim kursu alan binlerce derslik öğretmenini özel eğitim alanına aktardı Bu doğru bir uygulamamıydı? Bence fazla doğru, fakat verilen eğitim çok yetersiz ve düzensizdi Bu uygulamaya çok sayıda tepki gösterildi Bilhassa birçok özel eğitimci ayağa kalktı ve olayı mahkemeye taşıyanların olduğu söylenilmektedir Mesleki şovenizme saplanan özel eğitimcilere kalırsa, yüz binlerce engelli kişi eğitimöğretim hakkından mahrum olacaklardır Bu hiçmetiçi eğitim seminerlerin kapsamı ve amacı bana göre doğru fakat zaman ve uygulama son derece amacın dışına çıkmaktadır Çoğu süre göstermelik bir denetleme yapılıyor ve jurnal 10 saat yerine 34 saat ders yapılıyor Eğitimciler arasında belirgin bir koordinasyon bulunmamakta ve kursun sonunda formalite gereği bir sınav yapılmaktadır Buradaki temel sorun, kurslarda görevli olan sorumluların sorumluluklarını yerine getirememelerinden kaynaklanmaktadır İkinci kayda değer bir sorun bu kurslara emekliliği yaklaşmış öğretmenlerin katılmasıdır Emekli öğretmelerin özel eğitimde çalışıp çalışmamaları başlı başına bir kavga konusudur; fakat şunu söyleyebilirim oysa; emin bir yaş sınırı konulmalı ve emekli sınıf öğretmenleri yalnızca ve yalnızca hafif düzeyde özel gereksinimli bireylerle çalışmalıdır Yoğun problem davranışları olan otistik ve ağır düzeyde zihinsel engelli çocuklarla çalışmalarında iyi performans göstereceklerini sanmıyorum Öteki bir konu ise, kaynaştırma eğitimine devamlı öğrencilerin kaynaştırmada ne düzeyde yararlandıklarıdır Bu soruya iç açıcı bir yanıt atamak muhtemel değildir Çünkü kaynaştırma öğrencileri, olağan akranlarıyla bütünleşmek yerine, onların aralarında kaybolmaktadır Kaynaştırma eğitimi doğru yapıldığında büyük fayda sağlamakta ve çocuğa, birçok eksiğini doğal bir yolla kapatma olanağı oluşmaktadır Şu anki koşullarda bu eğitim bir takım engelli birey için yarardan çok hasar veriyor denilebilir Çünkü bazı öğretmenler, çocuğu eğitim sürecine sokmak yerine sınıfın en arka sıralarında tek başına oturtur ve ders boyunca konuşmasını ve rahat hareket etmesini yasaklamaktadırlar Buradaki en kayda değer eksiklik öğretmenlerin kaynaştırma öğrencileriyle nasıl bir alıştırma yapacaklarını bilememelerinden kaynaklanmaktadır Bakanlığın bu yöndeki planı, yakın bir zamanda bütün öğretmenlere 180 saatlik hizmetiçi eğitim kursu düzenlemektir Dilerim fakat, bu kurslar da bir öncekilerine farklı ve gereken eğitim içten bir biçimde öğretmenlere sunulur Bu Nedenle bundan sonraki kaynaştırma eğitimleri bütünleştirmeyi doğursun Şu anki koşullarda en faydalı kaynaştırma yarı zamanlı olanıdır Son günlerde gündeme gelen öteki bir konu ise, kısa süreli kurslarla vücut eğitimi öğretmenlerinin fizyoterapist, Türkçe öğretmenlerinin ise dil ve konuşma terapisti olmaları yönündedir Bu konuda bir şey bildirmek istemiyorum; çünkü konu beni aşıyor, bu alanlar aralarında ne cins benzerlikler ya da yakınlıklar olduğunu açık konuşmak gerekirse bilmiyorum Son olarak şunu söyleyebilirim ama, YÖK, Ulusal Eğitim Bakanlığı ve sivil toplum örgütleri işbirliği içinde çalışırlara bu yönündeki sorunlar daha kısa sürede çözülecektir Şu Anda özel eğitimdeki bu devasa açık nasıl kapatılabilir veya nasıl kapatılmalıdır? Azıcık da sizin önerilerinizi dinleyelim… Çetin ÖZBEY