Koronavirüs hayatımıza girdiğinden beri hepimizin hayatlarında pek çok değişim meydana geldi. Günlük rutinlerimiz değişti. Çift ilişkimiz de bu değişimden etkilendi. Birçok firma çalışanlarına evden çalışmaları için izin verdi. Dolayısıyla bu durum, çiftlerin birbirleriyle daha fazla vakit geçirmelerine imkan oluşturuyor. Bu durum da beraberinde pek çok sorunun oluşmasına neden oluyor. Benim danışanlarıma sıklıkla söylediğim şeylerden biri, partnerlerin tek başlarına zaman geçirmeleri gerektiği ve bunun ilişkilerinin sağlıklı şekilde ilerlemesi için önemli olduğu yönünde. Ne yazık ki bugünlerde bunu gerçekleştirmek için imkanımız yok. Dışarıya çıkıp sosyalleşmeyi bırakın, evde bile yalnız kalmak oldukça zor.
Korona virüs salgını her birimizi farklı şekillerde etkilese de hepimiz travmatik bir süreçten geçiyoruz. Travma ile baş etmede en güçlü kaynaklarımızdan biri de çift ilişkilerimizdir. Güçlü çift ilişkileri travma ile baş etmeyi kolaylaştırabilir. Bu süreçte partneriniz ile birbirinize ihtiyacınız olan desteği sağlamak, her iki taraf için de olumlu bir deneyim olacaktır. Ancak bu her zaman kolay olmayacaktır hatta çoğu zaman çok zorlayıcı bir hal oluşturabilir. Ancak bu yolu beraber yürümek ve hedefe birlikte ulaştığınızı görmek, her iki tarafın da bu yolculuktan hem bireysel olarak hem de çift olarak daha da güçlenerek çıkmasını sağlayacaktır.
Travma, birey için bir yüktür. Hem de oldukça ağır bir yüktür. Çift olduğunuzda bu yükü beraber taşıyabilirsiniz. Yük yine aynı yüktür. İki kişi taşıyor olmak o yükün yok olması ya da azalması demek değildir tabii ki. Her iki tarafın da kendi payına düşen ve taşıması gereken yükün azalması anlamına gelir. Çünkü iki kişi olduğumuzda güçlerimizi birleştiririz. Birbirimizin yaralarınızı sarabiliriz. Birbirimize hem fiziksel hem de duygusal destek verebiliriz. Bazen ihtiyacımız olduğunda birinin sadece orada olduğunu bilmek bile tek başına oldukça etkilidir.
Bunlar da o yükün ağırlığını daha az hissetmemizi sağlar. Yaralarımız daha çabuk kapanır. Böylece daha da güçlenerek yolumuza devam edebiliriz. Çünkü devam etmemiz gerekilidir. Yol uzun...
Bu yolu birlikte yürümek, çiftlere ortak bir hedef verir. Fakat hedefimiz ortak olsa da bazen bu yolu nasıl yürüyeceğimize dair partnerimizle fikir ayrılıkları yaşayabiliriz ki bu durum çok olasıdır. Bu gibi durumlarda yapmamız gereken en önemli şeylerden biri partnerimizi dinlemek ve birbirimizi suçlamadan, hakaret etmeden ve aşağılamadan yorum yapmak olacaktır. Hedefimizin ortak olduğunu unutmamak ve gerektiğinde birbirimize bunu hatırlatmak gerekebilir. Her iki tarafın da düşüncelerini, fikirlerini paylaşabilmesi ve partneri tarafından duyulduğunu hissedebilmesi çok büyük önem taşır.
Duyulmadığımızda sesimizi duyurmak için hırçınlaşırız ve duyuramadıkça hırçınlığımız daha da artar. Bu da karşı tarafa kin, öfke, aşağılama ve bazen de fiziksel şiddet olarak yansıyabilir. Hele ki böyle zor dönemlerden geçerken bir de bunları yaşamak yükümüzü hafifletmek yerine daha da ağırlaştıracaktır.
Aynı yükü taşısak da partnerlerden biri diğerinden daha fazla etkilenmiş olabilir. Kendini daha çaresiz, kaygılı hissediyor olabilir. Böyle olunca da kişi mantıklı düşünemiyor ve panik davranışları artıyor olabilir. Bunun çok çeşitli sebepleri vardır. Geçmiş travmaları tetikleniyor olabilir. Ailesinde geçmişte yaşanılan bir kayıp hikayesi olabilir. Bir diğer sebebi de kaynaklarının diğerine göre daha az olması olabilir. Bu gibi durumlarda partnerimizin davranışlarını saçma, komik, çocukça bulmak ve kaygılarını küçümsemek yerine onu anlamaya çalışıp ihtiyaçlarının neler olduğunu sorabiliriz.
Kaygının arttığı zamanlarda çift olarak sahip olduğumuz kaynakları devreye sokabiliriz. Birlikte keyifli vakit geçirdiğiniz zamanların fotoğraflarına ve videolarına bakıp o günleri hatırlamak bir süreliğine o pozitif duyguları hissetmenize yardımcı olacaktır.
Evde birlikte geçirilen zaman ortak keyif alabileceğiniz aktiviteler keyifli zaman geçirmenize fırsat sağlayabilir. Mutfakta yeni tarifler denemek, yoga, meditasyon yapmak, resim yapmak vb.
Bütün bunların yanında yalnız kalmaya ihtiyaç duyduğunuzda, imkanlar dahilinde, bunu sağlayabilmek de çok önemlidir. Partnerlerden birinin bir süreliğine bir odada yalnız kalmak istemesi diğerinden sıkıldığı ya da artık onunla beraber olmak istemediği anlamına gelmez. Böyle zamanlarda birbirimizin ihtiyaçlarına saygı gösterip beni sevmiyor, beni önemsemiyor gibi olumsuz düşüncelere kapılmadan bunun normal bir ihtiyaç olduğunu kendimize hatırlatmamız büyük önem taşır.
İlerleyen zamanlarda yaşadığınız bu süreç partnerinizle birlikte, üstesinden nasıl geldiğinizi hatırlayacağınız belki de birlikte gülümseyerek hatırlayacağınız hikayelerinizi oluşturacaktır.
Sevgiler