Panik atak, ara ara tekrar eden aynı zamanda kişiyi yaşandığı o anda dehşete düşüren korku nöbetleridir diyebiliriz.Panik atak beklenmedik anda ortaya çıkar ve kişinin çaresiz hissetmesine sebep olur.Hastalar genel olarak bu durumu” Kriz” olarak tanımlar. Birdenbire başlayan bu atak 10 dakika içinde de şiddetini daha da arttırır ve en üst seviyeye çıkarır sonrasında ise, kendiliğinden söner.
Peki Panik atak sırasındaki şikayetler nelerdir ?
Kişide, kalp atışının hızlanması, çarpıntı olması, nefes darlığı, ruhun bedenden ayrılıyor hissinin yaşanması, kollarda ve bacaklarda titreme ya da hissizlik, sersemlik, baygınlık, terleme, gerginlik, vücudun farklı bölgelerinde uyuşma hissi, en sık görülen şikayetler arasındadır. Fakat hastalar bu bedensel yakınmaları tipik olarak yanlış yorumlarlar. Nasıl mı? Eyvahh!! Kalp krizi geçiriyorum, kalbim duracak, ölüyorum. Solunumum duracak, boğuluyorum. Çıldıracağım, aklımı kaybedeceğim, kontrolümü kaybediyorum. Felç olacağım. Bayılacağım, düşeceğim, kendimden geçeceğim gibi.
Çoğu kişi yukarıdaki belirtileri hisseder, aynı şeyleri düşünür ama herkes panik atak yada panik bozukluk geçiriyor anlamına gelmez.Neden mi?
Çünkü genel olarak bu durumun yaşanmasından önce atak geçirmeden önce kişiyi üzen bir olay yaşayıp yaşamadığını sorgularız..Aslında tek bir olay değildir buna sebep olan o olay sadece bardağı taşıran son damladır.. Ve aslında bardak sizin kişiliğinizdir ve onu tamamen değiştirmek imkansızdır..Bu durumda kişileri etkileyen aslında o olaylar değildir, kişinin durum içinde olayı nasıl yorumladığıdır. Ve bu yorumlar aslında kişilerin şemalarından oluşur. Şemalar dünyayı nasıl bakıp nasıl gördüğümüzle ilgilidir. Bundan dolayı yaşadığımız olaylar ve bu olaylara bakış açımız ve verdiğimiz tepkiler aslında bizim dünyaya hangi şemamız ile baktığımızla ilişkilidir.
Psikoterapinin tedavideki asıl amacı nedir ?
Kişinin bireysel olgunluk kazanması, farkındalığının artması. Davranış bozukluklarının düzeltilmesi, duygusal rahatlama, duygusal karışıklıkların üstesinden gelme, başa çıkma metodlarının öğretilmesi, olayları yeniden gözden geçirebilmesinin sağlanması, tutum değişikliği, düşüncelerin yeniden yapılandırılması, yorumlamaların yeniden gözden geçirilmesi..ve en önemlisi kendilerini ve iç dünyalarını daha iyi tanıyabilmelerine imkan sağlamaktır. Bilişsel davranışçı terapi, kişinin uyumlu olmayan düşünce ve davranışlarını daha uyumlu hale getirmeyi hedef alır.