Panik atak toplum içerisinde sık rastlanan adını çok duyduğumuz psikolojik bozuklukların başında yer almaktadır. Peki nedir panik atak? Panik atak korku,kaygı, endişe duygularının yğun yaşandığı, ölüm ve bayılma korkusuna dair düşüncelerin yoğunlaştığı, fizyolojik olarak anlamlandırılamayan bedensel yakınmaların olduğu psikolojik nöbetlerdir.
Panik atak sırasında DÜŞÜNCELERİMİZ;
-
Ölmek üzereyim, bana kimse yardım edemiyor, -
Aklımı kaybedecek gibi hissediyorum, sanırım delireceğim, -
Nefes alamıyorum, nefessiz kalıp öleceğim, -
Felç olabilirim, bedenimde uyuşmalar hissediyorum, -
Tansiyonum yükseliyor ve beyin kanaması geçirmek üzereyim, -
İçimdeki sıkıntı hiç iyi değil, kesin kötü bir haber alacağım, -
Sevdiklerimi kaybedeceğim, yalnız kalacağım, -
Tek başıma hiçbir yere gidemem; çünkü fenalaşırsam kimse bana yardım etmez, -
Gittiğim yerler hastaneye yakın olmalı şeklindedir.
Panik atak sırasında yaşanan BEDENSEL yakınmalar;
-
kalp hızında artma, -
titreme, -
terleme, -
nefes darlığı (nefese doyamama), -
hızlı nefes alıp verme, -
göğüs ağrısı, -
göğüste sıkıntı hissi, -
baş dönmesi, -
sersemlik, denge kaybı, -
bayılacakmış gibi hissetme, -
kendine ve çevreye yabancılaşma, -
sıcak basması şeklindedir.
Panik atak adından da anlaşılacağı gibi kesintisiz bir durum değildir. Beklenmedik anlarda gelen nöbetler şeklinde yaşanır. Bu sebeple kişi tahmin edilemeyen bu atakların nerede, ne zaman, ne şekilde yaşanacağından emin olamaz. Bu durum hissedilen kaygının boyutunu arttırır. Kaygının artması panik atağa hazırlanan en önemli zemindir. Sürekli beklenti içerisinde olan kişinin yaşamında ciddi değişiklikler meydana gelir. En sık rastlanan eğişiklik evden çıkamama, sosyal hayatına karşı ilginin azalması ve umutsuzluktur.
Kişi eskiden yaptığı ve zevk aldığı hiçbir şeyden zevk alamaz hale gelir; tıpkı depresyonda olduğu gibi. Sürekli korku ve heyecan hissetmekten yorgun düşer. Amerikan Akıl Sağlığı Ulusal Enstitüsü'nün ( NIMH-ECA) yaptığı çalışmalar Panik Bozukluk hastalarının %65'inin işsiz, %27'sinin yardım kuruluşlarından destek aldığını ve %23'ünün geçmiş yıllarında acil servisleri kullandığını ortaya koymuştur (Altıntaş, E.;Panik Bozuklukta Yaşam Kalitesi: 3 Aylık İzlem Çalışması; Uzmanlık Tez Çalışması; Çukurova Üniv. Tıp Fak. Psikyatri ABD; 2006). Bu durumlar sonucu düşen yaşam kalitesi depresyon gibi farklı psikolojik problemlerin de panik ataklara eşlik etmesinin yolunu açmaktadır.
Panik atak sırasında yapılması gerekenlere kısa örnekler vermemiz gerekirse;
-
Bir yere oturmanızı ya da uzanmanızı, -
Bunun bir atak olduğu ve geçeceği konusunda kendinize olumlu telkinlerde bulunmanızı, -
Atak sırasında üzücü ve olumsuz düşüncelerden olabildiğince uzaklaşmanızı, -
Tartışmalardan kaçınmanızı, -
Sakin şekilde burnunuzdan nefes alıp ağzınızdan vermenizi söyleyebiliriz.
Panik atak tedavisinde hastaların ilk attıkları adım, bedensel sıkıntılara anlam verebilmek adına birçok farklı doktora gitmek olmaktadır. Gidilen her doktordan alınan temiz sonuçlar son tedavi adımı olarak hastaları psikologlara başvurmaktadır. Panik atak tedavisinde ilaç kullanımının yanında psikoterapi önemli bir yer tutmaktadır. Tek başına ilaç tedavilerinden alınan sonuçların kalıcı olmadığı ve sıkıntıların bir süre sonra tekrarladığı gözlenmektedir. Tedavinin en önemli ayağı panik atağa sebep olan işlevsiz düşünce sistemlerinin yeniden yapılandırılmasıdır.
Bu tip sıkıntılar yaşıyorsanız bir uzmana başvurmanız gerekmektedir.