Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Paris bariş konferansi ve manda rejimleri

Paris bariş konferansi ve manda rejimleri
0
134

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
PARİS BARIŞ KONFERANSI VE MANDA REJİMLERİ


Birinci Dünya Savaşı'nı sona erdiren Ateşkes Antlaşmalarından daha sonra asıl konu, barış anlaşmalarının hazırlanmasıydı İngiltere, Fransa, İtalya, ABD ve Japonya'nın yanısıra bu konferansa katılan devlet sayısı 32 idi 18 Ocak 1919'da Paris şehrinde ilk toplantısını yapan Barıştırma Konferansı'nın dünyanın o tarihe kadar görmediği büyük sorunları ele alması gerekiyordu Milyonlarca insanın ölümüne ve sefaletine yol açmış ve o tarihe dek görülmemiş bir savaşın sonunda, galiplerin istekleri doğrultusunda dünyanın geleceği hakkında karar verilecekti Konferansta ana tartma İngiltere, Fransa ve ABD'nin elinde idi İtalya bile ikinci sıraya düştü Birinci sorun Avrupa'nın durumu ve sınırların çizilmesi, ikincisi ise sömürgelerin bilhassa Osmanlı Devleti'nin mirasının paylaşılması idi Bu manâlı konularda ise asıl karar yetkisi, ilk beş devletin ikişer temsilcisinden oluşan Onlar Meclisine aitti Bir süre sonradan İngiltere, Fransa, ABD ve İtalya devlet başkanları ya da başbakanları seviyesindeki Dörtler Meclisitek söz sahibi durumuna geldi Almanya'ya fazla ağır savaş tazminatları ve yükümlülükler ile Versay Barış Antlaşmasıimza ettirildi 28 Nisan 1919'da Avusturya İmparatorluğu parçalandı Macaristan bağımsız devlet oldu Bulgaristan ise en düşük zararla kurtuldu

Osmanlı İmparatorluğu konusu Konferansın en önemli sorunları arasında idi Birinci Dünya Savaşı'nın dar anlaşmalarının yanısıra, İmparatorluğun içinde fırsat kollayan Rum, Ermeni, Arap ve Kürtler'in istekleri de dikkate alınıyordu Bunların içinde en ciddi konu Yunanistan'a verilecek olan topraklar sorunu oldu Lloyd George, daha 1915'de Maliye Bakanı iken Con Stavridis aracılığı ile, İngiltere'nin büyük bir Yunanistan kurulmasından yana olduğunu ve Yunanistan'nın bu yolda çalışması gerektiğini bildirmişti Tekrar o tarihte Dışişleri Bakanı olan Edward Grey de Atina'daki İngiliz Elçisini, Yunanistan'ın savaşa katılması durumunda Yunanistan'a Batı Anadolu'da çok önemli topraklar verileceğini bildirmekle görevlendirmişti Yunan Kralı'nın tahttan indirilip 1917 yılında Venizelos'un Başbakanlığı'nı ve Yunanistan'ın savaşa girmesini karşılayan İngiltere ve Fransa, Yunanistan'a Batı Anadolu'yu özellikle İzmir'i vaad etmişlerdi Hemen ise Lloyd George İngiltere Başbakanı bulunuyordu ve Türk düşmanlığı yanı sıra Venizelos'u Pericles devrinden bu yandan Yunanistan'ın yetiştirdiği en büyük devlet adamı olarak görüyor, kendisine fazla güveniyordu Venizelos bu fırsatlardan yararlanarak İzmir ve çevresi üstünde tarih ve nüfuz çokluğu iddialarıyla yargı ileri sürdü Fakat benzer topraklar üstünde İtalya da iddia sahibiydi ve St Jean de Maurienne Anlaşması ile İngiltere ve Fransa'nın bunu kabul ettiklerini belirtiyordu Lakin bu anlaşmanın Rusya kadar da onaylanması gerektiğini hatırlatan İngiltere İtalyan isteklerini ciddiye almadı İtalyan ve Yunan çıkarları İzmir'den başka Oniki Ada üzerinde de çatışıyordu Yunanistan bu adaların da kendisine ait olduğunu ileri sürüyordu İngiltere, Fransa ve ABD de Yunanistan yanında yer aldılar Çünkü Doğu Akdeniz ve Batı Anadolu'da İtalya'nın yerleşmesini, kendi çıkarları için güvenli olmayan buluyorlardı Venizelos, daha Paris Barışma Konferansı birincil toplantısını bile yapmadan, 30 Aralık 1918'de sunduğu bir nota ile Meis AdasıMarmara Denizi'nin batısı arasında çizilecek bir çizginin batısında kalan tüm Anadolu topraklarının Yunanistan'a bırakılmasını istemişti 4 Şubat 1919'da Onlar Konseyinde yaptığı açıklamada ise İstanbul dıştan, Trakya, Bati Anadolu, Oniki Ada, Kıbrıs, Meis, Rodos, İmroz ve Bozcaada'yı istedi İstanbul üzerindeki isteklerini İngiltere'yi kızdırmamak için açıklamamış idi Nisan 1919 başında hala kesin bir karara varılamamıştı 28 Mart 1919'da İtalya'nın Antalya'yı işgal etmesi İngiltere, Fransa ABD'yi endişelendirmişti Adriyatik'te Fiume konusunda ABD Başkanı Wilson ile İtalya'nın arası iyice açıldı ve savaş sözleri kullanıldı Bunun üzerine İtalyan delegesi Orlando 24 Nisan 1919'da İtalyan heyetiyle birlikte Konferanstan ayrıldı ve üç büyükleri protesto etmek için Paris'i terk etti İtalya'nın davranışı üç büyükleri endişelendiriyordu 2 Mayıs ta, iki İtalyan savaş gemisinin İzmir Limanı'na geldiği haberini aldılar İtalyan'lar 4 Mayıs'ta da Kuşadası'nı, Marmaris, Bodrum ve Fethiye'yi de 2 Mayıs'ta işgal ettiler Venizelos'un İzmir ve çevresinin Yunanistan'a verilmesini karşılamak için nüfus üstünlüğü ve tarihsel haklar konusunda ileri sürdüğü iddiaları İtalyan delegesi ile birlikte çürütmüş olan ABD de derhal endişeye düşerek, İngiltere ve Fransa ile birlikte hareket etmeye başladı İzmir'in Yunanlılar'a verilmesini kabul ettiler ABD uzmanlarının Başkan Wilson'a, Batı Anadolu'da Türkler'in çoğunlukta olduğunu ve Yunanistan'a verilemiyeceğini bildirmelerine rağmen Wilson bu uyarıları dikkate almadı İzmir ve yöresinin Yunanlılar'a bırakılacağı haberleri daha Şubat ayında duyulmuştu 3 Şubat 1919'da General George Milne, War Office'e gönderdiği raporla, Yunanlılar'ın İzmir'i işgali karşısında Türklerin ayaklanacağını bildirerek uyarıda bulunmuştu Lakin tüm bu uyarılar üç büyükleri etkilemedi 13 Mayıs'tan sonra bundan böyle İzmir'in Yunanistan'a verilmesi kararlaştırılmıştı 14 Mayıs'ta Paris Barışma Konferansı'nda üç büyükler Anadolu'yu Manda ile yönetilmek üzere üçe ayırdılar Batı Anadolu'da Yunanlılar,Güneyde İtalyanlar, Ermenistan'da da Amerikan mandası bulunacaktı Lord Curzon İzmir'in Yunanistan'a verilmesine şüphesiz aleyhinde idi Yunanistan'da güvenliği ve huzuru sağlayamayan Yunanlılar'ın, İtilaf Devletleri adına İzmir'de refah sağlayamıyacaklarını söyledi Savaş Bakanı Winston Churchill de kaygılarını belirtmişti Osmanlı Devleti Konferansta temsil edilmediği için kararlar yalnızca galipler göre alınıyordu Osmanlı yöneticileri Konferansa katılarak, İtilâf Devletleri'ni yumuşatabileceklerini, Osmanlı İmparatorluğu'nun savaşa girmesinin sorumluluğunun İT'ye ait olduğunu hatırlatarak, cezadan kurtulacağını düşünerek boşuna hayale kapılıyorlardı Tüm bunlara karşın Lloyd George kararlıydı ve kurulacak büyük Yunanistan doğru Bogazlar'ın ve İngiliz sömürge yollarının, yani Doğu Akdeniz'in güvenliği sağlanacaktı İtalya oldu bittilerle Batı Anadolu'da dağıtılmış yerleri işgal etmişti İzmir'i de işgal ederse, onu oradan çıkartmak olası değildi Bu sebeple telaş edilmesi çerekiyordu Venizelos'a telaş etmesi bildirildi İşgal hazırlıklarını tamamlamış bulunan bir Yunan ordusu, 15 Mayıs 1919'da, İngiliz, Fransız ve Amerikan savaş gemilerinin koruyuculuğu aşağı İzmir'e çıktı ve şehri işgale başladı İtilaf donanmasının koruyuculuğu aşağı Yunan ordusunun İzmir'e çıkması ile Türklerin için için yanmakta olan öfkesi artık söndürülmez bir ateş halinde tutuştu Yabancı ulusların yaşadığı uzakta illerin elden çıkarılması sineye çekilebilirdi, hatta başkentin işgaline bile katlanılabilirdi, çünkü işgalciler nihayet yenilmez Batı'nın muzaffer büyük devletleriydi ve askerleri er ya da geç geldikleri yerlere döneceklerdi Fakat komşu ve eski milliyet bir ulusun Türk Anadolu'nun kalbine itilmesi katlanılmaz bir tehlike ve utanç idiParis Uzlaşma Konferansı'nda kayda değer konulardan birisinin de Osmanlı mirasının yani Orta Doğu'nun paylaşılması olduğunu söylemiştik İtilaf Devletleri Birinci Dünya Savaşı içinde dar anlaşmalarla Orta Doğu'yu paylaşmışlardı Ama 8 Ocak 1918 tarihinde Başkan Wilson'un yayınladığı 14 maddelik ilkeler bu antlaşmaların geçersiz olduğunu ve ulusların kendi kaderini görev edeceğini ilan ediyordu Konferansta Wilson'u karşılarına elde etmek istemeyen İngiltere ve Fransa Orta Doğu'yu ve diğer sömürgeleri paylaşmak için Mandadenen yeni bir sistem ortaya koydular Kendisini idareden aciz bulunduğunu bahis ettikleri ülkelerin gelişmiş ülkelerce, yani kendilerince yönetilmesi gerektiğini ileri sürerek Orta Doğu'yu paylaştılar 21 Mayıs 1919'da İngiltere Konferans'a bir bildiri sunarak, Mezopotamya, Suriye ve Filistin'in İngiltere ve Fransa Mandasına (güdümüne) verilmesini, ABD'nin de Türkiye mandasına katılmasını önerdi Doğrusu de bir zaman daha sonra Suriye ve Lübnan, Fransa'nın, Irak ve Filistin'de İngiltere'nin mandası altına verildiler Savaş esnasında, kendi petrol kaynaklarının tükenmekte olduğunu gören ABD ülke dışı petrol kaynaklarına yöneldi 31 Mayıs 1919'da tüm konsoloslarına, bulundukları ülkelerin petrol ve bu petrol üzerindeki yoklama durumlarını, gelişme umutlarını ve ABD'nin bu üretimlere karışabilme olanaklarını sordu ABD ile Fransa ve İngiltere arasında geçen yazışmalarla, petrol ve kapitülasyonlar konusunda, Mandaaşağı yer alan ülkelerde ABD'ye açık kapıbırakılması ve kapitülasyonların ABD'nin izni olmadan kaldırılmaması esaslarında anlaştılar ABD bu tarihte az önce Orta Doğu'ya aracısız olarak karışabilecek durumda değildi Çıkarlarını ancak Avrupa Devletleri üstünde genel bir baskıyla sağlamaya çalışıyordu Hem Senato'nun Monreo Doktrini'ne uyarak Avrupa sorunlarından uzaklaşması, İngiltere ve Fransa'yı Orta Doğu'da İkinci Dünya Savaşı'na değin rakipsiz bıraktı Orta Doğu'yu istedikleri gibi paylaşabilirlerdi Eğer Türkiye gerçeği olmasa idi








*
 
858,505Konular
982,690Mesajlar
33,051Kullanıcılar
TahirGunduzSon üye
Üst Alt