Parkinson Hastalığı nedir
Parkinsonizm kelimesi belli bir hastalıktan cok, değişik nedenlere bağlı olarak ortaya cıkan bir dizi belirtiyle tanınan bir durumu cağrıştırır Bu belirtilerin en onemlileri uzuvların titremesi, kasların sertliği ve vucut hareketlerinin yavaşlığıdır Bu uclemeye eklenebilecek diğer belirtiler arasında, one eğik duruş şekli, kucuk adımlarla ve ayaklarını suruyerek yurume, yumuşak, hızlı ve aynı tonda konuşma sayılabilir Parkinson hastalığı, ceşitli parkinsonizm tabloları arasında kendine ozgu belirtiler ve beyinde oluşturduğu değişikliklerle ayrı bir yere sahiptir ve ileride ayrıntılarıyla ele alınacaktır
Parkinsonizmdeki titreme, ozellikle elleri ve ayakları, bazen dudakları, dili, ceneyi, seyrek olarak da govdeyi etkileyebilir El veya ayakta dinlenme halinde ortaya cıkan titreme bir hareket sırasında kaybolur Orneğin uzanıp bir cismi tutma hareketi sırasında eldeki titreme kaybolur, dinlenme haline gecince tekrar ortaya cıkar Titremenin tıbbi karşılığı “tremordur Dinlenme sırasında ortaya cıkma ozelliği diğer hastalıklarda gorulebilen ceşitli titremelerden ayırdedilmesine yardımcıdır
Parkinsonizmde kaslarda dinlenme halinde bile değişmeyen bir sertlik bulunur Hastayı muayene eden doktor uzuvları pasif olarak hareket ettirdiğinde sabit ve değişmeyen bir direncle karşılaşır Ancak etkilenmiş kaslar gevşeyemez gibi gorunurse de, bu istenilen şekle sokulabilen bir sertliktir Kaslardaki bu sertlik haline “rijidite denir
Ucuncu belirti vucut hareketlerinin yavaşlamasıdır ve “bradikinezi olarak isimlendirilir (Yunanca ’da “brady “yavaş, “kinesis ise hareket manası taşır) Yeni bir harekete başlarken tereddut, o eylemi yaparken yavaşlık ve hızla yorulma ile şekillenen karmaşık bir olaydır Bradikinezi, gozleri kırpma, yururken kolları sallama, konuşurken acıklayıcı olarak yapılan el ya da beden hareketleri veya yuz ifadesini yaratan hareketler gibi farkında olmadan yaptığımız otomatik hareketleri yapmaktaki yetersizliği de icerir Hastalarda tum bu hareketler yavaşlamıştır
PARKİNSON HASTALIĞI
Parkinson hastalığı ilk kez 1817 yılında İngiliz hekim James Parkinson tarafından, “shaking palsy (titrek felc) adı altında tanımlanmıştır Gunumuzde bu araştırmacının adıyla anılan ve bugunku anlamda felc ozelliği taşımayan hastalık, tanınması gereken en onemli ve en sık gorulen parkinsonizm tipidir
Hastalık 40 ila 75 yaşları arasında, sıklıkla da 60 yaşın uzerinde başlar Kırk yaşın altındaki kişiler nadiren etkilenirler Tum Parkinson hastalarının sadece % 5 ila 10 ’unda hastalık başlangıc yaşı 20 ila 40 yaşları arasındadır Hastalık genellikle sinsi başlar ve belirtileri yıllar icinde, son derece yavaş ama giderek artan bicimde ilerler Hastaların coğunda belirtiler tek bir beden yarısında ortaya cıkma eğilimindedir, ancak zamanla karşı beden yarısında da kendini gosterir Hastalığın ilerleme hızı ile belirtilerin turu ve şiddeti hastadan hastaya değişiklik gosterecek şekilde farklıdır
Parkinson hastalığının kadın ve erkekte ortaya cıkış sıklığı genellikle aynıdır Dunyanın her yanında ve her turlu sosyoekonomik koşulda rastlanılan hastalığın ceşitli ulkelerde yapılan tıbbi calışma sonuclarına gore 50 yaşın uzerindeki toplum kesimlerinde yaklaşık 100 000 ’de 100 ila 300 arası sıklıkta gorulduğu saptanmıştır 65 yaş uzerinde her 100 kişiden birinin Parkinson hastası olduğu anlaşılmıştır
Hastalığın oluşma nedeni
Hastalık sureci, başlıca dopamin iceren substansiya nigra hucrelerini yok etmektedir Bu hucrelerin hasara uğramalarının nedeni bugun icin hala bilinmemektedir Bunun rasgele bir durum olmadığı ve damar sertliği, zayıf kan dolaşımı, iltihabi ya da mikrobik kokenli değişikliklerden ileri gelmediği acıkca bellidir Henuz keşfedilmemiş bazı maddelerin eksikliğinin ya da bilinmeyen bir toksinin bu hucre hasarından sorumlu olabileceği ileri surulmuştur 1982 yılında Kaliforniya ’da sentetik eroin kullanan genclerde Parkinson hastalığı belirtilerinin ortaya cıktığı gozlendikten sonra eroindeki zararlı maddenin “1metil, 4fenil, 1,2,3,6tetrahidropiridin (MPTP) yapısında olduğu ve bunun beyinde dopamin hucrelerini oldurduğu kesin olarak anlaşılmıştır Bu gozleme dayanarak kimyasal yapısı MPTP ’ye benzeyen bazı maddelerin cevrede ya da bazı gıdalarda bulunabileceği ve hastalıktan sorumlu olabileceği goruşu doğmuştur Konuyla ilgili yoğun araştırmaların surdurulmesine karşın bugun icin kesin kanıtlar henuz yoktur
Nadir de olsa ailevi Parkinson hastalığı tanımlanmıştır Kalıtsal ozellikteki Parkinson hastalığına daha cok, hastalığı genc yaşta başlayan hastalarda rastlanır Anne ya da babanın cinsiyeti belirleyenlerin dışındaki kromozomlarında varolan bir ozelliğin baskın olarak cocuğa gecmesine otozomal dominant geciş, cekinik olarak gecmesine otozomal resesif geciş denilir Genetik alanındaki bilimsel gelişmeler sonucunda, Parkinson hastalığında sırasıyla dominant ve resesif kalıtsal geciş gosteren sinukleinve parkingenleri belirlenmiştir Gunumuzde bu iki geni tespit eden bir cok laboratuar mevcuttur Diğer yandan, genel olarak hastaların % 10 ila % 15 ’i yakınlarında Parkinson hastalığı bulunduğunu ifade etmektedirler, ancak muayene edildiklerinde soz konusu kişilerin yarısında farklı hastalıklar olduğu saptanmıştır Boylece akrabalarında Parkinson hastalığı olan hastalar buyuk bir oran oluşturmamaktadır ve bir ailede aynı hastalığın birden fazla kişide meydana cıkmış olmasının rastlantısal olduğu duşunulmektedir
Karıkocanın her ikisinde de Parkinson hastalığının % 2 ’den daha az sıklıkta gorulmesi hastalığın bulaşıcı olmadığının gostergesidir Eşlerin aynı cevreyi, aynı beslenme şeklini, hastalık ortaya cıkmadan yıllar once paylaşmakta olmaları beslenmeye ait unsurların da hastalığa neden olmadığına işaret eder
Parkinson hastalığına bir virusun yol acmış olabileceği olasılığı dikkat cekici bir varsayımdır Bazı araştırmacılar tarafından kulucka donemi uzun olan bir yavaş virus hastalığının sorumlu olabileceği ileri surulmuşse de bugune dek hic bir virusun varlığı gosterilememiştir
Hastalığın nedenine yonelik araştırmalar bir cok ulkede halen yoğun olarak surdurulmektedir Ozet olarak, Parkinson hastalığının nedeni bugun icin henuz kesin olarak anlaşılmış değildir
Parkinsonizm kelimesi belli bir hastalıktan cok, değişik nedenlere bağlı olarak ortaya cıkan bir dizi belirtiyle tanınan bir durumu cağrıştırır Bu belirtilerin en onemlileri uzuvların titremesi, kasların sertliği ve vucut hareketlerinin yavaşlığıdır Bu uclemeye eklenebilecek diğer belirtiler arasında, one eğik duruş şekli, kucuk adımlarla ve ayaklarını suruyerek yurume, yumuşak, hızlı ve aynı tonda konuşma sayılabilir Parkinson hastalığı, ceşitli parkinsonizm tabloları arasında kendine ozgu belirtiler ve beyinde oluşturduğu değişikliklerle ayrı bir yere sahiptir ve ileride ayrıntılarıyla ele alınacaktır
Parkinsonizmdeki titreme, ozellikle elleri ve ayakları, bazen dudakları, dili, ceneyi, seyrek olarak da govdeyi etkileyebilir El veya ayakta dinlenme halinde ortaya cıkan titreme bir hareket sırasında kaybolur Orneğin uzanıp bir cismi tutma hareketi sırasında eldeki titreme kaybolur, dinlenme haline gecince tekrar ortaya cıkar Titremenin tıbbi karşılığı “tremordur Dinlenme sırasında ortaya cıkma ozelliği diğer hastalıklarda gorulebilen ceşitli titremelerden ayırdedilmesine yardımcıdır
Parkinsonizmde kaslarda dinlenme halinde bile değişmeyen bir sertlik bulunur Hastayı muayene eden doktor uzuvları pasif olarak hareket ettirdiğinde sabit ve değişmeyen bir direncle karşılaşır Ancak etkilenmiş kaslar gevşeyemez gibi gorunurse de, bu istenilen şekle sokulabilen bir sertliktir Kaslardaki bu sertlik haline “rijidite denir
Ucuncu belirti vucut hareketlerinin yavaşlamasıdır ve “bradikinezi olarak isimlendirilir (Yunanca ’da “brady “yavaş, “kinesis ise hareket manası taşır) Yeni bir harekete başlarken tereddut, o eylemi yaparken yavaşlık ve hızla yorulma ile şekillenen karmaşık bir olaydır Bradikinezi, gozleri kırpma, yururken kolları sallama, konuşurken acıklayıcı olarak yapılan el ya da beden hareketleri veya yuz ifadesini yaratan hareketler gibi farkında olmadan yaptığımız otomatik hareketleri yapmaktaki yetersizliği de icerir Hastalarda tum bu hareketler yavaşlamıştır
PARKİNSON HASTALIĞI
Parkinson hastalığı ilk kez 1817 yılında İngiliz hekim James Parkinson tarafından, “shaking palsy (titrek felc) adı altında tanımlanmıştır Gunumuzde bu araştırmacının adıyla anılan ve bugunku anlamda felc ozelliği taşımayan hastalık, tanınması gereken en onemli ve en sık gorulen parkinsonizm tipidir
Hastalık 40 ila 75 yaşları arasında, sıklıkla da 60 yaşın uzerinde başlar Kırk yaşın altındaki kişiler nadiren etkilenirler Tum Parkinson hastalarının sadece % 5 ila 10 ’unda hastalık başlangıc yaşı 20 ila 40 yaşları arasındadır Hastalık genellikle sinsi başlar ve belirtileri yıllar icinde, son derece yavaş ama giderek artan bicimde ilerler Hastaların coğunda belirtiler tek bir beden yarısında ortaya cıkma eğilimindedir, ancak zamanla karşı beden yarısında da kendini gosterir Hastalığın ilerleme hızı ile belirtilerin turu ve şiddeti hastadan hastaya değişiklik gosterecek şekilde farklıdır
Parkinson hastalığının kadın ve erkekte ortaya cıkış sıklığı genellikle aynıdır Dunyanın her yanında ve her turlu sosyoekonomik koşulda rastlanılan hastalığın ceşitli ulkelerde yapılan tıbbi calışma sonuclarına gore 50 yaşın uzerindeki toplum kesimlerinde yaklaşık 100 000 ’de 100 ila 300 arası sıklıkta gorulduğu saptanmıştır 65 yaş uzerinde her 100 kişiden birinin Parkinson hastası olduğu anlaşılmıştır
Hastalığın oluşma nedeni
Hastalık sureci, başlıca dopamin iceren substansiya nigra hucrelerini yok etmektedir Bu hucrelerin hasara uğramalarının nedeni bugun icin hala bilinmemektedir Bunun rasgele bir durum olmadığı ve damar sertliği, zayıf kan dolaşımı, iltihabi ya da mikrobik kokenli değişikliklerden ileri gelmediği acıkca bellidir Henuz keşfedilmemiş bazı maddelerin eksikliğinin ya da bilinmeyen bir toksinin bu hucre hasarından sorumlu olabileceği ileri surulmuştur 1982 yılında Kaliforniya ’da sentetik eroin kullanan genclerde Parkinson hastalığı belirtilerinin ortaya cıktığı gozlendikten sonra eroindeki zararlı maddenin “1metil, 4fenil, 1,2,3,6tetrahidropiridin (MPTP) yapısında olduğu ve bunun beyinde dopamin hucrelerini oldurduğu kesin olarak anlaşılmıştır Bu gozleme dayanarak kimyasal yapısı MPTP ’ye benzeyen bazı maddelerin cevrede ya da bazı gıdalarda bulunabileceği ve hastalıktan sorumlu olabileceği goruşu doğmuştur Konuyla ilgili yoğun araştırmaların surdurulmesine karşın bugun icin kesin kanıtlar henuz yoktur
Nadir de olsa ailevi Parkinson hastalığı tanımlanmıştır Kalıtsal ozellikteki Parkinson hastalığına daha cok, hastalığı genc yaşta başlayan hastalarda rastlanır Anne ya da babanın cinsiyeti belirleyenlerin dışındaki kromozomlarında varolan bir ozelliğin baskın olarak cocuğa gecmesine otozomal dominant geciş, cekinik olarak gecmesine otozomal resesif geciş denilir Genetik alanındaki bilimsel gelişmeler sonucunda, Parkinson hastalığında sırasıyla dominant ve resesif kalıtsal geciş gosteren sinukleinve parkingenleri belirlenmiştir Gunumuzde bu iki geni tespit eden bir cok laboratuar mevcuttur Diğer yandan, genel olarak hastaların % 10 ila % 15 ’i yakınlarında Parkinson hastalığı bulunduğunu ifade etmektedirler, ancak muayene edildiklerinde soz konusu kişilerin yarısında farklı hastalıklar olduğu saptanmıştır Boylece akrabalarında Parkinson hastalığı olan hastalar buyuk bir oran oluşturmamaktadır ve bir ailede aynı hastalığın birden fazla kişide meydana cıkmış olmasının rastlantısal olduğu duşunulmektedir
Karıkocanın her ikisinde de Parkinson hastalığının % 2 ’den daha az sıklıkta gorulmesi hastalığın bulaşıcı olmadığının gostergesidir Eşlerin aynı cevreyi, aynı beslenme şeklini, hastalık ortaya cıkmadan yıllar once paylaşmakta olmaları beslenmeye ait unsurların da hastalığa neden olmadığına işaret eder
Parkinson hastalığına bir virusun yol acmış olabileceği olasılığı dikkat cekici bir varsayımdır Bazı araştırmacılar tarafından kulucka donemi uzun olan bir yavaş virus hastalığının sorumlu olabileceği ileri surulmuşse de bugune dek hic bir virusun varlığı gosterilememiştir
Hastalığın nedenine yonelik araştırmalar bir cok ulkede halen yoğun olarak surdurulmektedir Ozet olarak, Parkinson hastalığının nedeni bugun icin henuz kesin olarak anlaşılmış değildir