nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Peygamber Efendimizin Hayatından Olaylar
Peygamber Efendimizin Hayatından Kısa Olaylar
PEYGAMBERİMİZ (TEZ) SAHABELERİNE ŞAKALAR YAPAR, ONLARLA BİRLİKTE GÜLERDİ
Sahabelerin aktardıkları olaylardan anlaşıldığı gibi, Peygamber Efendimiz (tez) hem ailesi ayrıca de sahabeleri ile sıkça şakalaşır, onların yaptıkları esprilere güler ve onlara hoş isimler veya lakaplar takardı Oysa, her konuda olduğu gibi şakalaşma konusunda da Peygamberimiz (sav) çok ince dalgın, vicdanlı ve halden anlayan davranırdı Peygamberimiz (tez)'in şakalar konusunda ashabına verdiği tavsiyeler şöyle özetlenebilir:
Ben şaka yaparım lakin yalnızca doğru olanı söylerim
Bir Müslümanın kardeşini korkutması helal değildir
Kardeşinle çekişme etme, alaya alarak onunla şakalaşma
Başkalarını güldürmek için yalan söyleyene yazıklar olsun
Kul, şaka da olsa yalan söylemeyi, içten da olsa didişme etmeyi bırakmadıkça iyi bir mümin olamaz
Şaka da olsa yalan söylemeyin175
PEYGAMBERİMİZ (IDDIA)'İN SEVGİ KONUSUNDAKİ TAVSİYELERİ
Peygamber Efendimiz (iddia)'in bilhassa üstünde durduğu en kayda değer konulardan biri, müminlerin birbirlerini hiçbir çıkar gözetmeden, içten bir sevgi ile sevmeleri ve birbirlerine karşı kin, öfke ve kıskançlık gibi kötü hisler beslememeleriydi Peygamberimiz (tez) hem bu konuda müminlere en hoş misal olmuş, ayrıca de onlara çoğu kez bu konularda tavsiyelerde bulunmuştur
Allah bu konu hakkında Kuran'da şöyle buyurmaktadır:
İşte Allah, iman edip salih amellerde bulunan kullarına böyle müjde vermektedir De ki:
Ben buna aleyhinde yakınlıkta sevgi açık havada sizden hiçbir ödenti istemiyorumKim bir iyilik kazanırsa, biz ondaki iyiliği arttırırız Fiilen Allah, bağışlayandır, şükredene karşılığını verendir (Şura Suresi, 23)
Peygamber Efendimiz (iddia)'in sevgi, dostluk ve kardeşlik hakkındaki hadisi şeriflerinden bazıları ise şöyledir:
Mümin kendisi için sevdiğini kardeşi için de arzular176
Hediyeleşin, birbirinizi sevin Birbirinize gıda armağan edin Bu, rızkınızda genişlik hasıl eder177
Birbirinizi kıskanmayınız, birbirinize kin tutmayınız, birbirinize çirkin sözler söylemeyiniz, birbirinize sırtlarınızı dönmeyiniz, kiminiz kiminizi gerisinde çekiştirmesin Allah'ın kulları kardeşler olunuz179
Sizden önceki toplumların derdi size de bulaştı: Haset ve kin Kin beslemek kökten kazıyan şeydir Allah'a ant ederim fakat iman etmedikçe cennete giremezsiniz Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız Size birbirinizi seveceğiniz bir şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yayınlama180
En büyük şehadet:
Şamdan iki hristiyan alimi gelmişlerdiMedine'yi gördükleri vakit,biri diğerine: Bu kasaba ahir süre peygam berinin kasabasına ne kadar benziyordedi Sonra Rasulullah(sav)'ın huzuruna geldiklerinde,O'nu hususi sıfat larıyla tanıdılar Allah Rasulune: Sen Muhammed'sin dediler Rasulullah (iddia)'da : Evetbuyurdular Hemde Ahmet'sin dediler Rasulullah yine: Evetbuyurdular Bunun üstüne dediler ki: Biz sana bir şey soracağızRasul sorunuzbuyurdu Bize Allah'ın kitabında en büyük şehadeti haber verBunun üzerine peygamber şu ayeti okudu: Allah kendisinden diğer ilah olmadığına şahittir,bütün meleklerle ilim uluları,adalet ve hakkaniyetle durarak şahitdirler O Aziz ve Dominant olan Allah'tan başka ilah yoktur(Ali İmran 18)
Kefaret:
Adamın biri Rasulullah(iddia)'a gelerek Ya Rasulullah,mahvoldum!dedi Rasulullah seni mahveden nedir?diye sordu Adam: Ramazanda gündüz vakti hanımımla cinsi münasebette bulundumdiye cevap verdi Bir esir azat edecek değin mal bulabilir misin? Adam hayırdedi Peşpeşe iki ay oruç tutabilir misin? Adam hayır dedi Altmış miskine yedirecek dek erzak bulabilir misin? Adam hayırdedi ve oturdu Rasulullah ona hurma yaprağından örülmüş,içinde kefaret miktarınca hurma yer alan bir zembil getirdi İşte bunu al,sadaka olarak dağıtdedi Adamda Bizden daha yoksul birine mi vereceğim? Allah'a and olsun oysa,bu iki kara taşlı yerin arasında bu hurmalara bizden daha muhtaç bir aile yokturdedi Bunun üstüne Rasulullah ön dişleri görününceye kadar güldü ve: Git de onları çoluk çocuğuna yedirdedi
Cennet'e götüren amel:
Muaz İbni Cebel anlatıyor: Bir seferinde,Peygamber Aleyhisselamla beraberdim Bir gün yakınında sabahtan etmiştim Yürüyorduk: Ya Allah'ın Nebisi! Bana bir amelden haber ver ama beni cennete koysun,cehennemden uzaklaştırsındedim Buyurdular fakat: Büyük bir şey sordun Mâmâfih o,Allahu Tealanın müesser kıldığı kimseye kolaydır Allah'a ibadet edersin,O'na hiç bir ortak koşmazsın,namaz kılarsın,zekat verirsin,ramazan orucunu tutarsın,haccedersin Allah Rasulu şöyle devam ettiler: Sana hayrın kapılarını göstereyim mi? Oruç kalkandır,sadaka günahı söndürür Gecenin göbeğinde adamın namazı Ve Rasulullah şu ayetleri okudular: Görsen o vakit ancak mücrimler,Rabb'lerinin huzurunda başlarını eğmişler:Ey Rabbimiz!gördük, dinledik Şimdi bizi geri çevir,iyi bir amel işleyelim Zirâ yakinen bildik derler Eğer dilemiş olsaydık her nefse hidayet verirdik Ama,Ben'den şu söz yargı oldu: Elbet ve elbet cehennemi cinlerden ve insanlardan dolduracağımO halde,tadın unuttuğunuz için bu gününüzün çatmasını İşte biz de seni unuttuk Yapıp durduğunuz işler yüzünden tadın sonsuzluk azabınıBizim ayetlerimize o kadar kimseler iman ederler oysa,onlarla kendilerine öğüt verildiği zaman secdelere kapanırlar ve Rabb'lerine hamd ile tesbih ederler de kibirlenmezler(secde 1215)
Allah'ın merhameti:
Hz Ömer anlatıyorBir gün Rasul Ekrem esirler aralarında çocuğundan bölünmüş bir bayan fark etti Bayan çocuğu nun hasretinden rast gelen çocuğu kucağına alıyor,onu sevip emziriyordu Rasuli ekrem ashabına: Hiç bu bayan çocuğunu ateşe atar mı diye sordu Ashab asla cevabını verdi Bunun üstüne Rasuli ekrem : O halde biliniz ki;Allah'ın kullarına merhameti,bu kadının çocuğuna merhametinden daha fazladırbuyurdu
Fena konuşana karşı
Bir gün bir adam Allah Rasulünün huzurunda Hz Ebubekir'e küfretmişti Hz Ebubekir yanıt vermemiş,adam üçüncü defa küfredince Oda cevap vermiş Bunun üzerine Allah Rasulü oradan kalkıp gitmişler Hz Ebubekir ağlayan ve dargın Rasulullah'ın yanında varmış ve demiş ancak: O bana küfrederken oturuyordunuz Ben ona yanıt verince kalktınız ve gittiniz Rasulullah şöyle buyurmuşlar: Bir melek senin namına ona cevap veriyorduSen karşılık verince,o melek gitti ve yerine iblis geldi Iblis gelince de ben orada oturamadımBunun üstüne şu ayeti kerime indi: Allah kötü sözün açıklanmasını sevmez,ama zulme uğrayanlar başkadır Allah işiticidir,bilicidir Bir hayrı açıklar ya da gizlerseniz yahud bir kötülüğü affederseniz,kesin olmama değil oysa Allah fazla afedicidir Fazla güçlüdürBir başka rivayetde; bir kavme bir davetli gelmiş,yemek vermişler Ama şikayet etmiş Şikayetinden dolayı da azarlanmış Bunun üzerine yukarıda ancak ayet inmiştir Bu da gösteriyor fakat, hakkına riayet edilmeyen misafir,mazlumlar sınıfından sayılır
PEYGAMBERİMİZ (TEZ) GÜLER YÜZLÜYDÜ VE TEBESSÜM EDEN OLMAYI NASIHAT EDERDİ:
Peygamber Efendimiz (iddia), üzerindeki ağır sorumluluğa ve karşılaştığı türlü zorluklara rağmen, son derece tevekküllü, teslimiyetli ve huzurlu bir insandı Hayatının her anında imanın neşesi ve şevki içindeydi Hem bu imani neşesi, ayrıca de hoş ahlakı sebebiyle daima gülümseyen ve içtenlikle bir tavrı vardı Sahabeler, Peygamberimiz (iddia)'in bu halini şöyle anlatmaktadırlar:
Hz Ali (ra): Onun güler yüzlü oluşu ve herkese nazik davranışı adeta onu halka bir baba yapmıştı Cümbür Cemaat onun katında ve nazarında eşdeğer idi156
Allah Resulü defalarca tebessüm eden, yumuşak huylu idi157
Allah Resulü halkın en çok gülümseyeni ve en neşelisi idi158
Peygamberimiz (iddia) ashabına da gülümseyen olmalarını tavsiye etmiş ve şöyle demiştir:
Sizler insanları mallarınızla hoşnut edemezsiniz, onları güzel yüz ve hoş huyla hoşnut edersiniz159
Allah Teala refah gösteren ve gülen kişiyi sever160
PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN SAHABELERİ İLE OLAN İLİŞKİSİ VE SOHBETLERİ
Peygamberimiz (sav), çevresindeki Müslümanlarla fazla yakından ilgilenirdi Onların her birinin imanını, tavrını, temizliğini, neşesini, sağlığını yakından peşine düşüp takip ederdi Her birinin eksiklerini, ihtiyaçlarını gözetir, temin edilmesini sağlardı Onlarla olan sohbetlerinde ise, onları fazla güzel miktar, gönüllerini alırdı Sahabeler yanından neşe ve refah içinde ayrılırlardı
En yakınlarından biri olan Hz Ali (ra), Peygamberimiz (tez)'in sohbetlerindeki ortamı ve sahabeleriyle olan ilişkisini şöyle açıklamıştır:
Resulullah insanların eli en açık, gönlü en geniş ve şivesi en sürükleyici olanı, yüklendiği işi en iyi şekilde ifa edeni, en yumuşak huyluları ve sohbeti en güzel olanıydı Onu tanıyıp sohbetinde bulunanlar ona severek sokulurdu Onu niteleyen: 'Ondan önce de ondan daha sonra da onun gibisini görmedim' derdi Ne süre kendisinden bir şey istense onu mutlaka verirdi161
(Birlikte) oturduğu kimselerin her biriyle ilgilenir, ayrı muamele ettiği izlenimi vermezdi İhtiyacını gidermesi için onunla oturan veya onu ayakta tutan kimseye karşı sabırlı olur, o kişi ayrılmadıkça kendisi onu terk edip ayrılmazdı162
Ashabını özler, (göremediği zaman) sorardı İnsanların durumlarının nasıl olduğunu, işlerinin ne alemde olduğunu da sorardı Güzele güzel, çirkine çirkin derdi163
Her Zaman doğruların yanındaydı, başkasını kabul etmezdi Yanında geçici olarak girerlerdi, çıktıklarında mutmain olarak çıkarlardı Yanından birer kanıt ve kılavuz olarak çıkarlardı164
Gelen yabancıların fazla ve mantık dışı davranışlarını sabırla karşılardı Ashab ara sıra buna kızarlardı da o onları teskin eder, şöyler derdi: böyle kimseleri gördüğünüzde onu irşad edin!165
Kimsenin sözünü kesmez, bitirinceye kadar beklerdi166
İnsanları birbirine sevdirecek, birbirlerine kaynaştıracak şeyleri konuşurdu Onları ürkütmez, kaçırmazdı Her kavmin liderine siklet atfederdi; ikram ederdi167
Torunu Hz Hasan (ra) ise Peygamberimiz (sav) için şunları söylemiştir
Bakışları son derece manalı idi Mani kelimelerle (eksik sözle çok mana ifade edecek şekilde) gayet güzel ve veciz konuşurdu Sözlerinde ne fazlalık olurdu ve ne de eksiklik168
İleri gelen kimselerle de sade vatandaşlarla da eşit şekilde konuşurdu Onlardan hiçbir şeyi saklamazdı169
Ebu Zer (ra,) Peygamberimiz (sav)'in sahabelerine karşı sevgi doymuş tavrını şöyle anlatmıştır:
Bir gün Peygamberimizin yanında gittim Bir anda oturuyordu Kalktı beni kucakladı Bu kucaklaması gerçekte o kadar içtendi170
Ebu Hüreyre (ra) ise Hz Muhammed (tez)'in insanlara karşısında son derece ince düşünceli ve insaniyetli olan hoş tavrını şöyle tanımlama etmiştir:
Allah Resulü'nün elini birisi tuttuğunda o kişi elini bırakmadıkça, Resulullah elini çekmezdi Kendisiyle konuşan herkese karşısında yüzünü döndürür, konuşan lafını bitirmeden çehresini çevirmezdi171
Peygamberimiz (iddia), sahabelerinin rahatsızlıkları ile de yakından ilgilenirdi Güçsüz olanların kilo almaları, kilosu pozitif olanların diyet yapmalarını, yiyeceklerin yardımsever olanlarını seçmelerini nasihat ederdi172
Örneğin bazı hastalıklarında, sahabelerine bal şerbeti içmelerini öğüt etmiştir173
Hz Ebu Hüreyre (ra)'nin anlattığına göre, bir gün Ebu Hüreyre (ra) bayıldığında, Peygamberimiz (iddia) onu kendisi ayağa kaldırmış, evine getirmiş ve aç olduğunu anlayarak ona başta süt içirmiştir174 *
Peygamber Efendimizin Hayatından Kısa Olaylar
PEYGAMBERİMİZ (TEZ) SAHABELERİNE ŞAKALAR YAPAR, ONLARLA BİRLİKTE GÜLERDİ
Sahabelerin aktardıkları olaylardan anlaşıldığı gibi, Peygamber Efendimiz (tez) hem ailesi ayrıca de sahabeleri ile sıkça şakalaşır, onların yaptıkları esprilere güler ve onlara hoş isimler veya lakaplar takardı Oysa, her konuda olduğu gibi şakalaşma konusunda da Peygamberimiz (sav) çok ince dalgın, vicdanlı ve halden anlayan davranırdı Peygamberimiz (tez)'in şakalar konusunda ashabına verdiği tavsiyeler şöyle özetlenebilir:
Ben şaka yaparım lakin yalnızca doğru olanı söylerim
Bir Müslümanın kardeşini korkutması helal değildir
Kardeşinle çekişme etme, alaya alarak onunla şakalaşma
Başkalarını güldürmek için yalan söyleyene yazıklar olsun
Kul, şaka da olsa yalan söylemeyi, içten da olsa didişme etmeyi bırakmadıkça iyi bir mümin olamaz
Şaka da olsa yalan söylemeyin175
PEYGAMBERİMİZ (IDDIA)'İN SEVGİ KONUSUNDAKİ TAVSİYELERİ
Peygamber Efendimiz (iddia)'in bilhassa üstünde durduğu en kayda değer konulardan biri, müminlerin birbirlerini hiçbir çıkar gözetmeden, içten bir sevgi ile sevmeleri ve birbirlerine karşı kin, öfke ve kıskançlık gibi kötü hisler beslememeleriydi Peygamberimiz (tez) hem bu konuda müminlere en hoş misal olmuş, ayrıca de onlara çoğu kez bu konularda tavsiyelerde bulunmuştur
Allah bu konu hakkında Kuran'da şöyle buyurmaktadır:
İşte Allah, iman edip salih amellerde bulunan kullarına böyle müjde vermektedir De ki:
Ben buna aleyhinde yakınlıkta sevgi açık havada sizden hiçbir ödenti istemiyorumKim bir iyilik kazanırsa, biz ondaki iyiliği arttırırız Fiilen Allah, bağışlayandır, şükredene karşılığını verendir (Şura Suresi, 23)
Peygamber Efendimiz (iddia)'in sevgi, dostluk ve kardeşlik hakkındaki hadisi şeriflerinden bazıları ise şöyledir:
Mümin kendisi için sevdiğini kardeşi için de arzular176
Hediyeleşin, birbirinizi sevin Birbirinize gıda armağan edin Bu, rızkınızda genişlik hasıl eder177
Birbirinizi kıskanmayınız, birbirinize kin tutmayınız, birbirinize çirkin sözler söylemeyiniz, birbirinize sırtlarınızı dönmeyiniz, kiminiz kiminizi gerisinde çekiştirmesin Allah'ın kulları kardeşler olunuz179
Sizden önceki toplumların derdi size de bulaştı: Haset ve kin Kin beslemek kökten kazıyan şeydir Allah'a ant ederim fakat iman etmedikçe cennete giremezsiniz Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız Size birbirinizi seveceğiniz bir şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yayınlama180
En büyük şehadet:
Şamdan iki hristiyan alimi gelmişlerdiMedine'yi gördükleri vakit,biri diğerine: Bu kasaba ahir süre peygam berinin kasabasına ne kadar benziyordedi Sonra Rasulullah(sav)'ın huzuruna geldiklerinde,O'nu hususi sıfat larıyla tanıdılar Allah Rasulune: Sen Muhammed'sin dediler Rasulullah (iddia)'da : Evetbuyurdular Hemde Ahmet'sin dediler Rasulullah yine: Evetbuyurdular Bunun üstüne dediler ki: Biz sana bir şey soracağızRasul sorunuzbuyurdu Bize Allah'ın kitabında en büyük şehadeti haber verBunun üzerine peygamber şu ayeti okudu: Allah kendisinden diğer ilah olmadığına şahittir,bütün meleklerle ilim uluları,adalet ve hakkaniyetle durarak şahitdirler O Aziz ve Dominant olan Allah'tan başka ilah yoktur(Ali İmran 18)
Kefaret:
Adamın biri Rasulullah(iddia)'a gelerek Ya Rasulullah,mahvoldum!dedi Rasulullah seni mahveden nedir?diye sordu Adam: Ramazanda gündüz vakti hanımımla cinsi münasebette bulundumdiye cevap verdi Bir esir azat edecek değin mal bulabilir misin? Adam hayırdedi Peşpeşe iki ay oruç tutabilir misin? Adam hayır dedi Altmış miskine yedirecek dek erzak bulabilir misin? Adam hayırdedi ve oturdu Rasulullah ona hurma yaprağından örülmüş,içinde kefaret miktarınca hurma yer alan bir zembil getirdi İşte bunu al,sadaka olarak dağıtdedi Adamda Bizden daha yoksul birine mi vereceğim? Allah'a and olsun oysa,bu iki kara taşlı yerin arasında bu hurmalara bizden daha muhtaç bir aile yokturdedi Bunun üstüne Rasulullah ön dişleri görününceye kadar güldü ve: Git de onları çoluk çocuğuna yedirdedi
Cennet'e götüren amel:
Muaz İbni Cebel anlatıyor: Bir seferinde,Peygamber Aleyhisselamla beraberdim Bir gün yakınında sabahtan etmiştim Yürüyorduk: Ya Allah'ın Nebisi! Bana bir amelden haber ver ama beni cennete koysun,cehennemden uzaklaştırsındedim Buyurdular fakat: Büyük bir şey sordun Mâmâfih o,Allahu Tealanın müesser kıldığı kimseye kolaydır Allah'a ibadet edersin,O'na hiç bir ortak koşmazsın,namaz kılarsın,zekat verirsin,ramazan orucunu tutarsın,haccedersin Allah Rasulu şöyle devam ettiler: Sana hayrın kapılarını göstereyim mi? Oruç kalkandır,sadaka günahı söndürür Gecenin göbeğinde adamın namazı Ve Rasulullah şu ayetleri okudular: Görsen o vakit ancak mücrimler,Rabb'lerinin huzurunda başlarını eğmişler:Ey Rabbimiz!gördük, dinledik Şimdi bizi geri çevir,iyi bir amel işleyelim Zirâ yakinen bildik derler Eğer dilemiş olsaydık her nefse hidayet verirdik Ama,Ben'den şu söz yargı oldu: Elbet ve elbet cehennemi cinlerden ve insanlardan dolduracağımO halde,tadın unuttuğunuz için bu gününüzün çatmasını İşte biz de seni unuttuk Yapıp durduğunuz işler yüzünden tadın sonsuzluk azabınıBizim ayetlerimize o kadar kimseler iman ederler oysa,onlarla kendilerine öğüt verildiği zaman secdelere kapanırlar ve Rabb'lerine hamd ile tesbih ederler de kibirlenmezler(secde 1215)
Allah'ın merhameti:
Hz Ömer anlatıyorBir gün Rasul Ekrem esirler aralarında çocuğundan bölünmüş bir bayan fark etti Bayan çocuğu nun hasretinden rast gelen çocuğu kucağına alıyor,onu sevip emziriyordu Rasuli ekrem ashabına: Hiç bu bayan çocuğunu ateşe atar mı diye sordu Ashab asla cevabını verdi Bunun üstüne Rasuli ekrem : O halde biliniz ki;Allah'ın kullarına merhameti,bu kadının çocuğuna merhametinden daha fazladırbuyurdu
Fena konuşana karşı
Bir gün bir adam Allah Rasulünün huzurunda Hz Ebubekir'e küfretmişti Hz Ebubekir yanıt vermemiş,adam üçüncü defa küfredince Oda cevap vermiş Bunun üzerine Allah Rasulü oradan kalkıp gitmişler Hz Ebubekir ağlayan ve dargın Rasulullah'ın yanında varmış ve demiş ancak: O bana küfrederken oturuyordunuz Ben ona yanıt verince kalktınız ve gittiniz Rasulullah şöyle buyurmuşlar: Bir melek senin namına ona cevap veriyorduSen karşılık verince,o melek gitti ve yerine iblis geldi Iblis gelince de ben orada oturamadımBunun üstüne şu ayeti kerime indi: Allah kötü sözün açıklanmasını sevmez,ama zulme uğrayanlar başkadır Allah işiticidir,bilicidir Bir hayrı açıklar ya da gizlerseniz yahud bir kötülüğü affederseniz,kesin olmama değil oysa Allah fazla afedicidir Fazla güçlüdürBir başka rivayetde; bir kavme bir davetli gelmiş,yemek vermişler Ama şikayet etmiş Şikayetinden dolayı da azarlanmış Bunun üzerine yukarıda ancak ayet inmiştir Bu da gösteriyor fakat, hakkına riayet edilmeyen misafir,mazlumlar sınıfından sayılır
PEYGAMBERİMİZ (TEZ) GÜLER YÜZLÜYDÜ VE TEBESSÜM EDEN OLMAYI NASIHAT EDERDİ:
Peygamber Efendimiz (iddia), üzerindeki ağır sorumluluğa ve karşılaştığı türlü zorluklara rağmen, son derece tevekküllü, teslimiyetli ve huzurlu bir insandı Hayatının her anında imanın neşesi ve şevki içindeydi Hem bu imani neşesi, ayrıca de hoş ahlakı sebebiyle daima gülümseyen ve içtenlikle bir tavrı vardı Sahabeler, Peygamberimiz (iddia)'in bu halini şöyle anlatmaktadırlar:
Hz Ali (ra): Onun güler yüzlü oluşu ve herkese nazik davranışı adeta onu halka bir baba yapmıştı Cümbür Cemaat onun katında ve nazarında eşdeğer idi156
Allah Resulü defalarca tebessüm eden, yumuşak huylu idi157
Allah Resulü halkın en çok gülümseyeni ve en neşelisi idi158
Peygamberimiz (iddia) ashabına da gülümseyen olmalarını tavsiye etmiş ve şöyle demiştir:
Sizler insanları mallarınızla hoşnut edemezsiniz, onları güzel yüz ve hoş huyla hoşnut edersiniz159
Allah Teala refah gösteren ve gülen kişiyi sever160
PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN SAHABELERİ İLE OLAN İLİŞKİSİ VE SOHBETLERİ
Peygamberimiz (sav), çevresindeki Müslümanlarla fazla yakından ilgilenirdi Onların her birinin imanını, tavrını, temizliğini, neşesini, sağlığını yakından peşine düşüp takip ederdi Her birinin eksiklerini, ihtiyaçlarını gözetir, temin edilmesini sağlardı Onlarla olan sohbetlerinde ise, onları fazla güzel miktar, gönüllerini alırdı Sahabeler yanından neşe ve refah içinde ayrılırlardı
En yakınlarından biri olan Hz Ali (ra), Peygamberimiz (tez)'in sohbetlerindeki ortamı ve sahabeleriyle olan ilişkisini şöyle açıklamıştır:
Resulullah insanların eli en açık, gönlü en geniş ve şivesi en sürükleyici olanı, yüklendiği işi en iyi şekilde ifa edeni, en yumuşak huyluları ve sohbeti en güzel olanıydı Onu tanıyıp sohbetinde bulunanlar ona severek sokulurdu Onu niteleyen: 'Ondan önce de ondan daha sonra da onun gibisini görmedim' derdi Ne süre kendisinden bir şey istense onu mutlaka verirdi161
(Birlikte) oturduğu kimselerin her biriyle ilgilenir, ayrı muamele ettiği izlenimi vermezdi İhtiyacını gidermesi için onunla oturan veya onu ayakta tutan kimseye karşı sabırlı olur, o kişi ayrılmadıkça kendisi onu terk edip ayrılmazdı162
Ashabını özler, (göremediği zaman) sorardı İnsanların durumlarının nasıl olduğunu, işlerinin ne alemde olduğunu da sorardı Güzele güzel, çirkine çirkin derdi163
Her Zaman doğruların yanındaydı, başkasını kabul etmezdi Yanında geçici olarak girerlerdi, çıktıklarında mutmain olarak çıkarlardı Yanından birer kanıt ve kılavuz olarak çıkarlardı164
Gelen yabancıların fazla ve mantık dışı davranışlarını sabırla karşılardı Ashab ara sıra buna kızarlardı da o onları teskin eder, şöyler derdi: böyle kimseleri gördüğünüzde onu irşad edin!165
Kimsenin sözünü kesmez, bitirinceye kadar beklerdi166
İnsanları birbirine sevdirecek, birbirlerine kaynaştıracak şeyleri konuşurdu Onları ürkütmez, kaçırmazdı Her kavmin liderine siklet atfederdi; ikram ederdi167
Torunu Hz Hasan (ra) ise Peygamberimiz (sav) için şunları söylemiştir
Bakışları son derece manalı idi Mani kelimelerle (eksik sözle çok mana ifade edecek şekilde) gayet güzel ve veciz konuşurdu Sözlerinde ne fazlalık olurdu ve ne de eksiklik168
İleri gelen kimselerle de sade vatandaşlarla da eşit şekilde konuşurdu Onlardan hiçbir şeyi saklamazdı169
Ebu Zer (ra,) Peygamberimiz (sav)'in sahabelerine karşı sevgi doymuş tavrını şöyle anlatmıştır:
Bir gün Peygamberimizin yanında gittim Bir anda oturuyordu Kalktı beni kucakladı Bu kucaklaması gerçekte o kadar içtendi170
Ebu Hüreyre (ra) ise Hz Muhammed (tez)'in insanlara karşısında son derece ince düşünceli ve insaniyetli olan hoş tavrını şöyle tanımlama etmiştir:
Allah Resulü'nün elini birisi tuttuğunda o kişi elini bırakmadıkça, Resulullah elini çekmezdi Kendisiyle konuşan herkese karşısında yüzünü döndürür, konuşan lafını bitirmeden çehresini çevirmezdi171
Peygamberimiz (iddia), sahabelerinin rahatsızlıkları ile de yakından ilgilenirdi Güçsüz olanların kilo almaları, kilosu pozitif olanların diyet yapmalarını, yiyeceklerin yardımsever olanlarını seçmelerini nasihat ederdi172
Örneğin bazı hastalıklarında, sahabelerine bal şerbeti içmelerini öğüt etmiştir173
Hz Ebu Hüreyre (ra)'nin anlattığına göre, bir gün Ebu Hüreyre (ra) bayıldığında, Peygamberimiz (iddia) onu kendisi ayağa kaldırmış, evine getirmiş ve aç olduğunu anlayarak ona başta süt içirmiştir174 *