nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Peygamber Efendimizin Güzel Şemali hakkında bilgi
Hilye yazıcılığında en çok Hz Ali ve Hz Hasan'ın rivayetleri güvenilir kaynaklar olarak başlıca alınmıştır
Hz Ali'nin torunlarından İbrâhîm b Muhammed rivâyet ediyor: Dedem Hz Ali, Peygamber Efendimiz'i anlatırken O'nun şöyle tavsîf ederdi:
Peygamber Efendimiz, ne aşırı derecede uzun, ne de içiçe girmişçesine kısa idi; O, bulunduğu topluluğun orta boylusu idi Saçları, ne kıvırcık ne de dümdüzdü; hafifçe dalgalı idi Tombul yüzlü ve yumru yanaklı değildi; yüzünde hafif bir değirmilik vardı Mübârek yüzlerinin rengi kırmızıya çalar şekilde beyaz; gözleri siyah; kirpikleri sık ve uzun; kemiklerinin eklem yerleri ile omuz başları kocaman yapılı idi Vücûdu tüysüz olup, göğsünden göbeğine içten inen ince bir tüy şeridi vardı El ve üçgenin taban olmayan kenarı parmakları kalınca idi Yürürken, yatkın ve engebeli bir yerde yürürcesine ayaklarını sertçe kaldırırlar (sürümezler) ve adımlarını genişçe atarlardı Bir kimseye baktıkları vakit, sadece başlarını çevirerek yok, bütün vücudları ile o tarafa yönelirlerdi Sırtında kürekleri arasında Nübüvvet Mührüvardı Bu, O'nun, peygamberler zincirinin son halkası oluşunun nişânesi idi O, insanların en eli açık gönüllüsü, en içten sözlüsü, en yumuşak tabîatlisi ve en dostça idi Kendilerini birdenbire görenler, O'nun heybeti karşısında sarsıntı geçirirler; lakin üstün vasıflarını bile bile sohbetinde bulunanlar ise, O'nu herşeyden çok severlerdi O'nun üstünlüklerini ve güzelliklerini tanıtmaya çalışan kimse: Ben, gerek O'ndan önce, lüzum O'ndan sonra, O'nun gibisini görmedim, seslenmek sûretiyle, O'nu tanıtma husûsundaki aczini ve yetersizliğini îtirâf ederdi Allah'ın salât ü selâmı O'nun üstüne olsun!
Hz Hasan naklediyor: Peygamber Efendimiz'in Hilye'sini çok iyi haberdar olan dayım Hind b Ebî Hâle'ye Hz Peygamber'in üstün vasıflarını sordum ve olduğu gibi belleyip hâfızama nakşetmek için, bana O'ndan bahsetmesini ricâ ettim Bu isteğim üstüne dayım Hind b Ebî Hâle şöyle buyurdular:
Resûlullah Efendimiz, özünde olan heybetli ve muhteşemdi Mübârek yüzü, dolunay halindeki ayın parlaklığı gibi nûr saçardı Orta boyludan uzun, ince uzundan kısa olup, başı büyükçe idi Saçları kıvırcık ile düz arası idi; olur ya kendiliğinden ikiye ayrılmışlarsa onları başının iki yanına salar, değilse ayırmazlardı Uzattıkları takdirde saçları kulak yumuşaklarını geçerdi Peygamber Efendimiz'in rengi, ezher'ullevn idi, yâni nûranî beyazdı Alnı açıktı Kaşları hilâl gibi, gür ve birbirine yakındı; çatık kaşlı değildi İki kaşının aralarında bir damar vardı ki, coşmuş hallerinde kabarır, olağan zamanlarda ise gözükmezdi Burunlarının üstteki tarafı biraz yüksekçe olup, üstü ince idi Mübârek burnunun üzerinde onu yüksek gösteren bir nûr vardı oysa, dikkatlice bakmayan kimseler, Peygamberimiz'i kartal burunlu zannederlerdi Sakalı şerifleri sık ve gür; yanakları ise yumru olmayıp düz idi Saâdetli ağızları geniş, ön düşlerinin arası seyrekti Göğüs çukuru ile göbeği aralarında ince bir şerit gibi uzanan kıllar (mesrübe) vardı Gerdanı, saf mermerden tıraş edilen heykellerin boynu gibi gümüş berraklığında idi Vücudunun tüm âzaları birbiri ile düzenli olup, yakışıklı bir yapıya sahipti: Ne şişman, ne de çok zayıftı; karnı ile göğsü aynı hizada idi Göğsü ile iki omzunun arası genişçe, kemik mafsalları kalınca, vücûdunun açık yerleri gayet nurlu idi Göğüs çukuru ile göbeğinin arasını birleştiren kıllar, ince uzun bir şerit gibi uzanırdı Bu uzanan kıllar (mesrübe) haricen memelerinde ve karnında kıl yok idi; kolları omuzları ve göğüslerinin üstteki tarafları ise son derece kıllı idi Bilekleri uzun, el ayaları geniş, el ve ayakları kalın, parmakları ise uzunca idi ( Râvî burada tereddüt ederek: Peygamberimizin vasıflarını anlatan Hİnd b Hâle belki de: parmakları kalınca idişeklinde söylemişti, der) Ayaklarının altı çukur (kemerli) idi; düztaban değildi Ayaklarının üstü ise pürüzsüzdü; o kadar ki, üzerine su dökülse yağ gibi akar giderdi Yürürken, ayaklarını yerden azıcık kaldırıp önlerine hafif eğilerek yürürlerdi Ayaklarını, ses çıkarıp toz kaldıracak şekilde yere sert vurmazlar; adımlarını uzun ve serî atmakla beraber, sükûnet ve vekar üzere yürürlerdi Yürürken, benzeri yatkın ve engebeli bir yerden iniyor görünümünü arzederdi Bir tarafa dönüp baktıklarında, tüm vücûdları ile birlikte dönerlerdi Rastgele sağa sola bakmazlardı Yere bakışları, göğe bakışlarından daha çoktu Başlıca göz ucu ile bakarlardı Ashâbı ile birlikte yürürken, onları öne geçirir kendileri arkada yürürlerdi Yolda karşılaştığı kimselere, onlardan önce anında selâm verirdi *
Hilye yazıcılığında en çok Hz Ali ve Hz Hasan'ın rivayetleri güvenilir kaynaklar olarak başlıca alınmıştır
Hz Ali'nin torunlarından İbrâhîm b Muhammed rivâyet ediyor: Dedem Hz Ali, Peygamber Efendimiz'i anlatırken O'nun şöyle tavsîf ederdi:
Peygamber Efendimiz, ne aşırı derecede uzun, ne de içiçe girmişçesine kısa idi; O, bulunduğu topluluğun orta boylusu idi Saçları, ne kıvırcık ne de dümdüzdü; hafifçe dalgalı idi Tombul yüzlü ve yumru yanaklı değildi; yüzünde hafif bir değirmilik vardı Mübârek yüzlerinin rengi kırmızıya çalar şekilde beyaz; gözleri siyah; kirpikleri sık ve uzun; kemiklerinin eklem yerleri ile omuz başları kocaman yapılı idi Vücûdu tüysüz olup, göğsünden göbeğine içten inen ince bir tüy şeridi vardı El ve üçgenin taban olmayan kenarı parmakları kalınca idi Yürürken, yatkın ve engebeli bir yerde yürürcesine ayaklarını sertçe kaldırırlar (sürümezler) ve adımlarını genişçe atarlardı Bir kimseye baktıkları vakit, sadece başlarını çevirerek yok, bütün vücudları ile o tarafa yönelirlerdi Sırtında kürekleri arasında Nübüvvet Mührüvardı Bu, O'nun, peygamberler zincirinin son halkası oluşunun nişânesi idi O, insanların en eli açık gönüllüsü, en içten sözlüsü, en yumuşak tabîatlisi ve en dostça idi Kendilerini birdenbire görenler, O'nun heybeti karşısında sarsıntı geçirirler; lakin üstün vasıflarını bile bile sohbetinde bulunanlar ise, O'nu herşeyden çok severlerdi O'nun üstünlüklerini ve güzelliklerini tanıtmaya çalışan kimse: Ben, gerek O'ndan önce, lüzum O'ndan sonra, O'nun gibisini görmedim, seslenmek sûretiyle, O'nu tanıtma husûsundaki aczini ve yetersizliğini îtirâf ederdi Allah'ın salât ü selâmı O'nun üstüne olsun!
Hz Hasan naklediyor: Peygamber Efendimiz'in Hilye'sini çok iyi haberdar olan dayım Hind b Ebî Hâle'ye Hz Peygamber'in üstün vasıflarını sordum ve olduğu gibi belleyip hâfızama nakşetmek için, bana O'ndan bahsetmesini ricâ ettim Bu isteğim üstüne dayım Hind b Ebî Hâle şöyle buyurdular:
Resûlullah Efendimiz, özünde olan heybetli ve muhteşemdi Mübârek yüzü, dolunay halindeki ayın parlaklığı gibi nûr saçardı Orta boyludan uzun, ince uzundan kısa olup, başı büyükçe idi Saçları kıvırcık ile düz arası idi; olur ya kendiliğinden ikiye ayrılmışlarsa onları başının iki yanına salar, değilse ayırmazlardı Uzattıkları takdirde saçları kulak yumuşaklarını geçerdi Peygamber Efendimiz'in rengi, ezher'ullevn idi, yâni nûranî beyazdı Alnı açıktı Kaşları hilâl gibi, gür ve birbirine yakındı; çatık kaşlı değildi İki kaşının aralarında bir damar vardı ki, coşmuş hallerinde kabarır, olağan zamanlarda ise gözükmezdi Burunlarının üstteki tarafı biraz yüksekçe olup, üstü ince idi Mübârek burnunun üzerinde onu yüksek gösteren bir nûr vardı oysa, dikkatlice bakmayan kimseler, Peygamberimiz'i kartal burunlu zannederlerdi Sakalı şerifleri sık ve gür; yanakları ise yumru olmayıp düz idi Saâdetli ağızları geniş, ön düşlerinin arası seyrekti Göğüs çukuru ile göbeği aralarında ince bir şerit gibi uzanan kıllar (mesrübe) vardı Gerdanı, saf mermerden tıraş edilen heykellerin boynu gibi gümüş berraklığında idi Vücudunun tüm âzaları birbiri ile düzenli olup, yakışıklı bir yapıya sahipti: Ne şişman, ne de çok zayıftı; karnı ile göğsü aynı hizada idi Göğsü ile iki omzunun arası genişçe, kemik mafsalları kalınca, vücûdunun açık yerleri gayet nurlu idi Göğüs çukuru ile göbeğinin arasını birleştiren kıllar, ince uzun bir şerit gibi uzanırdı Bu uzanan kıllar (mesrübe) haricen memelerinde ve karnında kıl yok idi; kolları omuzları ve göğüslerinin üstteki tarafları ise son derece kıllı idi Bilekleri uzun, el ayaları geniş, el ve ayakları kalın, parmakları ise uzunca idi ( Râvî burada tereddüt ederek: Peygamberimizin vasıflarını anlatan Hİnd b Hâle belki de: parmakları kalınca idişeklinde söylemişti, der) Ayaklarının altı çukur (kemerli) idi; düztaban değildi Ayaklarının üstü ise pürüzsüzdü; o kadar ki, üzerine su dökülse yağ gibi akar giderdi Yürürken, ayaklarını yerden azıcık kaldırıp önlerine hafif eğilerek yürürlerdi Ayaklarını, ses çıkarıp toz kaldıracak şekilde yere sert vurmazlar; adımlarını uzun ve serî atmakla beraber, sükûnet ve vekar üzere yürürlerdi Yürürken, benzeri yatkın ve engebeli bir yerden iniyor görünümünü arzederdi Bir tarafa dönüp baktıklarında, tüm vücûdları ile birlikte dönerlerdi Rastgele sağa sola bakmazlardı Yere bakışları, göğe bakışlarından daha çoktu Başlıca göz ucu ile bakarlardı Ashâbı ile birlikte yürürken, onları öne geçirir kendileri arkada yürürlerdi Yolda karşılaştığı kimselere, onlardan önce anında selâm verirdi *