Peygamberimiz kabe'nin anahtarını kime vermiştir
İslamiyetten once Kabe ile ilgili bazı hizmetler belli kişiler tarafından yurutuluyordu Peygamberimiz Mekke'yi fethettiği gun Kabe'nin anahtarlarını Osman b Talha b Abduddar taşıyordu Peygamberimiz bu zatı cağırtarak Kabe'yi acmasını emretti Orada hazır bulunan Peygamberimizin amcası Hz Abbas, eskiden sorumluluğunda bulunan hacılara su dağıtma gorevi ile beraber Kabe anahtarlarının da kendisine verilmesini istedi Bunun uzerine bu ayeti kerime (nisa 48) nazil oldu Peygamberimiz de Kabe'nin anahtarlarını eskiden beri taşıyan Osman b Talha'ya vererek:
Ey EbU Talha evladı, atalarınızdan kalma olan Kabe kapıcılığı sizde kalmak uzere, işte anahtarlarını alınız, bunu, haksızlık yapmadan hic kimse sizden alamaz, buyurdu ve anahtarlarını eskiden olduğu gibi aynı sahibine tekrar verdi
Evet, bu ayeti kerime emanetlerin ehline verilmesini emrediyor ve ehliyetli olan kimseden emanetin alınmamasını istiyor; insanlar arasında adaletli olmayı emrediyor Eskiden beri Kabe'nin kapıcılığı gorevini ehliyetle yapmış olan birisinden bu gorevin alınarak kendisine verilmesini isteyen HzAbbas, Peygamberimizin saygıdeğer amcası olmasına rağmen bu gorev, ayeti kerimenin işaretiyle ehil olan eski sahibinde bir daha ondan alınmamak uzere bırakılmıştır Ayeti kerime, devlet işleri icin ehliyetin dışında başka bir şey kabul etmiyor Aklın da kabul ettiği bu değil mi? Eğer maksat kamu işlerinin aksamadan duzenli bir şekilde yurutulmesi ise bu işe ehil olan birisini getirmek gerekir
KABE'nin anahtarı bir ailenin elinde
Hz Muhammed (SAV)'in de mensubu olduğu Kureyş Kabilesi'nden Es Sidane Seybe ailesi Kabe'nin anahtarı ve her yıl ortusunu değiştirme şerefini elinde bulunduruyor
İslamiyetten once Kabe ile ilgili bazı hizmetler belli kişiler tarafından yurutuluyordu Peygamberimiz Mekke'yi fethettiği gun Kabe'nin anahtarlarını Osman b Talha b Abduddar taşıyordu Peygamberimiz bu zatı cağırtarak Kabe'yi acmasını emretti Orada hazır bulunan Peygamberimizin amcası Hz Abbas, eskiden sorumluluğunda bulunan hacılara su dağıtma gorevi ile beraber Kabe anahtarlarının da kendisine verilmesini istedi Bunun uzerine bu ayeti kerime (nisa 48) nazil oldu Peygamberimiz de Kabe'nin anahtarlarını eskiden beri taşıyan Osman b Talha'ya vererek:
Ey EbU Talha evladı, atalarınızdan kalma olan Kabe kapıcılığı sizde kalmak uzere, işte anahtarlarını alınız, bunu, haksızlık yapmadan hic kimse sizden alamaz, buyurdu ve anahtarlarını eskiden olduğu gibi aynı sahibine tekrar verdi
Evet, bu ayeti kerime emanetlerin ehline verilmesini emrediyor ve ehliyetli olan kimseden emanetin alınmamasını istiyor; insanlar arasında adaletli olmayı emrediyor Eskiden beri Kabe'nin kapıcılığı gorevini ehliyetle yapmış olan birisinden bu gorevin alınarak kendisine verilmesini isteyen HzAbbas, Peygamberimizin saygıdeğer amcası olmasına rağmen bu gorev, ayeti kerimenin işaretiyle ehil olan eski sahibinde bir daha ondan alınmamak uzere bırakılmıştır Ayeti kerime, devlet işleri icin ehliyetin dışında başka bir şey kabul etmiyor Aklın da kabul ettiği bu değil mi? Eğer maksat kamu işlerinin aksamadan duzenli bir şekilde yurutulmesi ise bu işe ehil olan birisini getirmek gerekir
KABE'nin anahtarı bir ailenin elinde
Hz Muhammed (SAV)'in de mensubu olduğu Kureyş Kabilesi'nden Es Sidane Seybe ailesi Kabe'nin anahtarı ve her yıl ortusunu değiştirme şerefini elinde bulunduruyor