Calışmak, calışıp kazanmak, yurumek, koşmak, uğraşmak gibi anlamlara gelen sa'ykelimesi Kur'anı Kerim'de tam
otuz yerde gecer Bunlardan bir kısmı doğrudan calışmak; insanın ancak kendi calışmasının karşılığını goreceği (1), Allah'ın
her kuluna kabiliyet ve calışmasına gore bir takım nimet ve imkanlar vereceği, başkalarının ellerindekine goz dikerek onların
hasretini cekerek omur gecirmek yerine, elleriyle kazandıklarının değerini bilmeleri (2), ahiret hayatı icin calışırken dunyadan
da nasibin unutulmaması (3) calışmanın daima İslam Dini'nin istediği meşru yolda olması gerektiği (4) vurgulanmış,
belirtilmiştir (5)
Şimdi ResUlullah'ın bu konudaki sozlerine ve uygulamalarına şoyle bir goz atalım:
Hz Peygamber oncelikle her konuda olduğu gibi bu konuda da dolu dolu bir hayat surmuştur Daima calışmış ve zamanını
en iyi ve verimli şekilde planlamıştır Aralarında yaşadığı, eğitimoğretim ve gelişmeleri ile yakından ilgilendiği sahabilere :
İki gunu birbirine eşit olan ziyandadır, aldanmıştır(6) buyururken O, her turlu başarı, gelişme ve ilerlemenin zamanı en
iyi, en planlı bir şekilde kullanmanın gereğini ifade etmiştir
Hangi işte olursa olsun zamanı iyi kullanmayanın başarı elde etmesi, hedefine ulaşması imkansızdır Elbette başarının elde
edilmesinde bircok faktorler vardır Ancak bunların en onemlisi zamandır Zaman sureklidir, bolunmez Hz Peygamber:
Zamana sovmeyiniz, cunku Allah zamanın ta kendisidir(7) sozuyle buna işaret buyurmuştur
Her olay iki ortamda cereyan eder; mekan ve zaman Birincisi ceset, diğeri ise ruh makamındadır Zaman ve mekandan
munezzeh olan sadece Allah Teala'dır
Butun oluşlar ve dirilişler zaman tezgahında dokunur ve kesilir Herkesin hamuru bu tezgahta yoğrulurHem dunya hem
de ahiretimizi kazandırması bakımından zaman cok değerlidir Dunya işlerinin zamanlamasını iyi yapamayan, madde planında
cok şey kaybedecektir ki, bunların telafisi mumkun değildir Kur'anı Kerim'in ve Hz Peygamber'in ongorduğu şekilde,
kendisine emanet olarak verilen omur sermayesini gerektiği gibi harcamayan insan ise, sureklilik bakımından bir yerde
dunyanın devamı olan ahiret hayatını da kaybetmiş olacaktır ki, bu gercekten buyuk bir kayıptır, ebedi husrandır Hatta bu
hususta vakit nakittiratasozu vaktin onemini belirtme konusunda yetersiz kalmaktadır Cunku vakit nakit kazandırır ama nakit vakit kazandırmaz
otuz yerde gecer Bunlardan bir kısmı doğrudan calışmak; insanın ancak kendi calışmasının karşılığını goreceği (1), Allah'ın
her kuluna kabiliyet ve calışmasına gore bir takım nimet ve imkanlar vereceği, başkalarının ellerindekine goz dikerek onların
hasretini cekerek omur gecirmek yerine, elleriyle kazandıklarının değerini bilmeleri (2), ahiret hayatı icin calışırken dunyadan
da nasibin unutulmaması (3) calışmanın daima İslam Dini'nin istediği meşru yolda olması gerektiği (4) vurgulanmış,
belirtilmiştir (5)
Şimdi ResUlullah'ın bu konudaki sozlerine ve uygulamalarına şoyle bir goz atalım:
Hz Peygamber oncelikle her konuda olduğu gibi bu konuda da dolu dolu bir hayat surmuştur Daima calışmış ve zamanını
en iyi ve verimli şekilde planlamıştır Aralarında yaşadığı, eğitimoğretim ve gelişmeleri ile yakından ilgilendiği sahabilere :
İki gunu birbirine eşit olan ziyandadır, aldanmıştır(6) buyururken O, her turlu başarı, gelişme ve ilerlemenin zamanı en
iyi, en planlı bir şekilde kullanmanın gereğini ifade etmiştir
Hangi işte olursa olsun zamanı iyi kullanmayanın başarı elde etmesi, hedefine ulaşması imkansızdır Elbette başarının elde
edilmesinde bircok faktorler vardır Ancak bunların en onemlisi zamandır Zaman sureklidir, bolunmez Hz Peygamber:
Zamana sovmeyiniz, cunku Allah zamanın ta kendisidir(7) sozuyle buna işaret buyurmuştur
Her olay iki ortamda cereyan eder; mekan ve zaman Birincisi ceset, diğeri ise ruh makamındadır Zaman ve mekandan
munezzeh olan sadece Allah Teala'dır
Butun oluşlar ve dirilişler zaman tezgahında dokunur ve kesilir Herkesin hamuru bu tezgahta yoğrulurHem dunya hem
de ahiretimizi kazandırması bakımından zaman cok değerlidir Dunya işlerinin zamanlamasını iyi yapamayan, madde planında
cok şey kaybedecektir ki, bunların telafisi mumkun değildir Kur'anı Kerim'in ve Hz Peygamber'in ongorduğu şekilde,
kendisine emanet olarak verilen omur sermayesini gerektiği gibi harcamayan insan ise, sureklilik bakımından bir yerde
dunyanın devamı olan ahiret hayatını da kaybetmiş olacaktır ki, bu gercekten buyuk bir kayıptır, ebedi husrandır Hatta bu
hususta vakit nakittiratasozu vaktin onemini belirtme konusunda yetersiz kalmaktadır Cunku vakit nakit kazandırır ama nakit vakit kazandırmaz