iltasyazilim
FD Üye
peygamberimizin hicret gecesi yaşadığı durum özetle
Cevap: peygamberimizin hicret gecesi yaşadığı olay özet olarak
Peygamber Efendimiz (sas), hicret edeceği gece gizli bir yerde saklandıktan sonradan ertesi gün ıssız aniden sevgili arkadaşı Ebû Bekir'in evine dürüst geldi Mekke'li kafirlere yakalanmamak için farklı alanlara yönlendirilmiş tedbirler alan Hazreti Ebu Bekir, yanına beş bin dirhem de para aldı ve Peygamber Efendimiz (sas) ile birlikte Safer ayının yirmi yedinci Pazartesi gecesi evin arkadaki penceresinden çıkarak Sevr mağarasına yöneldiler Güya etap parmakları üstünde yürüyorlardı Ara Sıra de Ebû Bekir, ileri geri, sağ sola gidiyordu İzler, kendilerini takip edecek kafirleri şaşırtsın ve nereye gittikleri muhakkak olmasın diye böyle yapıyordu
Gözü dönmüş kâfirler, Peygamber Efendimiz'in uygun Hazreti Ali'yi bulunca her tarafı didik didik aramaya başladılar Vaziyet anlaşılmıştı Efendimiz, Ebû Bekir'i de alarak gitmişti İz takibinde meşhur Ebû Kürz'ü buldular
Sevr mağarasına yaklaştıklarında Peygamberimizin ayakkabısı parçalanmış mübarek ayağı kanıyordu Hazreti Ebû Bekir, Kâinatın Sultanı'nı sırtına alarak mağaranın kapısına değin getirdi Ay, her tarafı gündüz gibi aydınlatıyordu
Hz Ebû Bekir, Peygamber Efendimiz'den (sas) müsaade can atarak mağaraya önce kendisi girdi Maksadı, yılan, çiyan gibi haşerat varsa onları zararsız ülkü getirmekti Mağaranın içinde her hangi bir haşerat görünmemekle beraber duvarlarda yılan delikleri vardı Ebu Bekir, (ra), gayet iyi bir kumaştan dikilmiş olan gömleğini hemen üstünden çıkartıp parçalayarak bu delikleri tıkamaya başladı Az daha sonra tüm delikleri tıkamış fakat yere yakın noktadaki birine kırpıntı yetmemişti
Bu son deliği de ayak tabanı ile kapattıktan sonradan Resulullah'ı içeriye davet etti Fazla halsiz düşmüş olan Sevgili Peygamberimiz, arkadaşının dizine başını koyarak uyumaya başladı Efendimiz (sas) uyurken bir yılan, açık havada çıkacak başka hiçbir delik bulamayınca içeriden Hazreti Ebû Bekir'in ayağını soktu Ebû Bekir'in canı öylesine yandı ki kendini ne dek sıktıysa da zehirin etkisinden göz yaşlarını tutamadı Isteksizce akan damlalardan bir ikisi de Efendimizin mübarek yüzünü ıslattı O hemencecik uyandı ve mağara arkadaşına neden ağladığını sordular
Yılan, dedi Hazreti Ebu Bekr Ayağımı yılan soktu ya Resulallah!
Sevgili Peygamberimiz, yaraya tükrüklerinden birazcık sürdüler; acı hemencecik dindi
Bu esnada Ebu Kürz ve peşindeki ırk Sevr Mağarasına meydana çıkan izleri tesbit etmiş geliyorlardı
Mağara ağzına gelen bir örümcek, çok kısa bir zamanda kapıyı ağları ile adamakıllı örttü Sonradan bir güvercin, bu ağlara derhal bir yuva yaptı; yuvaya yumurtladı ve üzerine yattı Ve kapının önünde âniden bir ağaç yükseliverdi Derken, Allah düşmanları, yirmi metre dek yaklaştıklarında sesleri işitilmeye başlandı
Sesler yaklaşınca Hz Ebû Bekir çok üzüldü ve göz yaşlarını tutamadı Peygamberimiz (sas):
Niçin ağlıyorsun?deyince: Ya Resulallah! Korkum kendim için değil Şayet size bir hasar gelirse İslâm dîni mahv olur
Efendimiz Hz Ebu Bekir'i avuntu ederek:
Hayır, üzülme Allah bizimle beraberdir dedi Hz Ebû Bekir yeniden:
İşte mağaranın ağzına dayandılar; eğilseler bizi görecekler deyince Peygamber Efendimiz (sas): Allah'a aleyhinde büyük bir tevekkül içinde Rabbinin korumasından en minik bir ümitsizliğe düşmeden arkadaşına yiğitlik veriyor ve:
Üçüncüsü Allah olan iki dosta kimse zarar veremez diyordu
Ebu Kürz, sersemlemiş ve neş'esi kaçmış bir şekilde: İzler buraya dek Ya yere girdiler, ya da göğe uçtular Garip, çok ilginç!deyince biri:
Ee! Şayet içerdedir diye düşünce yürüttü Bunun üzerine Ümeyye bin Halef şöyle dedi:
Dediğin söze bak! Güvercin, biz yaklaşırken uçtu Yumurtaları da yuvada sapasağlam Bu örümcek ağı, olur ya Ebû'lKâsım'ın doğumundan evvel bile vardı Şayet mağaraya girmiş olsalardı ağ bozulmuş, yumurtalar da yere düşmüş olurdu
Bütün hepsi ayaklarının altında yuvarlanan taşlarla birlikte çekip gittiler
Kâfirlerin tüm ümidleri kırılsın ve aramaktan vazgeçsinler diye Peygamber Efendimiz (sas) mağarada üç gün üç gece daha kaldılar
Mağaradan sağ salim çıkabilecekleri fikrine sahip olduklarında Efendimizin talimatı ile Âmir ve Abdullah adında iki sahabi birer deve getirdiler Bir deveye bu ikisi binerek yol göstermek için öne düştüler; diğerine de Peygamberimiz binerek arkasına da Hz Ebû Bekir'i aldı ve Medine'ye dürüst hicretlerine devam ettiler *
Cevap: peygamberimizin hicret gecesi yaşadığı olay özet olarak
Peygamber Efendimiz (sas), hicret edeceği gece gizli bir yerde saklandıktan sonradan ertesi gün ıssız aniden sevgili arkadaşı Ebû Bekir'in evine dürüst geldi Mekke'li kafirlere yakalanmamak için farklı alanlara yönlendirilmiş tedbirler alan Hazreti Ebu Bekir, yanına beş bin dirhem de para aldı ve Peygamber Efendimiz (sas) ile birlikte Safer ayının yirmi yedinci Pazartesi gecesi evin arkadaki penceresinden çıkarak Sevr mağarasına yöneldiler Güya etap parmakları üstünde yürüyorlardı Ara Sıra de Ebû Bekir, ileri geri, sağ sola gidiyordu İzler, kendilerini takip edecek kafirleri şaşırtsın ve nereye gittikleri muhakkak olmasın diye böyle yapıyordu
Gözü dönmüş kâfirler, Peygamber Efendimiz'in uygun Hazreti Ali'yi bulunca her tarafı didik didik aramaya başladılar Vaziyet anlaşılmıştı Efendimiz, Ebû Bekir'i de alarak gitmişti İz takibinde meşhur Ebû Kürz'ü buldular
Sevr mağarasına yaklaştıklarında Peygamberimizin ayakkabısı parçalanmış mübarek ayağı kanıyordu Hazreti Ebû Bekir, Kâinatın Sultanı'nı sırtına alarak mağaranın kapısına değin getirdi Ay, her tarafı gündüz gibi aydınlatıyordu
Hz Ebû Bekir, Peygamber Efendimiz'den (sas) müsaade can atarak mağaraya önce kendisi girdi Maksadı, yılan, çiyan gibi haşerat varsa onları zararsız ülkü getirmekti Mağaranın içinde her hangi bir haşerat görünmemekle beraber duvarlarda yılan delikleri vardı Ebu Bekir, (ra), gayet iyi bir kumaştan dikilmiş olan gömleğini hemen üstünden çıkartıp parçalayarak bu delikleri tıkamaya başladı Az daha sonra tüm delikleri tıkamış fakat yere yakın noktadaki birine kırpıntı yetmemişti
Bu son deliği de ayak tabanı ile kapattıktan sonradan Resulullah'ı içeriye davet etti Fazla halsiz düşmüş olan Sevgili Peygamberimiz, arkadaşının dizine başını koyarak uyumaya başladı Efendimiz (sas) uyurken bir yılan, açık havada çıkacak başka hiçbir delik bulamayınca içeriden Hazreti Ebû Bekir'in ayağını soktu Ebû Bekir'in canı öylesine yandı ki kendini ne dek sıktıysa da zehirin etkisinden göz yaşlarını tutamadı Isteksizce akan damlalardan bir ikisi de Efendimizin mübarek yüzünü ıslattı O hemencecik uyandı ve mağara arkadaşına neden ağladığını sordular
Yılan, dedi Hazreti Ebu Bekr Ayağımı yılan soktu ya Resulallah!
Sevgili Peygamberimiz, yaraya tükrüklerinden birazcık sürdüler; acı hemencecik dindi
Bu esnada Ebu Kürz ve peşindeki ırk Sevr Mağarasına meydana çıkan izleri tesbit etmiş geliyorlardı
Mağara ağzına gelen bir örümcek, çok kısa bir zamanda kapıyı ağları ile adamakıllı örttü Sonradan bir güvercin, bu ağlara derhal bir yuva yaptı; yuvaya yumurtladı ve üzerine yattı Ve kapının önünde âniden bir ağaç yükseliverdi Derken, Allah düşmanları, yirmi metre dek yaklaştıklarında sesleri işitilmeye başlandı
Sesler yaklaşınca Hz Ebû Bekir çok üzüldü ve göz yaşlarını tutamadı Peygamberimiz (sas):
Niçin ağlıyorsun?deyince: Ya Resulallah! Korkum kendim için değil Şayet size bir hasar gelirse İslâm dîni mahv olur
Efendimiz Hz Ebu Bekir'i avuntu ederek:
Hayır, üzülme Allah bizimle beraberdir dedi Hz Ebû Bekir yeniden:
İşte mağaranın ağzına dayandılar; eğilseler bizi görecekler deyince Peygamber Efendimiz (sas): Allah'a aleyhinde büyük bir tevekkül içinde Rabbinin korumasından en minik bir ümitsizliğe düşmeden arkadaşına yiğitlik veriyor ve:
Üçüncüsü Allah olan iki dosta kimse zarar veremez diyordu
Ebu Kürz, sersemlemiş ve neş'esi kaçmış bir şekilde: İzler buraya dek Ya yere girdiler, ya da göğe uçtular Garip, çok ilginç!deyince biri:
Ee! Şayet içerdedir diye düşünce yürüttü Bunun üzerine Ümeyye bin Halef şöyle dedi:
Dediğin söze bak! Güvercin, biz yaklaşırken uçtu Yumurtaları da yuvada sapasağlam Bu örümcek ağı, olur ya Ebû'lKâsım'ın doğumundan evvel bile vardı Şayet mağaraya girmiş olsalardı ağ bozulmuş, yumurtalar da yere düşmüş olurdu
Bütün hepsi ayaklarının altında yuvarlanan taşlarla birlikte çekip gittiler
Kâfirlerin tüm ümidleri kırılsın ve aramaktan vazgeçsinler diye Peygamber Efendimiz (sas) mağarada üç gün üç gece daha kaldılar
Mağaradan sağ salim çıkabilecekleri fikrine sahip olduklarında Efendimizin talimatı ile Âmir ve Abdullah adında iki sahabi birer deve getirdiler Bir deveye bu ikisi binerek yol göstermek için öne düştüler; diğerine de Peygamberimiz binerek arkasına da Hz Ebû Bekir'i aldı ve Medine'ye dürüst hicretlerine devam ettiler *