Pınar Gültekin Davasında Mertcan Avcı'nın İfadesi Ortaya Çıktı: 'Varil Harıl Harıl Yanıyordu'

Muğla'da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'i (27) boğduktan sonra varile koyup yakan Cemal Metin Avcı’nın (32), hata kanıtlarını gizleyip yok ettiği savıyla tutuksuz yargılanırken dün itiraz üzerine tutuklanan kardeşi Mertcan Avcı’nın (26) yeni tabiri ortaya çıktı. 'Canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmeye iştirak' hatasından tutuklanan Avcı sözünde, Pınar Gültekin’i tanımadığını, olayla ilgisinin bulunmadığını, bağ meskenine gittiğinde ağabeyinin kendisine varilde kokoreçleri yaktığını söylediğini belirterek, “Ağabeyime ne yaktığını sordum. Bana Cüce Bar'da bozulduğu için getirdiği kokoreçleri ve çöpleri yaktığını söyledi. Bu sırada varildeki ateş harıl harıl yanmaya devam ediyordu” dedi.




Pınar Gültekin’in ailesinin avukatının itirazı üzerine kabahat meczuplarını gizleyip, yok ettiği teziyle tutuksuz yargılanırken, ağabeyi Cemal Metin Avcı'ya cinayeti işlemesinde yardım ettiği tarafında kuvvetli hata kuşkusu olduğu gerekçesiyle 'Canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmeye iştirak' cürmünden tutuklanan kardeşi Mertcan Avcı'nın sözü ortaya çıktı. Avcı, tabirinde, 16 Temmuz 2020'de saat 15.14 ve 17.34 saatlerinde ağabeyi Cemal Metin Avcı'nın kendisini aradığını, birebir gün saat 19.00 sıralarında da WhatsApp üzerinden görüştüklerini belirtti. Birinci 2 aramanın işle ilgili olduğunu anlatan Mertcan Avcı, saat 19.00’daki WhatsApp aramasında, yayladaki meskenin deposunda bira sayımı yaptığını lakin yetiştiremediğini, yardım etmesi için kendisini çağırdığını söyledi.

'Tedirginlik yahut panik durumunu katiyen sezinlemedim'



Mertcan Avcı, 7 yıldır İzmir'de yaşadığını ve pandemi nedeniyle Muğla'da olduğunu, bu nedenle ağabeyinin çağırmasını sorgulamadığını belirttiği tabirinde şunları anlattı:

'Aramaların hiçbirinde ağabeyim Cemal Metin'in her zamankinden farklı bir halini, tedirginlik yahut panik durumunu mutlaka sezinlemedim. Elektrikli bisiklete binerek yayla meskenine saat 19.30-19.40 sıralarında gittim. Gittiğimde meskende ağabeyim Cemal Metin Avcı vardı. Diğer hiç kimse yoktu. Bir anormallik sezmedim. Yayla meskeninin kenarında depo olarak kullanılan tahminen 30- 40 metrekare civarındaki deponun önünde boş bira kutuları dolu bira şişelerini birbirinden ayırmamı söyledi. 15 dakika sonra yanımdan ayrıldı. Yengenle hengame ettim, gidip gelmem lazım diyerek yanımdan ayrıldı. Tahminen 150 civarında kasayı düzelttim. Devrilecekmiş üzere duruyordu. Boş dolu diye ayırdım yeni gelecek olan dolu biralara yer açtım.'

Kokoreçleri yaktığını söylemiş



'Hatta varilin hizasındaki asma yapraklarının yandığı dikkatimi çektiği için ağabeyime ne yaktığını sordum. Bana Cüce Bar'da bozulduğu için getirdiği kokoreçleri ve çöpleri yaktığını söyledi. Bu sırada varildeki ateş harıl harıl yanmaya devam ediyordu. Ben o akşam arkadaşlarımla buluşacağım için üzerimdeki kıyafetlerin kirlenmemesi niyetiyle ve Temmuz ayı olması nedeniyle hava çok sıcak olduğundan belirttiğim halde yanmaya devam eden varile yaklaşmadan, birkaç metre uzağından geçerek direkt depoya indim ve sayım yapmaya başladım. Hatta birden fazla vakit serilmeyen halının dahi yerde serili olduğu dikkatimi çekmişti. Ağabeyim Cemal Metin, ailesi ve arkadaşlarıyla bu konutu bilhassa hafta sonlarında piknik emeliyle sık sık kullandığından, piknik sonrası meskeni temizlemiş olduğunu düşünmüştüm. Ağabeyimde de sıra dışı bir durum, bir tedirginlik yahut panik hali görmedim. Bu sırada pis bir koku aldım. Daha evvel bozulmuş kokoreç koklamadığımdan ve ağabeyim bozulmuş kokoreçlerle çöpleri yaktığını söylediğinden, daha evvel hissettiğimi hatırlamadığım bu pis kokunun ağabeyimin söylediği şeyleri yakmasından kaynaklı olduğunu düşündüm ve rastgele bir kuşkuya kapılmadım. Bu nedenle varile bakma gereği duymadım'

'Varilin yandığı balkona çıkmadım'



'Bu mühlet zarfında daima depoda kaldım ve materyal sayımı yaptım, hiç kimseyi görmedim, varilin yandığı balkona çıkmadım. Ağabeyim Cemal Metin geri döndüğünde ben bira sayımını bitirmiştim fakat Cüce Bar'daki serviste kullandığımız kartonlarla öteki gereçlerin sayımını şimdi yapmamıştım. Ağabeyim Cemal Metin geri kalan sayımı kendisinin yapacağını belirterek benim gitmemi söyledi. Ben yayla konutundan ayrılmak için depodan çıktığımda güneş batmıştı ve hava kararmak üzereydi, balkondaki varilin içindeki yangın şiddetini kaybetmişti fakat yanmaya devam ediyordu, üzerinden duman çıkıyordu. Ben birebir formda, yani geldiğim üzere varilin birkaç metre uzağından yürüyerek geçtim ve bisikletime binerek yayla konutundan ayrılıp Cüce Bar'a geldim. Bu biçimde Cemal Metin yayla meskeninde yalnız kaldı. Ağabeyim Cemal Metin de hatırladığım kadarıyla 22.00- 22.30 sıralarında Cüce Bar'a geldi. Ben de ondan tahminen yarım saat, tahminen 1 saat evvel bara gitmiştim. Ben müşteriler gidinceye ve dükkanın kapanma saati gelinceye kadar buradan ayrılmadım. Ağabeyimin bir orta 'pakete gidiyorum', yani 'müşteriye paket servis götürüyorum' diye iş yerinden ayrıldığını hatırlıyorum, diğer bir şey hatırlamıyorum. Anlattığım halde dükkanın kapanma vakti geldiğinde, 01.00 sıralarında barmen arkadaş dolapta yedek biranın kalmadığını söyleyince ağabeyim Cemal Metin işçiye bira almaya kendisinin gideceğini söyleyip benim de yardımcı olmamı istedi. Cemal Metin kendi aracına bindi, ben de saat çok geç olduğundan sonrasında meskene gideceğimi düşünerek motosikletime bindim, bu formda tekrar yayla meskenine geldik. Evvel araçtaki boş bira kasalarını birlikte indirdik. Sonra ben aracın gerisinde durdum, ağabeyim de depodan dolu biraları getirdi ve bu halde yaklaşık 10 kasa birayı birlikte araca yükledikten sonra ağabeyim bu araçla, ben de motosikletimle yayla konutundan ayrıldık. Bira yüklediğimiz sırada daha evvel üstte anlattığım biçimde balkonda yanar halde gördüğüm varili bu kez balkonda görmedim. Depoya gitmediğim için varilin depoda olup olmadığını da görmedim. Nerede olduğuyla ilgilenmemiştim.'

Suçlamayı kabul etmedi



'Olay günü ağabeyim Cemal Metin'in aksiyonundan hiçbir formda haberdar olmadım. Olay tarihi prestijiyle İzmir'den Muğla'ya geleli 1 ay olmuştu. Yüz yüze hiç karşılaşmadım. Tanışmadım. Ağabeyimin ilgisinden bile haberim yoktu. Yayla konutuna gittiğimde her vakit yaptığımız ve üstte anlattığım işleri yaptım. Varilde ne yandığını mutlaka bilmiyordum ve varilin içine üstte anlattığım nedenle dikkatlice bakmamıştım, yalnızca birkaç metre yakınından geçerken içindeki ateşi ve dumanı görmüştüm. Arkadaşlarımla o akşam barda buluşmak üzere sözleşmiştim, o yüzden üzerim is kokmasın diye varile yaklaşmadım. En fazla 3-5 metre yakınından geçmiş olabilirim. Gayem is kokmadan tıpkı kıyafetle arkadaşlarımla buluşabilmekti. Ben Pınar Gültekin'i öldürmedim, öldürülmesine iştirak etmedim. Bilerek ve isteyerek rastgele bir şey yakmadım. Yanmasına seyirci kalmadım. Ateşin artması ya da devam etmesi için rastgele bir müdahalede bulunmadım. Orada yalnızca yanan bir varil gördüm. Olayla hiçbir ilgim yoktur, suçlamayı kabul etmiyorum.'