Pişmanlıkla ilgili şiirler, pişmanlıkla ilgili şiir, pişmanlık konulu şiir, pişmanlık icin şiir
PİŞMANLIK
Derkenar ettin dostum
Kenarda kalayım mı?
Nerede benim postum?
Tozunu alayım mı?
Paylaşmıştık sırları
Gecemedik hırları
Buyuttun kusurları
Ben sende bulayım mı?
Annenin pak sutusun
Madem niye kotusun
Kafamdaki utusun
Umitsiz olayım mı?
Niyetimi kullandın
Sandım ki akıllandın
Hırsınla yollandın
Hayale dalayım mı?
Yerindeydi akarın
Onemliymiş cıkarın
Yakışmış başa kar ’ın
Kendimi salayım mı?
Bırakmadın kalmadım
Senden murat almadım
Bir şeyini calmadım
Baharda solayım mı?
Demek ki doğru yolsun
Dediğin gibi olsun
Pişman sacını yolsun
Yerine yolayım mı?
Haydar ASLAN
PİŞMANLIK
Git git hadi onun kollarına
Sıkı sıkı sarıl
Seni onsuz bırakmasına izin verme
Sen onsuz yapamassın dayanamassın bu acıya
Ne engel cıkarsa cıksın bırakma koş peşinden
Gururunu felan duşunme
Aşkta gurur yaparsan kaybedersin
Ispatla ona sevdiğini elini tut kalbindekileri diline dok anlat ona birer birer
Eğer yine gitmek isterse brak gitsin
Demekki aşktan anlamıyor
Sakın uzulme gittiğine
Bi gun oda aşkı tattığında işte o zaman anlycktr seni
Ve yaptıkların canlancktır gozunde buyuk bi kin beslycktr kendine karşı
Seni bıraktığı icin pişman olacaktır
Ama son pişmanlık neye yarar
Seni sensiz yaşamaya başlayacaktır
Ve bu acıyı kendine yedrmyck
Ruyalarına girip her gun hatasını yuzune vuracaksın
Arkadaşlarına mutluymuş gibi gorunup sahte gulucukler atacak
Ama o gulucuklerin ici goz yaşı ile dolu olck
Hasret şiirleri dinlyck
Sensiz doğan şafaklardan nefret edecek
Karanlıklarda boğulck
Gozlerinde takılck hayalin
Aşkın ayak sesleri gelck kalbinden
Milyonkere kahrolacak
Bitsin bitsin bu acı diye yalvaracak
Rutubet Tutmuş Pişmanlıklar
Cikolatasının erimesine hasret ellerinde
Adımlarının kucukluğune gulumsuyor
Perde aralığı kadar gizli sırlarıyla
Ekmeğin kokusuna
Koşesinden kopararak teşekkur ediyor kucuk
Kana kana iciyor toprak yağmuru
Umitleniyor
Camurlu tırnaklarını sıkıştırıyor avucunda
Seyrek sacları
Ruzgarı taşıyamıyor daha fazla
Olu suzulmelerini izlemekten bıkmış
Belki
Bu yarı cıplak diyarların sonu gelir diye
Sut beyaz kopukten hayaller kuruyor
Uzgun
Her ıslak toprağın onunde
Kendini filizlenmeye feda etmek icin
Eğiyor masum başını
Bayat bir kırıntısı olmaya calışırken zamanın
Fark ediyor ki
Yaşamak
Cin carpmış duşlerin
Belki de tersten okuması
Hayatı
Nurhan Ulukan
Son Pişmanlık
yılların avucundan
ictik acıları sessizce
soz kılıctan keskindi
bu gidişe dur diyemedik
zaman icimizde ateş beslerken
olumun muhrunu cozduk
yorgun ışık salkımı duvarda
sonsuz hoşgoruye sığınan sığırcıklar
zikzak ciziyor havada
sabrın damarı catlayınca
kanıyor yıldızlar
icimizdeki ateş dişi
yuzumuzde kırmızı bir yaprak
tumceler catlar ağzımızda
akışını arayan ırmak zehir kusar
ağırlaşır gun be gun yaşam
dargındır doğa
toprak bir damla suya muhtac
kim buruşturdu guneşi
kime kuser bu kuşlar
hala susma hakkını kullanır insan!
yosunların sığındığı denizde birikmiş atıklar
sızar palamardan boşluğa acılar
pupasız ve pruvasız zamanlarda
keder doğuran istiridye cığlık cığlığa
oysa biz umudu
yerde bulduğumuz ekmek gibi
opup uc kez alnımıza koymuştuk
bir yanda dilimizde buruk bir tat
bir yanda kanayan hayat…
Pişmanlık
En cok bugun ozledim
Sormadığın nasılsın sorusu zehir gibi yaktı genzimi
Korkularımı susturdum bugun,
Kilitler vurdum goğsume
’Ben burdayım ! ’ derdin ya
En cok burayı bugun aradım
Yedi kat yerin dibine soktuğun,
Cıkarmaya calıştıkca Ben ’i oldurdğum burayı
Anlatmadın ya sevgili orası pişmanlıkmış
En cok bugun pişmanlıkmış
PİŞMANLIK
Derkenar ettin dostum
Kenarda kalayım mı?
Nerede benim postum?
Tozunu alayım mı?
Paylaşmıştık sırları
Gecemedik hırları
Buyuttun kusurları
Ben sende bulayım mı?
Annenin pak sutusun
Madem niye kotusun
Kafamdaki utusun
Umitsiz olayım mı?
Niyetimi kullandın
Sandım ki akıllandın
Hırsınla yollandın
Hayale dalayım mı?
Yerindeydi akarın
Onemliymiş cıkarın
Yakışmış başa kar ’ın
Kendimi salayım mı?
Bırakmadın kalmadım
Senden murat almadım
Bir şeyini calmadım
Baharda solayım mı?
Demek ki doğru yolsun
Dediğin gibi olsun
Pişman sacını yolsun
Yerine yolayım mı?
Haydar ASLAN
PİŞMANLIK
Git git hadi onun kollarına
Sıkı sıkı sarıl
Seni onsuz bırakmasına izin verme
Sen onsuz yapamassın dayanamassın bu acıya
Ne engel cıkarsa cıksın bırakma koş peşinden
Gururunu felan duşunme
Aşkta gurur yaparsan kaybedersin
Ispatla ona sevdiğini elini tut kalbindekileri diline dok anlat ona birer birer
Eğer yine gitmek isterse brak gitsin
Demekki aşktan anlamıyor
Sakın uzulme gittiğine
Bi gun oda aşkı tattığında işte o zaman anlycktr seni
Ve yaptıkların canlancktır gozunde buyuk bi kin beslycktr kendine karşı
Seni bıraktığı icin pişman olacaktır
Ama son pişmanlık neye yarar
Seni sensiz yaşamaya başlayacaktır
Ve bu acıyı kendine yedrmyck
Ruyalarına girip her gun hatasını yuzune vuracaksın
Arkadaşlarına mutluymuş gibi gorunup sahte gulucukler atacak
Ama o gulucuklerin ici goz yaşı ile dolu olck
Hasret şiirleri dinlyck
Sensiz doğan şafaklardan nefret edecek
Karanlıklarda boğulck
Gozlerinde takılck hayalin
Aşkın ayak sesleri gelck kalbinden
Milyonkere kahrolacak
Bitsin bitsin bu acı diye yalvaracak
Rutubet Tutmuş Pişmanlıklar
Cikolatasının erimesine hasret ellerinde
Adımlarının kucukluğune gulumsuyor
Perde aralığı kadar gizli sırlarıyla
Ekmeğin kokusuna
Koşesinden kopararak teşekkur ediyor kucuk
Kana kana iciyor toprak yağmuru
Umitleniyor
Camurlu tırnaklarını sıkıştırıyor avucunda
Seyrek sacları
Ruzgarı taşıyamıyor daha fazla
Olu suzulmelerini izlemekten bıkmış
Belki
Bu yarı cıplak diyarların sonu gelir diye
Sut beyaz kopukten hayaller kuruyor
Uzgun
Her ıslak toprağın onunde
Kendini filizlenmeye feda etmek icin
Eğiyor masum başını
Bayat bir kırıntısı olmaya calışırken zamanın
Fark ediyor ki
Yaşamak
Cin carpmış duşlerin
Belki de tersten okuması
Hayatı
Nurhan Ulukan
Son Pişmanlık
yılların avucundan
ictik acıları sessizce
soz kılıctan keskindi
bu gidişe dur diyemedik
zaman icimizde ateş beslerken
olumun muhrunu cozduk
yorgun ışık salkımı duvarda
sonsuz hoşgoruye sığınan sığırcıklar
zikzak ciziyor havada
sabrın damarı catlayınca
kanıyor yıldızlar
icimizdeki ateş dişi
yuzumuzde kırmızı bir yaprak
tumceler catlar ağzımızda
akışını arayan ırmak zehir kusar
ağırlaşır gun be gun yaşam
dargındır doğa
toprak bir damla suya muhtac
kim buruşturdu guneşi
kime kuser bu kuşlar
hala susma hakkını kullanır insan!
yosunların sığındığı denizde birikmiş atıklar
sızar palamardan boşluğa acılar
pupasız ve pruvasız zamanlarda
keder doğuran istiridye cığlık cığlığa
oysa biz umudu
yerde bulduğumuz ekmek gibi
opup uc kez alnımıza koymuştuk
bir yanda dilimizde buruk bir tat
bir yanda kanayan hayat…
Pişmanlık
En cok bugun ozledim
Sormadığın nasılsın sorusu zehir gibi yaktı genzimi
Korkularımı susturdum bugun,
Kilitler vurdum goğsume
’Ben burdayım ! ’ derdin ya
En cok burayı bugun aradım
Yedi kat yerin dibine soktuğun,
Cıkarmaya calıştıkca Ben ’i oldurdğum burayı
Anlatmadın ya sevgili orası pişmanlıkmış
En cok bugun pişmanlıkmış