iltasyazilim
FD Üye
Plotinosçuluk Ne Seslenmek Hakkında Veri
Yeniplatoncu Plotinos ’un ve onu izleyenlerin öğretisi
Mısır Yunanlılarından Plotinos (205270), Yeniplatonculuğun, temel öğelerini öğretmeni İskenderiyeli Ammonios Sakkas ’tan öğrendiği halde kurucusu sayılır Çünkü Platonculuğun gizemsel yanını, antikçağ Yunanlılarının bütün düşünceci düşünürleriyle uzlaştırıp dizgeleyerek, o geliştirmiştir Bu bakımdan Plotinosçuluk seçmeci bir öğretidir Antikçağ Yunanlılarının veri sevgisi (Yu Philosophia), Plotinos ’ta tanrı bilgisi (Yu Theosophia) ’ne dönüşmüştür Bu bakımdan da Plotinosçuluk, Hıristiyanlığın temellerini atan kilise babalarının kaynağıdır Plotinos ’un öğretisi türümcü Kamutanrıcılık adıyla da anılır Çünkü ona göre evrendeki her şey tanrıdan çıkmıştır ve tanrıya dönecektir Plotinos bu çıkışı, güneşin ışınlarının yayılması veya bir kaynaktan su fışkırmasını dile getiren Yu Perilampsis deyimiyle dile getirir Perilampsis terimi Plotinos öğretisinin başkavramıdır Bu dağılma veya fışkırmayı şöyle anlatır: ‘ ’Tüm şeylerden önce ve kendinden daha sonra gelenlerden bambaşka bir şeyin bulunması gerekir Bu bir olan ’dır O, hepsinin ilki olduğuna göre, kendi kendine yeter Çünkü sonra gelen, önce gelene muhtaçtır fakat önce gelen daha sonra gelene fakir değildir Eğer birbirinden meydana gelen varlıklar varsa tümünün de direkt ondan gelmeleri gerekir Eğer o tüm varlıkların birincisi ve bir olan ’sa hepsinin en tamı ve en güçlüsü olmalıdır Bütünlük ve olgunluk içinde olansa kendiliğinde kalmaya katlanamaz, diğer varlıklar meydana getirir Bu, yalnızca düşünen varlıklar için yok, bitkisel, cansız varlıklar için de böyledir Mesela ateş ısıtır, kar soğutur Özet Olarak hiçbir şey etkin olmamazlık edemez Öyleyse en tam ve en olgun, nasıl kendiliğinde kalabilirdi? ’ ’ (Enneades 5 kitap 4, 1) Bir olan deyimiyle dilegetirdiği tanrı ’yı da şöyle tanımlar: ‘ ’Bir olan, bütün şeylerin hiçbiri olmadığı içindir ancak tüm şeylerdir Tüm şeylerin hiçbiri onda olmadığı içindir ki ondan gelirler Bir olan tamdır, çünkü hiçbir şeyi aramaz, bir şeyi yoktur, bir şeye yoksul değildir Tam olduğu içindir ki taşar, taşmasıyla da kendinden ayrı bir şey meydana getirir Bu Nedenle her şey bir olandır, ama hiçbir şey bir olan değildir Her şey bir olandır, çünkü varlığını ondan alır Ancak kendiliğinde kalır Nasıl ki çizginin bir önceki noktası bir sonraki noktada yok olmaz ’ ’ (Anneades, 5, kitap, 2, 12) Plotinos, bu deyişiyle, tanrının varlıkları meydana getirmekle tözce eksilmediğini anlatmak ister Şöyle der: ‘ ’O, hiçbir yerde olmadığı içindir ancak her yerdedir ’ ’(İbid) Plotinos ’a göre bir olan, gerçekten biriciktir Çünkü ‘ ’eşi bulunsaydı, ikisi ancak bir tek şey almak gerekirdi ’ ’ Plotinos ’a tarafından tanrıdan ilkin zihin dünyası yayılır, ondan ruh dünyası yayılır, ruh dünyasından da cisimler dünyası yayılır Kâinat bu vesile ile üç aşamada oluşur Plotinos bunu şöyle anlatır: ‘ ’Varlaşma us dünyasıyla başlar Ondan da ruh dünyası fışkırır Orada cisimsiz ruhlar vardır, us tamamiyle bulunmaktadır Zihin, sonsuza dek bölünmez ve dağılmaz kalır Orada ruh da bölünmez ve dağılmazdır, fakat özünde bölünme ve dağılma vardır Ruhun bölünmesi, akıl dünyasından uzaklaşması ve cisimleri meydana getirmesiyle olur Nitekim bu yüzden, ruh cisimlerde bölünür, denir O halde nasıl olur da, ayrıca de ve aynı zamanda, bölünmez olarak da kalır? Şu anlamda ki, usdan tümüyle uzaklaşmış değildir, kendinin bir bölümü cisimlere girmez, cisimlere girmeyen bu bölümün özüyse bölünmezdir Platon ’un, ruh bölünmez bir özle cisimlerde bölünen bir özden yapılmıştır, sözü şu anlayış kazanç: Ruh, us dünyasında kalan bir özle bu öze bağlı kalarak, merkezden meydana çıkan bir yarıçap gibi, buraya dek uzanan bir özden yapılmıştır Bunun içindir oysa ayrıca bölünür, ayrıca de bölünmezdir Ruh cisme, bir bölümüyle yok, tam olarak girer (?N) Bunun içindir ki ayrılmış değildir Fakat cismin bütününü kaplar, bunun içindir fakat bölünmüştür O, devimsizdir ve bir şey yapmış değildir Bir yüzün çoğu aynalardaki yansısı gibi yalnızca kendini bütünüyle yansıtmıştır ’ ’ (Enneades, 1, 4) Ruh, hiç kuşkusuz, Platon ’da olduğu gibi, Plotinos ’da da ölümsüzdür: ‘ ’Biz, her birimiz ölmez miyiz? Yahut iyice mi yokoluruz? ya da varlığımızın kimi bölümleri yokoluyor da kimi bölümleri, varlığımızı gerçekte varlık eden bölümler, sonsuza kadar kalıyor mu? Bunu, doğayı izleyerek, öğrenebiliriz İnsan basit bir varlık değildir, bir ruhu ve bir bedeni vardır bu gövde ruhun aletidir Her ikisinin de doğasını incelersek bedenin karmaşık olduğunu ve sürüpgidemeyeceğini görürüz Usumuz ve duyularımız bunun böyle olduğunu tanıtlıyor Onun zamanla bozulduğunu, çözüldüğünü, her türlü kayıplara uğradığını ve aslına döndüğünü görüyoruz Bir cisim diğer bir cismi başkasına dönüştürür ve değil eder Doğan şeylerin her birini ayrı ayrı ele alsak bile onların tek bir tamlık içinde olmadıklarını görürüz, biçim ve özdek olarak ikiye bölünmüşlerdir En kolay cisimler bile bu ikiliği taşırlar bir de beden olarak bir büyükleri vardır, minik bölümlere ayrılır ve parçalanırlar, demek oysa bozulur ve değil olurlar O halde eğer cisim varlığımızın bir bölümüyse bütün olarak ölmez değiliz Bedenimiz, ruhumuzun bir aleti olduğuna tarafından fakat muhakkak bir süre için verilmiştir Ne var oysa insanın esas bölümü, insanın ana kendisi, bir özdeğin biçimi ve bir aletin kullananı gibidir İki anlamda da insan ruhtur Hangi sağduyulu kimse böylesine bir varlığın ölmezliğinden kuşkulanabilir? ’ ’ (İbid) Plotinos ’a tarafından üç basamaktan inerek varlaşan insan, çift yanlı merenin öbür üç basamağından çıkarak tanrısına dönecektir Çıkış basamaklarının birincisi idrak, ikincisi us ve üçüncüsü gizemsel sezgidir İnsan önce duyulur şeyleri algılayacak, sonra anlıkalır şeyleri uslamlayacak, sonunda esirme (Yu Ekstasis) ’yle gizemsel kavrama (Yu Theoria) ’ya erişerek tanrısına kavuşacaktır İnsan yaşamının ereği budur Uslamlama, algıyla edindiklerine bağlanan ve bundan ötürü kendilerini de aşağılayan ruhları, tanrılarına döndürecek ve Platon ’da olduğu gibi onlara tanrılarını anımsatacaktır Plotinos ’a kadar mutluluğa sanat, sevgi ve felsefe yollarından varılabilir Tanrı ’yı artist duyulur alemde, seven kişi insan ruhunda, filozof anlaşılabilir alemde arar Ne var ama tanrıya ancak felsefesel bir kendinden geçişle varılır, düşünceyle varılan reel sanatı ve sevgiyi aşar, sanatla ve sevgiyle varılanın oysa benzi atmış birer gölgeden ibaret olduğunu meydana koyar ve insanı tanrısıyla birleştirir Kavranabilir aleme götüren usul, Platon ’da da olduğu gibi, eytişim (diyalektik) ’dir Eytişim, Plotinos ’ta, Platon ’da da olduğu gibi, doğruya vardıran bir mantık ’tır: ‘ ’Anlaşılıra ulaşıncaya dek birleştirir, toplar, böler Eytişim, felsefe demektir, genele doğru yürüyen bir uslamlamadır, hafıza yürütmenin mantıklı olup olmadığını her lahza denetleyen bir zekadır Eytişimin bilgileri onda araçsız olarak bulunur ’ ’ (Enneades, 3) Bu sözlerinden açık açık anlaşıldığı gibi eytişim, Plotinos için, sezgisel bir mantıktır Plotinos, Aristoteles ’in biçimsel mantığının yerine, sezgisel bir mantık koymaktadır Plotinos da, Platon gibi, bilime dayanmayan hayal kuruculuğun en belli örneklerinden biridir *
Yeniplatoncu Plotinos ’un ve onu izleyenlerin öğretisi
Mısır Yunanlılarından Plotinos (205270), Yeniplatonculuğun, temel öğelerini öğretmeni İskenderiyeli Ammonios Sakkas ’tan öğrendiği halde kurucusu sayılır Çünkü Platonculuğun gizemsel yanını, antikçağ Yunanlılarının bütün düşünceci düşünürleriyle uzlaştırıp dizgeleyerek, o geliştirmiştir Bu bakımdan Plotinosçuluk seçmeci bir öğretidir Antikçağ Yunanlılarının veri sevgisi (Yu Philosophia), Plotinos ’ta tanrı bilgisi (Yu Theosophia) ’ne dönüşmüştür Bu bakımdan da Plotinosçuluk, Hıristiyanlığın temellerini atan kilise babalarının kaynağıdır Plotinos ’un öğretisi türümcü Kamutanrıcılık adıyla da anılır Çünkü ona göre evrendeki her şey tanrıdan çıkmıştır ve tanrıya dönecektir Plotinos bu çıkışı, güneşin ışınlarının yayılması veya bir kaynaktan su fışkırmasını dile getiren Yu Perilampsis deyimiyle dile getirir Perilampsis terimi Plotinos öğretisinin başkavramıdır Bu dağılma veya fışkırmayı şöyle anlatır: ‘ ’Tüm şeylerden önce ve kendinden daha sonra gelenlerden bambaşka bir şeyin bulunması gerekir Bu bir olan ’dır O, hepsinin ilki olduğuna göre, kendi kendine yeter Çünkü sonra gelen, önce gelene muhtaçtır fakat önce gelen daha sonra gelene fakir değildir Eğer birbirinden meydana gelen varlıklar varsa tümünün de direkt ondan gelmeleri gerekir Eğer o tüm varlıkların birincisi ve bir olan ’sa hepsinin en tamı ve en güçlüsü olmalıdır Bütünlük ve olgunluk içinde olansa kendiliğinde kalmaya katlanamaz, diğer varlıklar meydana getirir Bu, yalnızca düşünen varlıklar için yok, bitkisel, cansız varlıklar için de böyledir Mesela ateş ısıtır, kar soğutur Özet Olarak hiçbir şey etkin olmamazlık edemez Öyleyse en tam ve en olgun, nasıl kendiliğinde kalabilirdi? ’ ’ (Enneades 5 kitap 4, 1) Bir olan deyimiyle dilegetirdiği tanrı ’yı da şöyle tanımlar: ‘ ’Bir olan, bütün şeylerin hiçbiri olmadığı içindir ancak tüm şeylerdir Tüm şeylerin hiçbiri onda olmadığı içindir ki ondan gelirler Bir olan tamdır, çünkü hiçbir şeyi aramaz, bir şeyi yoktur, bir şeye yoksul değildir Tam olduğu içindir ki taşar, taşmasıyla da kendinden ayrı bir şey meydana getirir Bu Nedenle her şey bir olandır, ama hiçbir şey bir olan değildir Her şey bir olandır, çünkü varlığını ondan alır Ancak kendiliğinde kalır Nasıl ki çizginin bir önceki noktası bir sonraki noktada yok olmaz ’ ’ (Anneades, 5, kitap, 2, 12) Plotinos, bu deyişiyle, tanrının varlıkları meydana getirmekle tözce eksilmediğini anlatmak ister Şöyle der: ‘ ’O, hiçbir yerde olmadığı içindir ancak her yerdedir ’ ’(İbid) Plotinos ’a göre bir olan, gerçekten biriciktir Çünkü ‘ ’eşi bulunsaydı, ikisi ancak bir tek şey almak gerekirdi ’ ’ Plotinos ’a tarafından tanrıdan ilkin zihin dünyası yayılır, ondan ruh dünyası yayılır, ruh dünyasından da cisimler dünyası yayılır Kâinat bu vesile ile üç aşamada oluşur Plotinos bunu şöyle anlatır: ‘ ’Varlaşma us dünyasıyla başlar Ondan da ruh dünyası fışkırır Orada cisimsiz ruhlar vardır, us tamamiyle bulunmaktadır Zihin, sonsuza dek bölünmez ve dağılmaz kalır Orada ruh da bölünmez ve dağılmazdır, fakat özünde bölünme ve dağılma vardır Ruhun bölünmesi, akıl dünyasından uzaklaşması ve cisimleri meydana getirmesiyle olur Nitekim bu yüzden, ruh cisimlerde bölünür, denir O halde nasıl olur da, ayrıca de ve aynı zamanda, bölünmez olarak da kalır? Şu anlamda ki, usdan tümüyle uzaklaşmış değildir, kendinin bir bölümü cisimlere girmez, cisimlere girmeyen bu bölümün özüyse bölünmezdir Platon ’un, ruh bölünmez bir özle cisimlerde bölünen bir özden yapılmıştır, sözü şu anlayış kazanç: Ruh, us dünyasında kalan bir özle bu öze bağlı kalarak, merkezden meydana çıkan bir yarıçap gibi, buraya dek uzanan bir özden yapılmıştır Bunun içindir oysa ayrıca bölünür, ayrıca de bölünmezdir Ruh cisme, bir bölümüyle yok, tam olarak girer (?N) Bunun içindir ki ayrılmış değildir Fakat cismin bütününü kaplar, bunun içindir fakat bölünmüştür O, devimsizdir ve bir şey yapmış değildir Bir yüzün çoğu aynalardaki yansısı gibi yalnızca kendini bütünüyle yansıtmıştır ’ ’ (Enneades, 1, 4) Ruh, hiç kuşkusuz, Platon ’da olduğu gibi, Plotinos ’da da ölümsüzdür: ‘ ’Biz, her birimiz ölmez miyiz? Yahut iyice mi yokoluruz? ya da varlığımızın kimi bölümleri yokoluyor da kimi bölümleri, varlığımızı gerçekte varlık eden bölümler, sonsuza kadar kalıyor mu? Bunu, doğayı izleyerek, öğrenebiliriz İnsan basit bir varlık değildir, bir ruhu ve bir bedeni vardır bu gövde ruhun aletidir Her ikisinin de doğasını incelersek bedenin karmaşık olduğunu ve sürüpgidemeyeceğini görürüz Usumuz ve duyularımız bunun böyle olduğunu tanıtlıyor Onun zamanla bozulduğunu, çözüldüğünü, her türlü kayıplara uğradığını ve aslına döndüğünü görüyoruz Bir cisim diğer bir cismi başkasına dönüştürür ve değil eder Doğan şeylerin her birini ayrı ayrı ele alsak bile onların tek bir tamlık içinde olmadıklarını görürüz, biçim ve özdek olarak ikiye bölünmüşlerdir En kolay cisimler bile bu ikiliği taşırlar bir de beden olarak bir büyükleri vardır, minik bölümlere ayrılır ve parçalanırlar, demek oysa bozulur ve değil olurlar O halde eğer cisim varlığımızın bir bölümüyse bütün olarak ölmez değiliz Bedenimiz, ruhumuzun bir aleti olduğuna tarafından fakat muhakkak bir süre için verilmiştir Ne var oysa insanın esas bölümü, insanın ana kendisi, bir özdeğin biçimi ve bir aletin kullananı gibidir İki anlamda da insan ruhtur Hangi sağduyulu kimse böylesine bir varlığın ölmezliğinden kuşkulanabilir? ’ ’ (İbid) Plotinos ’a tarafından üç basamaktan inerek varlaşan insan, çift yanlı merenin öbür üç basamağından çıkarak tanrısına dönecektir Çıkış basamaklarının birincisi idrak, ikincisi us ve üçüncüsü gizemsel sezgidir İnsan önce duyulur şeyleri algılayacak, sonra anlıkalır şeyleri uslamlayacak, sonunda esirme (Yu Ekstasis) ’yle gizemsel kavrama (Yu Theoria) ’ya erişerek tanrısına kavuşacaktır İnsan yaşamının ereği budur Uslamlama, algıyla edindiklerine bağlanan ve bundan ötürü kendilerini de aşağılayan ruhları, tanrılarına döndürecek ve Platon ’da olduğu gibi onlara tanrılarını anımsatacaktır Plotinos ’a kadar mutluluğa sanat, sevgi ve felsefe yollarından varılabilir Tanrı ’yı artist duyulur alemde, seven kişi insan ruhunda, filozof anlaşılabilir alemde arar Ne var ama tanrıya ancak felsefesel bir kendinden geçişle varılır, düşünceyle varılan reel sanatı ve sevgiyi aşar, sanatla ve sevgiyle varılanın oysa benzi atmış birer gölgeden ibaret olduğunu meydana koyar ve insanı tanrısıyla birleştirir Kavranabilir aleme götüren usul, Platon ’da da olduğu gibi, eytişim (diyalektik) ’dir Eytişim, Plotinos ’ta, Platon ’da da olduğu gibi, doğruya vardıran bir mantık ’tır: ‘ ’Anlaşılıra ulaşıncaya dek birleştirir, toplar, böler Eytişim, felsefe demektir, genele doğru yürüyen bir uslamlamadır, hafıza yürütmenin mantıklı olup olmadığını her lahza denetleyen bir zekadır Eytişimin bilgileri onda araçsız olarak bulunur ’ ’ (Enneades, 3) Bu sözlerinden açık açık anlaşıldığı gibi eytişim, Plotinos için, sezgisel bir mantıktır Plotinos, Aristoteles ’in biçimsel mantığının yerine, sezgisel bir mantık koymaktadır Plotinos da, Platon gibi, bilime dayanmayan hayal kuruculuğun en belli örneklerinden biridir *