Antik Roma’nın en büyük kentlerinden biri olan Pompeii, MS 79 yılında Vezüv Yanardağı'nın patlaması sonucu lavlar altında kalan ve tarafla bir olup tarih sahnesine gömülen bir antik kent. 1599 yılında yine keşfedilen kent, o devrandan bu devrana kadar her süreçte ilgi çeken bir hikâyeye sahip. Hamamlar, freskler, duvar metinleri, amfi gösterim, su kemeri dâhil olmak üzere elde edilen tüm bulgular, antik Roma ile ilgili pek çok bilgiyi gün yüzüne çıkarıyor.
![0429135a542e422a31db2b6f738a52e847d90a66.jpeg](https://www.webtekno.com/images/editor/default/0002/05/0429135a542e422a31db2b6f738a52e847d90a66.jpeg)
2009 yılında Melbourne Müzesi’nde sergilenen bir çalışma, bu malumatlar ışığında oluşturulmuş bir animasyonu içeriyordu. 'Pompeii’de Bir Gün' isimli çalışma ile 330.000 ziyaretçi, Pompeii felaketini gerçekçi bir biçimde deneyimlemişti. Standın bir modülü olarak gösterilen animasyonu aşağıdaki medyadan izleyebilirsiniz.
Şimdiki Napoli kentinde bulunan antik kent, tüm kentin 5’te 3’ünün ortaya çıkarılmasıyla ortaya çıkıyor. Yüzyıllarca küller altında korunan kent, ortaya çıkarılıyor ve kente ilişkin bina sütunları, lavlardan etkilenerek taşlaşan insan suretleri üzere bulguların bazıları Pompeii Antik Kenti’nde kimileri ise Napoli Arkeoloji Müzesi’nde yukarıdaki animasyonda olduğu üzere dijital sunumlarla desteklenerek sergileniyor.
Pompeii kentiyle ilgili kıymetli bir bulgu da felaket yaşandığında 18 yaşında olan ve Napoli Körfezi'ndeki bir donanmada vazife alan Pliny’nin mektupları. Pliny, arkadaşı Tacitus'a Pompei'yi yok eden, ailesinin birçoklarının vefatına neden olan patlamayı mektupta şu formda anlatıyor:
“Kadınların çığlıklarını, evlatların ağlamalarını, adamların bağırmalarını duyabilirdin. Birtakımı ebeveynlerini çağırıyor; kimisi evlatlarını, eşlerini çağırıyor ve seslerinden onları tanımaya çalışıyordu. Kişiler, kendilerinin ve akrabalarının kaderine ağlıyor ve kimileri da vefat vahşeti içinde dua ediyorlardı. Birçok insan, 'tanrıların yardımı' için yalvarıyordu gelgelelim çok daha ziyadesi, 'tanrıların hiçbirinin kalmadığını' ve Dünya'nın sonunun olmayan bir karanlığa gömüldüğünü düşünüyordu.”