nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Proklos Proklos Kimdir?
Görünmeyen düşünceye olan kabiliyet ve eğilimini matematik alanındaki başarılarıyla kanıtlamış olan Proklos, bu katıksız matematikçi, Tanrılar konusunda hayal ürünü olan düşüncelere de sahiptir Geniş data sahibi bir alim olan Proklos, farklı alanlara yönlendirilmiş ulusların mükemmel bildiği efsanelerini bir sistem halinde toplamaya ve sistemini, nedenleri ile birlikte açıklayacak biçimde kurmaya çalışmıştır
Bu sistemin karakteristik olan noktası, hep üçlü gruplar oluşturmaya ve bunlar arasında ilişkiler kurmaya çalışılmasıdır Böylece Proklos, sonradan Hegel'de de Taslayacağımız, dinle k tik bir sema, (çizelge) kurmuş olur
Proklos'un eksik yanı, ekzakt gözlemler yapmamasıdır Aristo ve okulunun temelde benimsediği emin gözlemler, artık Yeni Eflâtunculukta önemini bütün bütün yitirmiştir Hakiki, doğanın kendisinde yok de, kitaplarda aranmaya başlanmıştır Yeni Eflâtunculuğun son dönemlerinde alaka odağı olan konulardan biri, Eflâtun ve Aristo'yu değerlendirmektır
Bu, gerçeği, yalnız kitaplarda aramaya kalkışma akımına, bütün İlkçağın sonlarında, bir bakıma tüm Ortaçağda rastlarız Gerçeği kitaplarda yok de gözlemi yapılan olaylarda seslenmek düşüncesi oysa Rönesans'ta bitmiş ortaya çıkacaktır
Proklos Atina'da yaşayan ve Akademi'de müdürlük yapmıştır Proklos'un vaktinde Atina'da eski felsefe okullarının devam ettiğini görüyoruz MS 529 yılında Atina'daki felsefe okulları Bizans İmparatoru Justinianuskadar kapatılmıştır Bu olayı Antik Felsefe nin sona ermesinin dış imajı olarak düşünebiliriz
Yeni Eflâtunculuğun, zamandaşı olan Hıristiyanlık üzerindeki etkilerine geçmeden önce, Antik evrenin sonunda rastladığımız zihin akımlarını bir daha gözden geçireceğiz: Bu dönemde artı bilimler, felsefeden tam egemen olarak, kendi yollarında ilerlemiştir
Bu dönemin yük verdiği bilimler aralarında aritmetiksel, geometri ve astronomiyi sayabiliriz Yalnız astronomi, yıldızbilim ile girift olduğu için, dinsel bir niteliğe bürünmüştür Dilbilgisi alanında da, bilimsel filolojinin bir değişiklik başlangıcı sayılabilecek olan, araştırmalar yapılmıştır Epeyce gelişmiş ileri bir coğrafya bilimi bulunan bu dönemde, temeli Aristo'ya dayanan tümör (bitkibilimsel) ve hayvanlar (zooloji) da alaka alanı içindedir
Felsefeye gelince: İlkçağın bu son döneminde Sextus Empirikus'un kişiliğinde rastladığımız şüphecilikten diğer, Stoa okulunun da varlığını sürdürdüğüne şahit oluyoruz Oysa dinsel eğilimli Yeni Eflâtunculuğu, dönemin felsefe akımı olarak algılamamız gerekir *
Görünmeyen düşünceye olan kabiliyet ve eğilimini matematik alanındaki başarılarıyla kanıtlamış olan Proklos, bu katıksız matematikçi, Tanrılar konusunda hayal ürünü olan düşüncelere de sahiptir Geniş data sahibi bir alim olan Proklos, farklı alanlara yönlendirilmiş ulusların mükemmel bildiği efsanelerini bir sistem halinde toplamaya ve sistemini, nedenleri ile birlikte açıklayacak biçimde kurmaya çalışmıştır
Bu sistemin karakteristik olan noktası, hep üçlü gruplar oluşturmaya ve bunlar arasında ilişkiler kurmaya çalışılmasıdır Böylece Proklos, sonradan Hegel'de de Taslayacağımız, dinle k tik bir sema, (çizelge) kurmuş olur
Proklos'un eksik yanı, ekzakt gözlemler yapmamasıdır Aristo ve okulunun temelde benimsediği emin gözlemler, artık Yeni Eflâtunculukta önemini bütün bütün yitirmiştir Hakiki, doğanın kendisinde yok de, kitaplarda aranmaya başlanmıştır Yeni Eflâtunculuğun son dönemlerinde alaka odağı olan konulardan biri, Eflâtun ve Aristo'yu değerlendirmektır
Bu, gerçeği, yalnız kitaplarda aramaya kalkışma akımına, bütün İlkçağın sonlarında, bir bakıma tüm Ortaçağda rastlarız Gerçeği kitaplarda yok de gözlemi yapılan olaylarda seslenmek düşüncesi oysa Rönesans'ta bitmiş ortaya çıkacaktır
Proklos Atina'da yaşayan ve Akademi'de müdürlük yapmıştır Proklos'un vaktinde Atina'da eski felsefe okullarının devam ettiğini görüyoruz MS 529 yılında Atina'daki felsefe okulları Bizans İmparatoru Justinianuskadar kapatılmıştır Bu olayı Antik Felsefe nin sona ermesinin dış imajı olarak düşünebiliriz
Yeni Eflâtunculuğun, zamandaşı olan Hıristiyanlık üzerindeki etkilerine geçmeden önce, Antik evrenin sonunda rastladığımız zihin akımlarını bir daha gözden geçireceğiz: Bu dönemde artı bilimler, felsefeden tam egemen olarak, kendi yollarında ilerlemiştir
Bu dönemin yük verdiği bilimler aralarında aritmetiksel, geometri ve astronomiyi sayabiliriz Yalnız astronomi, yıldızbilim ile girift olduğu için, dinsel bir niteliğe bürünmüştür Dilbilgisi alanında da, bilimsel filolojinin bir değişiklik başlangıcı sayılabilecek olan, araştırmalar yapılmıştır Epeyce gelişmiş ileri bir coğrafya bilimi bulunan bu dönemde, temeli Aristo'ya dayanan tümör (bitkibilimsel) ve hayvanlar (zooloji) da alaka alanı içindedir
Felsefeye gelince: İlkçağın bu son döneminde Sextus Empirikus'un kişiliğinde rastladığımız şüphecilikten diğer, Stoa okulunun da varlığını sürdürdüğüne şahit oluyoruz Oysa dinsel eğilimli Yeni Eflâtunculuğu, dönemin felsefe akımı olarak algılamamız gerekir *