Yaşanan olumsuzluklara karşı esneklikle yanıt vererek bu durumdan mümkün olan en sağlıklı biçimde çıkmak ve kendini toparlayabilmek psikolojik dayanıklılığın temelini oluşturur.
Değiştiremeyeceği talihsiz olaylar sonucunda zor da olsa bulunan koşullara uyum sağlayabilme becerisi kişinin zorlukların ertesinde yeniden gücünü toparlayarak doyumlu ve verimli bir yaşam sürmesine olanak sağlar.
Başarısızlık, maddi ve manevi kayıplar, şiddet ve zorbalığa maruz kalmak, doğal afetler, boşanma, arkadaşlardan veya memleketinden ayrılma, sağlık problemleri ve ölüm… aklımıza gelen olumsuzluklardan sadece birkaçıdır. Psikolojik dayanıklılığa sahip bireyler bu süreçleri yönetebilir, deneyimlerinden öğrenebilir ve başetme becerileri ile sorunların üstesinden olabilecek en az zararla gelir.
Psikolojik Dayanıklılık Nasıl Gelişir?
Tarafsız değerlendirme:
Sorunu felaketleştirmeden olduğu gibi saptamak; ‘Bir hafta içinde ev sahibim evi boşaltmamı istiyor, kışın bunu yapmam zor da olsa imkansız değil. Internetteki ilanlara bakabilirim, zorlansam da ilk hazırlıksız taşınan ben değilim bunun üstesinden geleceğim’
Özgüven:
Güçsüz olduğu kadar güçlü yanlarını da bilen ve ona göre davranan biri zorluklara daha çabuk uyum sağlar. ‘Daha önce zor da olsa yaşadığım taşınmalarda karşılaştığım sorunlarla hep başedebildim, bu sefer hem daha deneyimliyim, hem de daha fazla imkanlarım var’
Nitelikli sosyal çevre:
Candan içten ve destekleyici bir aile ve arkadaş çevresi kişiyi paylaşmaya ve fikir alışverişine yönlendirirken aynı zamanda çözüme odaklayacaktır.
Ait olma:
Kendisini yaşadığı çevre ve kültüre, onu yetiştiren ailesine, arkadaşlarına ve ilgi alanlarına ait hisseden birey çıkmaza düştüğünde nereden destek alacağını bilir ve fonksiyonel çözüme daha hızla yönelir.
Hedef belirleme:
Problemi ağırdan hafife doğru sıralayıp o sırada hangileriyle mücadele edeceğini belirlemek önemlidir. Bir strateji planı yapmak, başedilmesi zor olanı unutmamak ancak sıraya koymak ve güçlendikçe ilerlemek kişiyi daha çabuk çözüme ulaştırır.