kamil murşid murid Peygamber efendimizin varisleri rabıta
tasavvuftasavvuf ehli
Tasavvuf yolu
Rabıta; iki şeyi birbirine bağlayan ilgi, bağ, munasebet gibi manalara gelir Tasavvuf yolunda ise rabıta; Allahu Zulcelale, Onun Resulune (sav) ve Peygamber Efendimizin varisleri olan salih kimselere duyulan bir sevgiden ibarettir
Nasıl ki sevgi; sevgilinin hayalini, guzelliğini, hal ve hareketlerini duşunerek, kalbi sevgiliye bağlamak anlamına geliyorsa; rabıta da insanın Allahu Zulcelalin rızasını kazanmak icin Onun salih kullarına gonulden bağlanmasıdır
Yani rabıta, muhabbet ve hurmetle kalbi bağlamaktan ibarettir Rabıtanın ozu şudur: Peygamber Efendimiz savin varisi olan alim ve salih bir kimseyi duşunmek, sadece onun şahsını hayal etmek ve mustakil olarak ondan bir şey istemek değildir
Bilakis aslında her şeyi yaratan ve yapan faili hakikinin Allahu Zulcelal olduğuna itikat ederek, Allahu Zulcelalin o alim ve salih kimseye ihsanda bulunup, o insanda ortaya cıkardığı fazileti duşunmektir
Bu durum şuna benzer Bir fakir ihtiyacını karşılamak icin bir zenginin karşısına gelip talepte bulunur Fakat o fakir bilir ve inanır ki, gercekte veren ve ihsan eden Allahu Zulcelaldir Cunku yerlerin ve goklerin hazineleri Onun elindedir Ondan başka faili hakiki yoktur Fakir, zenginin kapısında ancak, Allahın nimet kapılarından bir kapı ve oradan kendisine bir nimet vermesinin mumkun olduğunu bildiği icin durur İşte rabıtanın ozu de budur
Lakin gunumuzde bazı kimseler: Allahu Zulcelalden başka varlık duşunulur mu? Nicin Allahı duşunmuyoruz da, bir insanı duşunuyoruz? Bu şirk değil midir? Allahu Zulcelalin sevgisi bolunmuş olmuyor mu? gibi aklın kabul etmeyeceği yanlış bir takım fikirler one surerek, samimi olarak Allahu Zulcelalin rızasını arayan insanların kafalarına şuphe sokmaya calışıyorlar
Oncelikle şunu belirtelim ki, zat ve sıfatları ile hicbir benzeri ve eşi, ortağı bulunmayan Allahu Zulcelali duşunmek, Onun zatını hayale getirmeye calışmak değildir Cunku insanın bir zatı duşunebilmesi icin onu gormesi gerekir Onun icin insan ne kadar istese de Allahu Zulcelali hayal edemez ve zaten hayal etmesi de caiz değildir Cunku Peygamber Efendimiz sav bir hadisi şeriflerinde şoyle buyurmuştur:
Allahın zatını tefekkur etmeyin Onun nimetlerini ve yaratıklarını duşunun Cunku siz Allahın zatını duşunmeye guc yetiremezsiniz (Beyhaki, Şihabul İman; Ahmet bin Hanbel, Musned)
Hal boyle olunca, insanlar icinde Peygamber Efendimiz savin varisi olmuş alim ve salih olan ve Allahu Zulcelalin:
Ben onları severim, onlarda beni sever (Maide 54) iltifatına ulaşmış ve hayatlarının her anını insanlara faydalı olabilmek icin harcayan, kalpleri ilahi nurla dolu olan salih kimseleri sevmenin, bu sayede Allahu Zulcelalin rızasına doğru gitmeye calışmanın gerekli olduğu acık olarak anlaşılmaktadır Cunku onlar Allahı hatırlatır, Allahı sevdirir ve herkesi Allaha sevk etmeye calışırlar
Bu da Allahu Zulcelalin bir vergisidir Bunca alim ve salih kimselerin ısrarla soylediği, buyuk menfaatleri olan bir şeyi, ancak ahirete meraklı olan kimselere nasip etmektedir
Herkesin şunu iyice bilmesini istiyoruz ki, bu kadar alim ve salih kimselerin tasavvuf ve tasavvufun kural ve kaideleri hakkında kitaplar yazmaları, bunları savunmak icin değil; insanı Allahu Zulcelalin rızasına goturen bu yola bilmeden veya bilerek duşmanlık eden kotulemeye calışan kimselerin icinde bulundukları bu buyuk yanlıştan donmeleri icindir
İnşallahu Teala bu yazılanları okuyup hakikati idrak edebilenler, tuttukları bu yanlış yolu bırakacaklardır İnatcı olanlara ise soyleyecek bir sozumuz yoktur Cunku inat, tedavisi olmayan bir hastalıktır
En buyuk hidayet ve nur kaynağı olan Peygamber Efendimiz savi gorup de iman etmeyenler, o guneşten zerre kadar ışık alamadan olup gitmişlerdir
Şuphesiz bir kişi, istifade etmek amacıyla Peygamber Efendimiz savin varisi olan alim ve salih kimselere baktığında, sohbet meclislerinde bulunduğunda manevi olarak istifade eder Onu duşunduğunde de durum aynıdır
GULİSTAN ARAŞTIRMA SERVİSİ
Kaynak:Gulistan Dergisi
51 SayıMart 2005
tasavvuftasavvuf ehli
Tasavvuf yolu
Rabıta; iki şeyi birbirine bağlayan ilgi, bağ, munasebet gibi manalara gelir Tasavvuf yolunda ise rabıta; Allahu Zulcelale, Onun Resulune (sav) ve Peygamber Efendimizin varisleri olan salih kimselere duyulan bir sevgiden ibarettir
Nasıl ki sevgi; sevgilinin hayalini, guzelliğini, hal ve hareketlerini duşunerek, kalbi sevgiliye bağlamak anlamına geliyorsa; rabıta da insanın Allahu Zulcelalin rızasını kazanmak icin Onun salih kullarına gonulden bağlanmasıdır
Yani rabıta, muhabbet ve hurmetle kalbi bağlamaktan ibarettir Rabıtanın ozu şudur: Peygamber Efendimiz savin varisi olan alim ve salih bir kimseyi duşunmek, sadece onun şahsını hayal etmek ve mustakil olarak ondan bir şey istemek değildir
Bilakis aslında her şeyi yaratan ve yapan faili hakikinin Allahu Zulcelal olduğuna itikat ederek, Allahu Zulcelalin o alim ve salih kimseye ihsanda bulunup, o insanda ortaya cıkardığı fazileti duşunmektir
Bu durum şuna benzer Bir fakir ihtiyacını karşılamak icin bir zenginin karşısına gelip talepte bulunur Fakat o fakir bilir ve inanır ki, gercekte veren ve ihsan eden Allahu Zulcelaldir Cunku yerlerin ve goklerin hazineleri Onun elindedir Ondan başka faili hakiki yoktur Fakir, zenginin kapısında ancak, Allahın nimet kapılarından bir kapı ve oradan kendisine bir nimet vermesinin mumkun olduğunu bildiği icin durur İşte rabıtanın ozu de budur
Lakin gunumuzde bazı kimseler: Allahu Zulcelalden başka varlık duşunulur mu? Nicin Allahı duşunmuyoruz da, bir insanı duşunuyoruz? Bu şirk değil midir? Allahu Zulcelalin sevgisi bolunmuş olmuyor mu? gibi aklın kabul etmeyeceği yanlış bir takım fikirler one surerek, samimi olarak Allahu Zulcelalin rızasını arayan insanların kafalarına şuphe sokmaya calışıyorlar
Oncelikle şunu belirtelim ki, zat ve sıfatları ile hicbir benzeri ve eşi, ortağı bulunmayan Allahu Zulcelali duşunmek, Onun zatını hayale getirmeye calışmak değildir Cunku insanın bir zatı duşunebilmesi icin onu gormesi gerekir Onun icin insan ne kadar istese de Allahu Zulcelali hayal edemez ve zaten hayal etmesi de caiz değildir Cunku Peygamber Efendimiz sav bir hadisi şeriflerinde şoyle buyurmuştur:
Allahın zatını tefekkur etmeyin Onun nimetlerini ve yaratıklarını duşunun Cunku siz Allahın zatını duşunmeye guc yetiremezsiniz (Beyhaki, Şihabul İman; Ahmet bin Hanbel, Musned)
Hal boyle olunca, insanlar icinde Peygamber Efendimiz savin varisi olmuş alim ve salih olan ve Allahu Zulcelalin:
Ben onları severim, onlarda beni sever (Maide 54) iltifatına ulaşmış ve hayatlarının her anını insanlara faydalı olabilmek icin harcayan, kalpleri ilahi nurla dolu olan salih kimseleri sevmenin, bu sayede Allahu Zulcelalin rızasına doğru gitmeye calışmanın gerekli olduğu acık olarak anlaşılmaktadır Cunku onlar Allahı hatırlatır, Allahı sevdirir ve herkesi Allaha sevk etmeye calışırlar
Bu da Allahu Zulcelalin bir vergisidir Bunca alim ve salih kimselerin ısrarla soylediği, buyuk menfaatleri olan bir şeyi, ancak ahirete meraklı olan kimselere nasip etmektedir
Herkesin şunu iyice bilmesini istiyoruz ki, bu kadar alim ve salih kimselerin tasavvuf ve tasavvufun kural ve kaideleri hakkında kitaplar yazmaları, bunları savunmak icin değil; insanı Allahu Zulcelalin rızasına goturen bu yola bilmeden veya bilerek duşmanlık eden kotulemeye calışan kimselerin icinde bulundukları bu buyuk yanlıştan donmeleri icindir
İnşallahu Teala bu yazılanları okuyup hakikati idrak edebilenler, tuttukları bu yanlış yolu bırakacaklardır İnatcı olanlara ise soyleyecek bir sozumuz yoktur Cunku inat, tedavisi olmayan bir hastalıktır
En buyuk hidayet ve nur kaynağı olan Peygamber Efendimiz savi gorup de iman etmeyenler, o guneşten zerre kadar ışık alamadan olup gitmişlerdir
Şuphesiz bir kişi, istifade etmek amacıyla Peygamber Efendimiz savin varisi olan alim ve salih kimselere baktığında, sohbet meclislerinde bulunduğunda manevi olarak istifade eder Onu duşunduğunde de durum aynıdır
GULİSTAN ARAŞTIRMA SERVİSİ
Kaynak:Gulistan Dergisi
51 SayıMart 2005