iltasyazilim
FD Üye
Günümüzde birçok müslüman şu soruların cevabını arıyor: Dinimiz tek olduğu halde mezheplerimiz niçin pat diye pozitif? Allah Tealâ birlik içinde olmamızı emrettiği halde niçin hepimiz bir çizgide gidemiyoruz? Bu çeşitlilik ve ayrılık neyin sonucu? Dahası bu ayrılık, tasavvufî yol ve cemaatleşmede de kendini gösteriyor Bu durumda biz, Allah ’ın “birlik olun emrinin tersine bölünüp parçalanmış olmuyor muyuz?
Önce şunu bilelim ama, dünya durdukça neredeyse her konuda manzara ayrılıkları devam edecek Tüm ihtilafların mutlak manada biteceği bir yer var: öbür dünya… O halde kabul etmek zorundayız oysa, zihin ve görüntü ayrılıkları insan olmanın tabiatında var; hayatın kuralı bu…
Dinî anlama ve yaşayışla ilgili ihtilaf ve ayrılığın iki şekli bulunuyor:
Birincisi, ihtilafın ‘bir şeyin zıddını müdafaa etmek ve aleyhinde konuşma belirlemek ’ anlamının, dine karşısında tezahür etmesi Yargı dine rakip almak, dinin bildirdiği kesin hakikatlarla ihtilaf halinde bulunmak küfür ve bozgunculuktur Bu tür ihtilaflar, yazımızın konusu dıştan bulunuyor
Ayrıca, Allah Tealâ ’nın hükümlerine zıt düşen, dinin hiçbir delili ile uyuşmayan, haramı helâl, helâli haram yapan, kısaca insanı yargı yoldan uzaklaştıran tüm fikirler, laf ve davranışlar da sonu azap olan muhalefettir
üstelik kendisini müslüman addedip, Kur ’lahza ’ı kendi keyfine tarafından yorumlayan, esas ölçüleri hiçe sayan ve baştan sona bozuk bir hoşgörüyle ortaya meydana çıkan kimseler de bu inat ve düşmanlığa dayalı muhalefeti desteklerler Bu nesil ihtilaf, dünyada fitneyi alevlendirmekten başka bir işe yaramaz ve ilahî azaba sebeptir
Rahmet, Hangi İhtilafta?
İhtilafın yazımıza konusu olan ikinci manası ise, bir meselenin öbür bir yönünü bulmak, diğer bir yoldan sonuca gelmek, var olanın yanı sıra bir başkasını ortaya ayarlamak ve bunu savunmaktır İşte dinî anlama ve yaşantıda bu tür ihtilaf genişlik, zenginlik ve rahmettir
Ashabı Kiram ’ın, müçtehid imamların, müfessirlerin, hadis alimlerinin, kâmil mürşidlerin Kur ’lahza ve Sünnet ışığında vardıkları değişik sonuçlar, ve yeni usuller, işte bu türden ihtilaflar kapsamındadır ve haktır Bunlar, mübah olan ve hatta faydası bulunan ihtilafa girer Aslında buna ihtilaf yerine, öbür içtihad seslenmek daha uygundur Birincil görev müctehidlerinden Süfyanı Sevrî (RhA) “Şu konuda alimler ihtilaf etti demeyiniz Bunun yerine, ‘alimler bu şekilde ümmete genişlik sağladılar ’ deyiniz sözüyle bunu anlatır
Hak dinin bazı hükümlerinde ayrı görüşlerin bulunması, o dinin esasında ihtilaf olduğunu göstermez Bu, benzer hedefe giden farklı yolların kullanılmasından diğer bir şey değildir Her bir içtihad veya tasavvufi kol, aynı elin parmakları şeklinde de düşünülebilir Sonuçta hepsi beynin emrinde ve hizmetinde birbirlerini destekleyip kuvvet verirler
Fetva yolunun müctehidleri ve takva okulunun mürşidleri, tüm içtihadlarını dinin daha güzel anlaşılması ve daha kolay yaşanması için yaparlar Onların niyetleri yalnızca Allah ’ın rızasına ulaşmaktır Yaptıkları, müslümanların birliğini hırpalamak değil, usulünce içtihattır Ve zaten bu çalışmayı ehli olanlardan dinimiz ister Kur ’an ve Sünnet ’te açıkça hükmü ve usulü belirtilmeyen konularda içtihad etmek, İslâm alimleri için bir vazifedir Dinimizin kıyamete değin bütün insanlığa hitab etmesi fakat bu yolla mümkündür
İşte bütün yargı mezheblerin ve öbür meşreplere göre edep veren reel tasavvufun yaptığı iş budur Bu iş belli başlı yoldan ayrılmak değil; onu aydınlatmaktır Fitne değil, faydadır Azab değil, rahmettir Hak yolu daraltmak yok, açmaktır Ve zorlaştırmak hiç değil, aksine kolaylaştırmaktır
Ashabı Kiram ’dan sonraki neslin büyüklerinden halife Ömer b Abdulaziz (RhA), fıkhi konulardaki ihtilafın ümmete nasıl rahmet olduğunu şöyle açıklama eder:
“Ashabı Kiram, fıkhi konularda iyi ki ihtilaf etmişler Bu beni fazla sevindiriyor Eğer onlar her konuda tek bir hüküm söylemiş olsalardı, sonra gelen millet dinde büyük bir sıkıntıya düşerlerdi Hiç şüphesiz Ashab, din konusunda kendilerine uyulacak imamlardır Bir kimse onlardan hangisinin sözünü alıp uygulasa, bir sünnete uymuş olur Çünkü onların din hakkında söyledikleri Kur ’lahza ve Sünnet ’deri diğer bir şeye dayanmaz Bu Nedenle onların hangisinin görüşüne uyulsa, bir sünnet ile amel edilmiş olur Bu da insanlara din işinde genişlik sağlar
Didişme ve Tartışma: Ana Sorun
Fıkhı konular ve tasavvufî terbiye usullerindeki ihtilafların dışarıya, belli başlı düşünüp çözüm üretmemiz gereken ayrılık ve ihtilaflar farklı: zaman zaman kördöğüşüne dönüşen kısır kavga ve çekişmelerimiz…
Allah Tealâ, Hud Suresi 118 ’inci ayette tüm insanların aynı gösterme ve çizgide toplanmayacağını belirtiyor ve ihtilafa düşenleri iki gruba ayırıyor Birisi Allah ’ın rahmetiyle desteklenip azaptan kurtulanlar, diğeri de hileli ihtilafları yüzünden cehennemi dolduranlar…
İşte tüm mesele, her durumda Allah ’ın rahmetine ulaşan gruptan olmaktır Görünen O Ki, kâfirler de müminler de kıyamete kadar zihin ayrılığı ve ihtilaf imtihanı içinde olacaktır Hz Rasulullah (AS) Efendimiz, ümmetinin kıtlık çekmemesi ve ihtilafa düşmemesi için Allah Tealâ ’ya dua ettiğinde Yüce Rabbimiz: “Ey Muhammed, diğer isteklerin kabul edildi Ama ihtilaf konusunda emin hükmümüz verilmiştir; senin ümmetin de ihtilafa düşmekten kurtulamayacaktır buyuruyor (Müslim, Ebu Davud, Tirmizî)
Allah Rasülü, ümmetinin her devirde içine düşeceği bu ihtilaflardan selametle nasıl çıkacağını şöyle belirtir “Size iki şey bırakıyorum fakat, onlara sarıldığınız sürece katiyen adalet yoldan sapmazsınız Onlar, Allah ’ın Kitabı ve benim sünnetimdir (Baskın, Beyhakî)
“Benden daha sonra yaşayanlar böylece fazla ihtilaflar görecektir O durumda size benim sünnetime ve raşid halifelerimin gidişatına sıkıca sarılmanız gerekir (Ebu Davud, İbn Mace)
Raşid halifeler, Allah ’ın Kitabı ’na ve Rasulünün Sünneti ’ne kadar amel eden ve kendisine tabi olan insanları hak ölçüler içinde yöneticilik ve edep eden alim, arif, adaletli, kâmil müminlerdir Ashabı Kiram ’dan olan dört büyük halife, raşid halifelerin başında gelir Fakat, bu sayıyı dörtle sınırlandırmak için elimizde bir kanıt yoktur Yukarıdaki sıfatları taşıyan tüm kâmil mürşidler ve rabbani alimler, fitne ve fesattan kurtuluş için en belirli rehberlerdir Efendimiz (AS): “İsrailoğulları yetmişiki gruba ayrıldı Benim ümmetim yetmişüç gruba ayrılacak Bunlardan bir grup hariç, diğerleri ateşte olacaktır, buyurdu “Cehennemden kurtulan fırka hangisidir? diye sorulunca: “Benim ve ashabımın yolunda gidenlerdir buyurdular (Egemen)
Evet; bu dünyada ihtilaftan kaçış değil Ama ihtilafı helak sebebi yapmamalıdır Allah ’a ve Rasulü ’ne aşık bir müslüman sevdiğini Allah için sever, sevmediğini Allah rızası için terk eder İntikam için ihtilafa girmez, taassuba düşüp adalet yemez, haklıyı inkâr etmez O adalet adamıdır ve düşmanı da olsa haklının yanındadır Bundan Böyle bize gereken, ittifak ve ihtilaf hallerinde ölçüyü iyi anlamak ve edebince hareket etmektir Yüce Rabbimiz ’in himayesini girmekten diğer emniyet var mı?
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirnicealem üyesi olmak için tıklayınız
Önce şunu bilelim ama, dünya durdukça neredeyse her konuda manzara ayrılıkları devam edecek Tüm ihtilafların mutlak manada biteceği bir yer var: öbür dünya… O halde kabul etmek zorundayız oysa, zihin ve görüntü ayrılıkları insan olmanın tabiatında var; hayatın kuralı bu…
Dinî anlama ve yaşayışla ilgili ihtilaf ve ayrılığın iki şekli bulunuyor:
Birincisi, ihtilafın ‘bir şeyin zıddını müdafaa etmek ve aleyhinde konuşma belirlemek ’ anlamının, dine karşısında tezahür etmesi Yargı dine rakip almak, dinin bildirdiği kesin hakikatlarla ihtilaf halinde bulunmak küfür ve bozgunculuktur Bu tür ihtilaflar, yazımızın konusu dıştan bulunuyor
Ayrıca, Allah Tealâ ’nın hükümlerine zıt düşen, dinin hiçbir delili ile uyuşmayan, haramı helâl, helâli haram yapan, kısaca insanı yargı yoldan uzaklaştıran tüm fikirler, laf ve davranışlar da sonu azap olan muhalefettir
üstelik kendisini müslüman addedip, Kur ’lahza ’ı kendi keyfine tarafından yorumlayan, esas ölçüleri hiçe sayan ve baştan sona bozuk bir hoşgörüyle ortaya meydana çıkan kimseler de bu inat ve düşmanlığa dayalı muhalefeti desteklerler Bu nesil ihtilaf, dünyada fitneyi alevlendirmekten başka bir işe yaramaz ve ilahî azaba sebeptir
Rahmet, Hangi İhtilafta?
İhtilafın yazımıza konusu olan ikinci manası ise, bir meselenin öbür bir yönünü bulmak, diğer bir yoldan sonuca gelmek, var olanın yanı sıra bir başkasını ortaya ayarlamak ve bunu savunmaktır İşte dinî anlama ve yaşantıda bu tür ihtilaf genişlik, zenginlik ve rahmettir
Ashabı Kiram ’ın, müçtehid imamların, müfessirlerin, hadis alimlerinin, kâmil mürşidlerin Kur ’lahza ve Sünnet ışığında vardıkları değişik sonuçlar, ve yeni usuller, işte bu türden ihtilaflar kapsamındadır ve haktır Bunlar, mübah olan ve hatta faydası bulunan ihtilafa girer Aslında buna ihtilaf yerine, öbür içtihad seslenmek daha uygundur Birincil görev müctehidlerinden Süfyanı Sevrî (RhA) “Şu konuda alimler ihtilaf etti demeyiniz Bunun yerine, ‘alimler bu şekilde ümmete genişlik sağladılar ’ deyiniz sözüyle bunu anlatır
Hak dinin bazı hükümlerinde ayrı görüşlerin bulunması, o dinin esasında ihtilaf olduğunu göstermez Bu, benzer hedefe giden farklı yolların kullanılmasından diğer bir şey değildir Her bir içtihad veya tasavvufi kol, aynı elin parmakları şeklinde de düşünülebilir Sonuçta hepsi beynin emrinde ve hizmetinde birbirlerini destekleyip kuvvet verirler
Fetva yolunun müctehidleri ve takva okulunun mürşidleri, tüm içtihadlarını dinin daha güzel anlaşılması ve daha kolay yaşanması için yaparlar Onların niyetleri yalnızca Allah ’ın rızasına ulaşmaktır Yaptıkları, müslümanların birliğini hırpalamak değil, usulünce içtihattır Ve zaten bu çalışmayı ehli olanlardan dinimiz ister Kur ’an ve Sünnet ’te açıkça hükmü ve usulü belirtilmeyen konularda içtihad etmek, İslâm alimleri için bir vazifedir Dinimizin kıyamete değin bütün insanlığa hitab etmesi fakat bu yolla mümkündür
İşte bütün yargı mezheblerin ve öbür meşreplere göre edep veren reel tasavvufun yaptığı iş budur Bu iş belli başlı yoldan ayrılmak değil; onu aydınlatmaktır Fitne değil, faydadır Azab değil, rahmettir Hak yolu daraltmak yok, açmaktır Ve zorlaştırmak hiç değil, aksine kolaylaştırmaktır
Ashabı Kiram ’dan sonraki neslin büyüklerinden halife Ömer b Abdulaziz (RhA), fıkhi konulardaki ihtilafın ümmete nasıl rahmet olduğunu şöyle açıklama eder:
“Ashabı Kiram, fıkhi konularda iyi ki ihtilaf etmişler Bu beni fazla sevindiriyor Eğer onlar her konuda tek bir hüküm söylemiş olsalardı, sonra gelen millet dinde büyük bir sıkıntıya düşerlerdi Hiç şüphesiz Ashab, din konusunda kendilerine uyulacak imamlardır Bir kimse onlardan hangisinin sözünü alıp uygulasa, bir sünnete uymuş olur Çünkü onların din hakkında söyledikleri Kur ’lahza ve Sünnet ’deri diğer bir şeye dayanmaz Bu Nedenle onların hangisinin görüşüne uyulsa, bir sünnet ile amel edilmiş olur Bu da insanlara din işinde genişlik sağlar
Didişme ve Tartışma: Ana Sorun
Fıkhı konular ve tasavvufî terbiye usullerindeki ihtilafların dışarıya, belli başlı düşünüp çözüm üretmemiz gereken ayrılık ve ihtilaflar farklı: zaman zaman kördöğüşüne dönüşen kısır kavga ve çekişmelerimiz…
Allah Tealâ, Hud Suresi 118 ’inci ayette tüm insanların aynı gösterme ve çizgide toplanmayacağını belirtiyor ve ihtilafa düşenleri iki gruba ayırıyor Birisi Allah ’ın rahmetiyle desteklenip azaptan kurtulanlar, diğeri de hileli ihtilafları yüzünden cehennemi dolduranlar…
İşte tüm mesele, her durumda Allah ’ın rahmetine ulaşan gruptan olmaktır Görünen O Ki, kâfirler de müminler de kıyamete kadar zihin ayrılığı ve ihtilaf imtihanı içinde olacaktır Hz Rasulullah (AS) Efendimiz, ümmetinin kıtlık çekmemesi ve ihtilafa düşmemesi için Allah Tealâ ’ya dua ettiğinde Yüce Rabbimiz: “Ey Muhammed, diğer isteklerin kabul edildi Ama ihtilaf konusunda emin hükmümüz verilmiştir; senin ümmetin de ihtilafa düşmekten kurtulamayacaktır buyuruyor (Müslim, Ebu Davud, Tirmizî)
Allah Rasülü, ümmetinin her devirde içine düşeceği bu ihtilaflardan selametle nasıl çıkacağını şöyle belirtir “Size iki şey bırakıyorum fakat, onlara sarıldığınız sürece katiyen adalet yoldan sapmazsınız Onlar, Allah ’ın Kitabı ve benim sünnetimdir (Baskın, Beyhakî)
“Benden daha sonra yaşayanlar böylece fazla ihtilaflar görecektir O durumda size benim sünnetime ve raşid halifelerimin gidişatına sıkıca sarılmanız gerekir (Ebu Davud, İbn Mace)
Raşid halifeler, Allah ’ın Kitabı ’na ve Rasulünün Sünneti ’ne kadar amel eden ve kendisine tabi olan insanları hak ölçüler içinde yöneticilik ve edep eden alim, arif, adaletli, kâmil müminlerdir Ashabı Kiram ’dan olan dört büyük halife, raşid halifelerin başında gelir Fakat, bu sayıyı dörtle sınırlandırmak için elimizde bir kanıt yoktur Yukarıdaki sıfatları taşıyan tüm kâmil mürşidler ve rabbani alimler, fitne ve fesattan kurtuluş için en belirli rehberlerdir Efendimiz (AS): “İsrailoğulları yetmişiki gruba ayrıldı Benim ümmetim yetmişüç gruba ayrılacak Bunlardan bir grup hariç, diğerleri ateşte olacaktır, buyurdu “Cehennemden kurtulan fırka hangisidir? diye sorulunca: “Benim ve ashabımın yolunda gidenlerdir buyurdular (Egemen)
Evet; bu dünyada ihtilaftan kaçış değil Ama ihtilafı helak sebebi yapmamalıdır Allah ’a ve Rasulü ’ne aşık bir müslüman sevdiğini Allah için sever, sevmediğini Allah rızası için terk eder İntikam için ihtilafa girmez, taassuba düşüp adalet yemez, haklıyı inkâr etmez O adalet adamıdır ve düşmanı da olsa haklının yanındadır Bundan Böyle bize gereken, ittifak ve ihtilaf hallerinde ölçüyü iyi anlamak ve edebince hareket etmektir Yüce Rabbimiz ’in himayesini girmekten diğer emniyet var mı?
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirnicealem üyesi olmak için tıklayınız